Kitabın başından beri vurguladığımız gibi insanları şiddete ve vahşete yönelten sebep, vicdanlarını kullanmamaları, Allah'a karşı sorumlu olduklarını ve ahirette yaptıkları herşeyin hesabını vereceklerini göz ardı etmeleridir. Bu nedenle insanları şiddetten ve terörden uzaklaştırmanın en etkili yöntemi, onları bu yola yönelten sözkonusu cehaleti ortadan kaldırmaktır. Terör karşısında alınması gereken adli, siyasi ve ekonomik tedbirler olduğu açıktır, ancak bu tedbirlerin hiçbiri tek başına terörizmle mücadele etmekte yeterli olmaz. Asıl yapılması gereken teröre temel oluşturan fikri zemini ortadan kaldırmaktır. Bunun için kini, öfkeyi ve nefreti telkin eden tüm ideolojiler ile fikri alanda mücadele edilmesi ve bunların yerine dinin insanlara öğrettiği ahlaki erdemlerin samimiyetle savunulması gerekir.
Kitap boyunca incelediğimiz gibi, bütün bu ideolojilerin en önemli dayanak noktası Darwinizm'dir. Bilimsel olarak tamamen çökmüş, akıl ve mantık dışı olduğu ispatlanmış olan bu teorinin bugün halen ayakta tutulmaya çalışılmasının tek sebebi de teoriye olan ideolojik bağlılıktır. Dolayısıyla bu temel ortadan kaldırıldığında, bu ideolojilerin üzerinde geliştikleri zemin de ortadan kaldırılmış olacaktır. Bu nedenle Darwinizm ile yapılan fikri mücadele, insanlığa huzur, barış ve güvenlik getirebilmek için yürütülen çalışmaların temel noktasını oluşturmaktadır.
Bu fikri mücadelenin bir aşaması, söz konusu ideolojilerin gerçek yüzünün deşifre edilmesi, yanılgılarının ve yanlışlarının gözler önüne serilmesidir. Diğer önemli bir aşaması ise, insanlara gerçek huzuru ve barışı getirecek olan din ahlakının anlatılmasıdır. Günümüzde insanların büyük kısmı gerçek dini bilmedikleri için dinsizliğin etkisi altına girmektedir. Bu nedenle hak dinin anlatılması, Allah'ın insanlara emrettiği güzel ahlakın tüm dünyaya tanıtılması bu ahlakı bilen ve yaşayanların üzerinde büyük bir sorumluluktur.
Bugün dünya genelinde Deccal'in sistemi, yani anarşi, kargaşa ve kaos hakimdir. Ancak her kötülüğün olduğu gibi Deccal'in düzeninin de bir sonu vardır. Allah tarih boyunca suçlu-günahkar ve bozguncu olan pek çok toplumu ve grubu helak etmiştir. Zalimlik ve acımasızlık üzerine kurulu, şiddete ve teröre başvuran, insanlara zulmeden her türlü topluluğun ve akımın sonu aynıdır. Her anarşist, her terörist sonunda helak olur. Anarşiyi ve terörü destekleyen her millet yok olur. Zulmeden, hiçbir zaman payidar olmaz. Kuran'da zalim bir topluluğun sonu şöyle bildirilmektedir:
Kuşkusuz Deccal'in uğrayacağı son da bundan farklı olmayacaktır. Bu nedenle şiddete ve teröre başvuranların benzer bir sona uğramaktan sakınmaları için bu yoldan dönmeleri gerekir. Allah zulümlerinden ve günahlarından sonra iyiliğe dönenlerin hatalarını bağışlayacağını bildirmektedir. İnsanların din ahlakını bilmeden, cehalet sonucu işlediklerinden dolayı Allah onları sorumlu tutmaz. Allah çok bağışlayan ve çok esirgeyendir, rahmet sahibidir. Bu nedenle anarşi çıkaranların, insanlara zarar vermiş olanların 'bu yoldan dönmek için artık çok geç' diye düşünmemeleri gerekir. Anarşi ve terörden dönmek hiçbir zaman için geç değildir. Bu kişilerin yapmaları gereken samimi bir kalp ile Allah'a tevbe etmeleri ve yaptıklarından tamamen vazgeçmeleridir. Allah cahillikle kötülük işleyip, bunun ardından bağışlanma dileyenleri affedeceğini bir ayette şu şekilde belirtmektedir: