Sizi kim var etti ve yaşamınızı kime borçlusunuz?...
Etrafınızda gördüğünüz tüm canlılar, içinde yaşadığınız dünya ve bu dünyayı barındıran evren nasıl var oldu? Tüm bunları var eden irade nedir?...
Dahası var olan tüm bu şeylerin anlamı nedir? Bir amaç doğrultusunda mı var edilmişlerdir? Ve bu amaç ne olabilir?...
Bu ve buna benzer sorular, bir insanın cevabını bulması gereken en önemli sorulardır aslında. Ama insanların önemli bir bölümü bu sorular üzerinde belki hiç düşünmeden yaşar. Sadece ne yiyip-içeceğini, nasıl para kazanacağını, ya da diğer insanlarla olan ilişkilerini düşünür. Ancak bu tür bir yaşam, son derece boş ve anlamsızdır. Çünkü insan kısa bir süre sonra ölecektir ve eğer yaşamını gerçek amacına uygun olarak sürdürmediyse, ölümle beraber büyük bir yıkıma uğrayacaktır.
Söz konusu temel sorulara cevap bulmak isteyen kişi, eğer düşünen ve araştıran bir insan ise, iki farklı cevapla karşılaşır.
Birinci cevap, insana, tüm evrenin ve tüm canlıların bir Yaratıcısı ve Hakimi olduğunu haber verir. O üstün ve kusursuz Yaratıcı, yani Allah, şu anda var olan herşeyi yoktan var etmiştir. Mutlak olan, ezelden beri var olan yegane varlık O'dur. Tüm maddesel evren ise O'nun bir yaratmasıdır. Dolayısıyla tüm bu maddesel evren O'nun hakimiyetine boyun eğmiş durumdadır. İnsan ise, Allah'ın yarattığı ve O'ndan gelen bir "ruh"tur. Bu ruh, içinde yaşadığımız maddesel dünyada bir beden giymiştir, ölümden sonra da Allah'ın dilemesiyle yeni bir beden giyip ahiret hayatına başlayacaktır.
Bu birinci cevap, tarihin başından bu yana peygamberler aracılığıyla insanlara öğretilmiştir ve adı da "din"dir.
İkinci cevap ise, var olan yegane gerçekliğin madde olduğunu öne sürer. Bu cevaba göre, sonsuzdan beri var olan ezeli ve mutlak varlık, Allah değil, maddedir. Allah'ın varlığı kabul edilmez. Dolayısıyla evrenin bir Sahibi ve Hakimi olduğu da reddedilir. Bu cevaba göre evren, maddenin başıboş ve tesadüfi değişimleriyle işlemektedir. Canlılık da, cansız maddelerden tesadüfler sonucunda çıkmıştır. Tesadüfen oluşan bu canlılık yine tesadüflerle gelişmiş ve bir evrim süreci içinde insanı meydana getirmiştir. Dolayısıyla insan kimseye karşı sorumlu değildir. Ruhu yoktur; öldüğünde yok olacak bir madde yığınından ibarettir.
Bu ikinci cevap da tarihin eski dönemlerinden bu yana bazı insanlar tarafından savunulur ve adı da "materyalizm", yani maddeciliktir. Materyalizmin en büyük dayanağı ise her zaman evrim fikri olmuştur; yani canlılığın cansız maddelerden tesadüfen doğduğu ve geliştiği inancı. Eski Yunan'dan beridir bir bütünün iki parçası olarak savunulan materyalizm ve evrim, bugün de halen Allah'ın varlığını ve dinin doğruluğunu inkar eden düşüncelerin temelini oluşturur.
Peki bu iki cevaptan hangisi doğrudur? Ezeli ve mutlak varlık Allah mıdır, yoksa madde midir? Maddesel evren Allah tarafından yaratılmış ve O'nun tarafından kontrol edilen bir bütün müdür, yoksa tesadüflerle işleyen, başıboş bir kaos mudur? Canlılar yaratılmışlar mıdır, yoksa evrimleşmişler midir? Gerçek varlık ruh mudur, madde midir?
Eğer bu sorunun cevabını bulmak için temiz bir vicdan ve önyargısız bir akılla düşünürseniz, birincisinin doğru olduğunu görürsünüz. Çünkü bizi yaratan Allah, O'nu tanımamızı sağlayacak vicdan ve aklı bize vermiştir. Dahası, maddesel dünyayı sağduyuyla incelediğinizde de yine birinci cevaba ulaşırsınız. Çünkü Allah, varlığını gösterecek delilleri bu maddesel dünyanın dört bir yanına yerleştirmiştir.
Bu maddesel dünyayı daha da detaylı incelemek, yani bilimin bulgularına başvurmak istediğinizde de yine aynı sonuca varırsınız. Görürsünüz ki modern bilim, materyalistlerin vermeye çalıştıkları imajın aksine, dini doğrulamaktadır. Çünkü modern bilim;
1) Asırlardır bir efsane gibi yaşatılan evrim fikrini çökertmiştir.
2) Yine asırlardır savunulan ve gerçekçi bir düşünce gibi gösterilen maddeciliğin gerçekte büyük bir yanılgı olduğunu gösteren bulgular ortaya koymuştur.
Bu kitapçıkta bu iki gerçeği ayrıntılı bir biçimde ortaya koyacak, materyalizmin ve evrimciliğin tamamen bir aldanış olduğunu göstereceğiz. İlk bölümde evrim teorisinin özellikle mikrobiyolojik düzeydeki çöküşünü gözler önüne serecek; ikinci bölümde, canlılardaki bazı açık yaratılış örneklerini inceleyeceğiz. Üçüncü kısımda Bilim Araştırma Vakfı'nın bir süre önce düzenlediği "Evrim Teorisi'nin Çöküşü ve Yaratılış Gerçeği" adlı uluslararası konferansta yapılan konuşmaların önemli kısımlarını aktaracak; dördüncü bölümde ise, dünyaya olan bakış açınızı kökten değiştirebilecek bir gerçeği ele alacağız ve maddenin gerçek mahiyetini ortaya koyacağız.
Daha önce verdiğimiz "Evrim Teorisi'nin Çöküşü:Yaratılış Gerçeği" isimli kitapçıkta, evrim teorisinin açmazları genel hatları ortaya konmuştu. Bu kitapçıkta ise evrim teorisi moleküler seviyede ele alınmıştır. Evrim Teorisi hakkında geniş bilgi edinmek isteyenler yazar Harun Yahya'nın, Vural Yayıncılık tarafından yayınlanan "Evrim Aldatmacası" isimli eserine başvurabilirler...