İlkel Dünya Ortamı ve Proteinler

Daha önce saydığımız bütün tutarsızlıklarına rağmen evrimciler, aminoasitlerin ilkel dünya ortamında kendi kendilerine nasıl oluşabildikleri sorusunu, Miller deneyi ile geçiştirmeye çalışırlar. Bu uydurma deneyle sözkonusu sorunun çoktan çözülmüş olduğu gibi bir izlenim vererek bugün bile insanları yanıltmaya devam etmektedirler.

Ancak canlılığın kökenini rastlantılarla açıklama çabasının ikinci aşamasında, evrimcileri, aminoasitlerin oluşumuyla kıyaslanmayacak derecede büyük bir problem beklemektedir: "Proteinler". Yani yüzlerce farklı aminoasitin belirli bir sıra içinde birbirlerine eklenerek oluşturdukları canlılığın yapıtaşları.

Proteinlerin doğal şartlarda tesadüfen oluştuklarını öne sürmek, aminoasitlerin tesadüfen oluştuklarını öne sürmekten çok daha akıl ve mantık dışı bir iddiadır. Aminoasitlerin, proteinleri oluşturmak üzere uygun dizilimlerde tesadüfen birleşebilmelerinin matematiksel imkansızlığını az önce olasılık hesapları ile inceledik. Şimdi ise protein oluşumunun kimyasal olarak da ilkel dünya koşullarında mümkün olmadığını göreceğiz.

Suda Protein Sentezlenmesi Mümkün Değildir

Aminoasitler protein oluşturmak üzere kimyasal olarak birleşirken, aralarında "peptid bağı" denilen özel bir bağ kurarlar. Bu bağ kurulurken bir su molekülü açığa çıkar.

Bu durum, ilkel hayatın denizlerde ortaya çıktığını öne süren evrimci açıklamayı kesinlikle çürütmektedir. Çünkü, kimyada "Le Châtelier" kanunu olarak bilinen kanuna göre, açığa su çıkaran bir reaksiyonun (kondansasyon reaksiyonu) su içeren bir ortamda sonuçlanması mümkün değildir. Sulu bir ortamda bu çeşit bir reaksiyonun gerçekleşebilmesi, kimyasal reaksiyonlar içinde "oluşma ihtimali en düşük olanı" olarak nitelendirilir.

Dolayısıyla, evrimcilerin hayatın başladığı ve aminoasitlerin oluştuğu yerler olarak belirttikleri okyanuslar, aminoasitlerin, bir sonraki aşamada, birleşerek proteinleri oluşturması için kesinlikle uygun olmayan ortamlardır. Richard E. Dickinson Scientific American'da şöyle yazar:

Eğer protein ve nükleik asit polimerleri öncül monomerlerden oluşacaksa polimer zincirine her bir monomer bağlanışında bir molekül su atılması şarttır. Bu durumda suyun varlığının polimer oluşturmanın aksine ortamdaki polimerleri parçalama yönünde etkili olması gerçeği karşısında, sulu bir ortamda polimerleşmenin nasıl yürüyebildiğini tahmin etmek güçtür.37

Öte yandan, evrimcilerin bu gerçek karşısında ağız değiştirip, ilkel hayatın karalarda oluştuğunu öne sürmeleri de imkansızdır. Çünkü ilkel atmosferde oluştukları varsayılan aminoasitleri ultraviyole ışınlarından koruyacak yegane ortam denizler ve okyanuslardır. Aminoasitler karada ultraviyole yüzünden parçalanırlar. Le Chatelier prensibi ise denizlerdeki oluşum iddiasını çürütmektedir. Bu da evrim açısından bir başka çıkmazdır.

Dipnotlar

37 Richard Dickerson, "Chemical Evolution", Scientific American, Cilt 239, Sayı 3, 1978, s. 74.

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo
İNDİRMELER
  • Giriş
  • Evrim Teorisi'nin Arka Planı
  • Teorinin Ortaya Atılışı
  • Evrim'in Ardındaki Hedef
  • Evrim ve İdeolojiler
  • Evrim'in Sözde Delilleri ve Bir Türlü Bulunamayan Fosiller
  • Yeryüzünde Hayat Aniden ve Çok Çeşitli Biçimlerde Ortaya Çıkmıştır
  • Üretilen Sahte Deliller
  • Temel Formlar Bile Evrimle Açıklanamıyor Kara Canlıları Nasıl Varoldu?
  • Medyanın Beyin Yıkama Yöntemleri
  • Medya'nın Büyük Masonik Görevi: Evrimi Topluma Kabul Ettirmek
  • Evrim Masalları
  • İnsanın Evrimi Masalı
  • Moleküler Evrim Çıkmazı
  • İlkel Dünya Ortamı ve Proteinler
  • Mucize Molekül: DNA
  • Canlılık Molekül Yığınlarının Ötesinde Bir Kavramdır
  • "Raslantıların Doğurduğu Hücre" Masalı
  • Yaratılış ve Göz
  • Sonuç