Hz. Musa (as) Tur Dağı'ndaki ateşin yanına vardığında, çok büyük bir mucizeyle karşılaştı. Allah, Hz. Musa (as)'a bir çalıdan seslendi ve ona vahiyde bulundu. Allah Hz. Musa (as)'a bu ilk vahyi Kuran'da şöyle haber verir:
Derken oraya geldiğinde, o kutlu yerdeki vadinin sağ yanında olan bir ağaçtan: "Ey Musa, Alemlerin Rabbi olan Allah Benim;" diye seslenildi. (Kasas Suresi, 30)
Nitekim ona gidince, kendisine seslenildi: "Ey Musa." "Gerçekten Ben, Ben senin Rabbinim. Ayakkabılarını çıkar; çünkü sen, kutsal vadi olan Tuva'dasın." "Ben seni seçmiş bulunuyorum; bundan böyle vahyolunanı dinle." "Gerçekten Ben, Ben Allah'ım, Benden başka ilah yoktur; şu halde Bana ibadet et ve Beni zikretmek için dosdoğru namaz kıl." (Taha Suresi, 11-14)
Bu, Hz. Musa (as)'ın aldığı ilk vahiydir. Allah onu elçi olarak seçtiğini bildirmiştir. Allah ona bir ağaçtan seslenmiştir ve insanın dünyada ulaşabileceği en şerefli makamla şereflendirmiştir.
Tur'da gerçekleşen bu olayda dikkat edilmesi gereken önemli bir husus vardır: Allah'ın Hz. Musa (as) ile konuşması… Allah bir ağaçtan Hz. Musa (as)'a seslenmiştir. Allah, Hz. Musa (as)'a konuşacak kadar yakındır. Aslında Allah herkese konuşacak kadar yakındır. Mesela siz bu yazıları okurken de Allah size en yakındır. Sizinle konuşacak, sizin sesinizi duyacak ve size de sesini duyuracak kadar yakındır. Allah bizim her konuşmamızı duyacak kadar yakındır. Hatta biz fısıldasak bile O bizi duyar. Bu gerçeği Allah Kuran'da, "... Biz ona şah damarından daha yakınız." (Kaf Suresi, 16) ayetiyle haber verir. Allah, Hz. Musa (as)'a Kendisi'ni tanıtıp Rabbimiz olduğunu söyledikten sonra ona asasını sorar:
"Sağ elindeki nedir ey Musa?" Dedi ki: "O, benim asamdır; ona dayanmakta, onunla davarlarım için ağaçlardan yaprak düşürmekteyim, onda benim için daha başka yararlar da var." (Taha Suresi, 17-18)
Kuşkusuz Hz. Musa (as)'ın elindekinin asa olduğunu Allah bilmektedir. Fakat Hz. Musa (as)'ı eğitmek ve ona Kendi gücünü göstermek için asasını atmasını istemiştir:
"Asanı bırak." (Attıktan hemen sonra) onun şimdi bir yılan gibi hareket ettiğini görünce, arkasına dönüp bakmaksızın kaçmaya başladı... (Kasas Suresi, 31)
"Asanı bırak;" (Bıraktı ve) onun çevik bir yılan gibi hareket ettiğini görünce, geriye doğru kaçtı ve arkasına bakmadı... (Neml Suresi, 10)
Hz. Musa (as), her zaman kullandığı asasının bir yılana dönüştüğünü görünce, ayetlerde bildirildiği gibi korkuya kapılmıştır. Ancak Allah bu olayla birlikte Hz. Musa' (as)ı eğitmiş, ona teslimiyeti ve Kendisi'nden başka hiçbir şeyden korkmamayı öğretmiştir:
..."Ey Musa, korkma; şüphesiz Ben(im); Benim yanımda gönderilen (elçiler) korkmaz." (Neml Suresi, 10)
Dedi ki: "Onu al ve korkma, Biz onu ilk durumuna çevireceğiz." (Taha Suresi, 21)
Hz. Musa (as), ayette bildirilen emir gereği asasını geri almıştır. Nitekim bu asa ileride, Firavun'a karşı kullanacağı bir mucize olacaktır. Allah, bunun ardından Hz. Musa (as)'a ikinci bir mucize daha vermiştir:
Elini koynuna sok, kusursuz olarak bembeyaz çıksın.(Kasas Suresi, 32)
Allah'ın Hz. Musa (as)'ya lütfettiği ikinci mucize ise ayette haber verildiği üzere, elinin bembeyaz olmasıdır. Musa Peygamber ardı ardına gelişen bu olaylardan dolayı heyecana ve ayetin ifadesiyle dehşete kapılmıştı. Ancak Allah, ona korkmamasını ve bu mucizelerle Firavun'a gitmesini emretmiştir:
"... Ve (her türlü) dehşetten yana kanatlarını kendine doğru çek. İşte bunlar, senin Rabbinden Firavun ve önde gelen adamlarına iki kesin-kanıt (mucize)dır. Gerçekten onlar, fasık bir topluluktur." (Kasas Suresi, 32)