Kişiye (kendi) sesi konuşmadıkça… kıyamet kopmaz. (Ölüm, Kıyamet ve Diriliş, s. 471)
Hadisteki mesaj oldukça açıktır: Kişinin kendi sesini duymasının ahir zamanın bir özelliği olduğu belirtilmektedir. Şüphesiz insanın kendi sesini işitebilmesi için öncelikle sesini kayıt etmesi ve sonra da dinlemesi gerekmektedir. Ses kayıt ve reprodüksiyon teknolojisi de 20. yüzyılın bir ürünüdür; bu gelişme bilimsel bir dönüm noktası olmuş, haberleşme ve medya sektörlerinin doğmasına yol açmıştır. Ses kaydı özellikle bilgisayar ve lazer teknolojilerindeki son gelişmelerle mükemmele ulaşmış durumdadır.
Kısacası, günümüzün elektronik aletleri, mikrofonları ve hoparlörleri sesin kaydedilmesi ve dinlenmesine imkan sağlamakta ve bizlere yukarıdaki hadisin verdiği haberin tecelli ettiğini göstermektedir.
İnsanlar bir ölçek buğday ektiklerinde karşılığında yedi yüz ölçek bulacak... İnsan birkaç avuç tohum atacak, 700 avuç hasat edecektir... Çok yağmur yağmasına rağmen bir damlası bile boşa gitmeyecek. (El Kavlul Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyyil Muntazar, s. 43)
Peygamber Efendimiz (sav) ahir zamanda yaşanacak teknolojik gelişmelerle ilgili daha pek çok bilgi vermiştir. Hadislerde modern tarıma geçilmesi, yeni üretim tekniklerinin geliştirilmesi, tohum ıslahı çalışmaları ve yağmur sularının yeni barajlar, göletler yapılarak değerlendirilmesi sonucunda oluşacak üretim artışına işaret edilmektedir.
Günümüzde teknoloji çok büyük bir hızla gelişmekte, ürünlerin hem kalitesinde hem de üretim miktarında çok fazla artırıma gidilebilmektedir. Özellikle de genetik biliminde yaşanan hızlı gelişme, teknolojinin bazı türlerinde olduğu gibi tarım teknolojisinde de büyük bir devrim yaşatmaktadır.
Arabistan'da da nehirler ve bahçeler oluşmadıkça kıyamet kopmaz. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 17/22, hadis no: 8819)
Arab topraklarından nehirler ve dereler akmadıkça kıyamet kopmaz. (Ölüm, Kıyamet ve Diriliş, İmam Şarani, s. 471)
Ahir zamanda ürünlerde yaşanacak olan bolluğa işaret eden bir başka teknolojik gelişme de çöllerin yeşertilmesidir. Dünyada kara parçalarının yüzde kırk üçünü çöllerin oluşturduğu düşünülürse, bu konunun tarım teknolojisi için ne kadar büyük bir önem taşıdığı daha kolay anlaşılır. Günümüzde suyun verimsiz çöl topraklarına kadar ulaştırılmasıyla, en kurak topraklarda bile üretim yapılabilmektedir. Eğer bu yüksek teknoloji tüm çöllere uygulanırsa, kıtlığın eşiğinde olan pek çok ülke çok verimli ekim alanlarına kavuşacaktır. Elbette bunun için çok büyük bir teknoloji gerekmektedir.
Çöl bölgelerinde tarım yapılabilmesi için sulama konusunun çözülmesi ve ekim yapılabilir toprakların sağlanması gerekir. Bunun için üzerinde çalışılan teknolojilerden biri bilgisayar kontrolünde yapılan sulamadır. Bu teknolojiyle su akışı doğrudan bitkilerin kök bölgelerine yönlendirilmekte, tek bir damla suyun bile israf edilmesi engellenmektedir. Her türlü suyun arıtılarak kullanıma geçirilmesi de çöl tarımında çok önemli bir yer tutar. Bunun için sel ve deniz sularının çok hızlı bir şekilde kullanıma geçirilmesi de tarım teknolojisinin temelini oluşturmaktadır. Bu şekilde çok geniş bir su kaynağı sağlanmış olacak ve ülke ekonomilerine büyük bir destek sağlanacaktır. Peygamber Efendimiz (sav) hadislerinde suyun verimli şekilde kullanılmasına da işaret etmiştir:
… ümmetin gerek iyileri ve gerekse de kötüleri, misli asla görülmemiş şekilde, pek çok nimetlere sahip olacaktır. Çok yağmur yağmasına rağmen bir damlası bile boşa gitmeyecek, toprak bir tek tohum istemeden verimli ve bereketli olacaktır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)
Onun zamanında… ömürler uzayacaktır. (El Kavlul Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyyil Muntazar s. 43)
Peygamberimiz (sav)'in verdiği bu haberin üzerinden ondört asır geçmiştir. Kayıtlar, ortalama yaşam süresinin içinde bulunduğumuz çağda diğer tüm dönemlerden daha fazla olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Hatta 20. yüzyılın başları ile sonları arasında dahi büyük bir fark vardır. Örneğin 1995 yılında doğmuş olan bir çocuğun 1900'lerde doğmuş birisine göre ortalama 35 yıl daha uzun yaşayacağı tahmin edilmektedir.57 Bu konudaki çarpıcı bir başka örnek de, geçmişte 100 seneden fazla yaşayan insanların oldukça nadir, günümüzde ise çok sayıda olmasıdır.
Birleşmiş Milletler Nüfus Departmanı kaynaklarına göre, son birkaç yılda dünya nüfusu yüksek ölüm oranlarından düşük ölüm oranlarına doğru dikkate değer bir geçiş devresindedir. Demografik devrim olarak nitelenen bu gelişmenin merkezinde de yaşlıların sayı ve oran olarak artışı yer almaktadır. Böylesine hızlı ve geniş ölçekli bir gelişmenin uygarlık tarihinin hiçbir döneminde görülmediği de aynı kaynakta vurgulanmaktadır.58
Şüphesiz yaşam süresindeki bu artış sebepsiz değildir. Tıp teknolojisinin ilerlemesine bağlı olarak sağlık hizmetlerindeki gelişme insanların böyle bir nimete kavuşmasına olanak sağlamıştır. Bunlara ek olarak, genetik bilimindeki gelişmeler ve halen büyük bir hızla ilerlemekte olan İnsan Genomu Projesi sağlık alanında yepyeni bir dönem başlatmak üzeredir. Bu ilerlemeler geçmiş zamanlarda yaşayan insanların hayal bile edemeyeceği bir boyuttadır. Tüm bu gelişmelere dayanarak şunu söylemek mümkündür: Yaşadığımız çağın insanları yukarıdaki hadisin haber verdiği uzun ve sağlıklı hayat standardını yakalamışlardır. Ve bu standart, yakın gelecekte daha da yükselecek gibi görünmektedir.
Allah'ın şerefli elçisinin gelişi için hazırlık yapmak isteyen iman sahiplerini gevşekliğe sürüklemek isteyenler olabilir. Bu insanlar çeşitli bahanelerle Hz. İsa (as) için hazırlık yapmayı gereksiz göstermeye çalışabilirler. Bunun için kullanacakları bahanelerden biri de sahte mesihlerin ortaya çıkması olacaktır. Zaman zaman akıl sağlığı yerinde olmayan veya çeşitli çıkarlar peşinde olan kimi insanlar Hz. İsa (as) olduklarını iddia etmişlerdir. Bazı çevrelerse bu cehalet içindeki insanların yaptıklarını kendi menfaatleri için kullanmaya çalışmış, "Hz. İsa (as) gelecek şeklindeki yorumlar, sahte mesihlerin ortaya çıkmasına neden oluyor" şeklinde açıklamalarda bulunmuşlardır. Bu açıklamalarla Hz. İsa (as)'ın yeryüzüne yeniden gelişi için yapılacak hazırlıkları yavaşlatmak ve hatta durdurmak istemişlerdir. Ancak Allah'ın vaat ettiği bu kutlu dönemin gelişini kimse geciktiremeyecektir. Çünkü bu gibi insanlar çok önemli bir gerçeği fark edememektedirler: "Sahte mesihlerin ortaya çıkışı Hz. İsa (as)'ın gelişinin bir alametidir, müjdesidir". Peygamberimiz (sav) hadislerinde şöyle bir haber vermiştir:
Her biri Allah'ın Resulü olduğunu iddia eden otuza yakın yalancı gönderilmedikçe kıyamet kopmayacaktır. (Tirmizi, Fiten: 43; Ebu Davud, Melahim: 16)
Her birisi kendinin Tek Mabud olan Allah'dan Resul olarak gönderildiğini iddia eden altmış yalancının çıkması. (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 36)
Yukarıdaki hadisler bizlere günümüz dünyasındaki gelişmeleri anımsatmaktadır. Bazı sahtekarlar Müslümanların ve Hıristiyanların beklentilerini suistimal ederek peygamberlik iddialarıyla ortaya çıkmakta ve bazen de büyük felaketlere neden olmaktadırlar.
Uzmanlar sözde mesih akımlarının 1970'li yıllarda ortaya çıkmaya başladığını, o tarihten bu yana da hızlı bir artış içinde olduklarını ifade etmektedir. Uzmanlara göre, bu artışa neden olan başlıca iki temel husus bulunmaktadır. Bunlardan birisi komünizmin yıkılması, diğeriyse internet teknolojisinin sağladığı imkanlardır.59 Aşağıdaki alıntılar konuyla ilgili seçilmiş birkaç örnektir:
Federal ajanlar ve mezhep üyeleri arasındaki 51 günlük gerginlik trajediyle sonuçlandı. Mezhebin Waco, Texas yakınlarındaki tesisleri tamamen yandı. 33 yaşındaki, "Branch Davidians" hareketinin lideri ve sözde mesihi David Koresh de diğer 74 kişiyle birlikte öldü.60
Geçen hafta İsviçre ve Kanada'da, sözde Mesih Luc Jouret'in taraftarlarından ve onların çocuklarından oluşan 53 kişi öldü. Bu iki ülkenin polisleri ölümlerin nedeninin toplu intihar, toplu katliam veya ikisinin bir karışımı olup olmadığını araştırıyor.61
En kötü mezhep katliamının korkunç delili… Uganda'da yeni mezarlar bulundukça, liderleri tarafından kandırılan fanatik bir mezhebin 1000'e yakın taraftarının öldüğünden endişe ediliyor…62
Öyle bir olaydı ki, yol açtığı şok dalgaları dünyanın her yanına yayıldı: Çağdaş tarihin en kötü toplu intiharı. Bir mezhebin üyeleri olan 900'den fazla insan Güney Amerika ormanlarında bulundu. Ölüler Jim Jones'un taraftarlarıydı.63
Sahte peygamberlere Kuran ayetlerinde de dikkat çekilmiştir. Bu konudaki bir ayet şöyledir:
Allah'a karşı yalan uydurup iftira düzenden veya kendisine hiçbir şey vahyolunmamışken "Bana da vahy geldi" diyen ve "Allah'ın indirdiğinin bir benzerini de ben indireceğim" diyenden daha zalim kimdir? Sen bu zalimleri, ölümün 'şiddetli sarsıntıları' sırasında meleklerin ellerini uzatarak onlara: "Canlarınızı (bu kıskıvrak yakalanıştan) çıkarın, bugün Allah'a karşı haksız olanı söylediğiniz ve O'nun ayetlerinden büyüklenerek (yüz çevirmeniz) dolayısıyla alçaltıcı bir azabla karşılık göreceksiniz" (dediklerinde) bir görsen... (Enam Suresi, 93)
Ayetin devamında bildirildiği gibi, bu insanlar ayetin hükmüne girebilir ve uydurdukları yalanın karşılığını görebilirler.
Şüphesiz, sahte mesihlerin yalanlarının tümüyle ortaya çıkacağı günler yakındır. Çünkü Peygamberimiz (sav) yalancıların ardından Hz. İsa (as)'ın geri dönüşünü de müjdelemiştir.
Gerçek iman sahipleri, Hz. İsa (as)'ı, alametlerinden hemen tanıyacaklardır. Yaptığı her hareket hikmetli ve benzersiz olacak, bu alametlerle diğer insanlardan ayrılacak ve hiçbir ispata gerek duymadan hemen tanınabilecektir. Sahte mesihlerin kendilerini ispata çalışmaları ise onların sahteliklerinin en açık delilidir.
Hz. İsa (as)'ın delilleri, yaptıkları olacaktır. O, dinsiz akımları, inkarın ve ahlaksızlığın insanlar arasında yayılması için çaba sarf edenlerin sistemlerini çok büyük bir bozguna uğratacaktır. Allah'ın vahyiyle hareket ettiği için inkar edenlerin tuzaklarını bozması, din ahlakını insanlar arasında yayması, küfrün çabalarını etkisiz hale getirmesi onun için çok kolay olacaktır. Mucizeleriyle Allah'ın dininin hak olduğunu ve iman edenlerin mutlaka üstün geleceklerini ispat edecektir. Rabbimiz inananları Kuran'da şöyle müjdeler:
Onlar, Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Oysa Allah, Kendi nurunu tamamlayıcıdır; kafirler hoş görmese bile. Elçilerini hidayet ve hak din üzere gönderen O'dur. Öyle ki onu (hak din olan İslam'ı) bütün dinlere karşı üstün kılacaktır; müşrikler hoş görmese bile. (Saff Suresi, 8-9)
Hazreti İsa (as)'ın ikinci kez yeryüzüne gelecek olması Hıristiyanlığın temel inanç esaslarındadır. İncil'in pek çok yerinde Hz. İsa (as)'ın ikinci kez yeryüzüne geleceği bildirilmiş ve samimi olarak iman eden Hıristiyanların bu kutlu gün için en güzel şekilde hazırlanmaları gerektiği ifade edilmiştir: Bunlardan bazıları şöyledir:
İsa bunları söyledikten sonra, onların gözleri önünde yukarı alındı. Bir bulut O'nu alıp gözlerinin önünden uzaklaştırdı. "Ey Celileliler, neden göğe bakıp duruyorsunuz?" diye sordular. "Sizden göğe alınan bu İsa, göğe çıktığını nasıl gördünüzse, aynı şekilde geri gelecektir. " (Elçilerin İşleri, 1:9-11)
Bu arada, mübarek ümidimizin gerçekleşmesini, İsa Mesih'in yücelik içinde gelmesini bekliyoruz. (Pavlus'un Titus'a Mektubu, 2:13)
Bütün bunlar, İsa gökten gelip göründüğü zaman olacak. İsa, Allah'ı tanımayanları ve kendisiyle ilgili müjdeye uymayanları cezalandıracak. (2. Selaniklilere, 1:7-8)
İkinci kez, ... kurtuluş getirmek için kendisini bekleyenlere görünecektir. (İbranilere, 9:28)
İşte, bulutlarla geliyor! Her göz O'nu görecek... (Esinleme, 1:7)
Ayrıca İncil'de Hz. İsa (as)'ın geliş alametlerinin neler olduğu da açıklanmıştır. İncil'de Hz. İsa (as)'ın ikinci kez gelişinin alametlerini, öğrencilerine şu şekilde anlattığı bildirilir:
İsa Zeytinlik Dağı üzerinde otururken, şakirtleri ayrıca gelip ona dediler; "Bize söyle bu şeyler ne zaman olacak? Ve senin gelişine ve dünyanın sonuna alamet ne olacak?" İsa cevap verip onlara dedi ki; "Sakın sizi kimse saptırmasın çünkü birçokları, 'Mesih benim' diye benim ismimle gelip birçoklarını saptıracaklar." (Matta, 24: 3-6)
Size şimdiden, bunlar olmadan önce söylüyorum ki, bunlar olunca benim O olduğuma inanasınız. (Yuhanna, 13:19)
Bu bölümde İncil'de yer alan Mesih'in geliş alametlerini inceleyeceğiz.
İsa onlara şu karşılığı verdi: "Sakın kimse sizi saptırmasın! Çünkü birçokları, 'Mesih benim' diyerek benim adımla gelecek, birçok kişiyi saptıracaklar." (Matta, 24: 3-5)
Eğer o zaman biri size, 'İşte Mesih burada', ya da 'İşte şurada' derse, inanmayın. Çünkü sahte mesihler, sahte peygamberler türeyecek... (Matta, 24: 23-25)
Birçok sahte peygamber türeyecek ve bunlar birçok kişiyi saptıracak. (Matta, 24: 11)
İsa, "Sakın sizi saptırmasınlar" dedi. "Birçokları, 'Ben oyum' ve 'Zaman yaklaştı' diyerek benim adımla gelecekler. Onların ardından gitmeyin. (Luka, 21: 8)
Evvela şunu bilirsiniz ki, son günlerde alaycılar kendi arzularına göre yürüyerek ve "Onun zuhurunun vaadi nerededir? Çünkü babaların uyudukları günden beri herşey hilkatin başlangıcından olduğu gibi kalıyor" diye alayla geleceklerdir. (Petrus'a II. Mektup, 3: 3-4)
"Bunun için siz de hazır olun! Çünkü İnsanoğlu, ummadığınız bir saatte gelecektir." (Matta, 24: 44)
Sizin gördüğünüz bu şeylere gelince, günler gelecek ki, o vakit burada yıkılmadık taş üstünde taş kalmayacaktır. (Luka, 21: 6)
Korkmayın sakın! Bunların olması gerek, ama bu daha son demek değildir. Ulus ulusa, devlet devlete savaş açacak; yer yer kıtlıklar, depremler olacak. Bütün bunlar, doğum sancılarının başlangıcıdır. (Matta, 24:7)
Şiddetli depremler, yer yer kıtlıklar ve salgın hastalıklar, korkunç olaylar ve gökte olağanüstü belirtiler olacak. (Luka, 21: 11)
... yer yer kıtlıklar, depremler olacak. Bütün bunlar, doğum sancılarının başlangıcıdır. (Matta, 24: 7)
..., yer yer kıtlıklar ve salgın hastalıklar, korkunç olaylar ve gökte olağanüstü belirtiler olacak. (Luka, 21: 11)
... Savaş gürültüleri, savaş haberleri duyacaksınız. Korkmayın sakın! Bunların olması gerek, ama bu daha son demek değildir. Ulus ulusa, devlet devlete savaş açacak... (Matta, 24: 6-7)
Savaş ve isyan haberleri duyunca telaşlanmayın. Önce bunların olması gerek. Ama son hemen gelmez." Sonra onlara şöyle dedi: "Ulus ulusa, devlet devlete savaş açacak." (Luka, 21: 9-10)
O zaman birçok kişi imandan sapacak, birbirlerini ele verecek ve birbirlerinden nefret edecekler... Kötülüklerin çoğalmasından ötürü birçoklarının sevgisi soğuyacak. (Matta 24: 10, 12)
... Kutsallıktan ve sevgiden yoksun, uzlaşmaz, iftiracı, özünü denetleyemeyen, azgın ve iyilik düşmanı olacaklar. Hain, aceleci, kendini beğenmiş, Allah'tan çok eğlenceyi seven, Allah yolundaymış gibi görünüp bu yolun gücünü inkâr edenler olacaklar. Böylelerinden uzak dur. (Timoteasa II. Mektup, 3: 2-5)
Çünkü öyle bir zaman gelecek ki, sağlam öğretiye dayanamayacaklar. Kulaklarını okşayan sözler dinleyebilmek için çevrelerine, kendi arzularına uygun öğretmenler toplayacaklar. Kulaklarını gerçeğin sesine tıkayacak, dönüp efsanelere dalacaklar. (Timoteasa II. Mektup, 4: 3-4)
... sonraki zamanlarda bazıları imandan dönecek. (Timoteosa I. Mektup, 4: 1)
Allah'tan çok eğlenceyi seven, Allah yolundaymış gibi görünüp bu yolun gücünü inkâr edenler olacaklar. Böylelerinden uzak dur.
Dünyanın üzerine gelecek felaketleri bekleyen insanlar korkudan bayılacak... (Luka, 21: 26)
...Yeryüzündeki bütün halklar ağlayıp dövünecek, İnsanoğlu'nun gökteki bulutlar üzerinde büyük güç ve görkemle geldiğini görecekler. (Matta, 24: 30)
Şiddetli depremler, yer yer kıtlıklar ve salgın hastalıklar, korkunç olaylar ve gökte olağanüstü belirtiler olacak. (Luka 21: 11)
Çünkü öyle bir zaman gelecek ki, sağlam öğretiye dayanamayacaklar. Kulaklarını okşayan sözler dinleyebilmek için çevrelerine, kendi arzularına uygun öğretmenler toplayacaklar. Kulaklarını gerçeğin sesine tıkayacak, dönüp efsanelere dalacaklar. (Timoteasa II. Mektup, 4: 3-4)
Allah yolundaymış gibi görünüp bu yolun gücünü inkâr edenler olacaklar. Böylelerinden uzak dur. (II.Timoteas 3: 5)
Şiddetli depremler, yer yer kıtlıklar ve salgın hastalıklar, korkunç olaylar ve gökte olağanüstü belirtiler olacak. (Luka, 21: 11)
O zaman İnsanoğlu'nun belirtisi gökte görünecek. Yeryüzündeki bütün halklar ağlayıp dövünecek, İnsanoğlu'nun gökteki bulutlar üzerinde büyük güç ve görkemle geldiğini görecekler. (Matta, 24: 30)
İnsanlar, kendilerini seven, para düşkünü, övüngen, kibirli, küfürbaz, anne baba sözü dinlemez, nankör, kutsallıktan ve sevgiden yoksun, uzlaşmaz, iftiracı, özünü denetleyemeyen, azgın ve iyilik düşmanı olacaklar. Hain, aceleci, kendini beğenmiş, Allah'tan çok eğlenceyi seven, Allah yolundaymış gibi görünüp bu yolun gücünü inkâr edenler olacaklar. Böylelerinden uzak dur. (Timoteasa II. Mektup, 3: 1-5)
Sonraki vakitlerde bazıları imandan irtidad edip (uzaklaşıp, çıkıp), aldatıcı ruhları ve cinlerin öğretişini dinleyecekler. Yalan söyleyenlerin ikiyüzlülüğü ile vicdanları dağlanacak. (Timoteosa I. Mektup, 4: 1-2)
Benim adımdan ötürü kralların ve valilerin önüne çıkarılacaksınız... Anne babalarınız, kardeşleriniz, akraba ve dostlarınız bile sizi ele verecek ve bazılarınızı öldürtecekler... Dayanmakla canlarınızı kazanacaksınız.. (Luka 21:12,16,19)
Daniel peygamberin sözünü ettiği yıkıcı iğrenç şeyin kutsal yerde dikildiğini gördüğünüz zaman Yahudiye'de olanlar dağlara kaçsın. Çünkü o günlerde öyle korkunç bir sıkıntı olacak ki, dünyanın başlangıcından bu yana böylesi olmamış, ondan sonra da olmayacaktır. (Matta, 24:15, 21)
O vakit, Yahudiye'de bulunanlar dağlara kaçsınlar ve onun içinde olanlar çıksınlar, kırda olanlar oraya girmesinler. (Luka, 21: 20-21)
O günde kendisi damın üzerinde ve eşyası evin içinde olan adam, onları almak için aşağı inmesin, böylece tarlada olan da geri dönmesin. (Luka, 17: 31) s
O zaman insanoğlu'nun belirtisi gökte görünecek. Yeryüzündeki bütün halklar ağlayıp dövünecek, insanoğlu'nun gökteki bulutlar üzerinde büyük güç ve görkemle geldiğini görecekler. (Matta, 24: 30)
Çünkü o günlerde öyle korkunç bir sıkıntı olacak ki, dünyanın başlangıcından bu yana böylesi olmamış, ondan sonra da olmayacaktır. O günler kısaltılmamış olsaydı, hiç kimse kurtulamazdı. Ama seçilmiş olanlar uğruna o günler kısaltılacak. (Matta, 24: 6, 21-22)
O günlerde gebe ve emzikli olanların vay başına! Çünkü memleket üzerine büyük sıkıntı ve bu kavme azap gelecektir. (Luka, 21: 23)
O günlerde öyle sıkıntı olacak ki, onun gibisi Allah'ın halkettiği hilkatin (yaratılışın) başlangıcından şimdiye kadar ne olmuştur, ne de olacaktır. (Markos, 13: 19)
Hiçbir surette kimse sizi aldatmasın. Çünkü önce irtidat gelmedikçe ve İlah denilen, yahut ibadet edilen herşeye karşı duran ve Allah'ın mabedinde oturup kendisinin Allah olduğunu göstermek suretiyle kendisini yükselten, fesat adamı, helak oğlu, izhar olmadıkça (meydana çıkarılmadıkça) o gün gelmez. (Selaniklilere II. Mektup, 2: 3-4)