Basitlik tüm tavır ve konuşmalara yansımasının yanında esas olarak ruhta ve düşüncede yaşanan bir sorundur. Bu yüzden de basitlikten kurtulmanın yolu tavırların tek tek ele alınıp düzeltilmesi gibi bir yöntem değildir. Çünkü böyle bir durumda kişi öğrendikleri dışında bir olayla karşılaştığında yine basit tavırlar sergileyebilecektir. Üstelik bildiklerini de uygulamada sorunlar çıkacaktır çünkü bir insanın bakış açısı ve düşünceleri ne ise tavırlarına da bu yansır. Mantığını anlamadığı, gerekliliğine inanmadığı bir şeyi uygulamakta güçlük çeker. Oysa basitliğin çözümü sanıldığı gibi zaman alan, zor ya da karmaşık bir şey değildir, aksine son derece kolaydır.
Çözüm, Allah'tan korkmak ve Kuran ahlakını yaşamaktır. Allah'a iman eden ve Kuran'ı tam olarak hayata geçiren her insan basit karakterden kurtulur. Allah'tan gereği gibi korkup sakınması, her an her yerde vicdanlı davranması onu basit düşünmekten, basit hareket etmekten tümüyle sakındırır. Böyle bir kişi nefsine uymaktan vazgeçer ve Allah'ın "Onu arındırıp-temizleyen gerçekten felah bulmuştur. Ve onu (isyanla, günahla, bozulmalarla) örtüp-saran da elbette yıkıma uğramıştır." (Şems Suresi, 9-10) ayetlerinde dikkat çektiği gibi nefsini kötülüklerden arındırmaya çalışır.
Nefsin basitliklerine uymamak, böyle bir karakterden kurtulmak isteyen insan için önemli bir konudur ve bu da ancak Kuran ayetlerinin uygulamaya geçirilmesi ile mümkün olur. Nefis, insanı aldatan, kötülüğe yönelten, boş ve zararlı şeyleri telkin eden, kısacası birçok yanlışın ve basitliğin kaynağıdır. Kişinin nefsindeki benlik duygusu ve büyüklük isteği, hırsı, tamahkarlığı, öfkeyi ve her türlü kötü tavır ve düşünceyi kışkırtır. Basitliğe düşmemek, dünya ve ahirette zarar görmemek için, nefse uymamak gerekir. Allah Kuran'da Musa Peygamberin kavmine yaptığı bir öğüdü şöyle bildirmiştir:
"...Hemen, kusursuzca yaratan (gerçek ilah)ınıza tevbe edip nefislerinizi öldürün: bu, Yaratıcınız Katında sizin için daha hayırlıdır..." (Bakara Suresi, 54)
Nefislerini arındıran kişiler anlayış ve olgunluk kazanırlar, basit olan herşeyden uzaklaşırlar. Allah Kuran'da "...Biz onlara kendi şan ve şeref (zikir)lerini getirmiş bulunuyoruz, fakat onlar kendi zikirlerinden yüz çeviriyorlar." (Müminun Suresi, 71) ayetiyle, insanların ancak Kuran'a uyarak şeref kazanacaklarına dikkat çekmiştir. Bu sebeple, Kuran ayetlerini eksiksizce hayata geçiren Müslümanlar asil, onurlu, saygın kişilerdir. Allah'ın "Gevşemeyin, üzülmeyin; eğer (gerçekten) iman etmişseniz en üstün olan sizlersiniz." (Al-i İmran Suresi, 139) ayetinde bildirdiği gibi en üstün karakter ve ahlak özelliklerine sahiptirler.
Bu konu iman edenler için de son derece önemlidir; üzerinde çok iyi tefekkür etmeli, basitliğin kirli kültürünü belli konularla sınırlı düşünmemelidirler. Örneğin farklı ortamlarda farklı tavırlar sergilemek, insanların takdirini ön planda tutarak hareket etmek tipik bir basitlik örneğidir. Gün içinde sıradan bir konuda küçük olduğu düşünülen bir yalanı söylemek, din ahlakını yayma konusunda sarf edilen çabanın daha iyisini ve fazlasını yapabilecekken az bir çaba içinde olmak, fedakarlık gerektiren bir durumu fark ettiği halde buna talip olmamak, güzel söz söyleyecekken söylememek, nefsini temize çıkarmaya çalışmak, insanlara iğneleyici konuşmalar yapmak, tevazulu olmamak...
Tüm bunlar ve benzeri tavırlar da basitlik örnekleridir. Sanıldığının aksine basitliğin küçüğü büyüğü yoktur. Bundan kurtulmak için kişinin din ahlakını yaşama konusunda mutlak dürüstlüğe niyet etmesi ve türlü bahanelerle kendisini kandırmaktan vazgeçmesi gerekir. Allah Kuran'da "Allah, rızasına uyanları bununla kurtuluş yollarına ulaştırır ve onları Kendi izniyle karanlıklardan nura çıkarır..." (Maide Suresi, 16) ayetiyle kullarına bu kurtuluşu ve güzellikleri vadetmiştir.
Görüldüğü gibi basitlikten kurtulmanın yolu insanın fıtratına uygun tek ahlak şekli olan Kuran ahlakını yaşamasıdır. Ancak, tüm kalbiyle ve ruhuyla Allah'a teslim olmaya karar vermiş; O'nun razı olduğu şekilde yaşamaya tam niyet edip, üzerinde cahiliye ahlakından eser bırakmayacak şekilde kendini yenileyen bir insan bu kültürden kolayca çıkabilir. İnsanın geçmişte yaşadıkları, benimsediği ve uyguladığı kirli kültür önemli değildir. Önemli olan kişinin Allah'ın rızasını kazanmaya yönelik aldığı son kararı ve son halidir:
...Allah geçmişte olanı bağışladı. Ama kim tekrarlarsa, Allah ondan öc alacaktır. Allah üstün ve güçlü olandır, öc sahibidir. (Maide Suresi, 95)
O inkar edenlere de ki: "Eğer vazgeçerlerse geçmişte (yaptıkları) şeyler bağışlanacaktır. Ama yine dönecek olurlarsa, önceki (toplumlara uygulanan) sünnet, muhakkak (onların başından da) geçmiş olacaktır. (Enfal Suresi, 38)
...Ancak (cahiliyede) geçen geçmiştir. Çünkü bu, 'çirkin bir hayasızlık' ve 'öfke duyulan bir iğrençliktir.' Ne kötü bir yoldu o!.. (Nisa Suresi, 22)