Kamptaki ilk gün her zamanki gibi geçmiştir. Ailesiyle birlikte çadırlarını kurmuşlar ve eşyalarını yerleştirmişlerdir. Bütün bunları yapana kadar da akşam olmuştur. Emre keşfe çıkmak için sabahı beklemek zorundadır.
Emre ilk defa geldiği bu kamp yerinde etrafını tanımak için ertesi sabah erkenden kalkar, hemen babasını kaldırır ve ikisi birlikte yola koyulurlar. Her yer kocaman ağaçlarla doludur. Ağaçları geçince kenarında çok güzel rengarenk çiçekler bulunan gürültülü bir akarsuyla karşılaşırlar.
Akarsuyun güçlü sesinin, cıvıl cıvıl öten kuşların sesini bile bastırması Emre'yi çok heyecanlandırır. Gördüğü bu manzaraya hayran kalır, bir süre burada vakit geçirirler. Ancak vakit hayli geç olduğu için babası kampa dönme zamanının geldiğini söyler ve tekrar yola koyulurlar.
Kampta ablasına, abisine ve annesine, gündüz keşfettikleri muhteşem manzarayı ve akarsuyu büyük bir heyecanla anlatır. Onlar da ertesi gün mutlaka Emre'yle birlikte gelmek istediklerini söylerler. Zaten onlar da bu güçlü su sesinin nereden geldiğini çok merak etmişlerdir.
Ertesi gün ablası ve abisiyle birlikte çevreyi keşfe çıkarlar. Akarsuyun kenarına geldiklerinde Emre su kenarında dün var olan birkaç ağacın kesildiğini fark eder. Büyük bir itinayla kesilmiş olan ağaçların sadece kökleri vardır. Emre bunu kimin ve neden yapmış olduğunu merak ederken ablası Emre'ye seslenir:
"Emre bak, suyun üzerinde ağaç kütükleri var."
Neden suyun ortasında bu ağaç yığınının durduğunu siz de merak ettiniz değil mi? |
Emre çok şaşırmıştır. Neden böyle bir şey yapmış olabilirler ki diye düşünür. Etrafta da kimse yoktur. O gün su kenarında biraz daha vakit geçirdikten sonra kampa geri dönerler.
Emre ve kardeşleri o günü takip eden günlerde de su kenarına giderler. Ama her
gün biraz daha merak içinde kampa geri dönerler. Çünkü her gün birkaç ağacı daha kesilmiş ve su üzerinde üst üste dizilmiş olarak bulurlar. Ayrıca ağaçlar dallarından özenle ayırılmış, dallar ve kütükler üst üste özellikle koyulmuş gibidir. Akarsuyun o güçlü sesi de azalmış ve küçük bir göl oluşmaya başlamıştır. Emre bu olayların gelişigüzel yapılmadığını düşünmeye başlamıştır. Sanki birisi bir amaç uğruna her gün gelip akarsu kenarında büyük bir itinayla çalışıyordur. Peki ama bu esrarengiz kişi kimdir?
Emre bu olayları çözmek ve merakını yenmek için bir plan yapar. Akarsu kenarına hiç gitmediği kadar erken bir saatte sessizce gidecektir. Böylece bütün bunları yapanı bulacağını düşünür. Planını abisine anlatır ve kendisiyle gelmesi için onu ikna eder. Sabah erkenden Emre'nin planını uygulamaya başlarlar.