Allah Kuran'da, iman edenlerin en önemli ibadetlerinden birinin tebliğ, bir başka deyişle, Kuran'da bildirilen gerçekleri insanlara anlatmak ve iman etmeye davet etmek olduğunu bildirir. Öyle ki, bu ibadet hayatın her alanını kapsar. Mümin, sözleriyle, haliyle, tavrıyla yaşamının her anında güzel ahlakı diğer insanlara yaymakla ve İslam ahlakını temsil etmekle yükümlüdür.
Müminlerin birbirleri arasındaki konuşmalar da gerçekte karşılıklı birer tebliğdir. Onlar da birbirlerini Kuran'da bildirilen hükümlere uymaya, Kuran'da tarif edilen ahlakı üzerlerinde göstermeye davet ederler. Kısacası, müminin genel üslubu, tebliğdir. Buna karşın, Kuran'da bildirildiğine göre, iman etmeyenlere ait olan üslup ise tartışmadır. Dolayısıyla mümin, her zaman tebliğ üslubunu korumalı ve asla Kuran ahlakında yeri olmayan tartışmaya eğilim göstermemelidir.
Bu kitapta, tebliğin hangi mantıklarla ve hangi yöntemlerle mümine yakışır şekilde yapılacağı ayrıntılı bir biçimde incelenmiş, buna karşın tartışmanın ardındaki şeytani karakter de Kuran ayetleri ışığında detaylı olarak bildirilmiştir.