Alakargalar topladıkları palamutları daha sonra kullanmak üzere toprağa gömerler. Bazen günde 1.000 tane palamut gömdükleri olur. Ormanda her yer birbirine benzemektedir. Bu nedenle bir insan için bile ormanda bir yeri bulmak çok zordur. Peki alakargalar palamutları sakladıkları yerleri nasıl bulurlar? Çok akılcı bir şey yaparak, buralara işaret koyarlar. Bunun için de bazen ağaç dallarını, bazen de taş parçalarını kullanırlar. Yine de koskoca ormanın içinde toprağın altında bir yeri bulmak çok zordur. Fakat yapılan deneylerde bu kuşların aradan 9 ay geçtikten sonra bile palamutları buldukları ortaya çıkmıştır. Kuşun bu kadar kuvvetli bir hafızaya sahip olması, yiyecek sakladığı yerleri işaretlemesi ve daha sonra bunların yerlerini hatırlaması bir yaratılış mucizesidir.
Hiçbir aklı ya da şuuru olmayan alakargaların palamutları toprağa gömerek saklamayı düşünmeleri, palamut bıraktıkları yerleri tekrar bulabilmek için işaret koymaları elbette tesadüflerle açıklanamaz.
1.000 tane palamudu gömmek ve hepsini taşlarla ya da dallarla işaretlemek ve bunu düzenli bir biçimde yapmak kesinlikle bir kuşun kendi kendine başaramayacağı bir iştir. Palamut bulunca kuşun bunu yemesi çok doğaldır. Ama geleceği düşünüp saklamak gibi bir davranışta bulunmak, yerlerini belirtmek için işaret koymak, daha sonra da bu işaretleri tanımak ancak akıl sahibi birinin yapabileceği işlerdir.
Bir kuş bunların hiçbirini kendiliğinden yapamaz. Bu durumda bunların tümünü alakargaya yaptıran, herşeye güç yetiren sonsuz bir akıl sahibi olduğunu anlarız... İşte bu üstün akıl herşeyi belli bir düzen içinde kusursuzca yaratan ve herşeyin hakimi olan Allah'a aittir. Allah dilediği için bu kuş yemeğini saklar ve yine Allah'ın dilemesiyle de onu bulmayı başarır. Yaratılan herşeyde olduğu gibi bu kuşta da Allah'ın kusursuz yaratışının delillerinden örnekler görürüz.