Sağda 638 yılında Ortodoks Patrik Sophronios adına Hz. Ömer tarafından yayınlanmış olan ferman. Bu fermanla, kutsal topraklarda yaşayan Hristiyanların tüm haklarının garanti altına alındığı bildirilmektedir. |
Tarihte, İslam idaresi altındaki Hristiyan ve Yahudilerin konumunu tarafsız bir gözle inceleyen herkes açık bir gerçekle karşılaşacaktır: Kitap Ehli, İslam idaresi altında her zaman huzur ve güvenlik içinde yaşamıştır. Hatta, kimi zaman başka idarelerin altında zulüm görerek, İslam topraklarına sığınmışlar ve aradıkları güveni Müslüman ülkelerde bulmuşlardır.
Hristiyanların diğer inançlı toplumlara kıyasla Müslümanlara özel bir dostluk içinde olacaklarına da Kuran'da dikkat çekilmiştir. Müslümanlara en yakın insanların Hristiyanlar oldukları ve bunun nedeni bir ayette şöyle ifade edilmiştir:
... Onlardan, iman edenlere sevgi bakımından en yakın olarak da: "Hristiyanlarız" diyenleri bulursun. Bu, onlardan (bir takım) papaz ve rahiplerin olması ve onların gerçekte büyüklük taslamamaları nedeniyledir. (Maide Suresi, 82)
Bu ayette bildirilen yakınlığın ve sıcak ilişkilerin ilk örnekleri, Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'in zamanında yaşanmıştı. Zulüm gören bazı Müslümanlar, Hz. Muhammed (sav)'in yönlendirmesiyle, Hristiyan kral Necaşi yönetimindeki Habeşistan'a hicret ettiler; orada güvenlik ve huzur içinde yaşadılar. İslam'ın ilk yıllarında Müslümanlar ile Hristiyanlar arasında hoşgörü, barış, saygı, iş birliği, yardımlaşma, din, inanç ve ibadet özgürlüğü esaslarına dayalı iyi ilişkiler kuruldu. Yine bu dönemde evlilik, ticaret, komşuluk gibi sosyal hayatın unsurları, tüm Müslümanlar ve Hristiyanlara örnek olacak şekilde uygulandı.