Bölüm 13: Evrim Teorisinin Memelilerin Kökenini Açıklayamadığı İle İlgili İtirafları

Evrimci senaryoya göre sürüngenler kuşların olduğu gibi memelilerin de atasıdırlar. Oysa vücutları pullarla kaplı, soğuk kanlı ve yumurtlayarak çoğalan sürüngenler ile, vücutları tüylü, sıcakkanlı ve doğurarak çoğalan memeliler arasında çok büyük yapısal farklılıklar vardır.

Sürüngenlerin memeliye dönüştüklerine dair hiçbir biyolojik, fizyolojik açıklama getirilemediği gibi, evrimcilerin elinde bu geçişi gösteren tek bir ara geçiş canlısının fosili bile yoktur. Bunun da ötesinde böyle bir geçişi bir insanın hayalinde bile canlandırması imkansızdır. Bunu ilk itiraf eden de yine teorinin kurucusu Charles Darwin'dir.

Charles Darwin:

Herhangi bir sürüngenin memeliye dönüşmesini kafamda canlandıramıyorum.236

Roger Lewin:

İlk memeliye nasıl geçildiği hala bir sırdır.237

sürüngen pulları

Sürüngenler ve memeliler arasındaki en büyük farklılardan biri, sürüngenlerin vücutlarını kaplayan pullar ve kuşların tüyleridir. Bu iki yapı her yönden birbirinden farklıdır. Pullar, tüyler gibi derinin altına uzanmaz, sadece canlının dış yüzeyinde sert bir tabaka oluştururlar. Genetik, biyokimyasal ve anatomik yönlerden kuş tüyleriyle hiçbir benzerlikleri yoktur. Pullar ile tüyler arasındaki büyük farklılık, sürüngen-kuş evrimi senaryosunu bir kez daha temelsiz bırakmaktadır.

George Gaylord Simpson (20. yüzyılın en büyük evrim otoritelerinden ve Neo-Darwinist teorinin kurucularından):

Dünya üzerindeki yaşamın en kafa karıştırıcı olayı, Mesozoik Çağı'nın, yani sürüngenler devrinin, memeliler devrine aniden değişmesidir. Sanki bütün başrol oyunculuğunun çok sayıda ve türdeki sürüngenler tarafından üstlenildiği bir oyunun perdesi bir anda indirilmiştir. Perde yeniden açıldığında ise, bu kez başrolünde memelilerin yer aldığı ve sürüngenlerin bir kenara itildiği yepyeni bir devir başlamıştır. Ortaya çıkan memelilerin bir önceki devre ait izleri ise yoktur.238

Bu, memelilerin 32 ayrı takımının hepsi için geçerlidir... Her takımın bilinen en eski ve en ilkel üyesi, bu takıma ait temel karakterlerin hepsine zaten sahiptir ve hiçbir durumda bir takımdan diğerine doğru ilerleyen devamlı bir gelişim bilinmemektedir. Çoğu örnekte farklılık o kadar keskin ve boşluk o kadar büyüktür ki, takımların kökeni spekülatif ve son derece tartışmalıdır...

Ara formların bu sistemli yokluğu, sadece memelilere has değildir ve paleontologların uzun zamandır fark ettiği gibi neredeyse evrensel bir olgudur. Bu olgu, omurgalı ya da omurgasız neredeyse tüm hayvan sınıfları ve tüm takımlar için geçerlidir. Açıkçası aynı olgu, bitkilerin farklı kategorileri için de söz konusudur.239

Eric Lombard (Evrimci zoolog):

Memeliler sınıfı içinde evrimsel akrabalık ilişkileri (filogenetik bağlar) kurmak için bilgi arayanlar, hayal kırıklığına uğrayacaklardır.240

Tom S. Kemp (Oxford Üniversitesi'nde zoolojik kolleksiyonlar uzmanı):

Memeli benzeri sürüngenlerin her türünün fosil kayıtlarında birden ortaya çıkmış olduğu görülmektedir ve bu türlerin başka herhangi bir türün atası olmadığı ortaya çıkmıştır. Bir süre sonra da bu türlerin kendilerinden sonra gelen bir tür olduğunu göstermeden ortadan kaybolduğu görülmektedir.241

Evrimcilerin büyük çoğunluğu memelilerin kökeni konusunda hiçbir açıklama getiremezken, bazı evrimciler de bu konuda biraz daha iddialı davranmış ve son derece komik ve akıl dışı hikayeler ortaya atmışlardır. Sürüngen-memeli evrimi ile ilgili bu hikayelerin biri, bir evrimci kaynakta şöyle anlatılır:

Soğuk bölgelerde yaşayan bazı sürüngenler, vücutlarını ısıtacak bir yöntem geliştirdiler... Pulları giderek daha sivri hale geldi ve sonunda tüylere evrimleşti. Bu arada gerçekleşen bir diğer adaptasyon ise terlemenin gelişmesi oldu; bu, canlıya gerektiğinde suyun buharlaşması sayesinde vücudunu soğutma imkanı veriyordu. Bu arada beklenmedik bir biçimde, bazı yavrular beslenmek için annelerinin vücudunda oluşan teri yalamaya başladılar. Bazı ter bezleri bu nedenle giderek daha zengin bir salgı salgılamaya başladılar ve bu salgı sonunda süt haline dönüştü. Bu sayede bu ilk memelilerin yavruları hayata daha iyi bir başlangıç yaptılar.242

Bu üstte anlatılan masal bilime tamamen aykırı bir hayal gücü zorlamasından başka bir şey değildir. Çünkü üstte anlatılanların ne gerçekleştiğine dair bir delil vardır, ne de böyle bir şeyin gerçekleşmesi mümkündür. Bir canlının, annesinin vücudundaki teri "yalayarak" ortaya süt gibi son derece iyi hesaplanmış, besleyici değeri çok iyi ayarlanmış bir besini ortaya çıkarması, ancak Ortaçağ bilim anlayışı içinde yeri olabilecek bir safsatadır. Evrimci kaynaklarda sık sık yer alan bu ve benzeri hikayeler, evrim teorisinin bilimden ne denli uzak bir teori olduğunun göstergesidirler.

Dipnotlar

236. Francis Darwin, The Life and Letters of Charles Darwin, Cilt.II, New York:D. Appleton and Company, 1888, s. 128

237. Roger Lewin, "Bones of Mammals, Ancestors Fleshed Out", Science, cilt 212, 26 Haziran 1981, s. 1492

238. George Gaylord Simpson, Life Before Man, New York: Time-Life Books, 1972, s. 42

239. George G., Simpson, "Tempo and Mode in Evolution", Columbia University Press, New York, 1944, s. 105, 107

240. Eric Lombard, "Review of Evolutionary Principles of the Mammalian Middle Ear, Gerald Fleischer", Evolution, cilt 33, Aralık 1979, s. 1230

241. Kemp, Tom S. "The Reptiles that Become Mammals," New Scientist, vol.93 (Mart 4, 1982), sf. 583

242. George Gamow, Martynas Ycas, Mr. Tompkins Inside Himself, Allen & Unwin, Londra, 1966, s. 149

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo
İNDİRMELER
  • Giriş
  • Bölüm 01: Charles Darwin'in, Teorisi Hakkındaki İtirafları
  • Bölüm 02: Evrimcilerin Darwin İle İlgili İtirafları
  • Bölüm 03: Evrimcilerin Evrim Teorisinin Geçersizliği Hakkındaki İtirafları
  • Bölüm 04: Evrimcilerin Teoriyi, İdeolojik Olarak Savundukları ile İlgili İtirafları
  • Bölüm 05: Doğal Seleksiyonun Evrimleştirme Gücünün Bulunmadığı İle İlgili İtirafları
  • Bölüm 06: Mutasyonların Evrimleştirme Gücünün Olmadığı İle İlgili İtirafları
  • Bölüm 07: Moleküler Evrimin Çıkmazı İle İlgili İtirafları
  • Bölüm 08: Canlılığın Birdenbire Ortaya Çıkmasıyla İlgili İtirafları
  • Bölüm 09: Ara Geçiş Formlarının Fosillerinin Bulunmaması İle İlgili İtirafları
  • Bölüm 10: Omurgasızlardan Omurgalılara Geçişin Delili Olmadığı İle İlgili İtirafları
  • Bölüm 11: Sudan Karaya Geçişin İmkansızlığı İle İlgili İtirafları
  • Bölüm 12: Sürüngenlerin Kuşlara Evrimleşmesinin İmkansızlığı İle İlgili İtirafları
  • Bölüm 13: Evrim Teorisinin Memelilerin Kökenini Açıklayamadığı İle İlgili İtirafları
  • Bölüm 14: At Serilerinin Geçersizliği İle İlgili İtirafları
  • Bölüm 15: İnsanın Atası İle İlgili İtirafları
  • Bölüm 16: İnsanın Ruhunun EvrimleAçıklanamaması İle İlgili İtirafları
  • Bölüm 17: Kompleks Organların Evrim ile Oluşamayacağı İle İlgili İtirafları
  • Bölüm 18: Hayvanlardaki İçgüdülerin Evrim Teorisi İle Açıklanamayacağına Dair İtirafları
  • Bölüm 19: Bitkilerin Evrimle Oluşamayacakları İle İlgili İtirafları
  • Bölüm 20: Varyasyonlar Hakkındaki İtirafları
  • Bölüm 21: Körelmiş Organların Olmadığı İle İlgili İtirafları
  • Bölüm 22: Homoloji İddialarının Geçersizliği İle İlgili İtirafları
  • Bölüm 23: Teorinin Termodinamiğin İkinci Kanunuyla Çeliştiğiyle İlgili İtirafları
  • Bölüm 24: Rekapitülasyon Teorisini Geçersizliği İle İlgili İtirafları
  • Bölüm 25: Canlılığın Ancak Yaratılmış Olabileceği İle İlgili İtirafları
  • Bölüm 26: Materyalistlerin, Evrenin Bir Başlangıcı Olduğu İle İlgili İtirafları
  • Bölüm 27: Evrendeki Düzenin Tesadüflerle Oluşamayacağı Hakkındaki İtirafları
  • Bölüm 28: Darwinizm'in Ahlak Üzerindeki Olumsuz Etkileri İle İlgili İtirafları
  • Sonuç