Bulunduğumuz yerden başka bir ülkeye ya da başka bir şehre giderken yönümüzü bulmamızı sağlayacak yardımcılara ihtiyacımız vardır. Özellikle de gittiğimiz yer hiç bilmediğimiz bir yer ise mutlaka bir pusulamız, bir de haritamız olması gerekir. Harita insana nerede olduğunu, pusulaysa nereye gideceğini gösterir. Biz bunları kullanarak ve bilen kimselere danışarak yolumuzu buluruz ve kaybolmayız. Peki diğer canlıların yönlerini nasıl bulduklarını hiç düşünmüş müydünüz? Örneğin bir çölde yiyecek arayan karıncanın yuvasına her seferinde nasıl geri döndüğü hiç aklınıza gelmiş miydi?
Tunus'un Akdeniz kıyısında yaşayan siyah çöl karıncası (yandaki resimde görülen) çölde yuva yapan canlılardan biridir. Bu karınca türü ne pusula ne de harita kullanmamasına rağmen uçsuz bucaksız çölde yönünü her zaman hatasız olarak belirleyebilir ve yuvasına geri dönebilir.
1: Karıncanın besin aradığı yol; 2: Yuvaya dönüş yolu; 3: Yuva |
Çöllerde sıcaklık sabah güneşinin yükselmesiyle birlikte 70 dereceye kadar yükselir. Karınca da çöl kumunun bu muazzam sıcağında yuvasından besin aramak için çıkar. Yuvasından başlayarak 200 metre uzağa kadar varabilen bir alanda sık sık durarak ve olduğu yerde dönerek dolambaçlı bir yol izler. Bu yolu haritada görebilirsiniz. Ancak bu zikzaklar yüzünden karıncanın kaybolacağını düşünmeyin. Çünkü karınca, yiyeceğini bulduğu anda, hemen yuvasına doğru, düz çizgi şeklinde bir yol izleyerek geri döner. Karıncanın bu yolculuğu kendi boyutları ile kıyaslandığında, bir insanın çölde 35-40 km dolaştıktan sonra başladığı noktaya dümdüz bir yoldan dönmeyi başarması gibidir. Peki karınca bir insan için neredeyse imkansız olan bu işi nasıl başarır?
Küçücük canlılar olan karıncalar mikropların kendilerine zarar vereceğini bilip, ona göre önlem alırlar. Bir tür asit üretir ve mikropları etkisiz hale getirirler. Bütün bunları yapmayı karıncalara ilham eden Allah'tır. |
Karınca, etrafındaki cisimlere bakarak yön belirliyor olamaz. Öncelikle çölde yön belirlemeye yarayacak ağaç, kaya, akarsu ya da göl gibi işaretler yok denecek kadar azdır. Her tarafta sadece kum vardır. Ki bunlar olsa da bir şey değişmeyecektir; çünkü karıncanın bunları aklında tutup, yerlerini ezberleyip sonra yön belirlemek için kullanması mümkün değildir. Bu şekilde düşünüldüğünde, karıncanın başardığı işin önemi daha iyi anlaşılacaktır. Karınca bu zor işi kendisine verilmiş olan özel vücut yapısı sayesinde başarmaktadır.
Karıncanın gözlerinde özel bir yön tayin sistemi vardır. Allah'ın onun gözlerine yerleştirdiği bu sistem bütün yön bulma aletlerinden üstündür. Çünkü bizim göremediğimiz bazı ışınları görebilen karınca, bunları kullanarak çevresine baktığı anda yön tayini yapabilir, kuzey neresi, güney neresi anlayabilir. Bu sayede yuvasının ne tarafta olduğunu tahmin edebilen hayvan geri dönerken hiçbir zorluk çekmez.
İnsanlar ışığın özelliklerinden çok yakın bir dönemde haberdar olmuşlardır. Ancak karınca ışığın insanların bilmediği bir özelliğini doğduğu andan itibaren bilmekte ve kullanmaktadır. Şüphesiz bu karınca türünün gözleri gibi kusursuz bir yapı rastgele tesadüflerle açıklanamaz. Karıncanın ilk ortaya çıktığı andan itibaren bu özellikte gözlere sahip olması gerekmektedir. Yoksa çöl sıcağında geri dönemeyeceği için yaşaması da mümkün olmayacaktır. Tüm çöl karıncaları dünyadaki ilk günlerinden itibaren şu andaki gözlerine sahiptir. Bu gözleri onlar için üstün ilim sahibi olan Allah yaratmıştır.