Hz. Musa (as)'ın Allah'tan vahiy aldığı sırada vermiş olduğu cevaplar, onun samimiyetine dair örneklerle doludur. Hz. Musa (as), çekindiğini Allah'a çok samimi bir şekilde söylemiş ve O'ndan yardım dilemiştir. Örneğin Mısır kavminden birisini öldürdüğünü, onların da karşılık olarak kendisini öldürmelerinden endişe ettiğini söylemiştir. Hz. Musa (as)'ın bir diğer endişesi de kendisini iyi ifade edemeyeceğini düşünmesidir. Akıcı konuşamadığını düşünmüş ve Firavun'a iyi hitap edemeyeceği için endişelenmiştir. Bunun için, konuşması daha akıcı olan kardeşi Hz. Harun (as)'ın kendisine yardımcı olarak verilmesini istemiştir. Ayetlerde şöyle haber verilmektedir:
Dedi ki: "Rabbim, gerçekten onlardan bir kişi öldürdüm, beni öldürmelerinden korkuyorum." "Ve kardeşim Harun; dil bakımından o benden daha düzgün konuşmaktadır, onu da benimle birlikte bir yardımcı olarak gönder, beni doğrulasın. Çünkü onların beni yalanlamalarından korkuyorum." (Kasas Suresi, 33-34)
"Kardeşim Harun'u" "Onunla arkamı kuvvetlendir." "Onu işimde ortak kıl," "Böylece Seni çok tesbih edelim." "Ve Seni çok zikredelim." (Taha Suresi, 30-34)
Hz. Musa (as)'ın Hz. Harun (as)'ı yardımcı olarak istemesindeki bir diğer hikmet de, yukarıdaki ayette görüldüğü gibi Allah'ı çokça zikredebilmektir. Hz. Musa (as), eğer iki kişi olurlarsa Allah'ı daha çok anacaklarını düşünmüştür. Gerçekten de inananların beraber olmaları, birbirlerini manen desteklemeleri, gafletten korunmaları açısından çok önemlidir ve bu nedenle Kuran'da inananların beraber olmaları pek çok ayetle öğütlenmektedir. Hz. Musa (as) ile ilgili bu kıssadan müminlerin kendilerine çıkarmaları gereken derslerden biri de budur.
Allah, Hz. Musa (as)'ın isteklerini kabul etmiştir. Ona hem tebliğde hem de kuvvet bakımından destek olması için Hz. Harun (as)'ı yardımcı olarak verdiğini bildirmiştir:
(Allah) Dedi ki: "Pazunu kardeşinle pekiştirip güçlendireceğiz; sizin ikinize de öyle bir 'güç ve yetki' vereceğiz ki, ayetlerimiz sayesinde size erişemeyecekler. Siz ve size uyanlar galip olanlarsınız." (Kasas Suresi, 35)
Allah aynı olay, başka ayetlerde de şöyle haber verir:
Dedi ki: "Rabbim, benim göğsümü aç. Bana işimi kolaylaştır. Dilimden düğümü çöz; ki söyleyeceklerimi kavrasınlar. Ailemden bana bir yardımcı kıl." (Taha Suresi, 25-29)
"Şüphesiz Sen bizi görüyorsun." (Allah) Dedi ki: "Ey Musa istediğin sana verilmiştir. (Taha Suresi, 35-36)
Hz. Musa (as)'ın isteklerine baktığımızda, tüm isteklerini Allah'a çok samimi bir üslupla açıkladığını, bunlar için Allah'a dua edip yardım istediğini görüyoruz. Hz. Musa (as)'ın duasındaki bu samimiyet, tüm insanlara da örnektir. İnsan Allah'a, tüm samimiyeti içinde, aczini ve fakrini bilerek ve Allah'ın herşeyi kuşattığının farkında olarak dua etmelidir. Allah herşeyi bildiğine, insanın yaşadığı her olaya şahit olduğuna, insanın aklından geçen herşeyden haberdar olduğuna göre, insanın Allah'tan bir şeyi gizlemeye, örtmeye çalışmasına hiç gerek yoktur.
Kısacası her insan, Allah'a, dünyada hiçbir insana karşı olmadığı kadar samimi ve içten bir şekilde yönelmelidir.
Kim bir kötülükle gelirse, artık onlar da ateşe yüzükoyun atılır (ve onlara:) "Yaptıklarınızdan başkasıyla mı cezalandırılıyorsunuz?" (denir).
(Neml Suresi, 90)