Yaşadığımız her yerde sağlığımızı tehdit eden ve bizi hasta eden mikroplar vardır. Bu mikroplar bizim için olduğu kadar diğer canlılar için de bir tehlike oluşturur. Bu nedenle tıpkı bizim gibi bu canlıların da kendilerini korumaları gerekmektedir. Zaten canlıları incelediğimizde mikroplardan korunmak için bazı yöntemler kullandıklarını görürüz. Örneğin karıncalar kendilerini korumak için bir tür asitli madde üretirler. Bu madde mikropları etkisiz hale getirir. Sonra da bu asitli maddeyi kendi vücutlarına ve yuvalarının duvarlarına sürerler. Yani sadece kendilerinin değil, yaşadıkları yuvanın da mikroplardan arınması gerektiğini çok iyi bilirler.
Acaba küçücük bir karınca bütün bunları nasıl akletmektedir? Şüphesiz bu, kendi aklının ve gücünün yeteceği bir şey değildir. Bir karınca, mikrobun ne olduğunu bilmediği gibi ondan korunması gerektiğini de bilemez. Şöyle bir düşünürsek; karınca önce mikrobu tahlil etmeli, sonra da onu zararsız hale getirecek maddeyi bulmalıdır. Peki bu maddeyi nasıl tespit etmiş olabilir?
Birlikte düşünelim.
İnsanlar bazı mikroplardan korunmak için aşı olurlar, ama bu aşılar laboratuvarlarda birçok araştırma ve deneyden sonra üretilmektedir. Üstelik bütün bunları uzman kişiler yapmaktadır. Aksi takdirde aşı hiçbir işe yaramaz, hatta zarar verici bile olabilir. Karıncaların ise ne böyle bir bilgileri vardır ne de bu konuda eğitim almışlardır. Bir laboratuvara gidip araştırma yapma gibi bir durumları da yoktur. Böyle bir şeyi düşünmek bile çok mantıksızdır. Karıncaların bütün bunları bilerek dünyaya geldikleri çok açıktır. Karıncaya bu bilgileri üstün bir güç sahibi öğretmektedir. Alemlerin Rabbi ve herşeyin Yaratıcısı olan Allah karıncaya mikroplardan korunmayı ilham etmekte yani öğretmektedir.
Mikroplardan korunması gereken canlılara başka bir örnek olarak kuşları ele alalım. Mikroplar kuşlara da rahatsızlık verirler ancak onların vücutlarında karıncalar gibi koruyucu maddeler üretecek sistemler yoktur. Bu nedenle kuşlar da bu mikrop sorunlarına farklı ve çok akıllıca bir çözüm bulmuşlardır. Karıncaların yuvalarına gider ve yuvanın üzerine uzanarak karıncaların gelip tüylerinin arasına girmesini beklerler. Yemek arayan karıncalar kuşun tüyleri arasında dolaşırlar ve bu sırada mikropları öldüren madde de kuşun tüylerine bulaşır. Böylece kuş bu maddeden faydalanarak mikroplardan temizlenmiş olur. Peki kuşlar karıncaların böyle bir madde ürettiğini ve bu maddenin kendi vücutlarındaki mikropları yok edeceğini nereden bilirler? Karıncaların böyle bir korunma sistemlerinin olduğunu insanlar birçok araştırmadan sonra keşfetmiştir. Ve hayvanlar konusunda uzman olan kişiler dışındaki birçok insan hala bu bilgiden habersizdir. Siz de büyük bir ihtimalle bu bilgiyi bu kitabı okuyunca öğrenmişsinizdir. Ancak kuşlar karıncaların bu özelliğini ilk doğdukları andan itibaren bilmektedirler. Üstelik bunu onlara öğreten biri olmamasına rağmen ihtiyaç duydukları ilk anda, karıncaları kullanarak kendilerini mikroplardan arındırabilmektedirler.
Karıncanın vücudunda üretilen bir maddeyi kuşların tanımaları ve bunu nasıl kullanacaklarını bilmeleri bizi tek bir gerçeğe götürür. Bu bilgiyi her iki canlıya da öğreten Allah'tır. Allah her canlının Kendi emrinde olduğunu bir ayette bize şöyle bildirmiştir:
... Hayır, göklerde ve yerde her ne varsa O'nundur, tümü O'na gönülden boyun eğmişlerdir. (Bakara Suresi, 116)