Balinalar ve yunuslar, "deniz memelileri" olarak bilinen canlı grubunu oluştururlar. Bu canlılar memeli sınıfına dahildir, çünkü aynen karadaki memeli canlılar gibi doğurur, emzirir, akciğerle nefes alır ve vücutlarını ısıtırlar. Ancak bu canlıların vücut yapıları diğer memelilerden oldukça farklıdır. Deniz memelileri tamamen suda yaşamak için yaratılmış özel vücut sistemlerine sahiptirler.
Her mevsimde ayrı özelliklerde meyvelerin bulunması büyük bir nimettir. Kışın insanların en fazla vitamine ihtiyaçları oldukları dönemde, mandalina, portakal ve greyfurt gibi C vitamini yönünden zengin meyvelerin olması; yazın da insanların susuzluğunu gidererek ferahlamalarını sağlayan kiraz, kavun, karpuz, şeftali gibi bol sulu meyvelerin çıkması Allah'ın insanlara bir lütfu ve nimetidir.
İnsan, giysisini, saatini ya da oturduğu koltuğu bir süre sonra hissetmemeye başlar. Çünkü insan derisindeki alıcılar belirli bir süre sonra beyne, cilde temas eden madde ile ilgili sinyalleri göndermeyi durdurur ve cilt bu maddeye karşı alışkanlık kazanır. Allah'ın insan için büyük bir nimet olarak yarattığı, bu "alışma" mekanizması olmasaydı giyinmek gibi sıradan bir olay bile büyük bir sıkıntı haline gelirdi.
Uzun süre fillerin iletişim sistemlerini inceleyen bilim adamları, fillerin insanların duyamadığı ses tonları olan infraseslerle iletişim kurduklarını belirlemiştir. Çok güçlü ancak düşük frekanslı sesler olan infrasesler, insanlar tarafından yalnızca özel kayıt cihazlarıyla duyulabilir. Ancak filler bu özel sesler aracılığıyla uzun mesafeli bir çağrıyı uygun hava koşullarında 10 km´lik mesafelere bile duyurabilmektedir.
Bir kurşun kalemin silgisi büyüklüğündeki bu küçük kuş, vücudundaki kusursuz sistemlerle Allah'ın üstün yaratmasını bize tanıtan canlılardandır. Sinekkuşu göçmen kuşların en küçüğüdür. Ağırlığı 3 gr olan bu olağanüstü göçmen yılda 6.000 km'den fazla yol kat eder. Yola çıkmadan önce ağırlığını iki katına çıkarır (6 gram). Bu enerji rezervi ona Meksika Körfezi'ni hiç duraklamadan geçme imkanı verir. Saatte 40 km hızla 900 km yol kat eder.
Geyikler ortamın güvensiz olduğunu anladıklarında ön ayaklarından birini yere vurarak diğer geyiklere tehlikeyi haber verirler. Eğer tehlikenin yakında olduğunu anlarlarsa hem ön ayaklarından birini yere vururlar hem de kuyruklarını dikleştirerek sarkaç gibi sallamaya başlarlar. Narin yapısıyla yırtıcı hayvanlara kolayca yem olabilecek bu sevimli canlılar, ancak birlikte hareket ederek korunabilmektedir.
Aynı türdeki bitkiler dünyanın neresine giderseniz gidin aynı özelliklere sahiptirler. Karpuz her yerde karpuzdur, rengi, lezzeti, kokusu hep aynıdır. Gül, çilek, karanfil, çınar kısacası tüm bitkiler aynı türde hep aynı özelliklere sahiptir. Yapraklar dünyanın her yerinde fotosentez yaparlar. Benzersiz taşıma sistemleri tüm bitkilerde vardır. Bu mekanizmaların, evrimcilerin iddia ettikleri gibi, tesadüfen oluşması imkansızdır. Bitkileri yaratan Yüce Allah’tır.
İnsan beyninde yaklaşık 0.5 gr. ağırlığında, bezelye tanesi büyüklüğünde bir et parçası olan "Hipofiz bezi", yeryüzünün en kompleks, en hatasız ve en hayati idarecisi olarak yaratılmıştır. Hipofiz bezi sonsuz ilim sahibi Yüce Allah'ın kontrolü ile sayısız hormona görevler dağıtır, hiçbir aksama olmadan her birini denetler. Bu sayede aynı anda başımızı ve kollarımızı hareket ettirir, duyar, görür, gülümser, konuşur ve dokunuruz.
Küçük bir yaprağın gerçekleştirdiği “fotosentez” işlemi, insan dahil tüm canlıların yeryüzünde yaşamlarını sürdürebilmesinin başlıca sebeplerinden biridir. Bir yaprağın sadece 1 milimetrekaresinde 500 bin adet klorofil bulunur. Klorofilin içindeki karmaşık işlemin hızı saniyenin on milyonda biri kadardır. Üstelik bu işlem her klorofil molekülünde ayrı ayrı gerçekleşmektedir.