Kitap boyunca cahiliye ahlakını taşıyan insanların hayata bakış açılarına, yaşama amaçlarına, değer yargılarına, mantık örgülerine, inançlarına, korkularına ve karakter yapılarına yer verdik. Tüm bundaki amaç, Kuran ahlakından uzak yaşamanın kişileri nasıl "ilkel bir mantığa" ve bundan kaynaklanan ilkel yaşam ve zihniyete sürüklediğini ortaya koymaktı. Ancak daha da önemlisi, bu hayatı benimseyen insanlara, yaptıkları tercihin hem dünyada hem de ahiret hayatlarında nasıl büyük kayıplara mal olacağını göstermekti.
"Eğer hak, onların heva (istek ve tutku)larına uyacak olsaydı hiç tartışmasız, gökler, yer ve bunların içinde olan herkes (ve herşey) bozulmaya uğrardı. Hayır, Biz onlara kendi şan ve şeref (zikir)lerini getirmiş bulunuyoruz, fakat onlar kendi zikirlerinden yüz çeviriyorlar" ayetiyle Allah, cahiliye sisteminin istek ve tutkularıyla hareket edenlerin karşılaşacakları sonun mutlaka hüsran olduğunu haber vermiştir. (Müminun Suresi, 71) Bu hüsrandan kurtulmanın ise tek bir yolu vardır: Kuran ahlakını yaşamak. Çünkü Kuran ahlakı, insanlara "asıl şan ve şereflerini" kazandırır. İnsanları içine hapsoldukları cahillikten, ilkel mantık örgülerinden, sıkıntılı ortamlardan, olumsuz karakter özelliklerinden, asılsız korkulardan, sapkın inançlardan ve tüm bunların sebep olacağı sonsuz bir cehennem azabından kurtarır. Bunların yerine temiz bir akıl, güzel bir ahlak, cennet benzeri huzur dolu ortamlar, ve en önemlisi de sonsuz nimetlerle dolu sonsuz bir cennet hayatı kazandırır.
İşte bu kitabın yazılış amacı da, hem cahiliye insanlarının içerisine düştüğü "karanlık ortamı", hem de Kuran ahlakı sayesinde yaşanan "güzel hayatı" açıkça ortaya koyduktan sonra, insanları üstün bir hayat sunan Kuran ahlakına davet etmektir. Kuran'a uyan insan kurtuluş bulacaktır. Allah "Sizi karanlıklardan nura çıkarması için kuluna apaçık ayetler indiren O'dur…" (Hadid Suresi, 9) ayetiyle, Kuran ahlakını yaşamanın insanları kurtuluşa ulaştırdığını haber vermektedir.
Bu kitap, cahiliye toplumuna İslam ahlakının bir tebliği ve hatırlatmasıdır. "Şüphesiz, bu bir öğüttür. Artık dileyen Rabbine bir yol bulabilir" (Müzzemmil Suresi, 19) ayetiyle de belirtildiği gibi, dileyen Kuran ayetleri doğrultusunda verilen öğütlere uyar. İnsanın bu dünyada geçireceği süre çok kısadır; istisnasız her insan için "göz açıp kapayıncaya kadar" geçecektir. Kendini bütünüyle bu kısa süreye adayarak sonsuz bir azabı göze almak ise kuşkusuz kişinin kendisi için yapabileceği en büyük akılsızlıktır. Ebedi kurtuluşun tek yolu bir an önce cahiliye ahlakının tüm pisliklerinden kurtularak Allah'ın davet ettiği din ahlakına uymaktır. Bu kitabı okuyan tüm insanlardan beklenen de, bu en doğru seçimi yapmalarıdır.
De ki: "Hak geldi, batıl yok oldu. Hiç şüphesiz batıl yok olucudur." (İsra Suresi, 81)
Sen Yücesin,
bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yok.
Gerçekten Sen, herşeyi bilen,
hüküm ve hikmet sahibi olansın.
(Bakara Suresi, 32)