Hz. İsa (as)'ın Allah Katında diri olduğu ve ahir zamanda yeryüzüne yeniden gelecek olması hadislerde detaylı olarak yer almaktadır. En büyük ve güvenilir hadis kaynakları olarak kabul edilen Kütüb-i Sitte'de, İmam Maliki'nin Muvatta'sında, İbn Huzeyme ve İbn Hibban'ın Sahih'lerinde, İbn Hanbel ve Tayalisi'nin Müsned'lerinde Hz. İsa ile ilgili hadisler bulunmaktadır. Ayrıca pek çok İslam alimi, Hz. İsa (as)'ın ölmediği ve yeryüzüne yeniden geleceğine dair araştırma ve incelemeler yapmışlar, bu konuda kaynak eser konumunda olan çeşitli kitap ve risaleler hazırlamışlardır. Hz. İsa (as)'ın Allah Katında diri olduğu ve yeniden dünyaya geleceği konusunda kanaat belirten İslam alimlerinin başında mezhep imamımız olan Ebu Hanife gelmektedir. İmam Ebu Hanife'nin yanı sıra, Hz. İsa (as)'ın yeniden gelişinin ayetlerde ve hadislerde açık bir şekilde bildirildiğini belirten İslam alimlerinden bazıları şunlardır:
Bu konudaki izahlar topluca değerlendirildiğinde Hz. İsa (as)'ın ikinci gelişi hakkında İslam alimleri arasında bir söz birliği olduğu açıkça görülür. Örneğin es Seffarini, Levami adlı eserinde, İslam alimlerinin bu konuda ittifak halinde olduklarını şöyle ifade eder:
Bütün ümmet, Meryem oğlu İsa'nın ineceği hususunda ittifak etmiştir. Şeriat ehlinden hiç kimse bu hususta muhalif olmamıştır.97
Büyük İslam alimi Seyyid Alusi de, Ruhu'l Meani tefsirinde, -diğer İslam alimlerinin görüşlerinden örnekler vererek- Hz. İsa (as)'ın inişi konusunda cemaatin söz birliği yaptığını, bu konuda haberlerin manevi tevatür derecesine ulaşacak kadar ünlü olduğunu, Hz. İsa (as)'ın gelişine imanın vacip olduğunu açıklamıştır.98
Hz. İsa (as)'ın gelişi konusunda nakledilen hadisler tevatür derecesindedir. Birçok araştırmacı da alimlerimizin görüşlerinin bu yönde olduğunu aktarmaktadır. Tevatürün tanımı Büyük Lugat'te şöyle yapılmaktadır:
Tevatür: Kuvvetli haber, içinde yalan ihtimali olmayan ve bir cemaate dayanan kuvvetli haber.99 Mütevatir hadis ise, yalan üzerine birleşmeleri düşünülemeyecek kadar kalabalık olan bir cemaat tarafından rivayet edilen hadislere denir.
İslam alimi Seyyid Şerif Cürcani, mütevatir hadis kavramını şöyle açıklamaktadır:
Haber-i mütevatir, ravileri çoklukta o dereceye ulaşan bir haberdir ki, adete göre, o kadar çok rivayetçinin yalan üzerine birleşmeleri imkansız olur. Bu durumda rivayet edilen haber hakkında lafız ve mana tutuyorsa buna, "mütevatir-i lafzi" denir. Eğer hepsinin arasında müşterek manada ittifak olmakla beraber lafızlar (sözler) arasında ihtilaf bulunuyorsa buna, "mütevatir-i manevi" denir.100
Hz. İsa (as)'ın gelişinin tevatür derecesinde hadislerle bildirildiğine dair özel olarak bir eser kaleme alan büyük hadis alimi Şeyh Muhammed Enver el Keşmiri, Et Tasrih bi-ma tevatera fi nuzuli'l Mesih isimli çalışmasında 75 tane hadise ve 25 tane sahabeye ve sahabeyi görenlere ait esere yer vermiştir. Kütüb-i Sitte'nin önemli kitaplarından biri olan Sünen-i Ebu Davud'da ise Hz. İsa (as)'ın yeniden gelişi konusundaki hadislerle ilgili olarak şöyle bir açıklama yer almaktadır:
Hz. İsa (as)'ın kıyamete yakın gökten yeryüzüne ruh ve bedebiyle ineceğine dair Resulullah (sav)'dan rivayet edilen hadis-i şerifler mütevatirdir... Ehl-i sünnetin mezhebi de budur.101
İmam Kevseri ise Hz. İsa (as)'ın inişi ile ilgili hadislerin mütevatir olduğunu şu şekilde bildirmiştir:
Hz. İsa (as)'ın inişiyle ilgili hadis-i şerfilerdeki tevatür, "tevatür-i manevidir." Sahih (sağlam) ve hasen (güzel) hadis-i şerifin her biri, farklı manalara delalet etmekle birlikte hepsi de Hz. İsa (as)'ın ineceği hususunda söz birliği içindedirler ki, bu, hadis ilminin kokusunu koklayan bir kimse için inkarı mümkün olmayan bir gerçektir… Mehdi ile Deccal'in çıkacağı ile Hz. İsa (as)'ın ineceği hususundaki hadis-i şeriflerin tevatür derecelerine ulaşmış olmaları, hadis ilmi ehlince asla şüphe edilecek bir husus değildir. İlm-i kelam ehlinden (inanç ilmiyle uğraşanlardan) bazısının kıyamet alametleriyle ilgili hadislere inanmanın vacip olduğunu kabul etmeleriyle beraber, bu hadislerden bir kısmının mütevatir olup olmadığı hususundaki şüpheleri ise, hadis ilmiyle ilgili bilgilerinin azlığından kaynaklanmaktadır.102
Ey Kitap Ehli, dininiz konusunda taşkınlık etmeyin, Allah'a karşı gerçek olandan başkasını söylemeyin. Meryem oğlu Mesih İsa, ancak Allah'ın elçisi ve kelimesidir. Onu (OL kelimesini) Meryem'e yöneltmiştir ve O'ndan bir ruhtur. Öyleyse Allah'a ve elçisine inanınız; "üçtür" demeyiniz. (Bundan) kaçının, sizin için hayırlıdır. Allah, ancak bir tek İlah'tır. O, çocuk sahibi olmaktan yücedir. Göklerde ve yerde her ne varsa O'nundur. Vekil olarak Allah yeter. |
Hz. İsa (as)'ın Allah Katında diri olduğunu ve ahir zamanda tekrar dünyaya gelerek gerçek din ahlakını dünyaya hakim edeceğini ifade eden İslam alimlerinden biri de İmam Suyuti olduğunu kitabın önceki bölümlerinde görmüştük. İmam Suyuti, El Havi Lil Fetava adlı kitabı ve El İ'lam bi Hukmi İsa adlı risalesinde, konuyla ilgili tüm hadisler yer verdikten sonra, hadislerin mütevatir olduklarını bildirmiştir:
Hadis ilmine vakıf olanlara gizli kalmayacağı üzere, bu hususta zikrettiğimiz bütün hadisler mütevatir derecesine ulaşmıştır. Dolayısıyla Mehdi Muntazar (beklenen Mehdi) hakkındaki hadis-i şerifler mütevatir olduğu gibi, Deccal hakkındaki hadis-i şerfiler de tevatür derecesine ulaşmış olup, Hz. İsa (as)'ın inişiyle ilgili hadis-i şerifler de mütevatirdir.103
Alim İbn-i Kesir de, konuyla ilgili ayetlerin tefsirini yaptıktan ve ilgili hadisleri açıkladıktan sonra düşüncesini şöyle ifade etmektedir:
İşte bunlar Resulullah (sav)'dan mütevatir olarak rivayet edilmiştir ve bu hadis-i şeriflerde, Hz. İsa (as)'ın nasıl ve nereye ineceği hususu açıklanmıştır… Hz. İsa (as)'ın cesed-i şerifiyle dünyaya ineceği hakkında zikredilen sahih ve mütevatir hadis-i şerifler, tevile (başka şekilde yorumlanmaya) elverişli değildir. Dolayısıyla, zerre kadar imanı ve insafı olan herkesin, Hz. İsa (as)'ın yeryüzüne ineceğine inanması gerekmektedir...104
Ayrıca, tefsir alimi İbn Atiyye el Gıranadi el Endulisi, el Bahru'l Muhit adlı eserinde; Hafız İbn Hacer, Fethu'l Bari adlı eserinde; İmam İbn Rüşd, Sahih-i Müslim üzerine yaptığı şerhinde; büyük alimlerden Şeyh Abdullah Gumari, Akidetü'l Ehlil İslam adlı eserinde; Cafer el Kettani Nazmu'l Mütenasir Minel Hadisil Mütevatir adlı eserinde, Hz. İsa (as)'ın Allah Katında diri ve yeniden dünyaya dönecek olduğunun sünnet ve alimlerin ortak kanaati ile sabit olduğunu, Deccal, Mehdi ve Hz. İsa konusundaki hadislerin mütevatir olduğunu bildirmişlerdir.
Peygamberimiz (sav)'in gelecek hakkında verdiği bilgiler "gayb" haberlerindendir. Allah ayetlerde dilediği elçilerine gayb bilgilerini vereceğini bildirmiştir:
O, gaybı bilendir. Kendi gaybını (görülmez bilgi hazinesini) kimseye açık tutmaz (ona muttali kılmaz.) Ancak elçileri (peygamberleri) içinde razı olduğu (seçtikleri kimseler) başka. Çünkü O, bunun önüne ve arkasına izleyici (gözetleyici)ler dizer. (Cin Suresi, 26-27)
Rabbimiz Fetih Suresi'nde de Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'e rüyalar aracılığı ile bilgi verdiğini haber vermiştir:
Andolsun Allah, elçisinin gördüğü rüyanın hak olduğunu doğruladı. Eğer Allah dilerse, mutlaka siz Mescid-i Haram'a güven içinde, saçlarınızı tıraş etmiş, (kiminiz de) kısaltmış olarak (ve) korkusuzca gireceksiniz. Fakat Allah, sizin bilmediğinizi bildi, böylece bundan önce size yakın bir fetih (nasib) kıldı. (Fetih Suresi, 27)
Ayette görüldüğü gibi, Rabbimiz, Peygamberimiz (sav)'e çeşitli gayb haberleri vermiştir. Bu haberler, Peygamberimiz (sav)'e ve onunla birlikte olan salih müminlere Allah'ın büyük bir desteğidir, yardımıdır. Peygamberimiz (sav)'in yanında bulunan sahabeler de, Rabbimiz'in Hz. Muhammed (sav)'e vahyettiği bu gayb haberlerinin bir kısmına şahit olmuşlardır. Sahabeler, Peygamber Efendimiz (sav)'in bu gayb haberlerini kendilerine ne şekilde aktardığını anlatmışlardır. Buhari ve Müslim, Ömer ibnil Hattab ve Huzeyfe'den, İmam Ahmed ve Müslim de Ebu Zeyd bin Amr bin Ahtab El Ensari'den şöyle rivayet etmişlerdir:
Resul-ü Ekrem (sav)... Bu hutbelerinde bütün olmuş ve bundan sonra olacak olan hadiseleri haber verdi, onları bize öğretti ve ezberletti. (Buhari-Müslim)
Huzeyfe bin el-Yeman da bu konuda şunları söylemiştir:
Allah'a kasem ederim Resul-ü Ekrem (sav) dünyanın sonuna kadar gelecek olan fitneleri ve o fitneleri çıkaran reisleri ta üç yüzden daha fazla kimseleri bize isimleriyle, babalarının isimleriyle ve kabilelerinin isimleriyle haber verdi.(Ebu Davud)
Kıyamet-saatinin kopacağı gün, (mü'minlerle kafirler birbirlerinden) ayrılırlar. Böylece iman edip salih amellerde bulunanlar; artık onlar 'bir cennet bahçesinde' 'sevinç içinde ağırlanırlar'. |
Peygamberimiz (sav)'in geleceğe dair verdiği haberlerin önemli bir kısmını da Hz. İsa (as)'ın ikinci gelişi ile ilgili bilgiler oluşturmaktadır. Hz. İsa ile ilgili hadisler incelendiğinde, bu konuda çok sayıda hadis bulunduğu ve bu hadislerin birbirleriyle mutabık oldukları görülür. Konuyla ilgili hadislerde yer alan bilgiler incelendiğinde; Hz. İsa (as)'ın yeniden dünyaya döneceği, geldiğinde insanlar arasında Kuran ile hükmedeceği, Deccal'i yeneceği, tüm dünyaya gerçek din ahlakını hakim edeceği, onun döneminde yeryüzünde bereket ve barışın hakim olacağının tüm hadislerde haber verilen ortak haberler olduğu görülecektir. Hz. İsa ile ilgili hadislerde dikkat çeken bir diğer özellik de çok sayıda sahabe tarafından rivayet edilmiş olmalarıdır. Nitekim bu hadislerin mütevatir kabul edilmesinin nedeni, yalan olması mümkün olmayacak kadar çok sayıda kişi tarafından rivayet edilmiş olmalarındandır. Hz. İsa'yla igili hadisleri rivayet eden sahabelerin sayısı, elliden fazladır. Bu sahabelerden bazıları şunlardır: Enes İbni Malik, Katade, Ayşe, Ebu Hureyre, İmran bin Husayn, Nafi bin Utbe, Ebu Berze, Hüzeyfe bin Esir el Gıfari, Keysan, Osman bin el-As, Cabir bin Abdillah, Ebu Ümame, Ibn Mesud, Abdullah bin Amr, Semüre bin Cündüp, Nevvas bin Seman, Amr bin Avf, Hüzeyfe bin el Yeman, Ebul Eşas es Sanani, Ebu Umame el Bahili, Ebud Derda, Ebu Rafi, Ebu Said El Hudri, Ebu Malik el Gıfari, Rebi İbni Enes, Şehribni Havşeb, Ammar Ibni Yasir...
Sahabeler, Peygamberimiz (sav)'in yanında olma şerefine erişmiş, bizzat bu mübarek insan tarafından yetiştirilmiş çok değerli müminlerdir. Sahabelerin Hz. İsa'yla ilgili ayetler hakkında yaptıkları açıklamalar, Hz. Muhammed (sav)'in bu konuda onlara öğretmiş olduğu bilgiler ışığındadır. Sahabelerin, Hz. İsa ile ilgili bildirilen ayetler hakkındaki açıklamaları incelendiğinde, tüm sahabelerin Hz. İsa (as)'ın ölmediğine ve yeniden dünyaya geleceğine inandıkları görülür. Bu açıklamaların bazıları şöyledir:
Ehl-i sünnetin inanç konularını açıklayan hemen tüm eserlerde, Hz. İsa (as)'ın kıyametten önce yeryüzüne geleceği, Deccal ile mücadele edip onu öldüreceği, gerçek din ahlakını dünyaya hakim kılacağı yer almaktadır. İslam alimleri, Kuran-ı Kerim'de yer alan delilleri ve hadislerde bildirilen haberleri birarada değerlendirerek, Hz. İsa (as)'ın dönüşüne inanmayı önemli bir inanç esası olarak kabul etmişlerdir. Ve konuyu şu şekilde açıklamaktadırlar:
Tüm bu bilgiler sonucunda İslam alimleri Hz. İsa (as)'ın inişine ve gerçek din ahlakını dünyaya hakim kılacağına imanı, önemli inanç esaslarından biri olarak değerlendirmişlerdir. Buraya kadar ele aldığımız bilgiler açıkça göstermektedir ki, Hz. İsa ile ilgili hadisler sahih ve mütevatir hadislerdir. Hadislerde yer alan bilgiler, sahabeden aktarılan tüm rivayetler ve İslam alimlerin açıklamaları, Hz. İsa (as)'ın ikinci kez dünyaya gelişi konusunda hiçbir tereddüte yer bırakmamaktadır. Allah'ın izniye Hz. İsa dünyaya yeniden dönecek ve tüm insanlar Hz. İsa (as)'ın vesile olduğunu çok kutlu ve güzel bir dönem yaşayacaklardır.
Siz, insanlar için çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz; maruf (iyi ve İslam'a uygun) olanı emreder, münker olandan sakındırır ve Allah'a iman edersiniz
|
80. Maturidi, Te'vilatü'l Kuran, vr. 239; Sami Baybal, İbrahimi Dinlerde Mesih'in Dönüşü, Yediveren Kitap, Temmuz 2002, s. 238-240
81. Accuri, eş-Şeria, s. 380-382;Sami Baybal, İbrahimi Dinlerde Mesih'in Dönüşü, Yediveren Kitap, Temmuz 2002, s. 238-240
82. İbn Hazm, İlmü'l Kelam, s. 30-32; Sami Baybal, İbrahimi Dinlerde Mesih'in Dönüşü, Yediveren Kitap, Temmuz 2002, s. 238-240
83. Pezdevi, Ehl-i Sünnet Akaidi, çev. Şerafettin Gölcük, İstanbul, 1998, s. 352;Sami Baybal, İbrahimi Dinlerde Mesih'in Dönüşü, Yediveren Kitap, Temmuz 2002, s. 238-240
84. Nesefi, Akaid, İstanbul, 1310/1892, s. 193-194;Sami Baybal, İbrahimi Dinlerde Mesih'in Dönüşü, Yediveren Kitap, Temmuz 2002, s. 238-240
85. Teftazani, Şerhu'l Akaidi'n Nesefiyye, İstanbul, 1310/1892, s. 193-194;Sami Baybal, İbrahimi Dinlerde Mesih'in Dönüşü, Yediveren Kitap, Temmuz 2002, s. 238-240
86. İbnü'l Arabi, Fususu'l Hikem, İstanbul, 1287, s. 63; Sami Baybal, İbrahimi Dinlerde Mesih'in Dönüşü, Yediveren Kitap, Temmuz 2002, s. 238-240
87. Kurtubi, et-Tezkira fi Ahvali'l Mevta ve Umuri'l Ahira, thk. Ahmed Hicazi es-Sekka, Beyrut, 1986, II, 402-414;Sami Baybal, İbrahimi Dinlerde Mesih'in Dönüşü, Yediveren Kitap, Temmuz 2002, s. 238-240
88. İmam Rabbani, Mektubat-ı Rabbani, İstanbul, 1977, I, 436, 545, 722, 820, 846; Sami Baybal, İbrahimi Dinlerde Mesih'in Dönüşü, Yediveren Kitap, Temmuz 2002, s. 238-240
89. İbnu Ebi'l İzz, Şerhu'l Akideti-t Tahaviyye, thk. Abdullah b. Abdi'l Muhsin, Beyrut, 1988, II, 402-414; Sami Baybal, İbrahimi Dinlerde Mesih'in Dönüşü, Yediveren Kitap, Temmuz 2002, s. 238-240
90. Kari, Dav'ul Meali li Bed'il Emali, İstanbul, 1302, s. 22-23; Sami Baybal, İbrahimi Dinlerde Mesih'in Dönüşü, Yediveren Kitap, Temmuz 2002, s. 238-240
91. Eşari, Makalat, s. 295; Sami Baybal, İbrahimi Dinlerde Mesih'in Dönüşü, Yediveren Kitap, Temmuz 2002, s. 238-240
92. Beyazi, İşaratü'l Meram, s. 67; Sami Baybal, İbrahimi Dinlerde Mesih'in Dönüşü, Yediveren Kitap, Temmuz 2002, s. 238-240
93. Suyuti, el-İ'lam bi Hükmi İsa, Süleymaniye Kütüphanesi, No. 1446/9; Sami Baybal, İbrahimi Dinlerde Mesih'in Dönüşü, Yediveren Kitap, Temmuz 2002, s. 238-240
94. Alusi, el-Cevabu'l Fesih, I, 835; Sami Baybal, İbrahimi Dinlerde Mesih'in Dönüşü, Yediveren Kitap, Temmuz 2002, s. 238-240
95. Ebu'l Münteha, Şerhu'l Fıkhu'l Ekber, İstanbul, 1984, s. 31; Sami Baybal, İbrahimi Dinlerde Mesih'in Dönüşü, Yediveren Kitap, Temmuz 2002, s. 238-240
96. Şınkıti, Edvaü'l Beyan, VII, 273; Sami Baybal, İbrahimi Dinlerde Mesih'in Dönüşü, Yediveren Kitap, Temmuz 2002, s. 238-240
97. Levamiu'l Envari'l Behiyye, 2/94-95
99. Büyük Lugat, Tür-Dav, 3003
100. Muhtasar-ı Seyyid-i Şerif, s. 46
101. Sünen-i Davud, Avnu'l Mabud; Nuzül-i Mesih Risalesi, Ekmel Yayıncılık, İstanbul, 1998, s. 163
102. Kevseri, Nazratün Abira, s. 44
105. Taberi, Camiu'l Beyan, Cilt III, s. 188
106. Hakim, el Müstedrek, Cilt II, s. 309
107. Suyuti, ed Durru'l Mensur, Cilt II, 241
108. Taberi, Camiu'l Beyan, Cilt VI, s. 19
109. Suyuti, ed Durru'l Mensur, Cilt II, s. 20
110. Taberi, Camiu'l Beyan, Cilt VI, s. 19
111. Taberi, Camiu'l Beyan, Cilt VI, s. 19
112. Suyuti, ed Durru'l Mensur, Cilt II, s. 284
113. Suyuti, ed Durru'l Mensur, Cilt II, s. 20
114. Keşmiri, et Tasrih, s. 289-290
115. İbn Hazm, İlmü'l-Kelam, s.56-57; Zeki Sarıtoprak, İslam İnancı Açısından Nüzul-i İsa Meselesi, Çağlayan Yayınları, İzmir, 1997, s.53
116. Suyuti, el-Havi, el-Arful Verdi fi Ahbaril Mehdi risalesi, 2/161; Nüzul-i Mesih Risalesi, Ekmel Yayıncılık, İstanbul, 1998, s. 120