Serkan neşeli ve çok zeki bir çocuktu. Kuşlara karşı çok büyük ilgisi olan Serkan, bütün kuşları yakından tanımak isterdi. Evinde de kuş besleyen Serkan, sonra onları serbest bırakırdı. Onların özgürce yaşamalarından büyük memnunluk duyardı. Bahar aylarıydı. Serkan bir gün havada sürü halinde uçuçan uzun bacaklı kuşlar gördü ve hemen evin terasına çıkarak onları yakından görmek istedi. Terasa çıktığında bu kuşlardan ikisinin evlerinin bacasına konduğunu gördü ve çok sevindi. Ardından onlara el sallayarak seslendi.
Serkan: Merhaba sevgili kuşlar, ben Serkan, sizinle tanışabilir miyiz?
Leylek: Merhaba Serkan. Umarım buraya konarak sizi rahatsız etmemişizdir. Biz de seninle tanışıp konuşmayı çok isteriz.
Serkan: Ben bütün kuşları çok ama çok severim. Sizi tanımam için bana biraz kendinizden bahseder misiniz?
Leylek: Tabii ki. Biz leylekler, 1-1,5 metre boylarında, büyük bembeyaz kanatları, uzun siyah kuyrukları olan, göçmen kuşlarız. Gagalarımızın ve uzun bacaklarımızın kırmızı olması bize doğal olarak sevimli bir hava kazandırır.
Serkan: Gerçekten çok sevimli kuşlarsınız!
Leylek: İnsanların en çok dikkatini çeken özelliğimiz ise uçuş biçimlerimizdir. Gagalarımızı ileri, bacaklarımızı geriye doğru uzatarak uçarız. Bu estetik uçuş şeklimiz, bize havayı yararak çok daha hızlı uçabilme imkanı sağlar.
Serkan: Peki şu anki yolculuğunuz nereye acaba?
Leylek: Biz her yıl kalabalık sürüler halinde göç ederiz, Serkan. Çünkü biz soğuk bölgelerde yaşayamayız. Biz bu göçümüzle insanlara yazın sıcak günlerinin müjdesini vermiş oluruz. Yaz mevsiminde Avrupa'dan Kuzey Afrika'ya, Türkiye'den Japonya'ya kadar uzanan ılıman alanda yaşamımızı sürdürürüz. Havalar soğumaya başlamadan Güney yarımküreye, tropikal Afrika'ya ve Hindistan'a göç ederiz.
Serkan: Peki havaların ısınmaya başladığını nereden anlıyorsunuz siz?
Leylek: Gerçekten çok güzel bir soru sordun. Bunun sebebi elbette ki, Allah’ın bize bunu öğretmesidir. Hepimiz aynı anda sıcak ülkelere göç etmemiz gerektiğini hissederiz, Allah bunu bize hissettirir. Bize göç yollarımızı gösteren ve tekrar bahar geldiğinde de binlerce kilometre yolu geri dönüp eski yuvalarımızı bulmamızı sağlayan, ilhamıyla bize bunları öğreten Allah’tır.
Serkan: Hakikaten o kadar uzak mesafeleri gidip dönmeniz ve sanki elinizde bir pusula varmış gibi, eski yuvalarınızı hiç şaşırmadan bulmanız çok ilginç.
Leylek: Tabii ki bu denli güçlü bir hafıza ve böyle muhteşem bir yön bulma duygusunu bize veren Allah’ın üstün yaratması sayesinde olur tüm bunlar.
Serkan: Siz insanlara yakın olan hayvanlarsınız öyle değil mi?
Leylek: Evet yuvalarımızı insanların oturdukları evlerin çatılwarına da yaparız. Ayrıca yuvalarımızı ağaçların, bacaların tepelerine inşa ederiz...
Bizim yavaş yavaş yola çıkmamız lazım, Serkan.
Yeryüzünde hiçbir canlı ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki, sizin gibi ümmetler olmasın. Biz kitapta hiçbir şeyi noksan bırakmadık, sonra onlar Rablerine toplanacaklardır. (Enam Suresi, 38)