İsa Zeytin Dağı'ndan aşağı inen yola yaklaştığı sırada, öğrencilerinden oluşan kalabalığın tümü, görmüş oldukları bütün mucizelerden ötürü, sevinç içinde yüksek sesle Allah'ı övmeye başladılar. (Luka, 19:37)
Adam o anda yeniden görmeye başladı ve Allah'ı yücelterek İsa'nın ardından gitti. Bunu gören bütün halk Allah'a övgüler sundu. (Luka, 18:43)
Sürekli mescitte bulunuyor, Allah'ı övüyorlardı. (Luka, 24:53)
Her gün mescitte toplanmaya devam eden imanlılar, kendi evlerinde de ekmek bölüp içten bir sevinç ve sadelikle yemek yiyor ve Allah'ı övüyorlardı. (Elçilerin İşleri, 2:46)
Çobanlar, işitip gördüklerinin tümü için Allah'ı yüceltip överek geri döndüler. Herşeyi, kendilerine anlatıldığı gibi bulmuşlardı. (Luka, 2:20)
O anda Zekeriya... Allah'ı överek konuşmaya başladı. (Luka, 1:64)
Dilimizle Allah'ı överiz... (Yakup'un Mektubu, 3:9)
... Öteki uluslar merhameti için Allah'ı yüceltsin. Yazılmış olduğu gibi: "Bunun için uluslar arasında Sana şükredeceğim, Adını ilahilerle öveceğim." Yine deniyor ki, "Ey uluslar, O'nun halkıyla [kullarıyla] birlikte sevinin!" Ve, "Ey bütün uluslar, Rab'be övgüler sunun! Ey bütün halklar, O'nu yüceltin!" (Pavlus'tan Romalılara Mektup, 15:8-11)
On sekiz yıldır içinde hastalık ruhu bulunan bir kadın da oradaydı. İki büklüm olmuş, belini hiç doğrultamıyordu. İsa onu görünce yanına çağırdı. "Kadın" dedi, "Hastalığından kurtuldun." Ellerini kadının üzerine koydu. Kadın hemen doğruldu ve Allah'ı yüceltmeye başladı. (Luka, 13:11-13)
Onlardan biri, iyileştiğini görünce yüksek sesle Allah'ı yücelterek geri döndü... (Luka, 17:15-16)
Halk bunu görünce korkuya kapıldı. İnsana böyle bir yetki veren Allah'ı yücelttiler. (Matta, 9:8)
Çünkü onların, bilmedikleri dillerle konuşup Allah'ı yücelttiklerini duyuyorlardı. (Elçilerin İşleri, 10:46-47)
Adam onların gözü önünde hemen ayağa kalktı, üzerinde yattığı yatağı topladı ve Allah'ı yücelterek evine gitti. Herkesi bir şaşkınlık almıştı. Allah'ı yüceltiyor, büyük korku içinde, "Bugün şaşılacak işler gördük!" diyorlardı. (Luka, 5:25-26)
Herkesi bir korku almıştı. "Aramızda büyük bir peygamber ortaya çıktı!"... diyerek Allah'ı yüceltmeye başladılar. (Luka, 7:16)
Meryem de şöyle dedi: "Canım Rab'bi yüceltir; ruhum, kurtarıcım Allah sayesinde sevinçle coşar. Çünkü O, sıradan biri olan kuluyla ilgilendi. İşte, bundan böyle bütün kuşaklar beni mutlu sayacak. Çünkü Güçlü Olan, benim için büyük işler yaptı. O'nun adı kutsaldır. Kuşaklar boyunca Kendisinden korkanlara merhamet eder." (Luka, 1:46-50)
Çocuğun babası Zekeriya... : "... Rab'be övgüler olsun! Çünkü halkının [kullarının] yardımına gelip onları kurtardı..." (Luka, 1:67-68)
Bunları dinledikten sonra yatıştılar. Allah'ı yücelterek şöyle dediler... (Elçilerin İşleri, 11:18)
Olanları gören yüzbaşı, "Bu adam gerçekten doğru biriydi" diyerek Allah'ı yüceltmeye başladı. (Luka, 23:47)
Gece yarısına doğru Pavlus'la Silas dua ediyor, Allah'ı ilahilerle yüceltiyorlardı. Öbür tutuklular da onları dinliyordu. (Elçilerin İşleri, 16:25)
... İsa Mesih'in Allah'ını... birlik içinde hep bir ağızdan yüceltesiniz. Bu nedenle, Mesih sizi kabul ettiği gibi, Allah'ın yüceliği için birbirinizi kabul edin. (Pavlus'tan Romalılara Mektup, 15:6-7)
Kurul üyeleri onları bir daha tehdit ettikten sonra serbest bıraktılar; onları cezalandırmak için hiçbir gerekçe bulamamışlardı. Çünkü bütün halk, olup bitenler için Allah'ı yüceltiyordu. (Elçilerin İşleri, 4:21)
[Hz. İsa (as):] "Adını kardeşlerime duyuracağım, topluluğun ortasında Seni ilahilerle öveceğim" diyor. (İbranilere Mektup, 2:12)
İmansızlık edip Allah'ın vaadinden kuşkulanmadı; tersine, imanı güçlendi ve Allah'ı yüceltti. (Pavlus'tan Romalılara Mektup, 4:20)
Bunları işitince Allah'ı yücelttiler. Pavlus'a, "Görüyorsun kardeş, Yahudiler arasında binlerce imanlı var ve hepsi Kutsal Yasa'nın [Allah'ın emirlerinin] candan savunucusudur" dediler. (Elçilerin İşleri, 21:20)
Ama Mesih imanlısı olduğu için [Hz. İsa (as)'a Allah'ın peygamberi olarak iman ettiği için] acı çeken, bundan utanç duymasın. Taşıdığı bu adla Allah'ı yüceltsin. (Petrus'un 1. Mektubu, 4:16)
Yüksek sesle şöyle diyordu: "Allah'tan korkun! O'nu yüceltin! Çünkü O'nun yargılama saati geldi. Göğü, yeri, denizi, su pınarlarını yaratana kulluk edin!" (Vahiy, 14:7)
Adam kalktı, hemen şiltesini topladı, hepsinin gözü önünde çıkıp gitti. Herkes şaşakalmıştı. Allah'ı övüyorlar, "Böylesini hiç görmemiştik" diyorlardı. (Markos, 2:12)
... Allah'ı överek, "En yücelerde Allah'a yücelik olsun, yeryüzünde O'nun hoşnut kaldığı insanlara esenlik olsun!" dediler. (Luka, 2:13-14)
... Şimon onu kucağına aldı, Allah'ı överek şöyle dedi... (Luka, 2:28)
Sıçrayıp ayağa kalktı, yürümeye başladı. Yürüyüp sıçrayarak, Allah'ı överek onlarla birlikte mescide girdi. Bütün halk, onun yürüyüp Allah'ı övdüğünü gördü. Onun... oturup para dilenen kişi olduğunu anlayınca ondaki değişiklik karşısında büyük bir hayret ve şaşkınlığa düştüler. (Elçilerin İşleri, 3:8-10)
Üstelik bu kardeş, Rab'bi yüceltmek ve yardıma hazır olduğumuzu göstermek için yürüttüğümüz bu hayırlı hizmette yol arkadaşımız olmak üzere kiliseler tarafından seçildi. (Pavlus'tan Korintlilere 2. Mektup, 8:9)
Onlar, içtenliğinizi kanıtlayan bu hizmetten ötürü, açıkça benimsediğiniz Mesih Müjdesi'ne [Hz. İsa (as)'a vahyedilen Allah'ın emirlerine] uyarak kendileriyle ve herkesle malınızı cömertçe paylaştığınız için Allah'ı yüceltiyorlar. (Pavlus'tan Korintlilere 2. Mektup, 9:13)
Halk, dilsizlerin konuştuğunu, çolakların iyileştiğini, körlerin gördüğünü, kötürümlerin yürüdüğünü görünce şaştı ve Allah'ı yüceltti. (Matta, 15:31)
Tam o saatte şiddetli bir deprem oldu, kentin onda biri yıkıldı. Depremde yedi bin kişi can verdi. Geriye kalanlar dehşete kapılıp... Allah'ı yücelttiler. (Vahiy, 11:13)
Ağzınızdan hiç kötü söz çıkmasın. İşitenler yararlansın diye, ihtiyaca göre, başkalarının gelişmesine yarayacak olanı söyleyin. (Pavlus'tan Efeslilere Mektup, 4:29)
Sözünüz tuzla terbiye edilmiş gibi her zaman lütufla dolu olsun. Böylece herkese nasıl karşılık vermek gerektiğini bileceksiniz. (Pavlus'tan Koloselilere Mektup, 4: 6)
Herkes İsa'yı övüyor, ağzından çıkan lütufkar sözlere hayran kalıyordu... (Luka, 4:22)
Sonuç olarak hepiniz aynı düşüncede birleşin. Başkalarının duygularını paylaşın. Birbirinizi kardeşçe sevin. Şefkatli, alçakgönüllü olun. Kötülüğe kötülükle, sövgüye sövgüyle değil, tersine, kutluluk dileyerek karşılık verin. Çünkü kutlu kılınmayı miras almak için çağrıldınız. (Petrus'un 1. Mektubu, 3:8-9)
... Yaşamdan zevk almak ve iyi günler görmek isteyen, dilini kötülükten, dudaklarını hileli sözlerden uzak tutsun. Kötülükten sakınsın ve iyilik etsin. Esenliği arayıp onun ardınca gitsin. Çünkü Rab'bin gözleri [inayeti] doğru kişilerin üzerindedir... Ama Rab kötülük yapanlara karşı durur. (Petrus'un 1. Mektubu, 3:10-12)
Ama şimdi öfke, kızgınlık, kötü niyet dahil, hepsini üzerinizden sıyırıp atın. Ağzınızdan hiçbir iftira ya da uygunsuz söz çıkmasın. (Pavlus'tan Koloselilere Mektup, 3:8)
Kendini dindar sanıp da dilini dizginlemeyen kişi kendini aldatır... (Yakup'un Mektubu, 1:26)
Ama ben size diyorum ki, kardeşine öfkelenen herkes yargılanacaktır. Kim kardeşine aşağılayıcı bir söz söylerse... yargılanacaktır [ahirette karşılığını alacaktır]... (Matta, 5:22)
[Ahirette] kendi sözlerinizle aklanacak, yine kendi sözlerinizle suçlu çıkarılacaksınız. (Matta, 12:37)
... Allah tarafından Müjde'yi [Allah'ın vahyini] emanet almaya layık görüldüğümüz için, insanları değil, yüreklerimizi sınayan Allah'ı hoşnut edecek biçimde konuşuyoruz. (Pavlus'tan Selaniklilere 1. Mektup, 2:3-4)
Kardeşler... birbirinize karşı homurdanmayın. (Yakup'un Mektubu, 4:9)
... [Allah rızası için kullanılmayan] dil, öldürücü zehirle dolu, dinmeyen bir kötülüktür. Dilimizle Rab'bi... överiz. Yine dilimizle... yaratılmış olan insanlara söveriz. Övgü ve sövgü aynı ağızdan çıkar. Kardeşlerim, bu böyle olmamalı. Bir pınar aynı gözden tatlı ve acı su akıtır mı? Kardeşlerim, incir ağacı zeytin, ya da asma incir verebilir mi? Aynı şekilde, tuzlu su kaynağı tatlı su veremez. (Yakup'un Mektubu, 3:8-12)
Ama anlamadıkları konularda sövüp sayan bu kişiler, içgüdüleriyle yaşayan, yakalanıp boğazlanmak üzere doğan, akıldan yoksun hayvanlar gibidir. Hayvanlar gibi onlar da yıkıma uğrayacaklar. (Petrus'un 2. Mektubu, 2:12)
Ama bu kişiler anlamadıkları herşeye sövüyorlar. Öte yandan, akıldan yoksun hayvanlar gibi içgüdüleriyle anladıkları ne varsa, onları yıkıma götürüyor. (Yahuda'nın Mektubu, 1:10)
Bakın, gemiler de o kadar büyük olduğu ve güçlü rüzgarlar tarafından sürüklendiği halde, dümencinin gönlü nereye isterse, küçücük bir dümenle o yöne çevrilirler. Bunun gibi, dil de bedenin küçük bir üyesidir, ama büyük işlerle övünür. Bakın, küçücük bir kıvılcım ne kadar büyük bir ormanı tutuşturabilir! Dil de [Allah rızasına uygun kullanılmadığında] bir ateş, bedenimizin üyeleri arasında bir kötülük dünyasıdır. Bütün varlığımızı kirletir... (Yakup'un Mektubu, 3:4-6)
... Eğer bir kimse sözleriyle hiç hata yapmazsa, bütün bedenini de dizginleyebilen kamil bir kişidir. Bize boyun eğmeleri için atların ağızlarına gem vurursak, onların bütün bedenlerini de yönlendirebiliriz. (Yakup'un Mektubu, 3:2-3)
Listra ve Konya'daki kardeşler ondan övgüyle söz ediyorlardı. (Elçilerin İşleri, 16:2)
İmanlılar, mektuptaki yüreklendirici sözleri okuyunca sevindiler. (Elçilerin İşleri, 15:31)
Bunun gibi, her iyi ağaç iyi meyve verir, kötü ağaç ise kötü meyve verir. İyi ağaç kötü meyve, kötü ağaç da iyi meyve veremez. (Matta, 7:17-18)
Açgözlülüklerinden ötürü uydurma sözlerle sizi sömürecekler. Onlar için çoktan beri verilmiş olan yargı gecikmez. Onları bekleyen yıkım da uyuklamaz. (Petrus'un 2. Mektubu, 2:3)
İsa, halkı yanına çağırıp onlara, "Dinleyin ve şunu belleyin" dedi. "Ağızdan giren şey insanı kirletmez. İnsanı kirleten ağızdan çıkandır... ağızdan çıkan, yürekten kaynaklanır. İnsanı kirleten de budur. Çünkü kötü düşünceler, cinayet, zina, fuhuş, hırsızlık, yalan yere tanıklık ve iftira hep [kirli] yürekten kaynaklanır. İnsanı kirleten bunlardır..." (Matta, 15:10-20)
... Ağız yürekten taşanı söyler. (Matta, 12:34)
Gençlik arzularından kaç. Temiz yürekle Rab'be yakaranlarla birlikte doğruluğun, imanın, sevginin ve esenliğin ardından koş. Saçma, cahilce tartışmalara girmeyi reddet. Bunların kavga doğurduğunu bilirsin. Rab'bin kulu kavgacı olmamalı. Tersine, herkese şefkatle davranmalı, öğretme yeteneği olmalı, haksızlıklara sabırla dayanmalıdır. Kendisine karşı olanları yumuşak huyla yola getirmeli. Gerçeği anlamaları için Allah belki onlara bir tövbe yolu açar. (Pavlus'tan Timoteos'a 2. Mektup, 2:22-25)
Akılsız tartışmalardan, soyağacı didişmelerinden, Kutsal Yasa'yla [Allah'ın emirleriyle] ilgili çekişme ve kavgalardan sakın. Bunlar [çekişme ve tartışma] yararsız ve boş şeylerdir. Birinci ve ikinci uyarıdan sonra bölücü kişiyle ilişkini kes. Böyle birinin sapmış olduğundan ve günah işlediğinden emin olabilirsin... (Pavlus'tan Titus'a Mektup, 3:9-11)
Kendimizi... çekişmeye ve kıskançlığa kaptırmayalım. Gün ışığında olduğu gibi, saygın bir yaşam sürelim. (Pavlus'tan Romalılara Mektup, 13:13)
... İsa, "Ekmeğiniz yok diye niçin tartışıyorsunuz?" dedi. "Hâlâ akıl erdiremiyor, anlamıyor musunuz? Zihniniz köreldi mi? Gözleriniz olduğu halde görmüyor musunuz? Kulaklarınız olduğu halde işitmiyor musunuz? Hatırlamıyor musunuz, beş ekmeği beş bin kişiye bölüştürdüğümde kaç sepet dolusu yemek fazlası topladınız?" "On iki" dediler. (Markos, 8:17-19; Matta, 16:8-11)
... İsa onlara, "Yolda neyi tartışıyordunuz?" diye sordu. Hiç birinden ses çıkmadı. Çünkü yolda aralarında kimin en büyük olduğunu tartışmışlardı. İsa oturup Onikiler'i yanına çağırdı. Onlara şöyle dedi: "Birinci olmak isteyen en sonuncu olsun, herkesin hizmetkarı olsun." (Markos, 9:33-35)
... Bazı kişilerin farklı öğretiler yaymamasını, masallarla ve sonu gelmeyen soyağaçlarıyla uğraşmamasını öğütle. Bu şeyler, imana dayanan Allah'ın hoşnut olduğu düzene hizmet etmekten çok, tartışmalara yol açar. (Pavlus'tan Timoteos'a 1. Mektup, 1:3-4)
Eğer biri farklı öğretiler yayar, doğru sözleri... İsa Mesih'in sözlerini ve Allah yoluna dayanan öğretiyi onaylamazsa, kendini beğenmiş, bilgisiz bir kişidir. Böyle biri tartışmaları ve kelime kavgalarını hastalık derecesinde sever. Bu şeyler kıskançlığa, çekişmeye, iftiraya, kötü kuşkulara, düşünceleri yozlaşmış ve gerçeği yitirmiş kişilerin durmadan sürtüşmesine yol açar. Onlar Allah yolunu kazanç yolu sanıyorlar. (Pavlus'tan Timoteos'a 1. Mektup, 6:3-5)
Çünkü hâlâ benliğe [nefse] uyuyorsunuz. Aranızda kıskançlık ve çekişme olması, benliğe [nefsinize] uyduğunuzu, öbür insanlar gibi yaşadığınızı göstermiyor mu?... Önemli olan, eken ya da sulayan değil, ekileni büyüten Allah'tır. (Pavlus'tan Korintlilere 1. Mektup, 3:3, 7)
Herşeyi söylenmeden ve çekişmeden yapın ki, yaşam sözüne sımsıkı sarılarak aralarında evrendeki yıldızlar gibi parladığınız bu eğri ve sapkın kuşağın ortasında kusursuz ve saf, Allah'ın lekesiz kulları olasınız... (Pavlus'tan Filipililere Mektup, 2:14-16)
Buna göre, erkeklerin öfkelenip çekişmeden, her yerde pak eller yükselterek dua etmelerini isterim. (Pavlus'tan Timoteos'a 1. Mektup, 2:8)
Aranızdaki kavgaların, çekişmelerin kaynağı nedir? Bedeninizin üyelerinde savaşan tutkularınız değil mi? (Yakup'un Mektubu, 4:1)
Bir şey arzu ediyor, elde edemeyince adam öldürüyorsunuz. Kıskanıyorsunuz, isteğinize erişemeyince çekişip kavga ediyorsunuz. Elde edemiyorsunuz, çünkü Allah'tan dilemiyorsunuz. (Yakup'un Mektubu, 4:2)
Size şunu söyleyeyim, insanlar söyledikleri her boş söz için yargı günü hesap verecekler. (Matta, 12:36)
Bayağı, boş sözlerden sakın. Çünkü bunlara dalanlar Allah'sızlıkta daha da ileri gidecekler. (Pavlus'tan Timoteos'a 2. Mektup, 2:16)
... Aranızda açık saçıklık, budalaca konuşmalar, bayağı şakalar da olmasın. Bunlar size yakışmaz. Bunun yerine şükredin... Hiç kimse sizi boş sözlerle aldatmasın. Bu şeylerden ötürü Allah'ın gazabı söz dinlemeyenlerin üzerine gelir. Onun için böyleleriyle oturup kalkmayın. (Pavlus'tan Efeslilere Mektup, 5:3-7)
Çünkü yanlış yolda yürüyenlerden henüz kurtulanları, boş ve kurumlu sözler söyleyerek benliğin [nefsin] tutkularıyla, sefahatle ayartırlar. (Petrus'un 2. Mektubu, 2:18)
Ey Timoteos, sana emanet edileni koru. Bayağı ve boş sözlerden, yalan yere "bilgi" denen düşüncelerin çelişkilerinden sakın. Bu sözde bilgiye sahip olma iddiasında bulunan bazıları imandan saptılar. Allah'ın lütfu sizlerle birlikte olsun. (Pavlus'tan Timoteos'a 1. Mektup, 6:20-21)
Dikkatli olun! ... İnsanların geleneğine, dünyanın temel ilkelerine dayanan [dinsiz] felsefeyle, boş ve aldatıcı sözlerle kimse sizi tutsak etmesin. (Pavlus'tan Koloselilere Mektup, 2:8)
İyi olanı yaparak her konuda onlara örnek ol. Öğretişinde dürüst ve ağırbaşlı ol, kimsenin kınayamayacağı doğru sözler söyle. Öyle ki bize karşı gelen, hakkımızda söyleyecek kötü bir söz bulamayıp utansın. (Pavlus'tan Titus'a Mektup, 2:7-8)
Ama şimdi öfke, kızgınlık, kötü niyet dahil, hepsini üzerinizden sıyırıp atın. Ağzınızdan hiçbir iftira ya da uygunsuz söz çıkmasın. (Pavlus'tan Koloselilere Mektup, 3:8)
Benden işitmiş olduğun doğru sözleri örnek alarak imanla ve [Allah rızası için] Mesih İsa'da olan sevgiyle bunlara bağlı kal. (Pavlus'tan Timoteos'a 2. Mektup, 1:13)
Eğer biri farklı öğretiler yayar, doğru sözleri... İsa Mesih'in sözlerini ve Allah yoluna dayanan öğretiyi onaylamazsa, kendini beğenmiş, bilgisiz bir kişidir. (Pavlus'tan Timoteos'a 1. Mektup, 6:3-4)
O [Hz. İsa (as)] günah işlemedi, ağzından hileli söz çıkmadı. (Petrus'un 1. Mektubu, 2:22)
Ağızlarından hiç yalan çıkmamıştır... (Vahiy, 14:5)
Çünkü kötü düşünceler, cinayet, zina, fuhuş, hırsızlık, yalan yere tanıklık ve iftira hep [kirli] yürekten kaynaklanır. İnsanı kirleten bunlardır... (Matta, 15:19-20; Markos, 7:21-23)
Bu nedenle her kötülüğü, hileyi, ikiyüzlülüğü, kıskançlığı ve bütün iftiraları üzerinizden sıyırıp atın. (Petrus'un 1. Mektubu, 2:1)
Kardeşlerin çoğu da zincire vuruluşumdan ötürü Rab'be güvenerek Allah'ın sözünü korkusuzca söylemekte daha da cesur davranıyorlar. (Pavlus'tan Filipililere Mektup, 1:14)
Gittiğiniz her yerde Allah'ın Egemenliği'nin [ahiret hayatının] yaklaştığını duyurun... Karşılıksız aldınız, karşılıksız verin. (Matta, 10:7-8)
Konuşan, Allah'ın sözlerini [Allah'tan gelen vahyi] iletir gibi konuşsun. Başkalarına hizmet eden, Allah'ın verdiği güçle hizmet etsin... (Petrus'un 1. Mektubu, 4:11)
[Hz. İsa (as):] "Adil Allah, dünya Seni tanımıyor, ama ben Seni tanıyorum... Senin adını onlara bildirdim ve bildirmeye devam edeceğim." (Yuhanna, 17:25-26)
Orada bulunan hastaları iyileştirin ve kendilerine, 'Allah'ın Egemenliği [ahiret hayatı] size yaklaştı' deyin. (Luka, 10:9)
Aynı zamanda bizim için de dua edin ki Allah, sözünü yaymamız ve uğruna hapsedildiğim Mesih sırrını [Hz. İsa (as)'a inen vahyi] açıklamamız için bize bir kapı açsın. (Pavlus'tan Koloselilere Mektup, 4:3)
Yeruşalim'den başlayıp İllirikum bölgesine kadar dolaşarak Mesih'in Müjdesi'ni [Allah'ın Hz. İsa (as)'a vahyini] eksiksiz duyurdum. (Pavlus'tan Romalılara Mektup, 15:18-19)
Şimdi kardeşlerim, yanınıza gelip dillerle konuşsam, ama size bir vahiy, bir bilgi, bir peygamberlik sözü ya da bir öğreti getirmesem, size ne yararım olur? Kaval ya da lir gibi ses veren cansız nesneler bile değişik sesler çıkarmasa, kaval mı, lir mi çalındığını kim anlar? Borazan belirgin bir ses çıkarmasa, kim savaşa hazırlanır? Bunun gibi, siz de anlaşılır bir dil konuşmazsanız, söyledikleriniz nasıl anlaşılır?... (Pavlus'tan Korintlilere 1. Mektup, 14:6-9)
... Allah'ın sözünü duyur. Zaman uygun olsun olmasın, bu görevi sürdür. İnsanları tam bir sabırla eğiterek ikna et, uyar, isteklendir. Çünkü öyle bir zaman gelecek ki, sağlam öğretiye dayanamayacaklar. Kulaklarını okşayan sözler dinleyebilmek için çevrelerine, kendi arzularına uygun öğretmenler toplayacaklar. Kulaklarını gerçeğin sesine tıkayacak, dönüp efsanelere dalacaklar. Ama sen her durumda ayık ol, sıkıntıya göğüs ger, müjdeci olarak çalış, görevini tamamla. (Pavlus'tan Timoteos'a 2. Mektup, 4:1-5)
Allah'ın sözünü [Allah'tan gelen vahyi] size iletmiş olan önderlerinizi anımsayın. Yaşayışlarının sonucuna bakarak onların imanını örnek alın. (İbranilere Mektup, 13:7)
Ağzınızdan hiç kötü söz çıkmasın. İşitenler yararlansın diye, ihtiyaca göre, başkalarının gelişmesine yarayacak olanı söyleyin. (Pavlus'tan Efeslilere 2. Mektup, 4:29)
Öyleyse ne diyelim, kardeşler? Toplandığınızda her birinizin bir ilahisi, öğretecek bir konusu... bilmediği dilde söyleyecek bir sözü ya da bir çevirisi vardır. Herşey topluluğun gelişmesi için olsun. (Pavlus'tan Korintlilere 1. Mektup, 14:26)
Yaşlı adama çıkışma, böylesine babanmış gibi öğüt ver. Genç erkeklere kardeşlerinmiş gibi, yaşlı kadınlara annenmiş gibi, genç kadınlara da tam bir yürek temizliğiyle kızkardeşlerinmiş gibi öğüt ver. Gerçekten kimsesiz olan dul kadınlara saygı göster. (Pavlus'tan Timoteos'a 1. Mektup, 5:1-3)
İmanda, söz söylemekte [Allah'ın dinini tebliğde], bilgide, her tür gayrette, bize beslediğiniz sevgide, herşeyde üstün olduğunuz gibi, bu hayırlı işte de üstün olmaya bakın. (Pavlus'tan Korintlilere 2. Mektup, 8:7)
Çünkü geldiğimde sizi istediğim durumda bulamayacağımdan korkuyorum. Sizler de beni istediğiniz durumda bulamayabilirsiniz. Aranızda çekişme, kıskançlık, öfke, bencil tutkular, iftira, dedikodu, böbürlenme, kargaşa olmasından korkuyorum. (Pavlus'tan Korintlilere 2. Mektup, 12:20)