Tolga ile annesi yaz tatili için nereye gideceklerine karar vermeye çalışıyorlardı. Annesi bir seyahat acentasına gidip farklı ülkelerin tanıtım broşürlerine bakarak karar vermelerini teklif etti ve beraberce bir seyahat acentasına gittiler. Ofise girer girmez, duvarlarda asılı duran, daha önce görmedikleri yerlere ait posterlerle karşılaştılar. Annesi yetkililerle konuşurken Tolga da tek tek posterleri incelemeye başladı.
Tolga bir posterin önünde dalmış düşünürken bir sesle irkildi:
Kutup ayısı: Hey! Tolga merhaba! Neden anneni de alıp buraya gelmiyorsun?
Tolga sesin geldiği yöne doğru kafasını çevirdi. Hemen yanında asılı duran posterdeki kutup ayısıydı seslenen.
Tolga: Merhaba! Ben de seni kocaman bir kardan adam zannetmiştim!
Kutup ayısı: Haklısın iri cüssemiz ve beyaz tüylerimizle kardan adama benziyoruz. Ancak eminim 800 kiloluk ağırlığımız 2,5 metrelik boyumuz ile bir kardan adamdan çok daha iriyiz.
Tolga: Seni ve aileni daha yakından tanımak için oraya gelmek isterdim. Ama bildiğim kadarıyla sizin yaşadığınız yerler epey soğuk.
Kutup ayısı: Haklısın. Bizler Kuzey Kutbu, Kuzey Kanada, Kuzey Sibirya, Antartika gibi dünyanın en soğuk bölgelerinde yaşarız.
Tolga: Peki nasıl oluyor da hiç üşümüyorsunuz?
Kutup ayısı: Bizim vücutlarımız bütün özellikleriyle yaşadığımız ortama göre tasarlanmıştır. Dondurucu soğuklara, buzullara ve kar fırtınalarına rağmen, Allah’ın yarattığı bir mucize olarak, derilerimizin altında bulunan kalın bir yağ tabakası bizleri soğuktan korur. Ayrıca yine özel olarak yaratılmış olan kürklerimiz kalın, sık, uzun ve kabarıktır. Böylece hiç üşümeyiz. Allah bizleri yaşayacağımız iklimin özelliklerine göre yaratmıştır. Bizim neden Afrika’da çölde yaşamadığımızı hiç düşündün mü? Bir düşünsene! Çölde yaşasaydık kalın kürkümüz nedeniyle sıcaktan kavrulup ölürdük. Bu, Allah’ın her canlıyı yaşadığı ortama uygun olarak yaratmış olduğunun göstergelerinden biridir.
Tolga kutup ayısını bulmuşken onun hakkında merak ettiği herşeyi sormaya başladı:
Tolga: Bildiğim kadarıyla ayılar kış uykusuna düşkündür. Bu siz kutup ayıları için de geçerli midir?
Kutup ayısı: Hayır sevgili dostum. Bizler diğer ayılardan farklı olarak kış uykusuna yatmayız. Yalnızca dişi olanlar, özellikle de hamile olanlarımız uzun dönemler süren kış uykusuna yatarlar.
Tolga: Peki yeni doğan yavrular besinlerini nereden bulurlar?
Kutup ayısı: Yüce Rabbimiz’in “Rezzak”, yani Rızık veren sıfatının bir sonucu olarak yeni doğan yavrular için ihtiyaç duydukları besin hazırdır. Anne kutup ayısının sütü, yavruları beklemektedir.
Tolga: Yavrular sadece sütle mi beslenirler?
Kutup ayısı: Evet. Anne, kutup ayısının sütü çok yüksek oranda yağ içerir. Bu yağlı süt yavruların ihtiyacını en güzel şekilde karşılar. Böylece yavrular çok çabuk büyüyüp, baharda inlerinden çıkmaya hazır hale gelirler.
Tolgacığım, tahmin edersin ki buzların arasında yaşadığımız, aynı zamanda da araştırma yeteneğine sahip olmadığımız için yavrumuz ilk doğduğunda ne gibi besinlere ihtiyacı olduğunu bilemeyiz. Bunun yanında bütün özellikleriyle en modern fabrikalarda bile üretilemeyen bu sütü bizim kendi isteğimiz ve çabamızla kendi vücudumuzda üretmemiz kesinlikle mümkün değildir. Bu gerçek bize Allah’ın yaratışındaki mükemmelliği açıkça göstermektedir.
Tolga: Haklısın dostum. İnsan biraz düşününce etrafında her an büyük bir mucizenin gerçekleştiğini anlayabiliyor. İnsanın kendi vücudunda bile her saniye milyonlarca mucize gerçekleşiyor. İnsan vücudundaki kusursuzca bir mucize olarak yaratılmış her sistem, her organ Allah’ın üstün güç ve kudretinin ayrı birer göstergesidir.
Kutup ayısı kendinden bahsetmeye devam etti:
Kutup ayısı: Peki, sana bir soru: Kutup ayılarının çok iyi birer yüzücü ve dalgıç olduklarını biliyor muydun?
Tolga: Şaka yapıyor olmalısın. Siz yüzmeyi de mi biliyorsunuz? Bu ağır cüssenizle ve bu dondurucu suda nasıl yüzebilirsiniz?
Kutup ayısı: Hayır, şaka yapmıyorum, biz kutup ayıları çok iyi yüzer ve dalarız. Yüzerken ön ayaklarımızı kullanırız. Sonsuz merhamet sahibi Allah bizim kolayca yüzüp avlanabilmemiz için ayaklarımızı bir kürek gibi kullanabileceğimiz şekilde, ayak parmaklarımızın arasını ördek ayağı gibi perdeli olarak yaratmıştır. Ayrıca Allah bizleri, avlanmamızı kolaylaştırmak için suyun içindeyken burun deliklerimizi kapatıp, gözlerimizi açık tutabileceğimiz şekilde yaratmıştır.
Gördüğün gibi Tolgacığım, Allah bizi farklı koşullarda varlığımızı sürdürebilecek sistemlerle kusursuzca yaratmıştır. Bu özellikleri zaman içinde kazanmamız ya da bu özelliklere tesadüfen sahip olmamız mümkün değildir. Bize suyun içinde gerektiği gibi davranmayı öğreten Allah’tır.
Tolga: Peki buz gibi soğuk suyun içinde hiç üşümez misiniz?
Kutup ayısı: Bizim üşüme sorunumuz yoktur. Siz insanlar ayağınızı veya elinizi bir buzun üzerinde birkaç dakika bekletseniz, bir süre sonra soğuğa dayanamayıp çekmek zorunda kalırsınız. Oysa biz buzun soğukluğunu fark etmeyiz bile. Çünkü Allah ayaklarımızı kalın kürkle kaplı olarak, soğuktan etkilenmeyecek şekilde yaratmıştır. Eğer ayaklarımız insan derisi gibi bir deriyle kaplı olsaydı, asla bu soğuk ortamda yaşayamazdık.
Kutup ayısının anlattıklarından sonra Tolga artık Allah’ın sonsuz güç sahibi olduğunu daha iyi anlıyordu. Sonra da Tolga yaz tatilinde gittikleri tatil köyünü hatırladı. Bütün yaz denize girmişti. Su ne kadar da soğuktu. Bir de kutup ayılarının girdikleri soğuk suyu düşündü. Allah’ın bu hayvanları bu soğuk suya dayanıklı şekilde yaratmış olduğu çok açıktı. Düşününce her canlının yaşadığı ortama uygun bir vücut şekliyle yaratılmış olduğunun farkına vardı. Örneğin, develer de çöl sıcağına dayanıklı bir şekilde özel olarak yaratılmışlardır… Tolga’nın bu düşüncelerine arkadaşı kutup ayısı son verdi:
Kutup ayısı: Tolgacığım, bizim rengimizin neden beyaz ya da sarımsı bir tonda olduğunu biliyor musun?
Tolga: Bilmiyorum, daha önce bunu hiç düşünmemiştim. Neden?
Kutup ayısı: Bu beyaz rengimiz, yaşadığımız soğuk, buzlu ortamda düşmanlarımızdan korunmamızı sağlar. Bu sayede yüzlerce kilometrelik bembeyaz buzullarla aynı renkte olduğumuz için çok az fark ediliriz.
Tolga: Ne kadar mantıklı… Düşünüyorum da; eğer renginiz bir karga kadar siyah ya da papağanlar gibi renk renk olsaydı o zaman saklanabilmeniz neredeyse imkansız olurdu. Sonuç olarak da birçok tehlikeyle sık sık karşılaşırdınız.
Kutup ayısı: Evet Tolgacığım. İşte böyle üzerinde hiç düşünmediğimiz, görmeye çok alışık olduğumuz öyle çok şey var ki… Oysa Allah herşeyi bir hikmet üzere yaratmıştır.
Tolga Allah’ın kendisine düşünme kabiliyetini vermiş olmasına şükretti. “Eğer Allah dilemeseydi, ben de bu geçici dünya hayatında Allah’ın üstün ilim ve gücünün farkında olmadan gaflet içinde oyalanıyor olabilirdim.” diye geçirdi içinden.
Tolga kutup ayısı ile yaptığı bu sohbetle düşünerek yaşamanın ne kadar önemli olduğunu anlamıştı. Öğrendiği her yeni bilgi Tolga’nın Allah’a olan sevgisini ve saygısını artırıyordu. Bu nedenle de kutup ayısı hakkında daha fazla şey öğrenmek istiyordu.
Tolga: Eminim ki burnunuz da bizimkinden iyi koku alıyordur, öyle değil mi?
Kutup ayısı: Evet. Biz kutup ayılarının koku alma duyusu öyle keskindir ki, 1,5 metre kalınlığındaki kar tabakasının altında saklanan bir fok balığının kokusunu bile rahatça algılayabiliriz. Biliyorsun yüce Rabbimiz sadece bizlere değil, tüm canlılara benzer şekilde üstün özellikler vermiştir.
Tolga: Yeryüzündeki her canlıda Allah’ın üstün ilim ve gücünün bir delili olduğunu biliyordum. Yine de bu canlılar hakkında detaylı bilgi edindikçe Allah’ın üstün yaratmasına olan hayranlığım artıyor.
Tolga kutup ayısı ile sohbet etmeye doyamıyordu. Onun hakkında herşeyi öğrenmek istiyordu. Sorularına devam etti:
Tolga: Peki benim bilmediğim başka ne gibi özellikleriniz var acaba?
Kutup ayısı: Biz kutup ayılarının yaz-kış kullandığı ilginç taktikler vardır. Şimdi, bizim bembeyaz tüylerimizle kardan adama benzer halimizi gözünün önüne getir. Sence bembeyaz karların içine uzanmış olsak fark edilir miyiz? Evet! Tabii eğer bu soruya sadece tüylerimizi düşünerek cevap verdiysen, “hayır fark edilmezsiniz” diyebilirsin. Ancak, biz kutup ayılarının siyah renkli burnunu unutma. Bu burun, bizim karlar içinde tamamen kamufle olmamızı engeller. Ama, biz ne yaparız, biliyor musun? Son derece akıllı bir hareketle beyaz renkli ön patilerimizle burnumuzu kapatırız. Böylece renk farkını ortadan kaldırırız. Karlar içinde tamamen gizlenmiş bir şekilde avımızın bize doğru yaklaşmasını bekleriz.
Tolga: Bu gerçekten çok zekice!
Kutup ayısı: Evet Tolgacığım. Ayı kendisinin beyaz renkte olduğunun ve etrafının da aynı renkte buzullarla kaplı olduğu için kendini kamufle edebileceğinin, yani gizleyebileceğinin farkındadır. Dahası kutup ayısı kamufle olmasına tek engel olan siyah renkteki burnunu kapatması gerektiğini düşünür. Tabii, senin de tahmin edeceğin gibi, kutup ayısının birkaç kere avdan eli boş döndükten sonra, oturup ne yapması gerektiğini düşünürken burnunu kapaması gerektiğini akıl etmesi mümkün değildir! Ayılar yalnızca Allah’ın kendilerine ilham ettiği gibi hareket ederler. Allah onları bu şekilde yaratmıştır. Onlar da, diğer tüm canlılar gibi Allah’ın gözetimi altındadır.
Tolga eve gidince annesine bu sevimli hayvanlar hakkında öğrendiklerini anlatıp, Allah’ın kutup ayılarında tecelli eden üstün yaratış sanatını anlatmaya karar verdi. Sevimli dostuna bu güzel sohbet için teşekkür edip annesinin yanına döndü.
Andolsun, Biz bu Kuran’da, belki öğüt alıp-düşünürler diye, insanlar için her bir örnekten verdik. (Zümer Suresi, 27)
Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca “OL” der, o da hemen oluverir. (Bakara Suresi, 117)
Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah’ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. (Ve derler ki:) “Rabbimiz, Sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek yücesin, bizi ateşin azabından koru. (Al-i İmran Suresi, 191)