At nalı yengeçleri, Chelicerata (kelikeserliler) alt filumuna dahildirler ve örümcekler ve akrep familyalarına daha yakındırlar. Resimde görülen 150 milyon yıl yaşındaki at nalı yengeci fosili, Yaratılış'ın açık bir gerçek olduğunu, evrimin hiçbir zaman yaşanmadığını bir kez daha teyit etmektedir.Günümüzde yaşayan bir at nalı yengeci ve altta da 150 milyon yıllık Almanya'da bulunmuş bir at nalı yengeci fosili.
Mürekkep balıklarının tarih boyunca hep mürekkep balığı olarak var olduklarının ispatı olan resimdeki 95 milyon yıllık fosil, evrimcilerin iddialarına meydan okumaktadır. Mürekkep balıklarının evrim geçirdiğine dair en küçük bir delil dahi öne süremeyen evrimciler, fosil kayıtları karşısında büyük perişanlık içindedirler.En üstte Lübnan'da bulunmuş 95 milyon yıllık mürekkep balığı fosili görülüyor. Hemen altında da günümüzde yaşayan bir mürekkep balığı
54 – 37 milyon yıllık bu sumak bitkisiyle, günümüzdeki sumak bitkileri arasında hiçbir yapısal fark yoktur. Milyonlarca yıl boyunca sumaklar değişime uğramamış, evrim geçirmemiştir. 54 - 37 milyon yıllık sumak yaprağı fosili Günümüz sumak bitkisinin yaprakları
Dönem: Senozoik zaman, Oligosen dönemi
Yaş: 25 milyon yıl
Bölge: Dominik Cumhuriyeti
25 milyon yıllık iğnesiz arı
En alttaki resimde amber içinde fosilleşmiş iki tane iğnesiz arı fosili görülmektedir. Hemen aşağıda da günümüzde yaşayan iğnesiz bir arı vardır. Bu canlıların günümüzdeki örnekleriyle, milyonlarca yıl önce yaşayan örnekleri birbirlerinden farksızdır.
Günümüz çınar ağacı yaprakları
50 milyon yıllık çınar yaprağı fosili
Kara bitkileri fosil kayıtlarında oldukça yeterli kalıntılara sahiptir, ama bu kalıntıların hiçbiri, bir türden diğerine ara geçiş formu özelliği göstermez. Hepsi kendi içlerinde orijinal olarak yaratılmış apayrı türlerdir ve birbirleri arasında iddia edildiği gibi herhangi bir evrimsel bağlantı yoktur.
Amber içinde,
25 milyon yıllık örümcek ve örümcek ağı fosili
Örümcekler yüz milyonlarca yıldır yapılarını değiştirmeden varlıklarını devam ettiren canlılardan biridir. Burada görülen amber içindeki örümcek ve ağı 25 milyon yıl yaşındadır. Günümüzde yaşayan örneklerinden hiçbir farkı olmayan bu canlı, "Biz evrim geçirmedik, yaratıldık" demektedir.
37-23 milyon yıllık kaplumbağa fosili
"En eski kaplumbağalara, Almanya'daki Trias devri fosil yataklarında rastlanır. Bugün yaşayan örneklerine çok benzeyen sert kabukları sayesinde kolaylıkla diğer türlerden ayırt edilirler. Daha erken ya da daha ilkel kaplumbağalara ait hiçbir iz tanımlanamamıştır. Oysaki kaplumbağalar çok kolaylıkla fosilleşirler ve fosillerinin çok küçük parçaları dahi bulunsa kolaylıkla tanınırlar." (Robert Carroll, Vertebrate Paleontology and Evolution, s. 207)
Dönem: Senozoik zaman, Oligosen dönemi
Yaş: 25 milyon yıl
Bölge: Dominik Cumhuriyeti
25 milyon yıllık ağaç kabuğu biti fosili (sağda)
Altta ise günümüzde yaşayan bir ağaç kabuğu biti.
Tüm fosiller, canlıların var oldukları günden itibaren aynı özelliklere sahip olduklarını, zaman içinde değişime uğrayıp evrim geçirmediklerini göstermektedir. Bu fosillerden biri de, ağaç kabuğu bitlerinin milyonlarca yıldır aynı olduğunu gösteren 25 milyon yıllık aşağıdaki amberdir.
100 milyon yıllık vatoz fosilinin en altta görülen günümüzde yaşayan vatozlardan hiçbir farkı yoktur.
Vatozların çoğu deniz tabanında yaşar. Solungaçları altta, gözleri üsttedir. Kuyruk yüzgeçleri ve sırt yüzgeçleri çok küçüktür, hatta kimi türlerde yoktur. Bundan 100 milyon yıl önce yaşayan vatoz balıklarının sahip oldukları tüm özelliklere günümüzdeki vatoz balıkları da sahiptir. Bunun anlamı ise, vatozların aradan geçen 100 milyon yıla rağmen hiç değişmedikleri, yani evrim geçirmedikleridir.
Milyonlarca yıl önce yaşamış olan kabuk böceklerinin günümüzdeki örneklerinden bir farkı bulunmamaktadır. (yanda)
25 milyon yıllık kabuk böceği fosili (solda)
25 milyon yıl yaşındaki kabuk böcekleri, günümüzdekilerle aynıdır. Milyonlarca yıldır aynı olan bu böcekler, canlıların evrim geçirmediklerini, yaratıldıklarını gösteren örneklerden biridir.
50 milyon yıllık sekoya yaprağı fosili
Günümüzde yaşayan sekoya yaprağı
Fosil kayıtları tüm sinek türlerinin bir anda ortaya çıktıklarını ve milyonlarca yıldır yapılarında hiçbir değişiklik olmadan varlıklarını devam ettirdiklerini ortaya koymuştur. Bu da sineklerin, diğer tüm canlılar gibi evrim geçirmediğini ispatlayan bir durumdur. Pek çok bilim adamı da bu gerçeği ifade etmekte, evrim teorisiyle böceklerin kökenini açıklayamadıklarını söylemektedirler. Aşağıdaki fosilde 50 milyon yıllık sekoya yaprağı fosili ile birlikte bir mart sineğinin fosili görülmektedir.
350 milyon yıllık ciğerli balık fosili
Günümüz denizlerinde yaşayan ciğerli balık
Ciğerli balıklar suların azaldığı dönemlerde, kendilerini çamura gömerek yaşamlarını devam ettirebilmektedir. Bilinen en eski ciğerli balık fosili Devoniyen dönemine (417 – 354 milyon yıl) aittir. Resimde görülen fosil de aynı döneme aittir. Bundan 350 milyon yıl önce yaşayan ciğerli balıkların günümüzde yaşayanlardan hiçbir farkı yoktur. Yüz milyonlarca yıldır değişime uğramayan ciğerli balıklar, canlıların evrim geçirmediklerinin, yaratıldıklarının ispatlarından biridir.