Materyalist felsefe ve dünya görüşlerinin etkisiyle insanların ahireti unutmaları, dünyaya büyük bir hırsla bağlanmaları kıyamet öncesindeki dönemin bir vasfıdır:
İnsanlarda cimrilik ve hırs artacak. (Müslim, İmare: 176)
Kıyamet yaklaştı. Halbuki insanlar dünyaya karşı ancak hırslarını artırıyorlar, Allah'tan da uzaklaşıyorlar. (Suyuti, Camiü's-Sagir, 2/57)
... O günde riyakarlıktan utanılmayacak ve çekinilmeyecek. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 458, no. 835)
Riyakarlık (ikiyüzlülük) hakim olacak, riya (ikiyüzlülük) ve gösterişten utanılmayacak. (Ölüm Kıyamet ve Diriliş, s. 470)
Ahir zaman birbirlerine kaba söz ve küfürlerle hitap eden insanların sayıca artacağı bir dönemdir. Bu durum hadislerde şöyle ifade edilmiştir:
Son zamanlarda türeyen, birbirleriyle karşılaştıkları zaman selamları lanetleşmeden ibaret olan sarhoş ve asi bir nesil… (Ahmed bin Hanbel, Hakim; Son Zamanlarla İlgili Hadisler, s. 54)
Şu üç şeyle karşılaşmadıkça ümmet güzel bir yol üzere olacaktır: İyilik kalkmadıkça, ahlaksız çocuklar çoğalmadıkça, aralarında Essekkarun zahir olmadıkça... Dediler ki: "Essekkarun nedir?" Cevap verdiler: "Ahir zamanda gelecek bir nesildir ki, aralarındaki selamları birbirlerine sövüp saymak olacaktır." (Kıyamet Alametleri, s. 141-142)
Ahir zamanda sık karşılaşılan bir durum da ticaret hayatında sahtekarlığın ve rüşvetin olağan hale gelmesidir:
Benden sonra ümmetim içinde fetret devri olacak. O devirde herkes helali aramadan mal talebinde bulunacak, kanlar akıtılacak ve şiir Kur'an'a bedel tutulacak. (Deylemi; Geleceğin Tarihi 1, s. 50)
Kıyamet yaklaşınca… ölçü ve tartılarda hile yapılır. (Ramuz-El Ehadis, 33/7)
Tartı ve ölçülerde hile yapıldığı zaman. (Kıyamet Alametleri, s. 139)
Rüşvetlerin alınması… kıyamet alametlerindendir. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 454)
Bu dönemin başka bir özelliği de dedikodu ve alayın büyük rağbet görmesidir:
Kıyamet yaklaşınca… o devrin en itibarlıları yaltaklık ve dalkavukluk yapanlardır. (Taberani, Deylemi; Son Zamanlarla İlgili Hadisler, s. 111)
... Koğucuların, gıybetçilerin ve alaycıların artması kıyamet alametlerindendir. (Beyhaki, İbn-i Neccar; Son Zamanlarla İlgili Hadisler, s. 107)
İnsanlar üzerine bir zaman gelecek, adam bir kavmin içinde oturacak da, kendisini dile alacaklar korkusuyla kalkamayacak. (Deylemi; Geleceğin Tarihi 1, s. 30)
Oysa Allah, dedikodu ve alayın kötü ahlak özellikleri olduğunu bildirmiş ve iman edenlere bunlardan sakınmalarını emretmiştir. Ayetlerde şöyle buyurulur:
Ey iman edenler, bir kavim (bir başka) kavimle alay etmesin, belki kendilerinden daha hayırlıdırlar; kadınlar da kadınlarla (alay etmesin), belki kendilerinden daha hayırlıdırlar… Kiminiz kiminizin gıybetini yapmasın (arkasından çekiştirmesin.) Sizden biriniz, ölü kardeşinin etini yemeyi sever mi? İşte, bundan tiksindiniz. Allah'tan korkup-sakının… (Hucurat Suresi, 11-12)
Hz. Ali (ra) anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm (bir gün): "Gençlerinizin fıska düştüğü, kadınlarınızın azdığı zaman haliniz ne olur?" diye sormuştu. (Kütüb-ü Sitte, hadis no: 4752; Heysemi, Mecma'u'z-Zevaid'de kaydetmiştir (7, 281)
Gençlerin din ahlakından uzaklaşmaları ahir zaman özelliklerindendir. Telkine ve yönlendirmeye daha açık olan genç insanlar, kolaylıkla din ahlakına uygun olmayan akımların etkisi altına girebilmekte ya da son derece dejenere bir hayata yönelebilmektedirler. Bunun temelinde gerçek din ahlakının insanlara gereği gibi öğretilmiyor olması vardır. Bazı Batı ülkelerinde veya uzun yıllar komünist rejimle yönetilmiş ülkelerde bu durum daha açık olarak görülmektedir.
İçinde bulunduğumuz zamanda toplumların sosyal yapılarını tehdit eden çok büyük bir tehlike söz konusudur. Bu tehlike insan bedenini ölüme götüren virüslere benzer şekilde sinsi bir faaliyet göstererek toplumları yıkıma sürüklemektedir. Bu, bir insan topluluğunu ayakta tutan ahlaki değerlerin yozlaşmasıdır.
Ahir zamanda ahlaki çöküşün yaygınlaşacağı Peygamberimiz (sav)'in hadislerinden anlaşılmaktadır. Fuhşun açıkça yapılmasının bir kıyamet alameti olduğunu Peygamberimiz (sav) bir hadiste şöyle belirtmiştir:
Fuhuş açık olmadan… kıyamet kopmaz. (Ramuz-El Ehadis, 91/7)
Günümüzde de eşcinselliğin, fuhuş ticaretinin, evlilik dışı cinselliğin, cinsel suçların, tecavüz vakalarının ve cinsel hastalıkların artışı ahlaki çöküşün bazı önemli göstergeleridir.
Bahsi geçen konular sürekli olarak dünya kamuoyunun gündemindedir. Bazı insanlar çevrelerinde olup bitenlerin, tehlikenin boyutlarının farkında değildirler veya bu olayları sosyal hayatın bir parçası olarak değerlendirme gafletine düşmektedirler. Ancak istatistikler tehlikenin boyutlarının görülmemiş bir şekilde her geçen gün büyüdüğünü göstermektedir.
Cinsel hastalık oranları insanlığın önündeki sorunların büyüklüğünü gözler önüne seren önemli bir kriterdir. Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) kayıtlarına göre, cinsel yoldan bulaşan hastalıklar en çok rastlanan hastalık gruplarından birini oluşturmaktadır; 1997 yılı raporları her yıl tahmini olarak 333 milyon yeni vakanın meydana geldiğini göstermekteydi.51 Bunlara ek olarak, AIDS büyük bir sorun olma konumunu korumaktadır. WHO 2000 yılı istatistikleri o döneme kadar 18.8 milyon insanın bu hastalıktan hayatını kaybettiği gerçeğini ortaya koymaktaydı.52 Dünya Sağlık Örgütü'nün AIDS ile ilgili 2000 yılı raporundaki şu ifadeler konuyu özetlemektedir: "AIDS sosyal, ekonomik ve demografik yapılar üzerindeki yıkıcı etkisiyle benzersizdir."53
Düşündürücü gelişmeler arasında eşcinselliğin yayılışı da oldukça dikkat çekicidir. Eşcinsellerin bazı ülkelerde resmi olarak evlenebilmeleri, evliliğin getirmiş olduğu sosyal haklardan istifade edebilmeleri, dernek ve partiler kurmaları, dünya çapında yapılanmaları, kutsal inançlara karşı gelmeleri, dini değerlere savaş açmaları, Peygamberimiz (sav)'in döneminden bu yana geçen on dört yüzyıllık süre zarfında sadece çağımıza mahsus olaylardır.
Ahir zaman toplumlarındaki ahlaki dejenerasyonu tasvir eden hadislerin bugünün dünyasında tam anlamıyla ortaya çıktığı açık bir gerçektir. Bu da bizlere bir kez daha, Allah'ın izniyle, Hz. İsa (as)'ın yeniden dünyaya gelişinin oldukça yakın olduğunu hatırlatmaktadır.
Toplumda evlilik dışı cinsel ilişkilerin yaygınlaşmasının da kıyametin yani Hz. İsa (as)'ın gelişinin bir işareti olduğu Peygamberimiz (sav) tarafından şu şekilde dile getirilmiştir:
Zinanın çoğalması kıyamet alametlerindendir. (Buhari, Tecrid: 1/16)
Ahlaki değerlerin, utanma duygusunun zayıflaması ise hadislerde şöyle tasvir edilmiştir:
Kıyamet yaklaşınca... kadınla yolun ortasında cinsel münasebette bulunacak kadar haya ortadan kalkar. (Taberani, Hakim; Son Zamanlarla İlgili Hadisler, s. 111)
Zina çocukları çoğalacak. O kadar ki kişi sokak ortasında kadınla zina edecek. (Kıyamet Alametleri, s. 140)
Bir zaman gelecek kadınla yolun ortasında zina yapılacak. Kimse buna itiraz etmeyecek. (Kıyamet Alametleri, s. 142)
Son dönemde herkesin gözü önünde açıkça yol ortalarında fuhuş yapmakta olan insanlara, gazete ve televizyon haberlerinde sıkça rastlanmaktadır. Burada, hadiste kıyamet alameti olarak belirtilen bir olay daha tam dikkat çekildiği şekilde ortaya çıkmakta ve pek çok insan bu gerçeğe şahit olmaktadır.
Hadisler göstermektedir ki eşcinselliğin normal bir yaşam biçimi olarak kabul edilmesi kıyamet öncesindeki dönemin önemli bir belirtisidir:
Erkekler kadınlara benzeyecek, kadınlar erkeklere benzeyecek. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 451)
Erkekler erkeklerle, kadınlar kadınlarla yetindiklerinde… kıyamet yaklaşmış olacaktır. (Ramuz-El Ehadis, 448/8; Ölüm Kıyamet ve Diriliş, s. 480)
Veba gibi salgın hastalıklar, yani koyun (davar) kıran denilen hayvan hastalığı ki, o siz yakalayacak... (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 417, no. 761)
"Ey Malik oğlu Avf! Kıyamet öncesi altı (alamet) sayayım mı?" Dedim ki: "Onlar nelerdir ya Resulullah?" O da şöyle buyurdu: "... Sizin aranızda kolera ve şarbon gibi ölümcül iki hastalık yaygınlaşacaktır." (Sahih-i Buhari; Beklenen Mehdi, 3. baskı, s. 147)
Salgın hastalıklar dönem dönem tüm dünyada insanlar arasında etkili olmuştur. Ancak günümüzdeki hastalıkların, geçmiştekilerle karşılaştırıldığında, çok daha hızlı yaygınlaştıkları görülmektedir. Geçmişte sadece belirli bölgelerde etkili olan hastalıklar, günümüzde ulaşımın kazandığı hız oranında birçok ülkeye bir anda yayılabilmektedir.
Ayrıca günümüzde sık sık yeni ve bilinmeyen salgın hastalıklar ortaya çıkabilmektedir. Son 20-30 yıl içinde en çok duyulan salgın hastalıklardan birkaçı AIDS, Sars, Ebola, Deli dana gibi hastalıklardır. Bunların insanlar için ne kadar büyük tehlike oluşturdukları çok iyi bilinmektedir.
2002-2003 yıllarında salgın hastalıkların tehlikeleri ile ilgili basın-yayın organlarında yer alan haberlerden sadece birkaçı şöyledir:
Etiyopya'da sıtma salgını: 4200 ölü
Yerel yetkililer, Mayıs-Ağustos ayları arasında bataklıklarda sivrisineklerin çoğalmasıyla ortaya çıkan sıtma salgınında 4200 kişinin öldüğünü kaydettiler. (10.09.2003, www.ntvmsnbc.com)
'AIDS'ten ölümler, 70 milyonu bulabilir'
Araştırmacılar, AIDS hastalığından ölümlerin 2020 yılında 70 milyon kişiyi bulacağı uyarısında bulundu. (27.06.2003 www.ntvmsnbc.com)
SARS'ın kronolojik seyri
Akut solunum yetmezliği sendromunun (SARS), bazı ülkelerde kontrol altına alınabildiği, bazı ülkelerde ise yavaşladığı haberleri gelmesine karşın, SARS hala korkutucu olmayı sürdürüyor. (29.04.2003 www.ntv-msnbc.com)
İran'da salgın hastalık
İran'da ölümcül bir virüsün sığırların yüzde 30'una bulaştığı belirtilerek, halk, virüsün sebep olduğu ''Kırım-Kongo humması'' olarak bilinen salgın hastalığa karşı uyarıldı. İRNA'nın haberine göre, Sağlık Bakanlığı Hastalık İdaresi Merkezi Başkanı Muhammed Mehdi Guya, virüsün geçen yıldan bu yana 140'tan fazla kişiye bulaştığının tespit edildiğini, bu kişilerden 20'sinin öldüğünü söyledi. (25.05.2002, www.hürriyetim.com.tr)