Orta Afrika ülkesi Çad'da bulunan yeni bir kafatası fosili, evrim teorisinin insanın kökeni hakkındaki iddialarına yeni bir darbe indirdi. Dünyaca ünlü bilim dergilerinde ve gazetelerde geniş yer verilen bu yeni fosil, Darwinistlerin 150 yıldır ısrarla savundukları "insanın maymun benzeri canlılardan evrimleştiği" iddiasını kökünden sarsmış durumda. Fransız bilim adamı Michel Brunet tarafından keşfedilen fosile Sahelanthropus tchadensis adı verildi.
Ve bu fosil, Darwinizm dünyasını birbirine kattı. Dünyaca ünlü Nature dergisi, fosili duyuran haberinde, "bulunan yeni kafatası, insanın evrimi hakkındaki düşüncelerimizi tamamen batırabilir" itirafında bulundu.1
Harvard Üniversitesi'nden Daniel Lieberman, bu yeni bulgunun "küçük bir nükleer bomba kadar etkili olacağı"nı söyledi.2
Bunun nedeni, bulunan fosilin 7 milyon yıl yaşında olmasına rağmen, "insanın en eski atası" olduğu iddia edilen ve 5 milyon yıl yaşındaki Australopithecus türü maymunlardan (evrimcilerin bugüne kadar temel aldıkları kıstaslara göre) daha "insansı" bir yapıya sahip olması.
Evrimciler, 1920'li yıllardan bu yana, Australopithecus türü maymunların bazı özelliklerinin insana benzediğini iddia ediyor ve bu nedenle bu soyu tükenmiş canlıları sözde "insanın en ilkel atası" olarak gösteriyorlardı. Bu iddianın geçersizliğini gösteren pek çok delil ortaya çıkmış, örneğin Australopithecusların iddia edildiği gibi dik yürümedikleri, aynen diğer maymunlar gibi eğik bir yürüyüşe sahip oldukları 1990'lı yıllardaki bazı araştırmalar sonucunda anlaşılmıştı. Yeni bulunan Sahelanthropus tchadensis isimli fosil ise, Australopithecuslardan 2 milyon yıl önce yaşamış bir başka maymun türünün, evrimcilerin kıstaslarına göre daha "insansı" olduğunu gösteriyor. Yani tüm "evrim şeması"nı bozuyor.
Konunun aslı ise şu: Geçmişte yaşamış ve bugün soyu tükenmiş olan pek çok farklı maymun türü vardır. Bunların bazılarının kafatası veya iskelet yapısı kısmen insanlara benzerlik göstermektedir. Ama bu benzerlikler bu canlıların insanlarla bir ilgisi olduğu anlamına gelmez. Evrimciler ise, bu soyu tükenmiş canlılara ait kafataslarını, teorilerinin gerektirdiği gibi art arda dizerek bir tür 'maymundan insana giden merdiven' oluşturma çabasındadırlar. Ancak bu konudaki araştırmalar derinleştikçe, ortada böyle bir merdiven bulunmadığı, sadece farklı dönemlerde farklı maymun türlerinin yaşadığı anlaşılıyor. Bunun sonucunda ise insanın arkasında hiçbir evrim süreci bulunmadan yeryüzünde bir anda ortaya çıktığı, yani yaratıldığı ortaya çıkıyor.
"Sonuç ne olursa olsun, bu kafatası, bir kez daha ve kesin olarak göstermiştir ki, eskiden beri kabul edilen (insanla maymun arasındaki) 'kayıp halka' düşüncesi saçmadır... Şu an çok açık olarak görülmelidir ki, zaten her zaman için son derece sallantılı olan kayıp halka düşüncesi, artık tamamen geçerliliğini yitirmiştir."
Henry Gee, The Guerdian
George Washington Ünivesitesi'nden evrimci antropolog Bernard Wood'un yeni bulunan fosil üzerine yaptığı açıklama ise, bu görüşü doğruluyor:
Üniversiteye başladığım 1963 yılında, insanın evrimi bir merdiven gibi görülüyordu. Bu merdivenin basamakları, maymundan insana doğru ilerleyen ve her aşaması bir öncekinden daha az maymunsu olan bir seri ara formdan meydana geliyordu... Ama şimdi insanın evrimi (karmakarışık) bir çalıya benziyor... Fosillerin birbirleriyle nasıl bir ilişkisi olduğu ve herhangi birisinin gerçekten insanın atası olup olmadığı hala tartışmalı.3
Yeni bulunan maymun fosili konusunda Nature dergisinin editörü ve önde gelen bir paleoantropolog olan Henry Gee'nin yaptığı yorumlar da son derece önemli. Gee, The Guardian gazetesinde yayınlanan yazısında, fosil üzerinde yapılan tartışmalara değiniyor ve şöyle yazıyor:
Sonuç ne olursa olsun, bu kafatası, bir kez daha ve kesin olarak göstermiştir ki, eskiden beri kabul edilen (insanla maymun arasındaki) 'kayıp halka' düşüncesi saçmadır... Şu an çok açık olarak görülmelidir ki, zaten her zaman için son derece sallantılı olan kayıp halka düşüncesi, artık tamamen geçerliliğini yitirmiştir.4
Kısacası sık sık gazetelerde veya dergilerde gördüğümüz "maymundan insana uzanan evrim merdiveni" çizimlerinin hiçbir bilimsel değeri yok. Bunlar sadece evrim teorisine körü körüne inanmış olan çevrelerin propagandası. Bu propaganda yürütülürken, bir taraftan da evrim teorisiyle çelişen bilimsel deliller toplumdan gizleniyor. Amerikalı biyolog Jonathan Wells, Amerika'da büyük bir tartışma başlatan "Evrimin İkonları: Bilim mi Efsane mi, Evrim Hakkında Öğrettiğimiz Pek Çok Şey Neden Yanlış" adlı 2000 yılı basımı kitabında bu propaganda mekanizmasını şöyle özetlemekte:
Toplumun geneli, insanın kökeni hakkındaki derin belirsizliğe dair bilimsel uzmanların yaptıkları açıklamalardan çok nadiren haberdar edilir. Bunun yerine, şu veya bu kimsenin en son teorisi ile besleniriz ve bize bizzat paleoantropologların bunun üzerinde anlaşamadıkları gerçeği aktarılmaz. Ve tipik olarak, teori mağara adamlarının veya "bol makyajlı" insan atalarının hayali resimleri ile süslenir... Görünen odur ki, bilimin hiçbir alanında bu kadar az bir malzeme üzerine bu kadar fazla bir kurgu yapılmamıştır.5
Bilim geliştikçe, bir 19. yüzyıl hurafesi olan Darwinizm'in yanlışlığı daha da açık şekilde ortaya çıkmış ve Darwinizm efsanesi çökmüştür. Bilim dünyası ise, en önemli gerçeğin farkına varıyor: İçinde yaşadığımız evreni ve içindeki canlı-cansız tüm varlıkları Allah yaratmıştır.
Sabah gazetesi, Çad'da bulunan fosili evrim teorisinin delili gibi sundu. |
Çad'da bulunan yeni kafatasının evrim teorisinin şimdiye kadarki tezlerini çürüttüğü, bu buluşu dünyaya duyuran ünlü bilim dergileri tarafından da itiraf edildi.
Örneğin dünyaca ünlü bilim otoritesi olan İngiliz Nature dergisinin konuyla ilgili başlığının hemen altında şöyle yazıyordu:
"YENİ BULUNAN KAFATASI İNSANIN EVRİMİ HAKKINDAKİ MEVCUT FİKİRLERİMİZİ BATIRABİLİR." (New-found skull could sink our current ideas about human evolution.)
National Geographic News ise haberi şu başlıkla duyuruyordu:
"ÇAD'DA BULUNAN FOSİL İNSANIN KÖKENİNİN YENİDEN DÜŞÜNÜLMESİNİ GEREKTİRİYOR". (Skull Fossil From Chad Forces Rethinking of Human Origins)
CNN.com ise bu kafatasının evrim teorisine "kafa tuttuğunu" şöyle ifade ediyordu:
"ESKİ KAFATASI İNSANIN KÖKENİNE MEYDAN OKUYOR." (Ancient skull challenges human origins)
Diğer ünlü bilimsel kaynaklarda veya önde gelen uluslararası medya kuruluşlarında bu konuda verilen haberlerin hemen hepsinde de, bulunan fosilin evrim teorisi adına çok şaşırtıcı ve beklenmedik olduğu vurgulanıyordu. Bu uluslararası kaynakların hiçbirinde, bulunan kafatasının evrim teorisini desteklediği, hatta "kanıtladığı" iddia edilmedi.
Ama ne ilginçtir ki, Türkiye'de bir gazete konuyu büyük ölçüde çarpıtarak yayınladı. Sabah gazetesi, 12 Temmuz 2002 tarihli sayısında, Çad'da bulunan kafatasını "DARWİN'İN EVRİM TEORİSİ İSPATLANDI" gibi son derece gerçek dışı ve yanıltıcı bir başlıkla okuyucularına tanıttı.
Sabah gazetesinin bu konudaki çok önemli bir yanılgısı ise, tartışmalı bir kafatası fosilinden yola çıkarak Darwin'in teorisinin ispatlanabileceğini sanmasıdır. Evrim teorisi daha hayatın nasıl başladığını açıklamaktan yoksundur. Sadece bir hücre değil, hücreyi meydana getiren tek bir proteinin dahi tesadüflerle oluşmasının imkansız olduğu bugün bilinmektedir. Dolayısıyla, tek bir fosilden yola çıkarak, üstelik onu da yanlış ve çarpıtarak yorumlayarak, fosil hakkındaki farklı yorumları gündeme getirmeden "evrim teorisi ispatlandı" demek, sadece Sabah gazetesinin evrim teorisine nasıl körü körüne bağlı olduğunu gösterir.
Oysa körü körüne Darwinizm propagandası yapmak, hem de bunun için gerçekleri çarpıtmak, hem basın ilkeleriyle hem de en temel dürüstlük kıstaslarıyla bağdaşmamaktadır.
1. John Whitfield, "Oldest member of human family found", Nature, 11 Temmuz 2002
2. D.L. Parsell, "Skull Fossil From Chad Forces Rethinking of Human Origins", National Geographic News, 10 Temmuz 2002
3. John Whitfield, "Oldest member of human family found", Nature, 11 Temmuz 2002
4. "Face of yesterday: Henry Gee on the dramatic discovery of a seven-million-year-old hominid", The Guardian, 11 Temmuz 20021
5. Jonathan Wells, Icons of Evolution: Science or Myth, Why Much of What We Teach About Evolution is Wrong, Washington, DC, Regnery Publishing, 2000, s. 225