Şu anda yeryüzündeki en büyük mucizelerden biri gerçekleşiyor. Bu yazıya bakıyor, okuyor ve anlıyorsunuz. Bir kağıt üzerine çizilmiş semboller beyninizde anlam kazanıyor, çünkü görüyorsunuz.
Yaşamımızda sahip olduğumuz herşey gözlerimiz sayesinde bir anlam kazandı. Ailemizi, dostlarımızı, evimizi, işimizi, kısaca yaşamımız boyunca karşılaştığımız herşeyi gerçek anlamıyla gözlerimiz sayesinde tanıdık. Onlarsız dünyayı hiçbir zaman tam olarak algılayamazdık. Gözlerimiz olmasaydı bir rengin, bir şeklin, bir manzaranın, bir insan yüzünün, güzellik denilen kavramın nasıl bir şey olduğunu hiçbir zaman hayalimizde canlandıramazdık. Oysa, gözlerimiz var, etrafımızı görüyoruz ve şu anda siz de önünüzdeki yazıyı gözleriniz sayesinde okuyabiliyorsunuz.
İster farkında olun, ister olmayın, sahip olduğumuz bu mucizevi organ bize bazı yükümlülükler getiyor. Bunu Allah bize şöyle bildiriyor:
De ki: "Sizi inşa eden (yaratan), size kulak, gözler ve gönüller veren O'dur. Ne az şükrediyorsunuz?" (Mülk Suresi, 23)
Bir çift göze sahip olmayı doğal karşılayan çoğu insan bu büyük mucizenin değerini kavrayamamıştır. Aynı şekilde, gözlerinin Allah'ın yeryüzündeki delillerini görebilmek, O'nun varlığını hakkıyla takdir edebilmek ve şükretmek için verilmiş bir nimet olduğunu da anlayamamıştır.
Elinizdeki bu kitap, Allah'ın yeryüzündeki ayetlerinden biri olan gözdeki üstün yaratılış örneklerini ve mucizeleri gözler önüne sermektedir. Aynı zamanda, ait olduğu serinin diğer örnekleri gibi, tarihin en büyük bilim sahtekarlığı olan Evrim Teorisinin iç yüzünü ortaya çıkarmaktadır.
"Gözleri düşünmek beni bu teoriden soğuttu" diyen Darwin'den çağımızın bir çok evrimci bilim adamına kadar hiçbir yaratılış karşıtı kişi gözün varlığını evrimle açıklayamamıştır. Değil gözün varlığı, gözü oluşturan hücreler, hatta bu hücreleri oluşturan proteinlerden bir tekinin bile varlığı evrim tarafından açıklanamamaktadır.