"Ebu Basir der ki: İmam Muhammed Bakır Aleyhisselam'ın şöyle buyurduğunu duydum: "Bu GAYBETİN (MEHDİ’NİN) SAHİBİNDE DÖRT PEYGAMBERİN SÜNNETİ VARDIR:... Dedim ki: "HZ. YUSUF'UN SÜNNETİ NEDİR?" BUYURDU Kİ: "ZİNDAN VE GAYBET."... (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 190)
... SONRA MEHDİ ALEYHİSSELAM HZ. YUSUF'A BENZETMEKTE ve onun halkı gördüğünü ama halkın onu göremediğini ve Hz. Ali'nin de buyurduğu gibi gökten nida olunana dek onun görülmeyeceği kesindir. (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 167)
Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde, Kuran'ın Yusuf kıssasında anlatılan Hz. Yusuf'un hayatıyla, Hz. Mehdi (as)'ın hayatı arasında çok büyük benzerlikler olduğu haber verilmiştir. Peygamberimiz (sav)'in verdiği bu bilgi doğrultusunda Kuran ayetlerine bakıldığında, Hz. Mehdi (as) ile ilgili hadislerle çok mutabık olayların yer aldığı görülür (Doğrusunu Allah bilir).
Allah Kuran'da, her dönemde insanlar için “hidayete yönelten bir elçi” gönderdiğini bildirmiştir. Bütün peygamberler hidayet ile gönderildiği, hidayete erdiren, vesile olan kişiler olduğuna göre, her peygamber birer Mehdi'dir. “Hz. Yusuf da yaşadığı dönemin Mehdisi”dir. Bu yönüyle de, ahir zamanda ortaya çıkacak olan Hz. Mehdi (as)'ın hayatıyla, Hz. Yusuf'un hayatı büyük benzerlikler göstermektedir.
Kuran'da Hz. Yusuf'a Allah Katından özel bir ilim ve hikmet verildiği bildirilmektedir:
"Böylece Rabbin seni seçkin kılacak, sözlerin yorumundan (kaynaklanan bir bilgiyi) sana öğretecek..." (Yusuf Suresi, 6)
... Ona sözlerin yorumundan (olan bir bilgiyi) öğrettik... (Yusuf Suresi, 21)
Erginlik çağına erişince, kendisine hüküm ve ilim verdik. İşte Biz, iyilik yapanları böyle ödüllendiririz. (Yusuf Suresi, 22)
Kuran'da Hz. Yusuf ile ilgili olarak verilen bu bilgilerden, Hz. Mehdi (as)'ın da sözlerin yorumunu iyi bileceği; özel bir ilim ve hikmet sahibi olacağı anlaşılmaktadır. Nitekim rivayetlerde de Hz. Yusuf gibi, Hz. Mehdi (as)'ın da Allah tarafından kendisine verilmiş “özel bir güce sahip olduğu” bildirilmektedir.
Büyük İslam alimlerinden Muhyiddin Arabi, eserlerinde Hz. Mehdi (as)'ın dikkat çeken başlıca 9 özelliğini şu şekilde belirtmektedir:
Kuran'da Hz. Yusuf'un, çarpıcı bir güzelliğe sahip olduğu bildirilmiştir:
... (Yusuf'a da:) "Çık, onlara (görün)" dedi. Böylece onlar onu (olağanüstü güzellikte) görünce (insanüstü bir varlıkmış gibi gözlerinde) büyüttüler... (Yusuf Suresi, 31)
Hadislerde ve rivayetlerde verilen bilgiler, Hz. Mehdi (as)'ın da güzelliğiyle son derece dikkat çekici bir görünüme sahip olduğu anlaşılmaktadır:
Hz. İmam Hüseyin (a.s)'in şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur: "Mehdi kıyam ettiğinde halk onu tanımayacaktır. Zira o (Mehdi halka güzel simalı biri olarak gelecektir..." (Ikd-üd Dürer, s. 41)
Humran bin A'yân der ki: İmam Muhammed Bâkır aleyhisselam'a: ... Senin sahibin Hz. Mehdi (a.s.) geniş karınlıdır, alnında iz vardır, yüzü güzellerin evladıdır. (Yani yüzü güzeldir) (bir kişiye hitaben) Allah rahmet etsin." (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 253)
Yüzü parlayan yıldız gibi nurludur. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 33/Kitab-ül Burhan Fi Alamatil-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 22)
... Yüzü gökyüzünde parlayan yıldız gibidir. (Deylemi, c. IV, sf. 221, İbnu'l Cevzi, c. II, s. 558; Ali b. Sultan Muhammed el-Kari el-Hanefi "Risaletül Meşreb elverdi fi mezhebil Mehdi")
O (Mehdi), orta boylu ve güzel yüzlü bir gençtir... Yüzünün nuru, saçının, sakalının ve başının siyahlığı üzerine gün gibi parlar ve ona yücelik verir. (Ukayli "En-Necmu's-sakıb fi Beyanı Enne'l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale't-Temam ve'l kamal")
Mehdi benim çocuklarımdandır. Onun yüzü, parlak yıldız gibidir. (Ukayli "En-Necmu's-sakıb fi Beyanı Enne'l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale't-Temam ve'l kamal")
Güzel yüzlüdür. Yüzünün nurları ona azamet verir. (Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi'si "Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar")
... Yüzünde parlak yıldız gibi bir renk vardır... (Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar, s. 12)
Yaşadığı toplumdaki insanlar Hz. Mehdi (as)'ın üstün özelliklerini, yürüttüğü hayırlı faaliyetleri açıkça gördükleri halde, Hz. Mehdi (as) ve cemaatini tam olarak fark edemeyeceklerdir. Hz. Mehdi (as)'ın bu durumu Hz. Yusuf'un hayatıyla büyük benzerlik göstermektedir. Kuran'ın, “(Kuraklık başlayınca) Yusuf'un kardeşleri gelip yanına girdiler, ONU TANIMADIKLARI HALDE kendisi onları hemen tanıdı.” (Yusuf Suresi, 58) ayetiyle, Hz. Yusuf'un kardeşlerinin onu tanıyamadığı, ancak onun kardeşlerini tanıdığı haber verilmiştir. Hadislerin işaretine göre de, Hz. Mehdi (as) da, aynı Hz. Yusuf gibi olacak; ilk başlarda o insanları görecek ama insanlar onu fark edemeyeceklerdir.
"Sen gerçekten Yusuf musun, sensin öyle mi?" dediler. "Ben Yusuf'um" dedi. "Ve bu da kardeşimdir. Doğrusu Allah bize lütufta bulundu. Gerçek şu ki, kim sakınır ve sabrederse, şüphesiz Allah, iyilikte bulunanların karşılığını boşa çıkarmaz." (Yusuf Suresi, 90)
Kardeşleri bir düzen kurarak Hz. Yusuf'u bir kuyuya atmış, babalarına da 'Hz. Yusuf'u bir kurtun yediğini' söyleyerek üzerine yalandan kan sürülmüş gömleğini getirmişlerdir. Babası bu anlatılanların bir düzen olduğunu anlamıştır. Ancak babaları da, Hz. Yusuf'un kardeşleri de uzun yıllar Hz. Yusuf'tan haber alamamışlardır. Daha sonra Allah, hiç beklemedikleri bir zamanda, Hz. Yusuf'u Mısır'ın hazinelerinin başında “güç ve iktidar” sahibi olarak karşılarına çıkarmıştır:
(Yusuf) Dedi ki: "Beni (bu) yerin (ülkenin) hazineleri üzerinde (bir yönetici) kıl. Çünkü ben, (bunları iyi) bir koruyucuyum, (yönetim işlerini de) bilenim."
İşte böylece Biz yeryüzünde Yusuf'a güç ve imkan (iktidar) verdik. Öyle ki, orada (Mısır'da) dilediği yerde konakladı. Biz kime dilersek rahmetimizi nasib ederiz ve iyilik yapanların ecrini kayba uğratmayız. (Yusuf Suresi, 55-56)
Bu ayetler, Hz. Mehdi (as)'ın da çıkışından ümidin kesildiği, insanların “Mehdi” diye bir kimsenin olmadığı iddiasında bulundukları bir dönemde ortaya çıkacağına işaret etmektedir. Yine ayetlerin işaretine göre bu dönemde Allah Hz. Mehdi (as)'ı, “güç ve iktidar sahibi ve tüm inananların manevi lideri olarak” ortaya çıkaracaktır. Peygamberimiz (sav) de bu durumu hadislerinde şöyle müjdelemiştir:
... Mehdi, Resulullah'ın bayrağı ile, insanların başlarına bela üzerine bela yağdığı ve çıkışından ümit kesildiği bir sırada çıkar... (Ali Bin Husameddin el-Muttaki, Kitab-ul Burhan fi-Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 55)
... ONUN (MEHDİ'NİN) ZUHURU ÜMİTSİZLİK VE YEİS ESNASINDADIR. (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s. 274)
HALK TAM ZUHURDAN ÜMİDİNİ KESTİĞİ ANDA O MEHDİ ZUHUR EDECEKTİR! (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s. 301)
Davud bin Kesir-i Rıkki der ki: İmam Ebu Abdullah aleyhisselam'a şöyle arzettim: ...Bu emir (yani kıyam) (Hz. Mehdi'nin çıkışı) çok uzadı öyle ki, kalplerimiz daraldı ve derin hüzünden dolayı ölüyoruz. Buyurdu ki: "BU ZUHUR, DAHA ÜMİTSİZ VE HÜZÜNÜN DAHA ÇOK OLDUĞU BİR ZAMANDA VUKU BULACAKTIR. (Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s. 208)
Onlar şöyle demişti: "Yusuf ve kardeşi babamıza bizden daha sevgilidir; oysa ki biz, birbirini pekiştiren bir topluluğuz. Gerçekte babamız, açıkça bir şaşkınlık içindedir."
"Öldürün Yusuf'u veya onu bir yere atıp-bırakın ki babanızın yüzü yalnızca size (dönük) kalsın. Ondan sonra da salih bir topluluk olursunuz." (Yusuf Suresi, 8-9)
Kuran'da kardeşlerinin, Hz. Yusuf'a karşı büyük bir kıskançlık duydukları ve bu sebeple onu öldürmeyi dahi göze aldıkları bildirilmiştir. Bu amaçla ona zarar verebilmek için tuzak kurmuş, Hz. Yusuf'u bir kuyunun dibinde ölüme terk etmişlerdir. Ayette Hz. Mehdi (as) döneminde de, bir kısım Müslümanların da Hz. Mehdi (as)'a karşı kıskançlık duyacaklarına ve bu sebeple ona cephe alacaklarına işaret edilmektedir. Yine bu kıskançlık nedeniyle Hz. Mehdi (as)'a karşı mücadele veren karşıt güçler içerisinde yer alacakları ve Hz. Mehdi (as)'ı etkisiz hale getirebilmek amacıyla ona bir düzen kurulacağı anlaşılmaktadır.
Kuran'da Hz. Yusuf'a pek çok defa düzen kurularak haksızlığa uğratıldığı anlatılmıştır. Önce kardeşleri onu öldürme amacıyla bir tuzak kurmuş, ardından da yanında kaldığı vezirin hanımı Yusuf'a iffetine ilişkin bir iftira atmıştır. Bu konuyu bildiren ayetlerden bazıları şöyledir:
"Öldürün Yusuf'u veya onu bir yere atıp-bırakın... (Yusuf Suresi, 9)
İçlerinden bir sözcü dedi ki: "Eğer (mutlaka bir şey) yapacaksanız, öldürmeyin Yusuf'u, onu kuyunun derinliklerine bırakın da bir yolcu kafilesi alsın." (Yusuf Suresi, 10)
Akşam üstü babalarına ağlar vaziyette geldiler. Dediler ki: "Ey Babamız, gerçek şu ki, biz gittik, yarışıyorduk. Yusuf'u da yiyeceklerimizin (veya eşyamızın) yanında bırakmıştık. Fakat onu kurt yemiş. Ne var ki biz doğruyu söylesek bile sen bize inanacak değilsin." (Yusuf Suresi, 16-17)
Kadın dedi ki: "Beni kendisiyle kınadığınız işte budur. Andolsun onun nefsinden ben murad istedim, o ise (kendini) korudu. Ve andolsun, eğer o kendisine emrettiğimi yapmayacak olursa, mutlaka zindana atılacak ve elbette küçük düşürülenlerden olacak." (Yusuf Suresi, 32)
Sonra onlarda (Yusuf'un iffetine ilişkin) delilleri görmelerinin ardından, mutlaka onu belli bir vakte kadar zindana atmak (görüşü)ağır bastı. (Yusuf Suresi, 35)
Kuran'da Hz. Yusuf hakkında verilen bu bilgilerden, Hz. Mehdi (as)'ın da ortaya çıkışından önce aynı şekilde çeşitli haksızlıklara maruz kalacağı anlaşılmaktadır. Peygamber Efendimiz (sav)'in aşağıdaki hadislerinde de Hz. Mehdi (as)'a pek çok kez haksızlık yapılacağı haber verilmiştir:
... (Mehdi) İki rekat namaz kılar. Namazdan dönünce şöyle der: "Ey insanlar! Ümmet-i Muhammed ve bilhassa onun ehl-i beyti çok belalar gördü ve bizler kahr (azap) ve HAKSIZLIĞA MARUZ KALDIK (uğradık)." (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 55)
(Babası) Demişti ki: "Oğlum, rüyanı kardeşlerine anlatma, YOKSA SANA BİR TUZAK KURARLAR. Çünkü şeytan, insan için apaçık bir düşmandır." (Yusuf Suresi, 5)
Sonra onlarda (YUSUF'UN İFFETİNE İLİŞKİN) DELİLLERİ GÖRMELERİNİN ARDINDAN, mutlaka onu belli bir vakte kadar ZİNDANA ATMAK (GÖRÜŞÜ)AĞIR BASTI. (Yusuf Suresi, 35)
Kuran'da, masum olduğuna dair deliller çok açık olmasına rağmen, yine de Hz. Yusuf'un haksız yere ve kasıtlı olarak suçlu gösterildiği bildirilmiştir. Bu durum Hz. Mehdi (as)'ın da ortaya çıkışından önce çeşitli iftiralara, tuzak ve komplolara maruz kalacağına işaret etmektedir. Nitekim Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde, “Hz. Mehdi (as)'ın da yaşadığı toplumda zulüm, cefa, eziyet ve baskı göreceği” haber verilmiştir.
Evinde kalmakta olduğu kadın, ondan murad almak istedi ve kapıları sımsıkı kapatarak: "İsteklerim senin içindir, gelsene" dedi. (Yusuf) Dedi ki: "Allah'a sığınırım. Çünkü o benim Efendimdir, yerimi güzel tutmuştur. Gerçek şu ki, zalimler kurtuluşa ermez." (Yusuf Suresi, 23)
Kapıya doğru ikisi de koştular. Kadın onun gömleğini arkadan çekip yırttı. (Tam) Kapının yanında kadının efendisiyle karşılaştılar. Kadın dedi ki: "Ailene kötülük isteyenin, zindana atılmaktan veya acı bir azaptan başka cezası ne olabilir?"
(Yusuf) Dedi ki: "Onun kendisi benden murad almak istedi."... (Yusuf Suresi, 25-26)
Sonra onlarda (Yusuf'un iffetine ilişkin) delilleri görmelerinin ardından, mutlaka onu belli bir vakte kadar zindana atmak (görüşü)ağır bastı. (Yusuf Suresi, 35)
Kuran'da vezirin karısının, masum olduğunu bildiği halde Hz. Yusuf'un iffetine yönelik iftira attığı bildirilmiştir. Vezirin karısı, bu iftirasını güçlendirebilmek için şehirdeki birtakım kadınları da kendisine şahit tutmuştur. Ayetlerin işaretinden Hz. Mehdi (as)'a karşı da bir grup kadının birlik olup komplo kuracakları ve ona da, “bir kadına karşı suç işlediği iddiasıyla iftira atılacağı” anlaşılmaktadır. Hz. Yusuf kendisine kurulan bu komplo sebebiyle hapis cezasıyla cezalandırılmış ve uzun yıllar haksız yere hapiste kalmıştır. Bu durum, Hz. Mehdi (as)'ın da bu tarz yalan ve uydurma bahanelerle masum olduğu halde haksız yere hapisle cezalandırılacağına işaret etmektedir.
Sonra onlarda (Yusuf'un iffetine ilişkin) delilleri görmelerinin ardından, mutlaka onu belli bir vakte kadar zindana atmak (görüşü)ağır bastı. (Yusuf Suresi, 35)
Hz. Yusuf'un masum olduğu ortadaki delillerden çok açık bir şekilde anlaşılmıştır. Ancak yönetici konumundaki kimseler bu delilleri çok açık gördükleri halde, bazı siyasi sebeplerle Hz. Yusuf'a karşı kurulan düzeni kabul etmiş ve onu suçlu bulmuşlardır. Hz. Yusuf'un bu durumundan, Hz. Mehdi (as)'ın da kendisini savunmak ve haksız olduğunu ispatlamak için çok güçlü deliller sunacağı, ancak yönetici konumundaki kişilerin bu açık delillere rağmen bazı siyasi sebeplerle onu hapisle cezalandıracakları anlaşılmaktadır.
Nitekim onu götürdükleri ve kuyunun derinliklerine atmaya topluca davrandıkları zaman, Biz ona (şöyle) vahyettik: "Andolsun, sen onlara kendileri, farkında değilken bu yaptıklarını haber vereceksin." (Yusuf Suresi, 15)
... böylece daha nice yıllar (Yusuf) zindanda kaldı. (Yusuf Suresi, 42)
Sedir-i Seyrefi der ki: İmam Ebu Abdullah Cafer-i Sadık aleyhisselam'dan duydum ki: Şöyle buyurdu: "Bu işin sahibinde (Hz. Mehdi (a.s.)'de) Yusuf'a bir benzerlik vardır." Şöyle arzettim: Sen bize bir GAYBETİ (hapsi) veya HAYRETİ bildiriyor gibisin.
Hz. Yusuf ilk olarak kuyuda, daha sonra da uzun yıllar boyunca bir zindanda hapsedilmiştir. Yusuf aleyhisselam biri kısa diğeri uzun süre iki defa insanların gözünden kaybolmuştur. Birincide, Yusuf (as) kuyuya bırakılmış, kısa bir süre sonra oradan geçen kafile onu oradan çıkarmış, ikincide ise haksız yere zindana atılmış, uzun bir müddet orada kalmıştır. Fakat sonradan masumluğu anlaşılarak, zindandan da çıkartılmıştır.
Hz. Mehdi (as) da Hz. Yusuf gibi hayatının çeşitli dönemlerinde pek çok kez hapsedilecektir. Ancak aynı Hz. Yusuf gibi Hz. Mehdi (as)'ın da masum olduğuna dair deliller çok açık olacaktır.
Hani Yusuf babasına: "Babacığım, gerçekten ben (rüyamda) ON BİR YILDIZ, GÜNEŞ'İ VE AY'I gördüm; bana secde etmektelerken gördüm" demişti. (Yusuf Suresi, 4)
(Babası) Demişti ki: "Oğlum, rüyanı kardeşlerine anlatma, yoksa sana bir tuzak kurarlar. Çünkü şeytan, insan için apaçık bir düşmandır." (Yusuf Suresi, 5)
Hz. Yusuf'un, rüyasında Yıldız, Güneş ve Ay'ı kendisine secde ederlerken görmüş, ilerleyen yıllarda da Allah, Hz. Yusuf'u Mısır'a yönetici kılmıştır. Bu durum Hz. Mehdi (as)'ın hayatına yönelik de çok önemli işaretler içermektedir. Bilindiği gibi genellikle İslam ülkelerinin bayraklarında Yıldız, Güneş ve Ay amblemleri yer almaktadır. Hz. Yusuf ile ilgili bu ayetlerin işaretinden, tüm İslam ülkelerinin Hz. Mehdi (as)'ın manevi liderliği altında toplanıp birlik olacakları, Hz. Mehdi (as)'ın da bu şekilde tüm Müslümanların manevi lideri olacağı anlaşılmaktadır.
Yusuf Suresi'nde, Hz. Yusuf'un kendi isteği olmaksızın bulunduğu ülkenin kralı tarafından doğruluğu, adaleti, bilgisi, güvenilirliği sebebiyle ülkenin yönetimini üstlenmek üzere başa getirildiği haber verilmektedir:
Hükümdar dedi ki: "Onu bana getirin, onu kendime bağlı kılayım." Onunla konuştuğunda da (şöyle) dedi: "Sen bugün bizim yanımızda (artık) önemli bir yer sahibisin, güvenilir (bir danışman-yönetici)sin." (Yusuf Suresi, 54)
(Yusuf) Dedi ki: "Beni (bu) yerin (ülkenin) hazineleri üzerinde (bir yönetici) kıl. Çünkü ben, (bunları iyi) bir koruyucuyum, (yönetim işlerini de) bilenim." (Yusuf Suresi, 55)
İşte böylece Biz yeryüzünde Yusuf'a güç ve imkan (iktidar) verdik. Öyle ki, orada (Mısır'da) dilediği yerde konakladı. Biz kime dilersek rahmetimizi nasib ederiz ve iyilik yapanların ecrini kayba uğratmayız. (Yusuf Suresi, 56)
Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde, Hz. Mehdi (as)'ın da benzer bir durum içerisinde bulunacağı bildirilmiştir. Hz. Mehdi (as) görevine başladığı ilk dönemlerde insanlar arasında “Mehdi" sıfatıyla tanınmayacak ve bilinmeyecektir. Ancak hadislerde bildirilen Hz. Mehdi (as)'ın özelliklerinin tamamının bu kimsede biraraya gelmiş olması, zamanla geniş kitlelerin dikkatini çekecektir. İnsanlar, Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde bildirilen gerek fiziksel özellikleriyle gerekse Hz. Mehdi (as)'ın yerine getireceği faaliyetlerle ilgili alametlerin tamamını onda görmelerinden dolayı ona, “Hz. Mehdi (as) da olması gereken tüm alametler sende mevcut” diyerek delil getirecek ve onun Hz. Mehdi (as) olduğu iddiasını öne süreceklerdir. Ama buna rağmen Hz. Mehdi (as) hiçbir zaman için “ben Hz. Mehdi'yim” demeyecek ve kendisine yöneltilen Mehdilik iddialarını ısrarla kabul etmeyecektir.
Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Hz. Mehdi (as)'ın içerisinde bulunacağı bu durum şöyle haber verilmiştir:
“Kendisine “senin ismin budur, babanın ismi şudur, alametler sende mevcuttur” diyecekler, ancak o yine kabul etmeyecek...” (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, Beklenen Mehdi'nin Alametleri, s. 40)
“... Mehdi'ye, Deccaliyet'e ve dinsizlerin zulmüne karşı bizi korumazsan bütün günahımız ve dökülen kanlarımız boynunda olsun” diyecekler. Bu konuşmadan sonra (manevi sorumluluk almamak için) Mehdi manevi liderliği kabul edecektir.” (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, Beklenen Mehdi'nin Alametleri, s. 40)
(MEHDİ) ANCAK BASKI İLE BAŞA GEÇMEYE RAZI OLACAKTIR. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 48)
İnsanlar nihayet Mehdi'ye gelirler ve ... KENDİSİ İSTEMEDİĞİ HALDE, ONA BİAT EDERLER. (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 31)
SAHİPLERİ (MEHDİ) ÇEKİNİR VE NETİCEDE İSTEMEDİĞİ HALDE Ehli Bedir sayısınca insan ona, biat eder. (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 34)
Tüm bu hadisler, aynı Hz. Yusuf'un kendi talebi olmaksızın ülkenin yöneticiliğine getirilmesi gibi, Hz. Mehdi (as)'a da kendi isteği olmaksızın, tüm dünya Müslümanlarının manevi liderliğini üstlenmesi için baskı yapılacak ve Müslümanlar ona zorla biat ederek tabi olacaklardır.
(Zindana gidip:) "Yusuf, ey doğru (sözlü insan)... Yedi besili ineği yedi zayıf (ineğin) yediği ve yedi yeşil başakla diğerleri kuru olan (rüya) konusunda bize fetva ver. Umarım ki insanlara da (senin söylediklerinle) dönerim, belki onlar (bunun anlamını) öğrenmiş olurlar."
Dedi ki: "Siz yedi yıl, önceleri (ektiğiniz) gibi ekin ekin, yediğinizin az bir kısmı dışında (kalanını) biçtiklerinizi başağında bırakın."
Sonra bunun arkasından (kuraklığı) zorlu yedi yıl gelecektir, sakladığınız az bir miktar dışında, daha önce biriktirdiğinizi yiyip bitirecektir."
Sonra bunun arkasından bir yıl gelecektir ki, insanlar onda bol bol yağmura kavuşturulacak ve onda sıkıp-sağacaklar." (Yusuf Suresi, 46-49)
Ayetlerde, hapiste olduğu sırada Hz. Yusuf'tan dönemin hükümdarının gördüğü bir rüyayı yorumlaması istendiği bildirilmiştir. Hz. Yusuf bu rüyanın “uzun süreli bir ekonomik zorluğa” işaret ettiğini söylemiştir.
◉ Peygamberimiz (sav)'in Hz. Yusuf'un hayatında Hz. Mehdi (as)'ın hayatıyla benzerlikler olacağını bildirmiş olması, o dönemdeki gibi Hz. Mehdi (as)'ın çıkışından önce de yeryüzünde ciddi boyutlarda bir ekonomik kriz yaşanacağına işaret etmektedir. Ayette işaret edilen ekonomik sıkıntının, günümüzde dünya çapında yaşanan büyük ekonomik kriz olması kuvvetle muhtemeldir (Doğrusunu Allah bilir).
◉ Yine Hz. Yusuf'un “kuraklığı zorlu yedi yıl” sözleriyle bahsettiği kıtlık ve ekonomik zorluk yılları, 2007 ve 2008 yıllarına işaret ediyor olabilir (Doğrusunu Allah bilir).
◉ Hz. Yusuf, “inek ve buğday”dan bahsedilen rüyayı yorumlamış ve o dönemde yaşanacak ekonomik zorluğa karşı, “tarıma önem verilmesinin çözüm olacağını” söylemiştir. Bilindiği gibi “inek ve buğday”, tarım ve hayvancılığın en önemli kalemleridir. Dolayısıyla Hz. Yusuf'un yaptığı yorumdan, “ahir zamanda Hz. Mehdi (as)'ın çıkışından önce yaşanacak ekonomik kriz sırasında da, tarım ve hayvancılığa önem verilmesinin çözüm olacağı” anlaşılmaktadır.
◉ Ayetlerin işaretinden bu ekonomik krizin “blok olarak tek bir dönem” ya da “tekrarlı bir dönem” de olabileceği anlaşılmaktadır.