Binlerce kilometre uzakta, belirli bir noktaya doğru kusursuzca başlatılan ve bitirilen bir yolculuğu açıklamada "rastlantı", anlamsız bir kelimedir. Herhangi bir şuur ve amaçtan yoksun doğal süreçler, bir yandan bir kuşa göçle ilgili süre ve yön bilgilerini yükleyip bir yandan da onu bu göçte ihtiyaç duyacağı fizyolojik özelliklerle donatamaz. Bunu düşünmeyi gerektirecek ne bir bilimsel kanıt ne de mantıklı bir neden vardır. Bu gerçeğe rağmen, göç davranışının evrimle ortaya çıktığını savunmak, kısa menzilli ve herhangi bir radar sisteminden yoksun bir planörün telsizinde meydana gelecek arızalarla, ortaya GPS (Global Positioning System-Küresel Yerbulum Sistemi), elektronik radar sistemleri ve diğer koordinat belirleme ve navigasyon teknolojisine sahip bir uçağın çıkabileceğini savunmak gibidir.
Göç davranışları üzerinde biraz düşünüldüğünde, bu canlıların üstün bir akıl ve kudret sahibi Allah tarafından yönlendirildikleri kolayca görülür. Küçücük bir canlının böyle tehlikeli yolculuklara kalkışması, bu yolculuğunda kendisine güç sağlayacak şekilde, bulunduğu bölgede henüz yiyecek kaynakları azalıp tükenmeden onları yakıt olarak depolaması, Güneş ve yıldızlara göre yön bulma tekniklerinin bu canlılara kazandırılması ve en önemlisi, milyarlarca canlının her göç döneminde programlanmış şekilde yola koyulması, tüm bu planın bir Yaratıcı'nın eseri olduğunu göstermektedir.
Allah canlıları yaratmıştır ve her türe nasıl yaşaması gerektiğini "ilham" etmektedir. "Göğün boşluğunda boyun eğdirilmiş (musahhar kılınmış) kuşları görmüyorlar mı? Onları (böyle boşlukta) Allah'tan başkası tutmuyor..." (Nahl Suresi, 79) ayetiyle de işaret edildiği gibi, canlılardaki üstün yetenekler, sergiledikleri bilinçli ve akılcı davranışlar bizlere Allah'ın canlılar üzerindeki hakimiyetini göstermektedir. Canlılardaki göç hareketi de, Allah'ın onlara bir ilhamıdır:
Göklerde ve yerde bulunanlar O'nundur; hepsi O'na 'gönülden boyun eğmiş' bulunuyorlar. (Rum Suresi, 26)
Ön yargılarını bir kenara bırakan ve vicdanıyla düşünen insanlar bu gerçeği kavrarlar: Tüm canlı türleri herşeye güç yetiren, tüm alemlerin Rabbi olan Allah'ın dilemesi ve yaratmasıyla var olmuştur. Kitapta verilen örneklerden sadece yılan balıklarının her defasında ölmek ve yumurtlamak için Avrupa'dan yola çıkıp kendilerinden binlerce kilometre uzaktaki Sargasso Denizi'ne gidiyor olmaları ve bu yolda hiç şaşırmadan yönlerini bulabilmeleri bile tek başına, bir insanın Allah'ın varlığına iman etmesi için yeterli bir delildir. Çünkü, bu davranışta bir muhakeme kabiliyeti ve üstün bir akıl vardır. Birçok insanın dahi gösteremeyeceği bu üstün akla, yılan balıklarının sahip olduğunu düşünmek mantıklı değildir. Bu aklı onlara Allah ilham etmektedir, bunun dışında bir açıklama arayan, bulamayacaktır. Allah bir ayette şöyle buyurur:
De ki: "Siz, Allah'ın dışında taptığınız ortaklarınızı gördünüz mü? Bana haber verin; yerden neyi yaratmışlardır? Ya da onların göklerde bir ortaklığı mı var? Yoksa Biz onlara bir kitap vermişiz de onlar bundan (dolayı) apaçık bir belge üzerinde midirler? Hayır, zulmedenler, birbirlerine aldatmadan başkasını vadetmiyorlar. (Fatır Suresi, 40)
Allah, Kuran'da insanlara yarattığı varlıklar ile göklerin ve yerin yaratılışı hakkında düşünmelerini emretmiştir. Çünkü, vicdanlı bir şekilde düşünen her insan Allah'ın varlığının delillerini her yerde görebilir. Bu derece açık olan bir gerçeği görmemekte direnen inkarcılar ise, aslında vicdanlarını kullansalar görebilecekleri bir gerçeği sırf içinde yaşadıkları büyüklenme nedeniyle inkar etmektedirler. Allah bu kişilerle ilgili olarak bir ayette şöyle buyurur:
Şüphesiz, kendilerine gelmiş bulunan hiçbir delil olmaksızın, Allah'ın ayetleri konusunda mücadele edenlere gelince; onların göğüslerinde kendisine ulaşamayacakları bir büyüklük (isteğin)den başkası yoktur. Artık sen Allah'a sığın. Şüphesiz O hakkıyla işiten, hakkıyla görendir. (Mümin Suresi, 56)
Rabbimiz'in yeryüzünden gökyüzüne yarattığı her varlık O'nun sonsuz aklının ve benzersiz sanatının en güzel tecellisidir.
Göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. Andolsun, Biz sizden önce kitap verilenlere ve sizlere: "Allah'tan korkup-sakının" diye tavsiye ettik. Eğer inkara saparsanız, şüphesiz, göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. Allah, hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, hamde layık olandır. (Nisa Suresi, 131)
Sen Yücesin,
bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yok.
Gerçekten Sen, herşeyi bilen,
hüküm ve hikmet sahibi olansın.
(Bakara Suresi, 32)