İsa, Zeytin Dağı'nda otururken öğrencileri yalnız olarak yanına geldiler. "Söyle bize" dediler, "Bu dediklerin ne zaman olacak, senin gelişini ve çağın bitimini gösteren belirti ne olacak?" İsa onlara şu karşılığı verdi: "Sakın kimse sizi saptırmasın! Birçokları, 'Mesih benim' diyerek benim adımla gelip birçok kişiyi aldatacaklar. Savaş gürültüleri, savaş haberleri duyacaksınız. Sakın korkmayın! Bunların olması gerek... Ulus ulusa, devlet devlete savaş açacak; yer yer kıtlıklar, depremler olacak. Bütün bunlar, doğum sancılarının başlangıcıdır. O zaman sizi sıkıntıya sokacak, öldürecekler. Benim adımdan [Hz. İsa (as)'ın adından] ötürü bütün uluslar sizden nefret edecek. O zaman birçok kişi imandan sapacak, birbirlerini ele verecek ve birbirlerinden nefret edecekler. Birçok sahte peygamber türeyecek ve bunlar birçok kişiyi saptıracak. Kötülüklerin çoğalmasından ötürü birçoklarının sevgisi soğuyacak. Ama sonuna kadar dayanan kurtulacaktır. Allah'ın egemenliğin bu müjdesi bütün uluslara tanıklık olmak üzere dünyanın her yerinde duyurulacak. İşte o zaman son gelecektir. (Matta, 24:4-12)
... İmandan dönüş başlamadıkça... o gün gelmeyecektir. (Pavlus'tan Selaniklilere II. Mektup, 2:3)
... İsa Mesih'in elçileri tarafından söylenen sözleri anımsayın. Size demişlerdi ki: "Dünyanın son günlerinde alay edenler Allah'sızlığa yönelip kendi tutkularına göre yaşayanlar olacaktır." Bunlar bölücü, insan doğasıyla sınırlı, Allah inancından yoksun kişilerdir. (Yahuda'nın Mektubu, 1:17-19)
Allah'ı bildikleri halde, O'nu Allah olarak yüceltmediler [Allah'ı tenzih ederiz], O'na şükretmediler. Tersine, düşüncelerinde budalalığa düştüler; anlayışsız yüreklerini karanlık bürüdü. Akıllı olduklarını ileri sürerken akılsız olup çıktılar. Ölümsüz Allah'ın Yüceliği yerine ölümlü insana, kuşlara, dört ayaklılara, sürüngenlere benzeyen putları yeğlediler... Allah'la ilgili gerçeğin yerine yalanı koydular. Yaratan'ın yerine yaratığa tapıp kulluk ettiler [Allah'ı tenzih ederiz]. Oysa Allah sonsuza dek övülmeye layıktır! Amin. (Pavlus'tan Romalılara Mektup, 1:21-25)
Çünkü öyle bir zaman gelecek ki, sağlam öğretiye dayanamayacaklar... Kulaklarını gerçeğin sesine tıkayacak, dönüp efsanelere dalacaklar. (Pavlus'tan Timoteos'a II. Mektup, 4:3-4)
Şunu bil ki, son günlerde çetin anlar olacaktır. İnsanlar kendilerini seven, para düşkünü, övüngen, kibirli, küfürbaz, anne baba sözü dinlemez, nankör, kutsallıktan ve sevgiden yoksun, uzlaşmaz, iftiracı, özünü denetleyemeyen, azgın, iyilik düşmanı olacaklar. Hain, aceleci, kendini beğenmiş, Allah'tan çok eğlenceyi seven, Allah yolundaymış gibi görünüp bu yolun gücünü inkar edenler olacaklar... (Pavlus'tan Timoteos'a II. Mektup, 3:1-5)
Benim adımdan [Hz. İsa (as)'ın adından] ötürü kralların ve valilerin önüne çıkarılacaksınız... Anne babalarınız, kardeşleriniz, akraba ve dostlarınız bile sizi ele verecek ve bazılarınızı öldürtecekler. Benim adımdan ötürü herkes sizden nefret edecek... Dayanmakla canlarınızı kazanacaksınız. [Hz. Mehdi (as) ve talebeleri de bu şekilde zorluk çekeceklerdir.] (Luka, 21:12, 16-19)
"Savaş ve isyan haberleri duyunca telaşlanmayın. Önce bunların olması gerek, ama son hemen gelmeyecek." Sonra [Hz. İsa (as)] onlara şöyle dedi: "Ulus ulusa, devlet devlete savaş açacak. Şiddetli depremler, yer yer kıtlıklar ve salgın hastalıklar, korkunç olaylar ve gökte olağanüstü belirtiler olacak." (Luka, 21:9-11)
... Güneşte, Ayda ve yıldızlarda belirtiler görülecek. Yeryüzünde uluslar denizin ve dalgaların uğultusundan şaşkına dönecek, dehşete düşecekler. Dünyanın üzerine gelecek felaketleri bekleyen insanlar korkudan bayılacak... (Luka, 21:25-26)
Lut'un günlerinde de durum aynıydı. İnsanlar yiyip içiyor, alıp satıyor, tohum ekiyor, ev yapıyorlardı. Ama Lut'un Sodom'dan ayrıldığı gün gökten ateşle kükürt yağdı ve hepsini yok etti. İnsanoğlu'nun [Hz. İsa (as)'ın] ortaya çıkacağı gün [gelişi öncesinde] durum aynı olacaktır. (Luka, 17: 28-30)
Nuh'un günlerinde nasıl olduysa, İnsanoğlu'nun [Hz. İsa (as)'ın] günlerinde [gelişi öncesinde] de öyle olacak. Nuh'un gemiye bindiği güne dek insanlar yiyip içiyor, evlenip evlendiriliyorlardı. Sonra tufan gelip hepsini yok etti. (Luka, 17:26-27)
... Dünyadan barışı kaldırma yetkisi verildi. Bunun sonucu olarak insanlar birbirlerini boğazlayacaklar... (Vahiy, 6:4)
Kardeş kardeşini, baba çocuğunu ölüme teslim edecek. Çocuklar anne babalarına başkaldırıp onları öldürtecek. (Markos, 13:12)
Bazı kişiler mescidin nasıl güzel taşlar ve adaklarla süslenmiş olduğundan söz edince İsa, "Burada gördüklerinize gelince, öyle günler gelecek ki, taş üstünde taş kalmayacak, hepsi yıkılacak!" dedi. (Luka, 21:5-6)
Dünya tüccarları onun [Babil*] için ağlayıp yas tutuyor. Çünkü mallarını satın alacak kimse yok artık. Altını, gümüşü, değerli taşları, incileri, ince keteni, ipeği, mor ve kırmızı kumaşları, her çeşit kokulu ağacı, fildişinden yapılmış her çeşit eşyayı, en pahalı ağaçlardan, tunç, demir ve mermerden yapılmış her çeşit malı, tarçın ve kakule, buhur, güzel kokulu yağ, günnük... zeytinyağı, ince un ve buğdayı, sığırları, koyunları, atları, arabaları... satın alacak kimse yok artık. Diyecekler ki, "Canının çektiği meyveler elinden gitti, bütün değerli ve göz alıcı malların yok oldu..." Babil'de bu malları satarak zenginleşen tüccarlar, kentin çektiği ızdıraptan dehşete düşecekler...
"İnce keten, mor ve kırmızı kumaş kuşanmış, altın, değerli taş ve incilerle süslenmiş koca kent! Onca büyük zenginlik bir saat içinde yok oldu. Gemi kaptanları, yolcular, tayfalar, denizde çalışanların hepsi, onu yakan ateşin dumanını görünce uzakta durup, "Koca kent [Babil] gibisi var mı?" diye feryat ettiler... " Denizde gemileri olanların hepsi onun sayesinde, onun değerli mallarıyla zengin olmuşlardı. Kent bir saat içinde viraneye döndü." ... "Koca kent Babil de işte böyle şiddetle atılacak... Senin tüccarların dünyanın büyükleriydi." (Vahiy, 18:11-21)
*Babil: Günümüz Irak'ın başkenti Bağdat yakınlarında bulunan eski bir şehir ismidir.
Çocuklar, bu son saattir [son dönemdir]. Mesih karşıtının [antikrist/deccal] geleceğini duydunuz. Nitekim şimdiden çok sayıda Mesih karşıtı [antikrist] türemiş bulunuyor. Son saat olduğunu bundan biliyoruz. (Yuhanna'nın I. Mektubu, 2:18)
Sonra yasa tanımaz adam [deccal] ortaya çıkacak... İsa onu ağzının soluğuyla öldürecek, gelişinin görkemiyle yok edecek. (Pavlus'tan Selaniklilere II. Mektup, 2:8)
Ne mutlu mülayim huylu olanlara! Çünkü onlar yeryüzünü miras alacaklar. (Matta, 5:5)
Bu olaylar gerçekleşmeye başlayınca doğrulun ve başlarınızı kaldırın. Çünkü kurtuluşunuz yakın demektir. İsa onlara şu benzetmeyi anlattı: "İncir ağacına ya da herhangi bir ağaca bakın. Bunların yapraklandığını gördüğünüz zaman, yaz mevsiminin pek yakın olduğunu kendiliğinizden anlarsınız. Aynı şekilde, bu olayların gerçekleştiğini gördüğünüzde bilin ki, Allah'ın Egemenliği yakındır." (Luka, 21:28-31)
İncir ağacından ders alın! Dalları filizlenip yaprakları sürünce, yaz mevsiminin yakın olduğunu anlarsınız. Aynı şekilde, bütün bunların gerçekleştiğini gördüğünüzde bilin ki, İnsanoğlu [Hz. İsa (as)] yakındır, kapıdadır. (Matta, 24:32-33)
[Bundan sonra] aydınlanmak için kentin Güneş ya da Ay'a gereksinimi yoktur. Çünkü Allah'ın görkemi onu aydınlatıyor... Artık gece olmayacak. Çıra ışığına da Güneş ışığına da gereksinmeleri olmayacak. Çünkü Rab Allah onlara ışık verecek ve sonsuzlara dek egemenlik sürecekler. (Vahiy, 21:23-25; 22:5)
... "Yasalarımı zihinlerine işleyeceğim, yüreklerine yazacağım... Hiç kimse yurttaşını, kardeşini, Rab'bi tanı diye eğitmeyecek. Çünkü küçük büyük hepsi tanıyacak Beni." (İbranilere Mektup, 8:10-11)
... İnsanoğlu'nun [Hz. İsa (as)'ın] gelişi, doğuda çakıp batıya kadar her taraftan görülen şimşek gibi olacaktır. [İman ışığı tüm dünyayı kaplayacaktır.] (Matta, 24:27)
O günler kadın erkek kullarımın üzerine Ruhum'u dökeceğim, onlar da Peygamberler gibi bir ahlaka sahip olacaklar. (Elçilerin İşleri, 2:18)
Şunu bil ki, son günlerde... [gerçeğe karşı gelenler] düşünceleri yozlaşmış, iman konusunda reddedilmiş insanlardır. Ama daha ileri gidemeyecekler. Çünkü... bunların da akılsızlığını herkes açıkça görecektir. (Pavlus'tan Timoteos'a II. Mektup, 3:1, 8-9)
... Allah, bu dünyada yoksul olanları imanda zenginleşmek ve Kendisi'ni sevenlere vaat ettiği egemenliğin mirasçıları olmak üzere seçmedi mi? (Yakup'un Mektubu, 2:5)
Bundan sonra yeni bir gökle yeni bir yeryüzü gördüm... Artık ne yas, ne ağlayış, ne de ızdırap olacak. Çünkü önceki düzen ortadan kalktı. (Vahiy, 21:4)
İsa kalabalıkları görünce dağa çıktı. Oturunca öğrencileri yanına geldi. İsa konuşmaya başlayıp onlara şunları öğretti: "Ne mutlu ruhta yoksun olanlara! Çünkü Göklerin Egemenliği onlarındır... Onlar teselli edilecekler. Ne mutlu yumuşak huylu olanlara! Çünkü onlar yeryüzünü miras alacaklar. Ne mutlu doğruluğa acıkıp susayanlara! Çünkü onlar doyurulacaklar. Ne mutlu merhametli olanlara! Çünkü onlar merhamet bulacaklar. Ne mutlu yüreği temiz olanlara!... Ne mutlu barışı sağlayanlara! Çünkü onlara Allah kulları denecek. Ne mutlu doğruluk uğruna zulüm görenlere! Çünkü Göklerin Egemenliği onlarındır." (Matta, 5:1-11)
Uluslar kentin ışığında yürüyecekler. Dünya kralları servetlerini oraya getirecekler. Kentin kapıları gündüz hiç kapanmayacak, orada gece olmayacak. Ulusların görkemi ve zenginliği oraya taşınacak. (Vahiy, 21:24-26)
Eski çağlardan beri kutsal Peygamberlerinin ağzından bildirdiği gibi, kulu Davud'un soyundan bizim için güçlü bir kurtarıcı [Hz. Mehdi (as)] çıkardı; düşmanlarımızdan, bizden nefret edenlerin hepsinin elinden kurtuluşumuzu sağladı. (Luka, 1:69-71)
... Yazılmış olduğu gibi: "Kurtarıcı [Hz. Mehdi (as)]... gelecek, Yakup'un soyundan Allah'sızlığı uzaklaştıracak." (Pavlus'tan Romalılara Mektup, 11:26)
... Ulusları bir daha saptırmasın diye onu (deccali) dipsiz derinliklere attı, oraya kapayıp girişi mühürledi... (Vahiy, 20:3)
... Dünyada kötü arzuların yol açtığı yozlaşmadan kurtulmuş olarak, bu vaatler aracılığıyla Rahmani özyapıya ortak olasınız. (Petrus'a II. Mektup, 1:4)
Artık acıkmayacak, artık susamayacaklar... (Vahiy, 7:16)
Eğer beni seviyorsanız, emirlerimi gözetirsiniz. Ben de Allah'a yalvaracağım ve O size başka bir "Faraklit" gönderecektir. (Yuhanna, 14:15-16)
Faraklit, öyle bir hakikat ruhudur ki, Rab onu benim ismimle gönderecektir. O size her şeyi öğretecek ve benim size söylediklerimi de tekrar hatırlatacaktır. (Yuhanna, 14:26)
Faraklit geldiğinde benim için şahitlik edecektir ve siz de bana şahitlik edersiniz. (Yuhanna, 15:26-27)
Ben size hakkı söylüyorum. Benim gitmem sizin için hayırlıdır. Çünkü ben gitmezsem Faraklit size gelmez. Ama ben gidersem onu size gönderirim. (Yuhanna, 16:7)
Faraklit geldiğinde bütün alemi hataları sebebiyle kınar ve onları terbiye eder. Günah konusunda, çünkü bana iman etmezler. Doğruluk konusunda, çünkü Allah'a gidiyorum ve artık beni göremezsiniz. Ve hüküm konusunda, çünkü bu dünyanın reisinde hükmedilmiştir. Size söyleyecek daha çok şeylerim var, fakat şimdi dayanamazsınız. Fakat o, yani hakikat ruhu gelince, size her hakikate yol gösterecek. Zira kendiliğinden söylemeyecektir, fakat her ne işitirse söyleyecek ve gelecek şeyleri size bildirecektir. (Yuhanna, 16:8-13)
Mesih şöyle dedi: Artık ben sizinle çok söyleşmem. Çünkü bu alemin reisi geliyor. Bende asla onun nesnesi yoktur. (Yuhanna, 14:30)
"Su testisi taşıyan adam" kavramı astrolojide Kova burcuna işaret etmektedir. Bu tanımlama aynı zamanda İncil'de geçmektedir. Aşağıdaki İncil sözlerinde geçen bu ifade ile insanlığa birlik, beraberlik, güzellik, akıl ve bereket getirecek Kova burcundan olan bir kurtarıcının, yani Hz. Mehdi (as)'ın gelişine işaret vardır:
(Havariler) O'na, "Nerede hazırlık yapmamızı istersin?" diye sordular. İsa onlara, "Bakın" dedi, "Kente girdiğinizde karşınıza su testisi taşıyan bir adam çıkacak. Adamı, gideceği eve kadar izleyin". (Luka 9-11)
...Öğrencilerinden ikisini şu sözlerle önden gönderdi: "Kente gidin, orada su testisi taşıyan bir adam çıkacak karşınıza. Onu izleyin..." (Markos 14:13)