Geçmiş kavimler kendi yaptıkları taştan, tahtadan heykellere tapar, onlardan medet umar ve yardım isterlerdi. Bu heykellerin kendilerini izlediklerine, kötü birşey yaptıklarında kızdıklarına inanır ve onlardan korkarlardı. Budistlerin putu da Buda'dır. Ancak Buda'yı Allah'a ortak koşan Budistler ve bir özenti ya da ilgi çekme uğruna Budizmi seçenler nasıl büyük bir aldanış içinde olduklarının farkında değildirler. Ahiret, cennet, cehennem inancına sahip olmadıkları ve bu konuda hiçbir şekilde düşünmedikleri için yaptıklarının Allah katında karşılığı olabileceğini de akıllarına getirmemektedirler. Kendilerini doğru bir yolda sandıkları için, bu yönde yapılan çağrılara da büyük bir şaşkınlıkla karşılık vermektedirler. İnsanları içinde bulundukları müşrik dine karşı uyaran, onları tevhide çağıran tüm elçiler benzer tepkilerle karşılaşmışlardır. Allah Sad Suresi'nde şu şekilde buyurmaktadır:
İçlerinden kendilerine bir uyarıcının gelmesine şaştılar. Kâfirler dedi ki: "Bu, yalan söyleyen bir büyücüdür. İlahları bir tek ilah mı yaptı? Doğrusu bu, şaşırtıcı bir şey." Onlardan önde gelen bir grup: "Yürüyün, ilahlarınıza karşı (bağlılıkta) kararlı olun; çünkü asıl istenen budur" diye çekip gitti. "Biz bunu, diğer dinde işitmedik, bu, içi boş bir uydurmadan başkası değildir." (Sad Suresi, 4-7)
Biz de bu kitapla yeryüzündeki Budistleri ve farklı nedenlerle bu batıl dine sempati duyan tüm insanları "La İlahe İllahu" gerçeğini kavramaya, Allah'a bir ve tek olarak iman etmeye davet ediyoruz. Onları Hz. İbrahim'in, Hz. Musa'nın, Hz. İsa'nın ve Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'in dini olan İslam'a çağırıyoruz. Tüm atalarını müşrik bir din üzerinde gören, kendisi de bu müşrik din üzerine olan bir insan ilk başta bu kararı vermekte zorlanabilir. Allah'ın dışında ilah edindiği güçleri bırakıp sadece Allah'a kulluk ederek nasıl yaşayacağını anlayamayabilir. Oysa onu şu an yaşatmakta ve rızıklandırmakta olan, onu koruyan ve gözeten sadece Allah'tır. Ona hayat veren, hastalandığı zaman şifa veren alemlerin Rabbi olan Allah'tır. Allah dünyayı bir kader ile yaratmıştır ve insanlar da Tekvir Suresi'nin 29. ayetinde bildirildiği gibi, Allah dilemeden bir şey dileyemeyecek kadar Allah'ın iradesine boyun eğmişlerdir. Allah'ın Kuran'da haber verdiği gibi, "O'nun, alnından yakalayıp-denetlemediği hiçbir canlı yoktur."(Hud Suresi, 56) Şeytan tüm insanlara olduğu gibi Budistlere de şirkten kurtulmayı imkansız gösterebilir. Oysa bu, yalnızca şeytanın verdiği bir vesveseden ibarettir. Şeytan Allah'ın Kuran'da haber verdiği gibi, kıyamet gününd "Doğrusu, Allah, size gerçek olan va'di va'detti, ben de size vaadde bulundum, fakat size yalan söyledim. Benim size karşı zorlayıcı bir gücüm yoktu, yalnızca sizi çağırdım, siz de bana icabet ettiniz. Öyleyse beni kınamayın, siz kendinizi kınayın. Ben sizi kurtaracak değilim, siz de beni kurtaracak değilsiniz..." (İbrahim Suresi, 22) diyecek ve tüm şirk koşanları yapayalnız bırakacaktır.
De ki: “Hak geldi; batıl ise ne (birşey) ortaya çıkarabilir, |
Bilinmelidir ki, şirkten kurtulmak için samimi bir niyet değişikliği yeterlidir. Bu niyet değişikliği kişinin herşeye, herkese ve tüm olaylara bakış açısını şirkten tevhide çevirecektir. Bu da her ne durumda olursa olsun Allah'a güvenmek ve Kuran'a samimi olarak uymaya karar vermektir. Bu samimiyet ve kararlılık muhakkak ki beraberinde Allah'ın yardımını, eşsiz nimetlerini, rahmetini ve bereketini getirecektir. Şüphesiz Allah insanı en doğru yola iletecek, şeytanın saptırmalarından koruyacaktır. Allah'a teslim olan insan görecektir ki gerçek huzur ve mutluluk sadece imanda, tevhiddedir. Budizm ise dünya hayatının bir aldatmacasıdır, büyük bir yanılgıdır: Allah Kuran'da müminlere şu müjdeyi verir:
...Kim Allah'tan korkup-sakınırsa, (Allah) ona bir çıkış yolu gösterir; ve onu hesaba katmadığı bir yönden rızıklandırır. Kim de Allah'a tevekkül ederse, O, ona yeter. Elbette Allah, kendi emrini yerine getirip-gerçekleştirendir... (Talak Suresi, 2-3)
Bu nedenle şirk içinde yaşadığını fark eden ve bundan pişmanlık duyan bir insan, bir an bile tereddüt etmeden putlarını terk etmelidir. Buda'yı bir ilah gibi görüp (Allah'ı tenzih ederiz), onu herşeyi gören, işiten, insana güç veren, kızan, hoşgören bir put olarak kabul eden kişiler iyice düşünüp, bu sapkın anlayıştan uzaklaşmalıdır. Ya da Karma gibi asılsız inançlara kapılarak, ahiretin varlığını reddedenler, akıllarını kullanarak bu yanılgıdan kurtulmalıdırlar. Çünkü "Onların içinde bulundukları din mahvolucudur ve yapmakta oldukları şeyler de geçersizdir."(Araf Suresi, 139)