Bilimsel adı Loligo Vulgaris olan mürekkepbalıkları, türlerinin en küçüğüdür. Tepkili yüzme sistemleri, suyun içinde saatte 30 kilometreyi aşkın bir hızla hareket etmelerine imkan tanır.39
Canlılar dünyasında en hızlı koşan, en iyi yüzen veya en uzağa uçan hayvanlar omurgalılardır. Bu hayvanların tüm bu becerilerinin altında yatan ana sebep kemik gibi sert maddelerden inşa edilmiş şekil değiştirmeyen iskeletlere sahip olmalarıdır. Bu kemikler kasların kasılmasına büyük destek verir. Kas kasılmaları daha sonra hareketli eklemler aracılığıyla kesintisiz, düzenli hareketlere çevrilir.
Omurgasız hayvanlar ise, kemiksiz yapıları nedeniyle omurgalılara göre çok daha yavaş hareket eder.
Mürekkepbalıkları da, her ne kadar "balık" ismini taşısalar da, omurgasız canlılardır, vücutlarında kemik bulunmaz. Ancak çok ilginç bir sistem sayesinde oldukça üstün bir hareket yeteneğine sahiptir. Yumuşak dokulardan oluşan vücutları kalınca bir deri tabakası ile kaplanmıştır. Bu deri tabakasının altında bulunan kaslar aracılığıyla bünyelerine su toplar ve daha sonra bu suyu kuvvetlice geri püskürterek yüzer.
Mürekkepbalığının av sırasındaki en büyük yardımcısı ağzındaki uzantılardır. Bu iki uzantı sicime benzer ve normal zamanda ağız içinde hareketsiz dururlar. Mürekkepbalığı avı ile karşılaştığında bunları büyük bir hızla kement gibi fırlatır. Daha sonra aynı hızla avını ağzının içine alır. Bundan sonra iş hayvanın kollarına kalır. Mürekkepbalığının 8 adet kolu, tüm ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde tasarlanmıştır. Avladığı bir yengeci güçlü kolları sayesinde rahatlıkla parçalayabilir. Kollarını o kadar büyük bir beceri ile kullanır ki yengecin sert kabuğunu kırarak, içindeki beyaz etini rahatlıkla sıyırıp yiyebilir.38
Mürekkepbalığının su püskürtmeye dayanan bu sistemi oldukça komplekstir. Hayvanın başının iki yanında cebe benzeyen birer açıklık bulunur. Bu açıklıktan aldığı suyu vücudunun içinde bulunan silindir şekilli bir boşluğa çeker. Daha sonra içerideki bu suyu, başının hemen altında bulunan ince bir borudan yüksek bir basınç ile püskürtür. Hayvan bu sayede meydana gelen tepki ile ters yöne doğru hızla hareket eder.
Bu yüzme tekniği hem hız hem de dayanıklılık açısından oldukça uygundur. Bilimsel adı "Todarodes paciticus" olan Japon mürekkepbalıkları 2000 km.'lik göçleri sırasında saatte ortalama 2 km. hızla hareket eder. Kısa mesafeler için hızlarını saatte 11 km.'ye kadar çıkartabilir. Bazı cinslerin ise hızlarının saatte 30 km.'yi geçtiği bilinmektedir.
Mürekkepbalıkları hızlı ve seri kasılmalar sayesinde, kendilerini avlamak isteyen düşmanlarından ani bir hızlanma ile kaçabilir. Eğer kaçış hızı yeterli gelmezse vücutlarında sentezledikleri koyu renkli boyayı bir bulut şeklinde püskürtür. Bu bulut saldırganda büyük bir şaşkınlığa yol açar. Bu bir kaç saniyelik şaşkınlık mürekkepbalığı için yeterlidir. Çıkardığı bulutunun arkasında görünmez olan mürekkepbalığı hızla bölgeden uzaklaşır.
Savunma sistemleri ve tepkili yüzme stilleri, mürekkepbalıklarının avcılık yapmalarına da imkan verir. Avlarının üzerine hızla saldırabilir ve onları kovalayabilirler. Karmaşık yapıdaki merkezi sinir sistemleri, tepkili yüzme için gerekli olan kasılma ve gevşemelerin uyum içinde gerçekleşmesini denetler. Solunum sistemleri de ideal bir yapıdadır. Bu sistem onlara suyu püskürtmek için gerekli olan yüksek metabolik hızı kazandırır.
Tepkili sistemle yüzen tek hayvan mürekkepbalığı değildir. Ahtapotlar da tepkili sisteme sahiptir. Ancak onlar aktif yüzücü değildir; zamanlarının çoğunu deniz diplerinde, yarıkların ve kayaların içinde veya etrafında dolaşarak geçirir.
Ahtapotun iç derisi, üst üste duran kas tabakalarından oluşur. Boyuna kaslar, dairesel kaslar ve radyal kaslar olarak adlandırılan üç farklı kas dokusu vardır. Bu dokular birbirlerini dengeleyerek ve destekleyerek ahtapotun farklı hareketlerini mümkün kılar.
1- Ahtapot, boylamasına uzanan iki ayrı kas tabakasından bir tanesini diğerinden daha fazla kasarak vücudunu eğebilir ve bu sayede su içinde kolaylıkla süzülebilir.
2- Mürekkepbalığı ahtapotlarda olduğu gibi radyal ve dairesel kaslara sahiptir. Fakat, ahtapottaki boyuna kaslar yerine, mürekkepbalığında sert lif tabakaları vardır. Bu lif tabakaları, her iki kas grubu da kasıldığında vücudun uzamasını engeller. Ayrıca radyal kaslar için sağlam bir yüzey oluşturur.
Püskürtme süreci başladığında dairesel kaslar boyca kısalır. Ancak hacimlerini korumak eğiliminde oldukları için bu kez genişlikleri büyür. Bu, vücudun uzamasına neden olabilecek bir harekettir. Aynı anda boyuna kaslar gerginleşir ve vücudun uzamasını engeller. Deri duvarının kalınlaşmasına neden olan tüm bu gelişmeler sırasında radyal kaslar gerili vaziyettedir. Püskürtmenin sonunda radyal kaslar kasılarak boylarını kısaltır. Bunun sonucunda vücut duvarı incelir, iç boşluğun çapı artar ve tekrar içerisi su ile dolar.
Şekillerde bir mürekkepbalığının su püskürtme devri ve kesitleri gösterilmiştir. Devir aşırı şişme ile başlar (1). Vücudun dış çapı, normal durumla karşılaştırıldığında yaklaşık % 10 artar, iç boşluğun hacmi ise yaklaşık % 22 genişler. Su, başın iki tarafında yer alan açıklıklardan boşluğa girer. Huni şeklindeki boru ağızdan geçer. Genişleme en üst seviyesine ulaştıktan sonra vücut çapı normal çapının % 75'i kadar azalır (2). Boşluktaki basınç aniden artar, püskürtme borusunun başlangıç kısmını deri duvarına iter ve su girişlerini kapatır. Hemen hemen bütün su (normal vücut hacminin % 60'ına eşit) güçlü bir püskürtme ile borudan çıkartılır. Vücut daha sonra suyu içeri alarak normal haline döner (3). Daha fazla kasılma hayvanın iç organlarına zarar verebilir. Püskürtme devri bir saniye kadar sürer ve emme aralıklarıyla birlikte 6-10 defa üst üste tekrarlanabilir. Mürekkepbalığı yavaş yavaş yüzerken, vücudu normal çapının % 90'ına kadar kasılır.
Mürekkepbalıklarındaki kas sistemi de ahtapottakine benzer. Fakat önemli bir farklılık vardır: Mürekkepbalığının vücudunda, ahtapotun boyuna kasları yerine, tunik adı verilen lif tabakası vardır. Tunik, boyuna kaslar gibi hayvanın vücudunun iç ve dış yüzeylerini kaplayan iki tabaka halindedir. Tunik tabakalarının arasında dairesel kaslar bulunur. Dairesel kasların arasında da bunları diklemesine kesen radyal kaslar bulunur.
Mürekkepbalığının son derece kompleks bir gözü vardır. Göz bebeğini odaklayabilir, merceğini retinaya yakınlaştırıp uzaklaştırabilir. Göz kenarındaki kapakçıkları kısıp açarak gelen ışık miktarını ayarlayabilir. İnsan ve mürekkepbalığı gibi tamamen farklı iki türde, böylesine kompleks yapıda ortak organların bulunması evrim ile açıklanamaz. Nitekim Darwin de Türlerin Kökeni isimli kitabında bunu dile getirmiştir.40
"...Göklerin, yerin ve bunlar arasındakilerin tümünün mülkü Allah'ındır; dilediğini yaratır. Allah herşeye güç yetirendir." (Maide Suresi, 17)
""...türetip-yaydığı canlılarda kesin bilgiyle inanan bir kavim için ayetler vardır." (Casiye Suresi, 4)
Mürekkepbalıkları, sahip oldukları tepkili yüzme sistemleri, mürekkepli savunma metotları, son derece keskin bir görüşe sahip gözleri ve renk değiştirebilen derileri ile mükemmel bir yaratılış örneğidir.
Mürekkepbalıklarının derilerinin altında kramatofor adı verilen esnek bir katman bulunur. Bu katman sayesinde derilerini renkten renge sokabilir. Bu renk değişimi sayesinde kendilerini rahatlıkla kamufle ederler. Renk değişimini iletişim amacıyla da kullanırlar. Mesela bir dişiye kur yaptıklarında bir renk, bir erkekle kavga ettiklerinde başka bir renk alırlar.
Erkek, bir dişiye kur yaptığında mavimsi renk alır. Bu sırada yanına bir başka erkek gelirse, dişiye bakan yarısına mavi, erkeğe bakan yarısına kırmızı rengi verir. Kırmızı, meydan okuma ve saldıganlık anında kullanılan uyarı rengidir.
Mürekkepbalığının tepkili yüzme sistemi, kollarını ve gövdesini çevreleyen ince deri tabakası ile desteklenmiştir. Balık pileli bir perdeye benzeyen bu deri tabakasını dalgalandırarak suda süzülür. Kolları ise yüzme esnasında gövdeyi dengeleme görevini üstlenmiştir. Kollar ayrıca ani duruşlar için bir fren gibi de çalışabilir.
Ahtapot ve mürekkepbalıklarının tepkili yüzme sistemleri, aslında jet uçaklarıyla benzer bir prensipte çalışır. Dikkatle incelendiğinde her iki hayvanın kas sisteminin kendileri için en uygun bir yapıda tasarlanmış olduğu görülür. Bu kompleks yapıların tesadüflerle oluşabileceğini öne sürmek ise, elbette imkansızdır.
Mürekkepbalıklarının üreme sistemi de kusursuz bir tasarıma sahiptir. Bu balıkların yumurtaları, deniz dibindeki oyuklara tutunmalarını sağlayan yapışkan bir yüzeye sahiptir. Yavru, doğacağı güne kadar yumurtanın içinde kendisi için hazırlanmış olan besini yer. Yavrunun kuyruğunun ucunda ise, doğum vakti geldiğinde kullanacağı sivri bir uç yer alır. Keskiye benzeyen bu ucu kullanarak yumurtayı deler ve dışarı çıkar. Bu sivri uç, doğumdan sonra kaybolur.41
Her detay kusursuzca planlanmıştır ve planlandığı gibi işler. Tüm bu kusursuz yaratılış, Allah'ın sonsuz ilminin bir ifadesidir.