Kıyamet saati ve sonrasındaki sonsuz yaşam, insanları bekleyen en önemli gerçeklerdir. Bu nedenle de kitap boyunca dünya hayatının geçici olmasına dair anlatılanlar çok büyük önem taşımaktadır. Dünyadaki hiçbir şey, ne kariyeriniz, ne evliliğiniz, ne de malınız-mülkünüz, uğruna sonsuz yaşamınızı harcayacağınız kadar önemli ve vazgeçilmez değildir. Uğrunda yaşanması ve çaba harcanması gereken tek şey "Allah rızasıdır". Allah, sonsuz hayatın başlangıcını son derece büyük ve ihtişamlı olaylarla gerçekleştirecektir. Bu günle karşılaşan herkes, dünya hayatının artık tamamen sona erdiğini anlayacak ve artık ahiretin varlığını kesin bir bilgiyle kavrayacaktır.
Tüm insanların böyle bir gün ile karşılaşmadan evvel, daha önce belki de hiç düşünmemiş olduğu kıyamet saatini ve onun beraberinde getireceklerini hatırlamaları gerekmektedir.
Bu kitapta yazılanlar günlük uğraşlardan ve gelip geçici isteklerden bir an için olsun sıyrılmanızı sağlayıp, yaşamın var olmasındaki asıl amacı görmenizi sağlamaktadır. Bu büyük ve zorlu gün gelip çatmadan evvel sizleri, "kesin bir gerçek olarak" karşılaşacağınız kıyamet gününe karşı uyarmak amaçlanmıştır. Bu uyarı önemli bir uyarıdır. Çünkü böyle bir günün ve sonrasının varlığından gaflet içinde yaşayan her kişinin kıyamet günü şahit olacağı olaylar dayanılmaz olacak ve bu kişiler ahirette sonsuza kadar zorluklarla karşılaşacaktır.
Kuran'da detaylı bir şekilde tasvir edilen kıyamet günü ile mutlaka karşılaşacaksınız. O gün, tüm sahip olduklarınızın, hatta kendi bedeninizin bile sizden uzaklaştığını görecek ve yepyeni bir diriliş ile dirileceksiniz. Sizi bekleyen sonsuz hayatta, bu dünyadaki ile karşılaştırılmayacak bir nimet, rahatlık ve huzur elde etmek için, Allah'ın sizlere henüz dünyada iken vermiş olduğu fırsatı değerlendirmelisiniz. Bunun için yapılması gereken tek şey, Allah'a iman etmek, O'nun karşılıksız olarak vermiş olduğu nimetlere şükretmek ve ahiret gününün kesin bir gerçek olduğuna inanmaktır. Bunun tam tersi ahirette büyük bir pişmanlık olacaktır. Allah bir ayette bunu şöyle haber vermektedir:
Allah'a kavuşmayı yalan sayanlar, doğrusu hüsrana uğramışlardır. Öyle ki, saat (kıyamet günü) apansız onlara gelince, günahlarını sırtlarına yüklenerek: "Onda (dünyada) sorumsuzca yaptıklarımızdan dolayı yazıklar olsun bize…" derler. Dikkat edin, o işleyip-yüklendikleri ne kötüdür. (Enam Suresi, 31)
İşte bu nedenle ahiretin kesin bir gerçek olduğunu düşünmeli, bu büyük gün için hazırlık yapmalısınız. Ancak o zaman bu dünya üzerinde yaptıklarınızın bir değeri olacak dünyada ve ahirette benzersiz bir karşılık alabileceksiniz. Bu karşılık kuşkusuz ahirette, nefsinizin dilediği herşeye sahip olabileceğiniz bir mekanda, yani cennette ağırlanma olacaktır. Şu unutulmamalıdır ki, hesap günü her insan Allah'ın huzurunda yapayalnız ve tek başına sorguya çekilecektir. O halde ölüm ve sonrası için ciddi bir çaba göstermek ve bir hazırlık yapmak gerekir. Çünkü her insan ahirette dünyada yapıp ettiklerinin karşılığını, haksızlığa uğratılmadan, tam olarak alacaktır. Ancak herşeyin üzerinde insanın en büyük kazancı kuşkusuz Allah'ın rızasıdır. Haşr Suresi'nde Allah bu gerçeği şu şekilde haber verir:
Ey iman edenler, Allah'tan korkun. Herkes yarın için neyi takdim ettiğine baksın. Allah'tan korkun. Hiç şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. Kendileri Allah'ı unutmuş, böylece O da onlara kendi nefislerini unutturmuş olanlar gibi olmayın. İşte onlar, fasık olanların ta kendileridir. (Haşr Suresi, 18-19)
Sen Yücesin,
bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yok.
Gerçekten Sen, herşeyi bilen,
hüküm ve hikmet sahibi olansın.
(Bakara Suresi, 32)