Din ahlakından uzak yaşayan toplumlarda veya dinsiz insanların hayatlarında daima kargaşa, huzursuzluk, korku, mutsuzluk ve stres vardır. Allah'tan korkmayan bir insan her türlü ahlaksızlığı yapar, hiçbir konuda sınır tanımaz ve dejenere bir hayat sürer. Böyle bir hayatta insanlar birbirlerine karşı fedakarlık göstermez, sevgi, saygı bilmez, maddi ve manevi destek vermezler. Bu yüzden de böyle bir yaşam hiçbir zaman, hiçbir insana mutluluk getirmez. Din ahlakının sınırları kalktığı zaman insanın huzur bulacağı ortamın tam tersi meydana gelir ve tamamıyla şeytanın istediği gibi cehenneme benzer bir ortam oluşur.
Örneğin günümüzde sıkça örneklerine rastladığımız olaylardan uyuşturucu kullanımının ve ticaretinin yaygınlaşması, fuhşun, rüşvetin, sahtekarlığın önlenemez bir hal alması gibi durumlar tamamıyla din ahlakından ve dolayısıyla manevi her türlü değerden ve güzellikten uzaklaşılmasıyla ilgilidir. Böyle ortamlarda insanlar kendilerince özgür ve diledikleri gibi davranma imkanına sahip olduklarını zannederler. Oysa, bu sınır tanımaz yaşantılarının kendilerine getirdiği maddi ve manevi yıkım, kendilerince "özgürlük" olarak adlandırdıkları hislerden çok daha büyüktür. Düşünün ki, fuhuştan, uyuşturucudan veya alkolden sağlığı bozulmuş, bedeni yaşına göre çok daha hızlı yaşlanmış, saçları, cildi parlaklığını ve canlılığını yitirmiş, bitkin, sefil bir hayat süren insanların kazancı ne olabilir? Gerçekten de sınır tanımazlık, ahlakı hiçe saymak, amacı olmayan ve sonunun yokluk olduğu sanılan bir yaşamı sürdürmek, istisnasız her insanda fiziksel ve ruhsal olarak çok büyük tahribatlar meydana getirir. Üstelik bu sonuçlar herkesin görebileceği, asla inkar edemeyeceği kadar açık ve kesindir.
Burada verilen örneklerin çok uç örnekler olduğunu düşünenler olabilir. Ancak şu bir gerçektir ki, insan din ahlakından ne kadar uzak yaşarsa, Allah'ın sınırlarını ne kadar tanımazsa o kadar mutsuz ve zor bir hayat yaşar. Bir insanın burada verilen örneklerdeki kadar uç bir hayat yaşamıyor olması ise, onun kolay ve mutlu bir hayatı olduğu anlamına gelmez. Belki yukarıda söz ettiğimiz insanlara göre biraz daha rahat bir hayat yaşar. Ama gerçek mutluluğu ve huzuru asla bulamaz. Üstelik sonuç olarak da bu insan, Allah'ın emirlerinden uzaklaştığı için büyük bir pişmanlık duyacağı, zorlukların ve acıların en büyüklerini yaşayacağı ahiret hayatı ile karşılaşır.
ADNAN OKTAR: Hac Suresi 78'de Cenab-ı Allah: "O, sizleri seçmiş ve din konusunda size bir güçlük yüklememiştir, atanız İbrahim'in dini(nde olduğu gibi)." diyor. Güçlük niye istiyorsun? Müzik de var, resim de var eğlenirsin, gülersin, oynarsın, namazını da kılarsın, gezersin, yüzersin. Hayatı öldürerek Müslümanlık olur mu? Bütün helalleri haram yapıyorsun.
Allah sana onları nimet olarak sunmuş sen Allah'ın nimetini yok ederek, Allah'ın dinine karşı mücadele etmiş oluyorsun.
Taha Suresi 2 ve 3'te Cenab-ı Allah: "Biz sana bu Kuran'ı güçlük çekmen için indirmedik" [Taha Suresi, 2] diyor bak. İnsan düşünür, Allah diyor ki bak, "Biz bu Kuran'ı sana güçlük çekmen için indirmedik." Anlamıyor musun? Güçlük çekiyorsan yanlış yoldasın, ızdırap duyuyorsan yanlış yoldasın. İslam dini kolay din.(Adnan Oktar'ın A9 TV röportajından, 17 Ekim 2015)