Bugün, hepsi ABD-Avrupa eksenli olan bir kısım popüler medyanın, çeşitli hükümet üyelerinin, siyasi, bürokrat ve akademisyenlerin, bazı düşünce kuruluşlarının işbirliğiyle dünya çapında bir yalan kampanyası yürütülmektedir. Bu kampanyada PKK terör örgütünün, sözde "Kürt halkı için savaşan kahraman özgürlük savaşçıları" olduğu yalanı yoğun biçimde işlenmektedir.
Dünya üzerindeki birçok insan da, kendi ülkesi ve gündemi dışında gelişen bu olay hakkında yeterli ve doğru bilgiye sahip olmadığından, doğal olarak, bu toplum mühendisliğinin etkisi altında kalmakta ve bu yalanlara inanarak destek vermektedir. Zaten kampanyanın amacı da, PKK terör örgütünün ihtiyacı olan bu uluslararası toplum desteğini sağlamak ve onunla mücadele eden legal devlet güçlerini baskı altında bırakmaktan ibarettir.
Oysa çok kapsamlı araştırmaya gerek kalmadan, belli somut ve temel gerçekler ortaya konduğunda, PKK'nın kesinlikle Kürt halkının temsilcisi olmadığı, tam tersine Kürtleri baskı altına alan komünist-anarşist bir yapılanma olduğu ve Batılı derin devletler tarafından yalnızca Ortadoğu'daki yeni dizayn için kullanılan bir araç olduğu rahatlıkla görülecektir. Unutmamak gerekir ki, şu anda PKK'nın fiili hakimiyeti altındaki Kuzey Suriye'nin Kürtleri akın akın PKK'dan kaçmakta ve Türkiye ile Kuzey Irak'a sığınmaktadır.
Türkiye, Suriye, Irak, İran gibi ülkelerde yaşayan Kürt kökenli insanların ezici çoğunluğu dindar Müslümanlardır. Kürt halkı, aile bağları güçlü, ahlaki değerlerine, geleneklerine sıkı sıkıya bağlı muhafazakar insanlardır.
PKK ise tam aksine–yukarıdaki satırlarda da açıkladığımız gibi–aileyi, dini, ahlakı ve her türlü manevi değeri reddeden Marksist dünya görüşüne sahip bir terör örgütüdür. Şu an her ne kadar aldatıcı bir "demokratik", "özgürlükçü" hareket maskesi ardına gizlense de, kurulduğu 27 Kasım 1978 tarihinden bu yana ideolojisinden en ufak bir sapma göstermeden ilerlemektedir.
Yeni Şafak, 09.03.2009 Kürt kökenli vatandaşlarımızın ezici çoğunluğu dindar Müslümanlardır. 2009 yılında Diyarbakır'da düzenlenen Kutlu Doğum programına katılan 80 bin kişi, Kürt toplumunun dindarlığına güzel bir örnek oluşturmuştur. |
Etek giyip kadın kılığına girerek terör eylemi yapmak PKK'nın sıkça başvurduğu yöntemlerden biridir. |
Kurulduğu günden bu yana kanlı terör eylemleriyle 40.000'den fazla insanın şehit olmasına neden olmuş PKK'nın en temel vasfı acımasız, kalleş bir cinayet örgütü olmasıdır. Ayrıca, kendisine itiraz eden, direnen ya da desteklemekten kaçınan 18.000 kişi de örgüt içi infaz neticesinde öldürülmüştür. Sadece 2015 yılının ikinci yarısında 200'ün üzerinde masum asker, polis, korucu ve sivil PKK tarafından kahpece şehit edilmiştir.
PKK diğer yandan, Asya-Avrupa uyuşturucu trafiğinin Ortadoğu'daki en büyük ayağıdır. Uyuşturucu trafiğinin kontrolü örgütün en büyük finans kaynağıdır. ABD Dışişleri Bakanlığı konuyla ilgili olarak şu bilgiyi vermektedir:
Şubat 2012'de, ABD Hazine Bakanlığı, PKK mensuplarının, Moldova ve Romanya'da üslenmiş önemli uyuşturucu trafiği ağlarını yönettiğini rapor etti. Temmuz'da, tahminen 1700 Türk polisi ve askeri, güneydoğu Türkiye'de PKK'nın uyuşturucu trafiğine vurulan büyük darbeye katıldı.24
Bunların ötesinde PKK, kendi bünyesinde her türlü ahlaksızlığı, cinsi sapıklığı meşru gören, tasvip eden bir yapılanmadır. PKK militanları girdikleri çatışmalarda başları sıkışınca kadın kıyafetleri giyip makyaj yapıp kaçabilecek derecede kendilerini aşağılık konumlara sokabilmektedir.
Cinayet, uyuşturucu ticareti, ahlaksızlık, kalleşlik, şerefsizlik gibi her türlü sapkınlığı meşru gören böyle mafyavari kanlı bir terör örgütünün Allah'tan korkan imanlı, asil, onurlu Müslüman Kürt insanını temsil ettiğini iddia etmenin akıl, mantık ve vicdanla örtüşen hiçbir yönü yoktur. Kürt vatandaşlarımız, desteklemek şöyle dursun böyle bir yapıdan yaklaşık 40 yıldır tüm varlığıyla rahatsız olmuş ve PKK'ya gücü yettiğince karşı durmuştur.
Milliyet, 28.08.2015 |
PKK, gönüllü olarak kendisini desteklemeyeceğini bildiği Kürt halkının desteğini zorla alabilmek için kurulduğu günden beri her türlü baskı, tehdit, zulüm, işkence ve infaz yöntemini devreye sokmuştur.
PKK 1980'lerde adını Türklere değil Kürtlere yaptığı terör eylemleri ile duyurmuştur. Strateji olarak önce Kürtler arasında dehşet salmayı, bu yolla güç tesis etmeyi benimsemiştir. İlk hedefi, kendisine muhalif veya alternatif olan diğer Kürt örgütler ve siyasi hareketler olmuştur. Bunları acımasız cinayetlerle bertaraf ettikten sonra, sivil Kürt halkına yönelmiş ve eylemleriyle "Biz burada devletten daha güçlüyüz, bizim yanımızda olmazsanız size yaşam hakkı tanımayız" mesajını vermiştir. Bugün de hala aynı tutumuyla Kürtlerin bir kısmını etkisi altında tutmaktadır.
PKK'nın kadın, çocuk ayırt etmeden masum Kürt halkını hedef alan eylemlerinden bazıları şunlardır:
◉ 20 Ağustos 1987'de Mardin'de Şehmus Arık isimli Kürt vatandaşın evini basıp kalaşnikoflarla katliam yapan PKK'lılar 2'si kadın, 3'ü çocuk olmak üzere 5 kişiyi öldürdü. 4 aylık Hamza öldürüldüğünde beşikte uyuyordu.
◉ 9 Temmuz 1989'de Diyarbakır'ın Kırım Köyü'ne baskın düzenleyen PKK'lı teröristler 3 yaşındaki bir kız çocuğunu da öldürdü.
◉ 10 Mayıs 1988'de Mardin'in Nusaybin ilçesinde 15 sivil Kürt vatandaşı öldüren PKK 6 çocuğa da acımamıştı. Kız bebeklerden birisi beşiğinde uyurken katledilmişti.
◉ 10 Haziran 1990'da Şırnak'ın Çevrimli Köyü'ne saldıran PKK 27 sivili katletti. Teröristlerin öldürdüğü 27 kişinin 11'i ise çocuktu.
◉ 19 Ağustos 1992'de Diyarbakır'ın Lice ilçesine sivil vatandaşlara saldıran PKK kundaktaki bir bebeği de makineli tüfekle taradı.
◉ 22 Ekim 1993'de Siirt'te 22 Kürt vatandaşımızı katleden PKK'nın hedefinde yine kadın ve çocuklar vardı. Baskında 13'ü çocuk ve 9'u kadın, sivil insanlar hunharca katledildi.
◉ 24 Temmuz 1994'de Van'da Atabinen Köyü'nü basan PKK'lı teröristlerin hedefinde yine kadın ve çocuklar vardı. 6 kadını yataklarında katleden PKK, annelerinin yanında uyuyan 3 bebeği de öldürdü.
1. Sabah, 14.01.2011 | 3. Taraf, 30.10.2011 |
PKK, kalleş bir cinayet örgütüdür. Kendi bünyesinde her türlü ahlaksızlığı meşru gören, tasvip eden mafyavari bir yapılanmadır. |
On yıllardır Kürt halkının kabusu haline gelen komünist terör örgütünün şehit ettiği insanların büyük bir çoğunluğu Kürtlerden oluşmaktadır. Örgüt, Kürt esnaf ve işadamlarını ağır haraca bağlamakta, mallarını gasp etmekte, savunmasız ve çaresiz Kürt ailelerin çocuklarını silah zoruyla dağa kaçırarak PKK militanı yapmaktadır. Türkiye Şanlıurfa Valiliği Kürt ailelerden gelen bilgiler doğrultusunda 2015 yılı içinde yalnızca 6 ay içinde tam 3.000 çocuğun silah zoruyla dağa kaçırıldığı bilgisini vermiştir.
Star, 11.06.2015 |
1. Radikal, 15.012008 |
PKK, çatışma ve eylemleri sırasında sivil Kürt halkını silah zoruyla canlı kalkan yapmaktadır. Bu sayede bir yandan masum vatandaşlarımızın ardında haince saklanırken bir yandan da sivil Kürt zayiatını artırarak olaya sözde halk hareketi görünümü vermeyi amaçlamaktadır.
PKK'nın amacı, Türkiye'yi bölmek ve Türk toprakları üzerinde komünist bir Kürdistan kurmak iken, Türk topraklarında yaşayan Kürt halkı asla böyle bir şey istememektedir. 2015 yılının Eylül ayında Kürtlerin yaşadığı Güneydoğu bölgemizde yapılan bir anket, halkın sadece %6'sının bölünme taraftarı olduğunu göstermiştir. Ki bu kardeşlerimizin de büyük çoğunluğu PKK'nın baskı ve tehdidinden kaynaklanan korkudan ötürü böyle bir görüş bildirmek zorunda kalmaktadır.
Görüldüğü gibi PKK ne Kürtlerin meşru bir temsilcisi ne de etnik temelli bir Kürt özgürlük hareketidir. "Kürdistan toprakları", "Kürt sorunu", "Kürt hareketi", "Kürtlerin özgürlük mücadelesi", "Türk-Kürt savaşı" gibi hayali kavramlar PKK ve destekçilerinin nihai komünist Kürdistan hedefine ulaşmak için kullandıkları algı araçlarıdır.
Kürt kökenli kardeşlerimiz Türkiye'nin her yerinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kimlikleriyle, hiçbir ayrıma uğramadan özgürce birinci sınıf vatandaş olarak yaşamlarını sürdürmektedir. Kürt vatandaşlarımızı Türkiye'den kopararak komünist Kürdistan sınırları içinde yaşamaya mecbur kılmanın, yüzlerce yıldır özgürce yaşadıkları topraklara pasaport ve vizeyle girmek isteyebileceklerini düşünmenin hiçbir mantığı yoktur.
Sonuçta, Kürtlere yapılacak en büyük kötülük ve vicdansızlık, onları, en başta sözünü ettiğimiz çevrelerin yaptığı gibi, PKK'yla eş tutup bu alçak cinayet şebekesinin insafına teslim etmek olacaktır.
24. http://www.state.gov/j/inl/rls/nrcrpt/2014 /vol1/223081.htm