6 Nisan 2002 tarihli Hürriyet Bilim dergisinde, "Kelebek Kanadında Evrim İlk Kez Gözlendi" ve "Yaşamın Hızlı Evrimi" başlıklı iki yazı yayınlandı. Her iki yazıda da benzer yanılgılar sergileniyor, evrim teorisi bilimsel bir gerçekmiş izlenimi oluşturabilmek için yanıltıcı bilgiler veriliyordu. Aşağıda her iki haberdeki yanılgılar açıklanmaktadır.
Hürriyet Bilim dergisindeki "Kelebek Kanadında Evrim İlk Kez Gözlendi" başlıklı yazıda bazı deneyler sonucunda, tropikal bir kelebek türünün kanadındaki siyah noktanın büyüklüğünün nasıl değiştiği anlatılıyor ve bu değişim "evrim" olarak nitelendiriliyordu. Ne var ki, derginin evrim olarak nitelendirdiği olay gerçekte genetik çeşitlenmedir.
Genetik çeşitlenme, evrimcilerin sık sık evrim teorisi için delil olarak göstermeye çalıştıkları genetik bir olaydır. Ancak genetik çeşitlenmenin evrim teorisini kanıtlayan hiçbir özelliği yoktur. Genetik çeşitlilik, bir canlı türünün sahip olduğu genlerin elverdiği çeşitliliği tanımlar. Bunu bir örnekle açıklayalım: İnsan türüne ait genler insan türünün gen havuzunu oluşturur. Bu havuz içindeki genlerin çeşitliliği sayesinde insan türü içindeki bireyler farklı farklı özelliklere sahip olurlar; beyaz tenli, zenci, melez, kıvırcık saçlı, küçük burunlu, uzun boylu, ince kemikli, kalın sesli vs… Ve bu gen havuzu içinde meydana getirilecek farklı kombinasyonlar farklı insan tiplerinin oluşmasına neden olacaktır. Ancak, bu gen havuzu içinde ne kadar kombinasyon veya çeşitlenme olursa olsun, insan hep insan olarak kalır, yani türde bir değişim olmaz. Sadece bireylerin fiziksel görünümlerinde veya bazı yapılarında değişiklikler olur, ancak bunlar sadece mevcut gen havuzunun izin verdiği ölçüde gerçekleşir.
Evrimciler, farklı gen kombinasyonları sonucunda bir tür içinde meydana gelen çeşitlenmeleri evrimin yaşandığının bir delili olarak göstermeye çalışırlar. Ancak bu bir aldatmacadır. Çünkü evrim teorisinin iddiasına göre, genetik yapıdaki değişiklikler türler arasında değişime neden olmalıdır. Sözgelimi, bir sürüngen bir kuşa dönüşmeli, bir köpek ata dönüşmelidir. Yani bir türün genetik bilgisine yeni bilgiler eklenmelidir, örneğin sürüngenlerin genetik bilgisine kanatlarla ilgili yeni bilgiler eklenmelidir. Ancak genetik çeşitlenme sonucunda bu oluşmaz; köpekler köpek, sürüngenler sürüngen olarak kalırlar. Genetik çeşitlenme, sadece farklı tiplerde köpekler oluşmasına neden olur, türlere yeni özellikler eklemez.
Hürriyet Bilim dergisinde yer verilen deneyde de evrim değil, genetik çeşitlenme gözlemlenmiştir. Söz konusu deneyde, kelebeklerin genetik bilgisinde bazı değişiklikler yapılarak, küçük noktalı ve büyük noktalı kelebek soyları elde edilmiştir. Ancak kelebekler yine kelebek olarak kalmışlar, türleri değişmemiştir. Ayrıca, yazının içinde de belirtildiği gibi, küçük nokta ve büyük noktaya ait bilgiler zaten kelebeğin genetik şifresinde bulunmaktadır. Yazıda şöyle denmektedir:
Ekip noktanın merkezini belirleyen Distal-less adlı geni inceledi. Önce dokuz kuşak kelebek yetiştirerek, bir küçük noktalı, bir de büyük noktalı kelebek soyu elde edildi. Her kelebekte aynı Distal-less geninin kopyasından iki tane bulunduğu için, aynı genin her türü bileşimini elde etmek mümkündü. Son soyları incelediklerinde, noktaların büyük ya da küçük olmasına, bu genin şifresindeki birkaç küçük farklılığın yol açtığını gördüler. (Nature dergisi, 17 Ocak) Noktaları büyük kelebeklerin Distal-less geni daha büyük bir değişiklik gösteriyordu.
Yukarıdaki açıklamadan da görüldüğü gibi, kelebek kanatlarındaki nokta deseninin büyüklüğündeki değişiklik, mevcut genlerin türlü bileşimleri ile sağlanmaktadır. Bu daha önce de belirtildiği gibi evrim değil, bu türün genlerinin izin verdiği ölçüde, bu tür içinde sağlanan genetik bir çeşitliliktir.
"Yaşamın Hızlı Evrimi" Başlıklı Yazıdaki Yanılgılar
Dergide yayınlanan "Yaşamın Hızlı Evrimi" başlıklı yazıda da yukarıda söz edilen yanıltıcı bilgilerin bir benzeri verilmişti. Söz konusu yazıda, Yeni Zelandalı bilim adamlarının penguen fosillerinin kemiklerindeki kalıtım moleküllerini inceledikleri ve buradan moleküllerin değişim hızını tespit ettikleri belirtiliyor, bu değişim hızı ise "evrimin hızı" olarak ifade ediliyordu.
Bu haberin kaynağı, 22 Mart 2002 tarihli Science dergisinde yayınlanan bir araştırmanın sonuçlarıydı. Bilim adamları, yeni buldukları yaklaşık olarak 7000 yıllık penguen fosillerinden aldıkları DNA'ları günümüz penguenlerinin DNA'ları ile karşılaştırmışlar ve aradaki moleküler farklılıkları tespit etmişlerdir. Ancak ortada bir evrim olmadığı için, evrimin hızından bahsetmek de imkansızdır. Çünkü kıyas, aynı türün farklı zamanlarda yaşamış olan bireyleri arasında yapılmaktadır. Daha önce de belirtildiği gibi bir türün sahip olduğu genetik havuz içinde birtakım değişiklikler, çeşitlenmeler olabilir. Ancak bu hiçbir zaman bir evrime, yani bir türün bir başka türe dönüşmesine sebep olmaz. Dolayısıyla bu bilim adamlarının araştırmalarının sonucu evrimin değil, genetik çeşitlenmenin hızını göstermektedir. Nitekim, bu araştırma hakkında yorum yapan Max Planck Enstitüsü'nden Svante Pääbo şöyle demektedir:
Eski DNA üzerindeki araştırmalar, bir tür içinde binlerce yılda meydana gelen genetik çeşitlenmeyi araştırabilecek kadar ilerledi ve elde edilen veriler güvenilirdir.1
Bu bilim adamının sözlerinden de anlaşıldığı gibi, söz konusu araştırmanın sonuçları bir tür içindeki genetik çeşitlenmeyi göstermektedir, bir türün bir başka türe evrimleşmesini değil.
Her iki haberde de, biyolojik bir olay evrim gibi gösterilmeye çalışılmış ve konu hakkında detaylı bilgisi olmayan okuyucuya "evrim teorisi deney ve araştırmalarla kanıtlanıyor" mesajı verilmek istenmiştir. Ancak bu sırada ciddi bilimsel hatalar yapılmış ve okuyucu yanıltılmıştır.
İnsanlardan, hayvanlardan ve davarlardan da renkleri böyle değişik olanlar vardır. Kulları içinde ise Allah'tan ancak alim olanalr 'içleri titreyerek-korkar'. Şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, bağışlayandır. (Fatır Suresi, 28)
1. Elizabeth Pennisi, "Ancient DNA Untangles Evolutionary Paths", Science, cilt 295, no. 5563, 22 Mart 2002, s. 2197.