İnsanların büyük bir bölümü, kendilerine sorulduğunda Müslüman olduklarını söylerler. Ancak bunu söyleyen insanların büyük bir bölümü de İslam dininin hak kitabı olan Kuran'ı bir kez dahi okumamışlardır. Oysa, bu kitap boyunca da anlatıldığı gibi, kutsal kitabımız Kuran, Allah'ın bize Kendisi'ni tanıttığı, dünya hayatının gerçek amacını, ahireti, güzel ahlakın nasıl olması gerektiğini anlattığı vahyidir.
Bir insanın, Allah'ın kendisinden neler istediğini bilmeden, din ahlakı hakkında edindiği kulaktan dolma bilgilerle yetinerek yaşaması, akla ve vicdana uygun bir tavır değildir. Allah, Kuran'ı okunması için indirdiğini İsra Suresi'nde şu şekilde bildirmektedir:
Biz onu (Kuran'ı) hak olarak indirdik ve o hak ile indi; seni de yalnızca bir müjde verici ve uyarıp-korkutucu olarak gönderdik. Onu bir Kuran olarak, insanlara dura dura okuman için (bölüm bölüm) ayırdık ve onu safha safha bir indirme ile indirdik. (İsra Suresi, 105-106)
Kuran, tüm kitapların üzerinde bir Kitap'tır ve içindeki bilgiler gelmiş geçmiş tüm bilgilerin üzerindedir. Kuran'ı samimi bir niyetle okuyan her insan ayetlerde bildirilen mucizeleri, eşsiz hikmeti ve üstünlüğü görerek hidayet bulacaktır. İnsanlar inansalar da inanmasalar da, Kuran alemlere öğüttür ve Rabbimiz'in bir mucizesidir. Ayetlerde şöyle buyrulmaktadır:
De ki: "İster ona inanın, ister inanmayın: O, daha önce kendilerine ilim verilenlere okunduğu zaman, çenelerinin üstüne kapanarak secde ederler." Ve derler ki: "Rabbimiz Yücedir, Rabbimiz'in va'di gerçekten gerçekleşmiş bulunuyor." Çeneleri üstüne kapanıp ağlıyorlar ve (Kuran) onların huşu (saygı dolu korku)larını arttırıyor. (İsra Suresi, 107-109)
Bir insan kaç yaşında olursa olsun, hiçbir zaman Kuran'ı okumak, anlamak ve uygulamak için geç kalmış değildir. Bu nedenle insan şeytanın, "Bugüne kadar yapmadın, bundan sonra yapsan ne fayda eder?" şeklindeki yanlış yönlendirmelerine kapılmamalı ve şeytanın benzer aldatmacalarına karşı da dikkatli olmalıdır. Allah, her insanı son halinden sorumlu tutacaktır. Eğer kişi, gerçekleri görerek, Allah'a ve Kuran'a yönelir, Allah'ın rızasını, rahmetini ve cennetini kazanmak için yaşamaya başlarsa, Allah geçmiş günahları için ettiği tevbesini kabul eder.
Öyle ise, bir gün öleceğini ve ahirette sonsuz hayatına başlayacağını bilen, cennet ve cehennemin varlığından haberdar olan her insan, aklı ve vicdanı ile düşünerek, yaşamını nasıl geçireceği ile ilgili kesin bir karar vermelidir. Akla ve vicdana uygun olan insanın hayatını Allah'ın rızasını, rahmetini ve cennetini kazanmak için geçirmesi ve Allah'ın emrine uymasıdır. Allah Kuran'da şöyle buyurur:
Sana Rabbinin Kitabından vahyedileni oku. O'nun sözlerini değiştirici yoktur ve O'nun dışında kesin olarak bir sığınacak (makam) bulamazsın. (Kehf Suresi, 27)
Sen Yücesin,
bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yok.
Gerçekten Sen, herşeyi bilen,
hüküm ve hikmet sahibi olansın.
(Bakara Suresi, 32)