İkinci Kitap: Risale-i Nur'da Batıni Tefsir Tehlikesi

Giriş

Yakın tarihin en büyük İslam alimlerinden biri olan Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri'nin yazmış olduğu Risale-i Nur Külliyatı, yüzbinlerce insanın hidayetine vesile olmuş çok önemli eserlerdir. Bediüzzaman'ın samimi üslubu, tefekkürleri ve hikmetli anlatımı, her okuyan için önemli bir yol gösterici ve hidayet rehberi olmuştur. Risale-i Nurlar'ın geniş kitleler üzerindeki bu samimi etkisi son derece açıktır. Her biri son derece samimi örneklerle ele alınmış olan tüm bu konuların anlatımındaki sadelik ve açıklık her kesimden insanın kolaylıkla anlayabileceği şekildedir.

Ancak tüm bu üstün özelliklerine rağmen kimi çevrelerde, Bediüzzaman'ın eserlerinin anlaşılabilmesi için tefsir edilmesi gerektiği şeklinde yanlış bir kanaat söz konusudur. Sözde Risaleler'de şifreli ve karmaşık bir anlatım olduğu, düz okumayla anlaşılamayacağı ve bu şifreleri de ancak bu konuda bilgi sahibi olan belirli kişilerin çözebilecekleri düşünülür. Bediüzzaman'ın açık anlatımının ardında bir de batıni anlam gizlendiği; dolayısıyla Bediüzzaman'ın anlatmak istediği gerçeklerin de ancak batıni tefsir ile anlaşılabileceği öne sürülür. Bu bakış açısı kimi zaman öyle bir dereceye gelebilmektedir ki, Bediüzzaman'a büyük bir sevgi ve saygı duyan kimseler dahi, Bediüzzaman'ın söylediklerinin anlaşılabilmesi için "Risaleler'deki sözlerinin yeterli olmayacağını" öne sürebilmektedirler. Bu sözleri, yalnızca özel sırlara vakıf, özel tefsir gücü olan, özel yeteneklere ve hislere sahip bazı özel kişilerin "batıni tefsir" yaparak anlayabileceğini savunmaktadırlar.

Risaleler konusundaki bu yaklaşım özellikle de Bediüzzaman'ın ahir zaman ve Hz. Mehdi konusundaki açıklamalarında gündeme gelmektedir. Bediüzzaman'ın ve onun kaleme almış olduğu Risale-i Nur Külliyatı'nın Mehdilik görevini üstlendiği yönünde bir hüsn-ü zanna sahip olan kimseler, Bediüzzaman'ın özellikle de bu konuyu reddeden açıklamalarını kabullenmekten kaçınmakta ve bu sözleri çeşitli şekillerde tevil etme yoluna gitmektedirler.

Kuşkusuz ki bu durum, söz konusu düşünceyle hareket eden kimselerin bazı konularda birtakım endişeler taşımalarından kaynaklanmaktadır. Yoksa Bediüzzaman'ın Risaleler'de yer alan her bir sözünün ne kadar hikmetli ve anlaşılır olduğu açık ve bilinen bir gerçektir. Her kelimesi gerçekleri içeren bu Risaleler, Bediüzzaman Said Nursi hayattayken yayınlanmıştır. Bediüzzaman eserlerini bizzat kendisi tashih etmiş ve düzeltmiştir. Milyonlarca kişinin bu konuları eserlerinden öğreneceğini bilerek kaleme alan Bediüzzaman, Peygamberimiz (sav)'in hadislerindeki manaları ümmetine aktarırken şüphesiz ki her zaman olduğu gibi zerre kadar doğruların dışına çıkmamıştır. Neyin doğru olduğunu düşündüyse ve gerçek kanaati ne ise onları yazmıştır. Bu nedenle eserleri tamamen saf gerçekleri yansıtmaktadır. Bediüzzaman, "bir Risale-i Nur talebesi olarak ben de bunlara uyuyorum" diyerek, hayatta olduğu süre içerisinde eserlerinde yazdıklarının doğruluğunu defalarca tasdik etmiştir. Tüm bunların yanı sıra Bediüzzaman, eserlerinde sözlerinin yeniden bir kez daha tefsir edilmesine karşı olduğu yönündeki fikirlerini de açıkça beyan etmiştir. Risaleler'in ikinci bir kez tefsir edilmesinin, sözlerini aslından uzaklaştırarak anlamını yitirmesine ve yanlış çıkarımlara neden olacağını belirtmiştir. Dolayısıyla tüm bunlara rağmen yaşadığı yüzyılın müceddidi olan Bediüzzaman Said Nursi gibi büyük bir İslam aliminin eserlerinin anlaşılamadığı, bu nedenle de veciz bir şekilde kaleme almış olduğu, apaçık sözlerinin bir kez daha tefsir edilmesi gerektiği yönündeki fikirler hem yanlıştır hem de Bediüzzaman'ın bizzat kendi ifadeleriyle tümüyle çelişmektedir. Böyle bir yaklaşım, büyük bir müceddidin eserlerinin tümünden kuşku duyulmasına yol açacak sakıncalı bir girişim olacaktır. Unutulmamalıdır ki, büyük müceddid Bediüzzaman'a karşı gösterilecek gerçek sevgi ve saygı, onun büyük bir samimiyetle kaleme aldığı eserlerine sahip çıkmayı, onun gerçekte söylemek istediklerini tam anlayıp onu desteklemeyi gerektirmektedir.

Bu kitabın amacı da bu doğrultuda "batın tefsirciliği" konusunu ele almak, bu düşünce ile yapılan tefsirlerin yanlışlığını ve Bediüzzaman'ın izahlarıyla ne kadar çeliştiğini bizzat Bediüzzaman Said Nursi'nin sözleriyle ortaya koymaktır. Böyle bir yöntemin ne tür sonuçlara yol açabileceğini, Risaleler ve Bediüzzaman'ın sözleri üzerinde nasıl zararlar oluşturabileceğini hatırlatmaktır.

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo
İNDİRMELER
  • K1 Hz. Mehdi’nin Çikiş Alametleri ve Özellikleri - Giriş
  • K1 Bölüm 1: Hz. Mehdi’nin Çıkış Alametleri 1/2
  • K1 Bölüm 1: Hz. Mehdi’nin Çıkış Alametleri 2/2
  • K1 Bölüm 2: Hz. Mehdi’nin Özellikleri 1/2
  • K1 Bölüm 2: Hz. Mehdi’nin Özellikleri 2/2
  • K1 Sonuç
  • K2 Risale-i Nur'da Batıni Tefsir Tehlikesi - Giriş
  • K2 Hicri 13. Asrın büyük Müceddidi; Bediüzzaman Said Nursi
  • K2 Yanıltıcı Bir Akım: "Risale-i Nur'da Batın Tefsirciliği"
  • K2 Ahir Zaman ve Mehdiyet Konusunda Yapılan Batıni Tefsirler Nelerdir? Bediüzzaman Ne Demektedir? Tefsirciler Ne Demektedirler? 1/2
  • K2 Ahir Zaman ve Mehdiyet Konusunda Yapılan Batıni Tefsirler Nelerdir? Bediüzzaman Ne Demektedir? Tefsirciler Ne Demektedirler? 2/2
  • K2 Bediüzzaman'ın Risalelerin Tefsir EdilmesineBakış Açısı Nedir? Bediüzzaman Hayatta Iken Risaleleri Tefsir Etme Yaklaşımına Izin Vermiş Midir?
  • K2 Sonuç
  • K2 Mehdiyet, Gizlenmesi Değil; Müjdelenmesi Gereken Bir Konudur