Bu kitap boyunca anlatılan insan karakterlerini sakın kendinizden çok uzak görme yanılgısına düşmeyin. Çünkü siz de Kuran'ı şimdiye kadar hiç okumamış ya da okumak isteyip de şu ana kadar sahip olduğunuz ön yargılardan dolayı okumaktan vazgeçmiş olabilirsiniz. Belki günlük işlerinizin yoğunluğundan dolayı vakit ayıramayacağınızı düşünerek böyle yanlış bir karar vermiş, belki de çevrenizden "aman fazla okuma, yoksa kendini kaptırırsın" gibi hiçbir mantığı olmayan olumsuz telkinler almış olabilirsiniz. Ya da saydığımız bu ihtimallerin hiçbirini yaşamamış ve Kuran'ı okumayı aklınızın ucundan dahi geçirmemiş olabilirsiniz. Ancak önünüzde hala büyük bir imkan var: Şeytanın, insanların Kuran'ı dinlemelerine engel olmak için verdiği emirlere uymayıp, vicdanınızın sesini dinleyebilirsiniz.
Eğer Kuran'ı okuyan, ayetlerde bildirilen gerçekleri bilen bir insansanız, yine önünüze güzel bir fırsat çıkmış durumda. Buraya kadar anlatılanlardan, Kuran'dan kaçan insanların ne kadar büyük bir zararda olduklarını görmüş vicdanlı bir insan olarak, başkalarının da Kuran'ı okumalarını tavsiye edebilirsiniz. İnsanları Allah'ın dinini öğrenme, Kuran ahlakını yaşama, İslam'ın sunduğu güzellikleri öğrenme konusunda teşvik edebilirsiniz.
Herşeyi yoktan var eden ve dünyayı insanlar için bir deneme kılan Rabbimiz, imtihanın bir gereği olarak şeytana güç verip insanlara "işitme,dinleme, düşünme" dedirtmektedir. Ancak siz bu denemenin farkına varıp, şeytanın emirlerine kulaklarınızı tıkamalı ve vicdanınızın "işit, dinle" diyen sözüne uymalısınız. Unutmayın ki, size şeytanın telkinlerini aktaran, Allah'a iman etmenizi engelleyen, güç ve iktidar sahibi gibi görünen kişiler de, Allah'ın sizi denemek için yarattığı varlıklardır. Allah şeytanın bu çağrılarına nasıl karşılık vereceğinizle ilgili olarak sizi denemektedir. Aynı şekilde, onların "kitapları okumayın, yazılanlardan uzak durun, düşünmeyin" emirlerini veren sesi yaratanın da Allah olduğunu sakın aklınızdan çıkarmayın.
Unutmayın ki, bu kişilerin her birinin ayrı ayrı güç sahibi olduğunu düşünerek, onlardan çekinmek, korkmak ve hiç düşünmeden onlara itaat etmek çok büyük bir yanılgıdır. Çünkü o kişilerin her biri de Allah'ın kendileri için yazdığı kadere uymakta ve Allah dilemedikçe hiçbir şeye güç yetirememektedirler. Ancak kesin olan tek bir gerçek vardır, o da tüm insanların bugün ya da yarın, yakın ya da uzak bir zamanda mutlaka ölüm melekleriyle karşılaşıp, yapayalnız hesaba çekilecekleridir. Her insan istese de istemese de beyaz bir beze sarılıp, yerin üç metre altına girecek ve üstüne kürek kürek toprak atılacaktır. Her insan Allah'ın huzuruna çıkacaktır. Ve bilin ki insan, Allah'ın huzuruna çıktığı anda yanında kendisine Allah'ı inkar etmesinde destek olan, teşvik eden, hatta bizzat kendisi de inkar eden, dost sandığı kişilerden hiçbiri olmayacaktır. Bu nedenle şu an sizi inkara teşvik eden kişilerin canlı, dinç ve sağlıklı gibi görünmeleri sizi sakın aldatmasın. Çünkü hesap günü geldiğinde o kişilerin hiçbirini yanınızda bulamayacaksınız. Allah bir ayette şu şekilde bildirir:
Andolsun, sizi ilk defa yarattığımız gibi (bugün de) 'teker teker, yapayalnız ve yalın (bir tarzda)' Bize geldiniz ve size lutfettiklerimizi arkanızda bıraktınız. İçinizden, gerçekten ortaklar olduklarını sandığınız şefaatçilerinizi şimdi yanınızda görmüyoruz. Andolsun, aranızdaki (bağlar) parçalanıp-koparılmıştır ve haklarında zanlar besledikleriniz sizlerden uzaklaşmıştır.(Enam Suresi, 94)
O nedenle siz de o gün gelmeden önce Kuran gerçeğinden kaçmaktan vazgeçin, vaktinizi Kuran'ı okumaya ve okutmaya, Kuran ayetleri üzerinde düşünmeye ve düşündürmeye ayırın.
Sen Yücesin,
bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yok.
Gerçekten Sen, herşeyi bilen,
hüküm ve hikmet sahibi olansın.
(Bakara Suresi, 32)