Fosillerin korunduğu ortamlardan biri de amberlerdir. Bazı ağaçlardan çıkan sıvılara amber denir. Ağaçlardan çıkan amberin canlının üzerine akıp donması sonucunda canlı o haliyle milyonlarca yıl korunur. Amber içinde korunan fosiller, bulunan diğer pek çok fosil gibi çok önemli bir gerçeği göstermektedir: Canlılar milyonlarca yıldır hiçbir değişime uğramamış, yani asla evrim geçirmemişlerdir.
Amber içinde bulunan on binlerce fosil, tüm canlıların dünyaya geldikleri ilk andan itibaren hep aynı özelliklerle, aynı şekilde var olduklarını göstermektedir. Yani termitler hep termit, karıncalar hep karınca, kurbağalar hep kurbağa, yılanlar hep yılan, kelebekler hep kelebek, güveler hep güvedirler, hiç değişmemişlerdir. Bundan milyonlarca yıl önce yaşamış ve amber içinde muhafaza edilmiş canlılarla, onların günümüzdeki halleri arasında hiçbir fark yoktur. Evrimcilerin bunlara hiçbir açıklama getirmeleri mümkün değildir. Bu durum tüm canlıları Allah'ın yarattığının ve evrim teorisinin aslında bir yalandan ibaret olduğunun delilidir.
Bilim adamları yıllardır başta Dominik Cumhuriyeti'ndeki fosiller olmak üzere, dünyanın çeşitli bölgelerinde amber içindeki fosiller üzerinde çok detaylı çalışmalar yürütmektedir. fiunu da belirtmek gerekir ki, bu örnekler sayısız fosilden sadece birkaçıdır. Bunlar gibi daha milyonlarca fosil örneği bulunmaktadır.
Selam arkadaşlar ben bir dans sineğiyim. Benim de yaşımın 45 milyon yıl olduğu düşünülüyor. fiimdi yaşayan dans sinekleri de aynı benim gibiler. Çünkü bizler evrim geçirmedik. Biz yaşayan fosiller, hepimiz evrimin olmadığının ispatıyız.
45 milyon yaşındaki dans sineğinin günümüzdeki örneklerinden bir farkı yoktur.
Herhalde aranızda tırtılları tanımayan yoktur. Ben de bir tırtılım. Bilim adamları benim 25 milyon yıllık olduğumu düşünüyorlar. Çocuklar, benim fosilim öylesine iyi korunmuş ki milyonlarca yıl öncesinden gelmeme rağmen tüylerim bile duruyor. Böylece insanlar benim günümüz tırtıllarından farklı olmadığımı görüyor ve tırtılların da diğer hayvanlar gibi evrim geçirmediklerini anlıyorlar. Evrimciler her canlının evrim geçirerek, yani değişerek günümüze geldiğini iddia ettikleri için, beni görünce çok utanıyorlar. Çünkü tırtıllar milyonlarca yıl önce de günümüzdeki halleriyle tamamen aynıydılar. Bu gerçekle birlikte evrimcilerin insanlara yalan söyledikleri anlaşılmış oluyor. Sevgili çocuklar, Allah tüm canlı türlerini ayrı ayrı yaratmış ve canlıların evrim geçirmediğini apaçık delillerle de göstermiştir.
Amber içindeki tırtıl fosili, tırtılların tarih boyunca hep aynı şekilde var olduklarının yani hiçbir evrim geçirmediklerinin bir delilidir.
Heeey! Ben bir çekirgeyim. Biz çekirgeler de diğer arkadaşlarımızla birlikte fosilleştik. İyi de oldu, çünkü Darwin ve onun yalanını savunmaya hala devam edenler, insanları çekirgeler konusunda da aldatamayacaklarını görmüş oldular. Çünkü şu anki çekirgelerin anatomik yapılarıyla bizim, yani bundan 100 milyon yıl önce yaşayan çekirgelerin arasında hiçbir fark yok. Demek ki çocuklar: Darwin doğru söylemiyor! Canlılar milyonlarca yıldır hiçbir değişime uğramamış, yani asla evrim geçirmemişlerdir.
100 milyon yıllık çekirge amberi
Çocuklar Hemiptera ismini görünce size garip gelmiş olabilir. Aslına bu isim bir böcek türüne ait değil, pek çok böceğin dahil olduğu bir canlı takımına ait. Bizim takımda yer alan böceklere ait belki de yüz binlerce fosil bulundu bugüne kadar. Bu fosillerin her biri, evrimin yaşanmadığını gösteriyor. Çünkü bulunan fosillerle, günümüzde yaşamakta olan canlı örnekleri arasında en küçük bir fark dahi yok. Bu durumda evrimciler ne yapacaklarını şaşırıyorlar, o nedenle ya bizi görmezlikten geliyorlar ya da hakkımızda binbir türlü yalanlar uyduruyorlar. Ama artık sizi bizi gördükten sonra evrimclerin yalanlarını hemen anlayabilirsiniz.
100 milyon yıllık Hemiptera takımından olan bu böcek de, diğer tüm amberler gibi evrimi yalanlamaktadır.
Merhaba arkadaşlar! Arkadaşlarımla tanıştınız, sıra bende... Ben bir güveyim. Ama tabi ki aslında fosilim. Fosil olarak sizin önünüze çıkacağım günü iple çekiyordum. En sonunda araştırmacılar beni buldu ve böylece sizler de evrim teorisiyle ilgili gerçekleri öğrendiniz! Çünkü yüz milyonlarca yıldır hiçbir değişime uğramadan günümüze kadar gelen ben ve diğer arkadaşlarım, evrim teorisini yalanlayan en önemli delillerdeniz. Resimlerimi detaylı inceleyin, siz de bu gerçeği göreceksiniz.
50 milyon yıldır değişmeden kalan güveler Yaratılış delilidir.
Resmimi gördüğünüzde neden böyle bir ismim olduğunu anlamışsınızdır. Çalıya o kadar benzerim ki, bir düşmandan saklanmam gerektiğinde ağaç dalları arasına girersem kimse beni kolay kolay bulamaz. 45 milyon yıl öncesinden geliyorum ve sizlere çok önemli bir gerçeği hatırlatmak istiyorum. Biz yürüyen çalı böcekleri evrim geçirmedik. Ben 45 milyon yaşındayım ve resmimi bugün yaşayan bir yürüyen çalı böceğinin yanına koysanız en küçük bir farklılık göremezseniz. Aramızda hiçbir fark olmaması, evrimcilerin yalan söylediğinin ispatıdır.
Amberi ile, alttaki canlı yürüyen çalı böceği arasında bir fark görüyor musunuz? Göre-mezsiniz, çünkü bu canlı 45 milyon yıldır hiç değişmemiş.
Hey! Ben de bir kanatlı karıncayım, belki de bahçenizde gördünüz beni daha önce. Günümüzde pek çok kanatlı karınca yaşamaktadır. Ama ben günümüz karıncalarından biri değilim. 25 milyon yıllık olduğum tahmin ediliyor. Ben Baltık bölgesinde yaşarken ve Baltık ormanlarında oradan oraya dolaşırken bir gün bal gibi bir şey dikkatimi çekti ve üzerine kondum. Meğer bal değil, ağaç reçinesiymiş. Sonradan bu reçine amberleşti, ben de o günden bu yana amberin içinde duruyorum. Sonra araştırmacılar beni buldular ve evrimin olmadığını ispatlamak için şimdi karşınızda duruyorum.
Ben 25 milyon yıllık bir kanatlı karıncayım ve evrimin yaşanmadığını söylüyorum.
Herhalde Ağustos böceği ile karıncanın hikayesini duymuşsunuzdur. Evet arkadaşlar ben masallara konu olan bir hayvanım. Özellikle yaz gecelerinde bana sık sık rastlamanız mümkündür. Ben de bundan 50 milyon yıl kadar önce bir amberin içine girdim ve burada fosil olarak milyonlarca yıl sizinle tanışacağım günü iple çektim. Artık Ağustos böceklerinin de evrimleşmediğini çünkü hiçbir canlının aslında evrim geçirmediğini biliyorsunuz. Bu konuda bilgi sahibi olmayan arkadaşlarınıza da gerçekleri anlatabilirsiniz. Bunu yaparken beni onlara delil olarak gösterebilirsiniz. İsterlerse ellerine bir Ağustos böceği alsınlar yanına da benim bu kitaptaki resmimi koysunlar ve incelesinler, arada hiçbir fark olmadığını hemen görecek ve evrimin aslında ne kadar saçma bir teori olduğunu da hemen fark edeceklerdir.
50 milyon yıllık Ağustos böceği amberi.
Merhaba! Ben bir mantis böceğiyim. 25 milyon yaşında olduğum tahmin ediliyor. Çocuklar, ben de diğer pek çok fosil arkadaşım gibi amber içinde fosilleştim. Fakat benim hayat hikayem biraz ilginç. Günlerden bir gün yaban arıları ve bir örümcek tarafından kovalanmaya başladım. Onlardan kaçıp, kurtulmak isterken bir reçine damlasına yapışıp kaldım. Sonra bu reçinenin içinde kalakaldım, tabi benimle birlikte yaban arıları ve karınca da! İşte böylece onlarla birlikte milyonlarca yıldır bu amberin içinde duruyoruz. İyi ki de durmuşuz, çünkü şu anda sizinle sohbet edebiliyorum. Görüyorsunuz değil mi, ben ve arkadaşlarım aynı günümüzde yaşayan akrabalarımıza benziyoruz.
EVRİM BİR YALANDIR. CANLILAR HİÇBİR DEĞİŞİM GEÇİRMEMİŞLERDİR.
Mantisler hep mantis olarak var olmuştur. Resimdeki amber bunun kanıtıdır.
Merhaba! Ben de bir sivrisineğim. Beni her yerde görmeniz mümkün. Özellikle de sıcak yaz günlerinde. Ben de Güney Amerika'da yaşarken amberin içine girdim ve fosilleştim. 25 milyon yaşındayım. Amberin içinde öylesine iyi korunmuşum ki kanatlarımı ve vücuduma ait her türlü detayı görmeniz mümkün. Bugün akrabalarımın sahip olduğu tüm özelliklere ben de sahiptim, kanatlarım, gözlerim, iğnem, bacaklarım herşeyim tam ve eksiksiz. Bakın çocuklar, ben sizin yaşadığınız dönemden milyonlarca yıl önce yaşamış olmama rağmen, bugün yaşayan akrabalarımla tamamen aynıyım. Yani, Allah'ın bende yarattığı tüm özellikler bugün gördüğünüz herhangi bir sivrisinekte de var. Bunları hiçbir değişime uğramadığımızın kanıtı olan ben söylüyorum...
25 milyon yıllık sivrisinek amberi evrimin bilim dışı bir teori olduğunun ispatıdır.
Arkadaşlar ben akrebe benzeyen bir canlıyım, ama akrep değilim. Akreplerden farkım daha minyatür oluşum ve en önemlisi akreplerdeki gibi öldürücü iğnem olmaması. Bu nedenle bana yalancı akrep diyorlar. Benim de 45 milyon yıllık olduğum düşünülüyor. Ben de amberin içinde fosilleştiğim için mükemmel bir şekilde korunmuşum. Dolayısıyla günümüz yalancı akrepleriyle beni kıyasladığınızda aramızdaki benzerliğe çok şaşırabilirsiniz. Lütfen arkadaşlar, resmimi çok iyi inceleyin, bakalım günümüzdeki yalancı akreplerle aramızda bir fark görebilecek misiniz? Elbette ki göremeyeceksiniz. Çünkü biz yalancı akrepler tarihin hiçbir döneminde evrim geçirmedik. İşte ben 45 milyon yıllık bir yalancı akrebim, hem bana hem de günümüzdeki yalancı akreplere bakın. Bu kadar zaman boyunca bizim türümüzde hiçbir değişiklik olmadı. Evrimciler insanları nasıl da kandırmışlar değil mi arkadaşlar? Ama merak etmeyin artık sizi hiç kimse kandıramayacak. Elinizde bu kadar çok delil varken sizi hiç kimse evrimin olduğuna inandıramaz.
Aradan 45 milyon yıl geçti, ama yalancı akrepler hiç değişmedi, yani evrim geçirmedi.
EVRİM YAŞAYAN FOSİLLER KARŞISINDA YENİLGİYE UĞRAMIŞTIR
Selam çocuklar, ben bir termitim. Beni çok dikkatli inceleyin. Çünkü benim gibi tam kanatlarıyla birlikte amber içinde korunmuş bir termite her zaman rastlayamazsınız. Çünkü genelde bizim kanatlarımız kolayca zarar görebilir, narindirler. Ama gördüğünüz gibi benim bütün kanatlarım yerli yerinde. Yanımda bir termit arkadaşım daha var. Ama yanımda derken aynı amberin içini kast etmiyorum. O farklı bir amberde, farklı bir zamanda fosil olmuş. O da tam 25 milyon yaşında. Onun da kanatları dahil her şeyi çok iyi korunmuş durumda.
İyi ki amberin içinde böyle konaklayabildim de önünüze gelebildim, değil mi? Bu sayede evrimciler biz termitlerin, diğer tüm canlılar gibi, evrim geçirmediğini, Allah'ın ilk yarattığı halleriyle kaldıklarını görmüş oluyor.
İki farklı termit amberi de günümüzde yaşayan termitlerin tıpatıp aynısı. Bu aynılık bize tek bir gerçeği gösteriyor: Canlılar evrim geçirmemiştir. Tüm canlıları Yüce Allah yaratmıştır.
Sevgili çocuklar! Ben yaklaşık 25 milyon yaşlarında bir teke böceğiyim ve dünya üzerindeki en uzun böceklerden biriyim. Çünkü çok çok uzun antenlerim var. Bu antenler sayesinde her şeyi çok rahat duyabiliyor, her türlü tehlikeye karşı çok dikkatli olabiliyorum.
Bundan milyonlarca yıl önce, bir şeyler yemek için bir ağacın kenarında dinlenmeye başlamıştım. Ağacın kenarından damlayan amber, kokusu ve rengiyle beni kendine çekti. Daha sonra ağacın üstüne çıktım. Kocaman bir bal yığını gibiydi bu. Sonra yerken içine girdim. Bir de ne göreyim 25 milyon yıl kaldım içinde, sizi görmek için. Bakın, sizin yanınıza kadar geldim. Bunun içinde sizin vaktinize kadar bekledim...
Amberin içinde olduğum için sizlerle tanışabildim çocuklar. Buna o kadar seviniyorum ki! Ayrıca size birşey söylemek istiyorum: Duyduğum kadarıyla evrimciler bizim gibi hayvanların zaman içinde değişip, yeni hayvanlara dönüştüklerini iddia ediyorlarmış. Oysa bu söylediklerinin yalan olduğunu anlamak için bana dikkatlice bakmanız yeterli. Siz de görüyorsunuz ki benim şu an yaşayan teke böceklerinden hiçbir farkım yok, yani evrim yok.
25 milyon yıllık teke böceği amberi.
Selam çocuklar! Biz de ateş böcekleriyiz. Bilim adamları yaşımızın 25 milyon yıl olduğunu tahmin ediyor. Nasıl mı önünüze geldik bu kadar zamandan sonra? Şöyle; iki arkadaş ormanda oynarken ağaçtan akan bala benzer bir sıvı gördük. Meraklı olduğumuz için yanına kadar gittik ve birden ben kendimi içinde buluverdim. Böylece bugünlere kadar geldim. Milyonlarca yıldır merak ediyordum, sizinle tanışmayı istiyordum ve şimdi bu kitapta karşınızdayım. Bakın bakalım ateş böcekleri evrim geçirmişler mi? Bunun cevabını siz verebilirsiniz. Elbette ki evrim geçirmedik. Milyonlarca yıl önce bizler nasıl idiysek bugünkü ateş böcekleri de bizim aynımız.
Arkadaşlar, milyonlarca yıl öncesine ait yaşayan fosiller, canlıların evrimleşmediğini, evrim teorisinin hiçbir delili olmayan, tamamen geçersiz bir teori olduğunu bizlere bildirmektedir. Allah canlıları şimdi olduğu gibi milyonlarca yıl önce de mükemmel şekilde yaratmıştır.
Sevgili çocuklar! Biz de sizin anneleriniz gibi yavrularımıza çok düşkünüzdür. Onları soğuktan, sıcaktan, düşmanlardan korumak için sürekli yanımızda taşırız. Ta ki kendi başlarına hareket edebilecek yaşa gelinceye kadar… Yumurtalarımızı da yanımızda taşırız, zarar görmesinler diye. Ben de bir gün ormanda dolaşıyordum ve yumurtalarımı da yine yanıma almıştım. Bir ağacın yanından geçerken yapışkan ve şekerli bir madde gördüm. Bunun hem kendime hem de evde beni bekleyen yavrularıma çok faydalı olacağını düşündüm. Bu tatlı maddenin yanına yaklaştığımda içine girdim hem yemeye, hem de toplamaya başladım. Ben bunları yaparken biraz fazla oyalanmışım. Uzmanlar 45 milyon yıl bu amberin içinde kaldığımızı düşünüyor. Gördüğünüz gibi aradan o kadar uzun süre geçmesine rağmen yumurtalarım ve ben o günkü halimizle sizin karşınızdayız. Üstelik size bir de mesaj getirdik:
Çocuklar, 45 milyon önce yaşayan ben ve diğer karıncaların, şu anda etrafınızda gördüğünüz karıncalardan hiçbir farkları yok. Hepimiz birbirimizin aynısıyız. Hiçbirimiz değişmedik, evrimleşmedik, başka bir hayvan türüne dönüşmedik. Hepimiz gerçek birer karıncayız ve bundan büyük gurur duyuyoruz. Darwin'in izinden giden, onun teorisine inanan tüm evrimciler bizleri görmezlikten gelmekten vazgeçsinler artık! Bizim gibi yaşayan fosillerin varlığı evrimcilerin doğru söylemediklerinin ispatıdır.
Bugüne kadar elde edilmiş sayısız karınca amberi vardır. Bu amberlerin her biri diğerinin ve günümüzde yaşamakta olanların aynısıdır. Eğer evrim yaşanmış olsaydı, birbirlerine hiç benzememeleri gerekirdi.
Çocuklar, ben bir salyangozum. Her zamanki gibi, bir ağacın kabuğuna çıkmış, miskin miskin uyukluyordum. Nereden bileyim, o ağacın amber salgıladığını ve bu amberin de kısa sürede sertleşip taşlaştığını! İşte uyuklarken, ağacın kabukları arasından amber üzerime aktı ve ben de amberin içinde o halimle donup kaldım. Aradan 100 milyon yıl kadar bir süre geçti. Bu çok uzun bir zaman. Ama çevreme bir baktım ki, salyangoz arkadaşlarım hiç değişmemişler, benim tamamen aynım olan bir sürü salyangoz çevremde dolaşıp duruyor. Gördüğünüz gibi aradan bu kadar uzun bir zaman geçmesine rağmen, salyangozlar aynı kalmışlar. Ne başka bir canlıya dönüşmüşler, ne de soyları tükenmiş. Darwin, acaba bu konuda sen ne düşünüyorsun? Senin teorinin bu duruma verebileceği bir cevap var mı? Hiç sanmıyorum. Çünkü bizim varlığımız senin teorinin bir aldatmaca olduğunu ortaya koyuyor. Ben de insanların bu gerçekleri görmesine aracı olduğum için çok seviniyorum.
100 milyon yıllık salyangoz kabuğu amberi bugün yaşayan salyangoz kabuklarının tamamen aynısı...
Çocuklar, canlıları bu amberler içinde saklayan Allah'tır. Allah amberleri vesile ederek size bazı gerçekleri göstermektedir. Böylece siz de evrimcilerin yalanlarına karşı oldukça önemli bilgiler edinmektesiniz.
Evrim teorisi tarihe karışmıştır, yaşayan fosiller bunun en büyük delillerindendir.
Sevgili arkadaşlar, ben de bir dantel kanatlıyım. Beni incelediğinizde kanatlarımın danteli andırdığını hemen fark edersiniz. Belki de bu yüzden adım dantel kanatlı olarak anılmaktadır. 100 milyon yıldır bu amberin içindeyim ve sizlerle görüşmeyi bekliyordum. Ayrıntılarımı görüyorsunuz değil mi? Günümüzün dantel kanatlılarına da bir bakın ve kararınızı verin. Tıpatıp aynıyız, gördünüz mü? 'Evrim hiç yaşanmamış, bize yalan söylemişler, masal anlatmışlar" dediniz değil mi, sizi duydum!
100 milyon yıllık dantel kanatlı.
Çocuklar, ben bir arıyım! Belki benim hakkımda anlatılanları duymuşsunuzdur. Ben çok çalışkan bir arıyım, hiç durmadan çalışır, kovandaki arkadaşlarıma yiyecek taşır, onlara yardım ederim. Yine günlerden bir gün bir ağaçtan yiyecek toplamış kovanıma doğru yola çıkmaya hazırlanıyordum ki başımdan aşağı büyük bir amber damlası döküldü. Ben daha ne olduğunu anlamadan kalakaldım ve artık orada konaklamaya başladım. İşte çocuklar tam 45 milyon yaşındayım. Sonuç olarak ben Darwin'in ve evrimcilerin doğruları söylemediklerinin canlı bir deliliyim. Çünkü onların söylediği gibi canlılar birbirlerinden türemedi. Değişmediler de... 45 milyon yıl önceki arı arkadaşlarımla günümüzdeki arı arkadaşlarım ve ben aynen birbirimize benziyoruz. Bu durumda kimse bizim evrim geçirdiğimizi söyleyemez, söyleyen olursa bilin ki bu asla doğru değil.
Arılar hep arı olarak var olmuş, başka bir canlıdan türememiş, herhangi bir değişikliğe uğramamış, yani evrim geçirmemiştir.
Arkadaşlar, herhalde hepiniz örümcek görmüşsünüzdür. Görmediyseniz de kolaylıkla görebilirsiniz. Çünkü biz pek çok yerde bulunabilen bir canlıyız. Arkadaşlar ben milyonlarca yıl öncesinden gelme bir örümceğim. Oldukça yaşlıyım. Bilim adamları benim 50 milyon yaşlarında olduğumu tahmin ediyorlar. Tabi ki ben canlı değilim, bir fosilim. Fakat bu kadar yaşlı olmam evrimi çürütmek, evrimin ne derece yanlış ve insanları aldatmayı amaçlayan bir teori olduğunu ispatlamak açısından çok önemli. Çünkü 50 milyon yaşındaki bir örümcek günümüzdekilerin aynısı ise evrim hiç yaşanmamış, örümcekler hiç değişikliğe uğramamışlar demektir.
Sıçrayan örümcekler de hiç değişmemiştir.
Çocuklar, ben bir uzun bacaklı sineğim. 45 milyon yıldır bu amberin içindeyim. Benim size bir tavsiyem var. fiimdi benim amber içindeki milyonlarca yıl önceden gelen halimi günümüz uzun bacaklı sinekleriyle kıyaslayın bakalım. Arada hiçbir değişiklik görebilecek misiniz? Görmeniz mümkün değil çocuklar. Biz uzun bacaklı sinekler Allah bizi nasıl yarattıysa hep öyle kaldık. Evrimcilerin insanları aldatmaya çalıştıkları gibi bir değişim ve evrim geçirmedik. Bakın, evrimciler sizi kandırıp, yanıltmasın diye Allah amberleri yarattı ve bizler de milyonlarca yıl boyunca bu amberlerin içinde korunarak sizleri bekledik. Bunlar hep siz gerçekleri öğrenesiniz, yanlış bilgilere saplanmayasınız diye Allah'tan bir nimet. Allah amberleri yarattığı için bizim fosillerimiz bu kadar mükemmel bir şekilde milyonlarca yıl kalabildi. Bunun için Allah'a çok şükretmeliyiz çocuklar.
45 milyon yıllık uzun bacaklı sinek, "Biz evrim geçirmedik, yaratıldık" diyor.
Tüm varlıkların hakimi ve Yaratıcısı Allah'tır. Darwinistler, bu gerçeği reddettikleri için canlılardaki mükemmel özelliklerin açıkça yaratılış gerçeğini gösterdiğini görmezden gelirler. Ancak fosil biliminin ve canlılardaki mükemmel özelliklerin gösterdiği gerçek tek-tir: Tüm bu canlıları Allah yaratmıştır.