Allah her insanı bu dünya hayatında dener. Ve her insanın bu deneme sırasında gösterdiği ahlaka ve imanına göre, asıl hayatının cennette veya cehennemde olacağı belirlenmiş olur. Allah'ın kulları için yarattığı bu deneme ise son derece kolay ve rahattır. Daha önceki konularda da değinildiği gibi insana düşen Allah'ın Kuran'da bildirdiği ve insana dünya hayatında da mutluluk ve huzur getiren hayatı yaşamaktır. Allah, bu imtihan içinde ise imana karşı negatif bir güç olarak şeytanı yaratmıştır. Allah'ın ayetlerinde bildirdiği gibi, şeytan insanların düşüncelerine vesvese vererek, onlara imansızlığı telkin ederek, veya bazı insanların tavırları ve konuşmaları aracılığıyla, insanları dinden, Allah'ın emirlerinden ve güzel ahlaktan çevirmek için çaba harcar. Bunun için her yolu dener, insanlara türlü türlü tuzaklar kurar. Şeytanın insanın bir düşmanı olduğunu Allah bir ayetinde şöyle haber vermektedir:
Ey iman edenler, hepiniz topluca "barış ve güvenliğe (Silm'e, İslam'a) girin ve şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, size apaçık bir düşmandır. (Bakara Suresi, 208)
Ne var ki, Allah'ın ayetlerinde de bildirdiği gibi şeytanın insanlar için hazırladığı hileler çok zayıftır ve iman gözüyle bakan biri şeytanın tuzaklarını hemen görür ve bozar. Allah Kuran'da şeytanın yaptığı hilelerin çok zayıf olduğunu ve insanlar üzerinde zorlayıcı bir etkisinin olmadığını haber vermiştir.
Kuran'daki, "İş hükme bağlanıp-bitince, şeytan der ki: "Doğrusu, Allah, size gerçek olan va'di va'detti, ben de size vaadde bulundum, fakat size yalan söyledim. Benim size karşı zorlayıcı bir gücüm yoktu, yalnızca sizi çağırdım, siz de bana icabet ettiniz. Öyleyse beni kınamayın, siz kendinizi kınayın. Ben sizi kurtacak değilim, siz de beni kurtacak değilsiniz. Doğrusu daha önce beni ortak koşmanızı da tanımamıştım. Gerçek şu ki, zalimlere acı bir azab vardır." (İbrahim Suresi, 22) ayeti gereğince zorlayıcı bir güç olmadığı için mümin güçlü bir konumda olur. Bu da çok büyük bir rahatlıktır.
İblisin müstakil bir gücünün olmadığı başka ayetlerde de şöyle haber verilir:
Andolsun, iblis, kendileri hakkında zannını doğrulamış oldu, böylelikle iman eden bir grup dışında, ona uymuş oldular. Oysa onun, kendilerine karşı hiçbir zorlayıcı-gücü yoktu; ancak Biz ahirete iman edeni, ondan kuşku içinde olandan ayırdetmek için (ona bu imkanı verdik). Senin Rabbin, herşeyin üzerinde gözetici-koruyucudur. (Sebe Suresi, 20-21)
Şeytanın insanlar üzerinde hiçbir zorlayıcı gücünün olmaması, insanlar için Allah'ın belirlediği bir kolaylıktır. Şeytan sadece insana kötülüğü, inkarı, kötü ahlak özelliklerini fısıldar, onları inkara çağırır. Ancak, bunları insanlara yaptırmak için baskı uygulamaz, kurduğu tuzaklar anlaşılır ve zayıftır. İnsanın şeytanın etkisinden kurtulmak için çok büyük bir çaba ve güç harcamasına gerek yoktur. Çok az düşünen bir insan gerçekleri hemen görür ve şeytana uymaz. Örneğin, şeytan bir insana dünya hayatını çok çekici ve süslü gösterebilir. Genç bir insana dünya hayatını sanki hiç bitmeyecekmiş gibi hissettirip, onu dünyaya tutkuyla bağlamaya çalışabilir. Oysa, aklı başında ve gerçekçi düşünen biri için şeytanın bu çabaları çok zayıf ve etkisizdir. Her insanın bir gün mutlaka öleceğini, dünya hayatında çekici gibi görünen herşeyin geçici, kısa ömürlü ve cennetteki haliyle kıyaslandığında son derece eksik ve yetersiz olduğunu bilen ve düşünen bir insan, şeytanın tuzağını bozmuş olur. Veya şeytan bir insana kibiri ve kendini beğenmeyi fısıldar. Ancak, acizliklerini, eksikliklerini, kusurlarını düşünen veya bir gün ölüp de toprağın altında çürüyecek bir bedene sahip olduğunu hatırlayan insan şeytanın bu telkininden de kolaylıkla kurtulacaktır.
Elbette ki bu kolaylık, samimi olarak şeytanın etkisinde yaşamak istemeyen, Allah'ın rızasını, rahmetini ve cennetini hedef edinen salih insanlar içindir. Aksi takdirde, yani bir insan Allah'tan korkup sakınmadığında ve Allah'ın rızasını gözetmediğinde şeytanın tuzaklarına düşmesi çok kolay olacaktır. Rabbimiz şeytanın sadece "muhlis" kullarının üzerinde bir etkisinin olamayacağını ayetlerinde şöyle haber vermektedir:
Dedi ki: "Senin izzetin adına andolsun, ben, onların tümünü mutlaka azdırıp-kışkırtacağım. Ancak onlardan, muhlis olan kulların hariç." (Sad Suresi, 82-83)
Buna karşılık şeytanın çağrılarına uyan ve onu dost edinenlerin sonu ise ayette şöyle açıklanmaktadır:
Çünkü o, gerçekten bana geldikten sonra beni zikirden (Kur'an'dan) saptırmış oldu. Şeytan da insanı yapayalnız ve yardımsız bırakandır. (Furkan Suresi, 29)