Kitap boyunca "Darwinizm'in Karanlık Büyüsü"nün insanları ne duruma getirdiğini ayrıntılarıyla inceledik. Darwinizm'in, insanı düşünmeyen, akletmeyen, yargılamayan, değerlendirme yapmayan ve gerçeklere gözlerini kapatan bir insan haline getirdiğini gördük. Böyle bir insanın muhakemesinin kapandığını, adeta bir büyüyle "eli kolu bağlanmış" gibi olduğunu, gözleri görmez, kulakları duymaz hale geldiğini anlattık.
Peki bu büyüden kurtulmanın bir yolu yok mudur?
İşte burada vicdan ve akıl sahibi, düşünebilen, görebilen insanlara düşen sorumluluk, tüm Darwinistleri ve onların tabilerini, aklın, vicdanın sesine ve bilimsel gerçeklere çağırmaktır. Çünkü bu büyüyü kaldıracak olan insanın kendisidir. İman edenlerin çağrısını dinleyen bu kişiler önyargısız, taassupsuz ve doğrulara açık bir şekilde düşünürlerse apaçık gerçekleri mutlaka görecekler, üzerlerine çöreklenen bu büyüyü ortadan kaldıracaklardır. Bu çağrı tıpkı Hz. Musa'nın Firavun'un büyücülerinin sihirlerini ortadan kaldırmasında olduğu gibi, tüm Darwinist büyüleri ortadan kaldıracak bir çağrıdır.
Allah Kuran'da Hz. Musa'nın Firavun'un büyücülerinin yaptıkları sihirleri nasıl geçersiz ve etkisiz kıldığını şöyle bildirmiştir:
Bütün bilgin büyücüleri sana getirsinler." Sihirbazlar Firavun'a gelip dediler ki: "Eğer biz galip olursak, herhalde bize bir karşılık (armağan) var, değil mi?" "Evet" dedi. "(O zaman) Siz en yakın(larım) kılınanlardan olacaksınız." Dediler ki: "Ey Musa (ilkin) sen mi atmak istersin, yoksa biz mi atalım?" (Musa:) "Siz atın" dedi. (Asalarını) atıverince, insanların gözlerini büyüleyiverdiler, onları dehşete düşürdüler ve (ortaya) büyük bir sihir getirmiş oldular. Biz de Musa'ya: "Asanı fırlatıver" diye vahyettik. (O da fırlatıverince) bir de baktılar ki, o bütün uydurduklarını derleyip-toparlayıp yutuyor. Böylece hak yerini buldu, onların bütün yapmakta oldukları geçersiz kaldı. Orada yenilmiş oldular ve küçük düşmüşler olarak tersyüz çevrildiler. (Araf Suresi, 112-119)
Ayetlerde, dikkat edilirse, Hz. Musa'nın asasının büyücülerin bütün uydurduklarını yuttuğu bildirilmiştir. Müslümanların gerçeği, yani içindeki varlıklarla birlikte tüm evreni üstün güç sahibi olan Allah’ın yarattığı gerçeğini insanlara anlatmaları, Darwinist büyünün uydurmalarını ve telkin yöntemlerini insanların gözleri önüne sermeleri, bu büyünün etkisini tamamen ortadan kaldırmaya yetecektir. Bu yol, aynı Hz. Musa'nın asası gibi bir etki oluşturacaktır.
Yıllarca köhne evrim masallarıyla, ateist ve materyalist safsatalarla yanlış yönlendirilmiş, beyinleri yıkanmış ve bu karanlık büyünün hayatlarının her aşamasında etkisi altında kalmış olan tüm insanların yapması gereken, bu büyüyü ortadan kaldırabilmek için bir kez silkinmektir. Çünkü insan sadece kendisinin nasıl var olduğunu, bir damla sudan nasıl oluştuğunu düşünse ya da herhangi bir canlının mükemmel özelliklerinden tek bir tanesini incelese bile, yaratılış gerçeğini kolaylıkla görebilir.
Nitekim günümüzde bu gerçekleri görebilen insanların sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Darwinizm büyüsünün etkisi altında kalarak düşünme yeteneğini yitirmiş, sahtekarlıklara ve aldatmacalara körü körüne inanmaktan vicdanları körelmiş insanlar, insanlık için tehlike teşkil ederler. Oysa tüm dünyanın, karanlık büyülerin etkisinden kurtulmuş, hür ve özgür düşünebilen, muhakeme ve yargı yeteneği güçlü, akıl ve vicdan sahibi gençlere ihtiyacı vardır. Darwinist büyünün etkisinin insanların üzerinden hızla kalkıyor olması tüm dünya toplumları açısından, aydınlık ve refah dolu bir gelecek için çok önemli ve tarihi bir gelişmedir.
Dediler ki: Sen Yücesin, bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yok.
Gerçekten sen, herşeyi bilen, hüküm ve hikmet sahibi olansın.
(Bakara Suresi, 32)