Allah, Kuran’da, dinden uzak olan insanları "cahil" olarak isimlendirir. Burada kullanılan "cahil" sıfatı, halk arasında bilinenden farklı bir anlam içerir. Halk arasındaki cahil tanımlaması, genellikle okuma yazma bilmeyen, iyi bir eğitimi ve tahsili olmayan, görgüden yoksun insanlara yapılan bir yakıştırmadır.
Kuran’da ifade edilen cahillik ise kişinin, yaratılış amacından, Yaratıcısı’nın vasıflarından, kendisine gönderilen kitaptaki bilgi ve hikmetten, sonsuz yaşamını ilgilendiren konulardan habersiz olması ve bu cehaletin doğurduğu şuursuz bir yaşam biçimini benimsemesidir.
Cahiliye insanına göre, dünya hayatı insanlar arasındaki bir yarış ve çekişmeden ibarettir. Başarılı ve güçlü olmak için, kişinin her zaman öncelikli olarak kendisini düşünmesi ve bencilce hareket etmesi temel prensiptir. Bu hayat şeklinin ne denli ilkel ve çarpık olduğu ise ancak Kuran’da belirtilen yaşam biçimi, üstün düşünce ve ahlak yapısı ile kıyaslandığında ortaya çıkar.
Bu kitabın amacı da, bu kıyası belirginleştirerek, "cahiliye toplumları"nın dinden uzak olmalarından dolayı ne denli "ilkel bir mantık" içerisine düştüklerini gözler önüne sermektir. Ayrıca bu mantığın getirdiği ahlak modelini her yönüyle ortaya koymak ve bu yapıdan kurtulmanın tek çözümünün de ancak Allah’ın insanlar için seçip beğendiği din ahlakına uymakla mümkün olduğunu göstermektir.