İnsanlar, balarılarının beyleri etrafından toplanması gibi, Hz. Mehdi (as)'ın çevresinde toplanırlar. DAHA ÖNCE ZULÜMLE DOLU OLAN DÜNYAYI, O ADALETLE DOLDURUR. ADALETİ O DENLİ OLUR Kİ, UYKUDA OLAN BİR KİMSE DAHİ UYANDIRILMAZ VE BİR DAMLA KAN BİLE AKITILMAZ. DÜNYA, ADETA ASR-I SAADET DEVRİNE GERİ DÖNER. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 29)
Hz. Mehdi (as), Peygamber (sav)'in yolunda gidecek, uyuyan kişiyi uyandırmayacak, KAN DA AKITILMAYACAKTIR. (Muhammed B. Resul Al-Hüseyni El Berzenci, Kıyamet Alametleri, s. 163)
(Hz. Mehdi (as)) Zamanında ne bir kimse uykusundan uyandırılacak, NE DE BİR KİMSENİN BURNU KANAYACAKTIR. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 44)
Ona (Hz. Mehdi (as)'a) biat edenler, (Kabe civarındaki) rükun ve makam arasında biat ederler. Uyuyanı uyandırmaz, ASLA KAN DÖKMEZLER. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 24)
KAP SU İLE DOLDUĞU GİBİ YERYÜZÜ BARIŞLA DOLACAKTIR. Hiçbir kimse arasında bir düşmanlık kalmayacaktır. Ve bütün düşmanlıklar, boğuşmalar, hasetleşmeler muhakkak kaybolup gidecektir. (Sahih-i Müslim, 1/136)
... Cenab-ı Hak İslam'ı nasıl bizimle başlatmışsa onunla (Hz. Mehdi (as)) ile sona erdirecektir. Nasıl, bizimle onlar aralarındaki şirk ve adavetten (husumet ve düşmanlıktan) kurtulmuş ve kalplerine ülfet (dostluk) ve muhabbet (sevgi) yerleşmişse, Hz. Mehdi (as) gelişi ile yine öyle olacaktır. (Ahir Zaman Mehdisi'nin Alametleri, Celalettin Suyuti, s. 20)
Hz. Mehdi (as) ve talebeleri dinsizliğin beynini, yani fikir sistemini Kuran'la, bilimle, fenle, akılla, imanla yenecekler. İnançta, fikirde galibiyet oluşacak ve batıl düşünce, dalalet, Darwinist, materyalist, ateist düşünce yok olup gidecek, inşaAllah.
Hz. Amr b. Avf'dan (r.a.) rivayet edilmiştir:
Rumlara ait Konstantiniyye tesbihle ve tekbirle Müslümanlarca fethedilmedikçe kıyamet kopmaz. (Ramuz-el-Ehadis, s. 478)
İmam Müslüm'in Ebu Hureyre'den (r.a.) rivayet ettiği hadis-i şerifte Peygamber (sav) birgün sahabelerine hitaben:
… Bu mücahitler o beldeye gelip konakladıkları zaman silahla harp etmezler, ok da atmazlar. La ilahe illallahu ekber diyerek tekbir getirirler. Bu tekbir üzerine şehrin iki tarafındaki surlardan biri düşer. Sonra ikinci defa tekbir getirirler. Akabinde şehrin öbür tarafı da düşer. Sonra üçüncü kez tekbir getirecekler. Bunun üzerine İslam ordusu için surlardan gedikler açılacak, onlar da hemen buralardan şehre girerek fethedecekler. (İmam Şarani, Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, s. 445-446)
Bu şehre gelindiğinde, Müslümanlar savaş yapmayacaklar. Sadece tekbir getirdiklerinde şehrin deniz tarafı düşecek, tekrar tekbir getirdiklerinde diğer tarafı düşecek. 3. kez tekbir getirdiklerinde de şehrin tamamı ellerine geçecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 30)
Hz. Mehdi (as) ve talebeleri Allah'ı anarak İstanbul'u ve dünyanın birçok şehrini manen, fikren, kültürel yönden fethedecek, manen Darwinizmi ve materyalizmi manen öldüreceklerdir. Kuran'daki bu ayette de Cenab-ı Allah fikren öldürmeye dikkat çekmektedir:
Hayır, Biz hakkı batılın üstüne fırlatırız, o da onun beynini darmadağın eder. Bir de bakarsın ki, o, yok olup gitmiştir. ... (Enbiya Suresi, 18)
Hz. Mehdi (as)... gayet sükunet içinde yürüyecektir. (Muhammed B. Resul Al-Hüseyni El Berzenci, Kıyamet Alametleri, s. 173)
İmam Bakır aleyhisselam'dan nakledilen başka bir hadiste şöyle geçer: BU GALEBE (GALİBİYET) VE ÜSTÜNLÜK AL-İ MUHAMMED'DEN OLAN HZ. MEHDİ (A.S.) KIYAM EDİNCE GERÇEKLEŞECEKTİR. ÖYLE Kİ, YERYÜZÜNDE HZ. MUHAMMED MUSTAFA'YI (ONUN PEYGAMBERLİĞİNİ) İKRAR ETMEYEN BİR KİMSE KALMAZ." (Tefsir-i Burhan, c. 2, s. 121.)
Şöyle rivayet edilmiştir: "Şu muhakkak ki ahir zamanda mağrib memleketinin en uzak mevkiinden Hz. Mehdi (as) denilen bir zat çıkacak. Ve ön tarafında kırk mil mesafe olarak yardım yürüyecek. HZ. MEHDİ (AS)'IN BAYRAKLARI BEYAZ VE SARIDIR. İÇİNDE ÇİZGİLER BULUNUR. BAYRAKLARINDA ALLAH'IN İSM-İ AZAMI YAZILMIŞTIR. Onun bayrağı altındaki hiçbir birlik mağlup edilmez." (İmam Şarani, Ölüm Kıyamet Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri Muhtasaru, (Tezkireti'l Kurtubi), s. 438)
Hadiste ahir zamanda Hz. Mehdi (as)'ı insanlara tanıtacak özelliklerden birinin, Hz. Mehdi (as)'ın kullanacağı "sarı beyaz bayrakları" olduğu haber verilmiştir. Ayrıca "bu bayrakların içinde çizgiler olacağı ve üzerinde de Allah'ın adının anıldığı yazılar olacağı" da belirtilmiştir.
Hadisin anlatımından, bu özelliklerin, Hz. Mehdi (as)'ın insanlara İslam ahlakını tebliğ ettiği kitaplara işaret ettiği anlaşılmaktadır. Bu kitaplar beyaz sayfalardan oluşacak, sarı altın rengi süsleri olacak ve kitabın içinde de yazılar ve bu yazıları içine alan kenar çerçeveleri olarak kullanılan kenar çizgileri, resimler ve şekiller bulunacaktır. Ve Yüce Allah'ın adı kitabın her yerinde yazılı olacak; Allah'ın Büyüklüğü ve Yüceliği bu kitaplarda çok detaylı olarak anlatılacaktır. Ayrıca hadiste 'bayrak' benzetmesiyle anlatıldığı gibi, bu kitaplar adeta bir ordunun bayrakları, sancakları gibi, ulaştığı her yeri manen fethetmiş olmasının bir alameti olarak, Hz. Mehdi (as)'ın manen, kültürel açıdan ve bilgi yönünden fethettiği; yani ateistliği mağlup ettiği her yerde bulunacaktır.
Hadiste "onun bayrağı altındaki hiçbir birlik mağlup edilemez" sözleriyle de, Hz. Mehdi (as)'ın bu eserler ulaştığı her yerde mağlup edilemez bir etki bırakarak, İslam ahlakının yeryüzünde hakim kılınmasına vesile olacağına işaret edilmiştir.
Ali b. Ebu Talib (as) şöyle buyuruyor: "Hz. Peygamber (sav) uzun bir vasiyetinde bana hitaben şöyle buyurdu:
"Ya Ali! İman açısından halkın en hayret verici olanları ve yakin açısından da en büyük insanlar, ahir zamanda gelecek olan kimselerdir. Onlar Peygamber'i görmemiş ve imam da (Hz. Mehdi (as) da) onlardan gizlidir. BUNUNLA BİRLİKTE ONLAR BEYAZ SAYFALARA NAKIŞ OLUNMUŞ SİYAH HATLAR VASITASIYLA (YAZILI BELGELERLE) İMAN EDERLER." (Men La Yehzuruhu'l Fakih, c. 1, s. 269)
Ahir zamanda, beyaz sayfalara siyah harflerle kitapların basılacağı ve Hz. Mehdi (as)'ın talebelerinin de, Hz. Mehdi (as)'ın öncülüğünde hazırlanacak olan bu eserleri okuyacakları haber verilmiştir. Bilindiği gibi Hz. Mehdi (as)'ın talebeleri de, onun Hz. Mehdi (as) olduğundan emin olmayacaklar, ancak görülen alametlerden dolayı ona karşı bir hüsn-ü zan sahibi olacaklardır.
Hz. Mehdi (as), HİDAYET MEŞALESİYLE ALEMDE DOLAŞIR VE SALİHLER GİBİ YAŞAR. (El-Mehdiyy-il Mev'ud, c. 1, s. 281-282 ve 266 ve 300)
Ebu Basir şöyle der, İmam Muhammed Bakır veya İmam Caferi Sadık aleyhisselam'dan naklen: "ONA (HZ. MEHDİ (AS)'A) İMAMETİ VEREN, ONA İLİM VE KİTAPLAR VERECEK VE ONU KENDİ BAŞINA BIRAKMAYACAK." (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s. 387)
Hz. Mehdi (as)'ın sürekli olarak Cenab-ı Allah'ın kontrolünde olacağı; Allah'ın Hz. Mehdi (as)'ı vesile ederek çok etkili, asrı ve bütün dünyayı etkileyecek mükemmel kitaplar hazırlatacağı hadisten anlaşılmaktadır.
Yeryüzüne dört kişi malik olmuştur. İkisi mümin, ikisi kafirdir. Müminler, Hz. Zülkarneyn (as) ve Hz. Süleyman (as), kafirler ise Nemrud ve Buhtunnasır'dır. Beşinci olarak Ehl-i Beytimden birisi (Hz. Mehdi (as)) gelecek ve o da dünyaya malik olacaktır. (Kitab'ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy il Ahir Zaman, s. 10)
Hz. Mehdi (as) tıpkı Hz. Zülkarneyn (as) ve Hz. Süleyman (as) gibi dünyaya hükmedecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 30)
Ali bin Hasan kanalıyla Ayyasi tarafından rivayet edildi: Onun yanında bu ayet-i kerime okundu: Onlar Allah'a yemin olsun ki bizim ehli beytin sevenlerindendir. ALLAH BİZDEN BİR ŞAHSIN ELİYLE ONLARA (BUNU) YAPTIRIR. O ŞAHIS İSE BU ÜMMETİN MEHDİSİDİR. (Mecmau'l beyan fi tefsiri'l-Kuran Ebu Ali Eminuddin Fazl, Hasan b. Fazl Tabersi 1986, cilt 4, s. 832)
"Allah içinizden iman edenlere ve salih amelde bulunanlara vaad etmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa, onları da yeryüzünde 'güç ve iktidar sahibi' kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir..." (Nur Suresi, 55)
Andolsun, Biz Zikir'den sonra Zebur'da da: "Şüphesiz Arz'a salih kullarım varisçi olacaktır" diye yazdık. (Enbiya Suresi, 105)
Allah'ın yardımı ve fetih geldiği zaman, Ve insanların Allah'ın dinine dalga dalga girdiklerini gördüğünde, Hemen Rabbini hamd ile tesbih et ve O'ndan mağfiret dile. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir. (Nasr Suresi, 1-3)
"Ve seveceğiniz bir başka (nimet) daha var: Allah'tan 'yardım ve zafer (nusret)' ve yakın bir fetih. Mü'minleri müjdele". (Saff Suresi, 13)
"Andolsun, gönderilen kullarımıza (şu) sözümüz geçmiştir: Gerçekten onlar, muhakkak nusret (yardım ve zafer) bulacaklardır. Ve hiç şüphesiz; bizim ordularımız, üstün gelecek olanlar onlardır." (Saffat Suresi, 171-173)
"Allah, yazmıştır: "Andolsun, ben galip geleceğim ve elçilerim de." Gerçekten Allah, en büyük kuvvet sahibidir, güçlü ve üstün olandır." (Mücadele Suresi, 21)
"Allah'ı, sakın elçilerine verdiği sözden dönen sanma. Gerçekten Allah azizdir, intikam sahibidir." (İbrahim Suresi, 47)
"Elçilerini hidayet ve hak din üzere gönderen O'dur. Öyle ki onu (hak din olan İslam'ı) bütün dinlere karşı üstün kılacaktır; müşrikler hoş görmese bile." (Saff Suresi, 9)
"Ki O, elçilerini hidayetle ve hak din ile, diğer bütün dinlere karşı üstün kılmak için gönderdi. Şahid olarak Allah yeter." (Fetih Suresi, 28)
"Müşrikler istemese de O dini (İslam'ı) bütün dinlere üstün kılmak için elçisini hidayetle ve hak dinle gönderen O'dur." (Tevbe Suresi, 33)
"Ve onlardan sonra sizi o arza mutlaka yerleştireceğiz. İşte bu, makamımdan korkana ve tehdidimden korkana ait (bir ayrıcalıktır). Fetih istediler, (sonunda) her zorba inatçı bozguna uğrayıp -yok oldu- gitti." (İbrahim Suresi, 14-15)
"Şüphesiz, Biz sana apaçık bir fetih verdik. Öyle ki Allah, senin geçmiş ve gelecek (her) günahını bağışlasın, üzerindeki nimetini tamamlasın ve seni dosdoğru bir yola yöneltsin. Ve Allah, sana 'üstün ve onurlu' bir zaferle yardım etsin." (Fetih Suresi, 1-3)
"... Fakat Allah, sizin bilmediğinizi bildi, böylece bundan önce size yakın bir fetih (nasib) kıldı." (Fetih Suresi, 27)
"... Bu yurdun sonu kimindir, inkar edenler pek yakında bileceklerdir." (Rad Suresi, 42)
"Ancak iman edenler, salih amellerde bulunanlar ve Allah'ı çokça zikredenler ile zulme uğratıldıktan sonra zafer kazananlar başka. Zulmetmekte olanlar, nasıl bir inkılaba uğrayıp devrileceklerini pek yakında bileceklerdir." (Şuara Suresi, 227)
"Sonra biz, elçilerimizi ve iman edenleri böyle kurtarırız; mü'minleri kurtarmamız bizim üzerimize bir haktır." (Yunus Suresi, 103)
"... Onların ardından sizi yeryüzünde halifeler kıldık." (Yunus Suresi, 13-14)
"Kendisine bereketler kıldığımız yerin doğusuna da, batısına da o hor kılınıp-zayıf bırakılanları (müstaz'afları) mirasçılar kıldık..." (Araf Suresi, 137)
"Ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa kafirler istemese de Allah, kendi nurunu tamamlamaktan başkasını istemiyor." (Tevbe suresi, 32)
"Onlar, Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Oysa Allah, kendi nurunu tamamlayıcıdır; kafirler hoş görmese bile." (Saff Suresi, 8)
"Ve sizi onların topraklarına, yurtlarına, mallarına ve daha ayak basmadığınız bir yere mirasçı kıldı. Allah, her şeye güç yetirendir." (Ahzab Suresi, 27)
"De ki: "Herkes gözetlemektedir; siz de gözleyip durun. Sonunda, dümdüz (dosdoğru) yolun sahipleri kimlermiş ve doğru yola ulaşan kimlermiş, pek yakında öğreneceksiniz." (Taha Suresi, 135)
"Allah, takva sahiplerini (inanarak ve inançlarını uygulayarak) zafere ulaşmaları dolayısıyla kurtarır. Onlara kötülük dokunmaz ve onlar hüzne kapılmayacaklardır." (Zümer Suresi, 61)
"Hayır, biz hakkı batılın üstüne fırlatırız, o da onun beynini darmadağın eder. Bir de bakarsın ki, o, yok olup gitmiştir. (Allah'a karşı) Nitelendiregeldiklerinizden dolayı eyvahlar size." (Enbiya Suresi, 18)
"Allah, suçlu-günahkarlar istemese de, hakkı (hak olarak) kendi kelimeleriyle gerçekleştirecektir." (Yunus Suresi, 82)
"Onlar ki, yeryüzünde kendilerini yerleştirir, iktidar sahibi kılarsak, dosdoğru namazı kılarlar, zekatı verirler, ma'rufu emrederler, münkerden sakındırırlar. Bütün işlerin sonu Allah'a aittir." (Hac Suresi, 41)
"Gevşemeyin, üzülmeyin; eğer (gerçekten) iman etmişseniz en üstün olan sizlersiniz." (Ali İmran Suresi, 139)
"Herkesin (her toplumun) yüzünü çevirdiği bir yön vardır. Öyleyse hayırlarda yarışınız. Her nerede olursanız, Allah sizleri bir araya getirecektir. Şüphesiz Allah, her şeye güç yetirendir." (Bakara suresi,148)
Kuleyni, Ebu Cafer'in bu ayete muhatap olanların, Kaim'in (Hz. Mehdi (as)'ın) dostları olduğunu belirttiğini ifade etmektedir. (Ravdatu'l-kafi, s.260; Iyaşi, et-Tefsir, I.66)
"Biz ayetlerimizi hem afakta, hem kendi nefislerinde onlara göstereceğiz; öyle ki, şüphesiz onun hak olduğu kendilerine açıkça belli olsun. Her şeyin üzerinde Rabbinin şahid olması yetmez mi?" (Fussilet suresi, 53)
Yine Kuleyni, bu ayette Kaim'in (Hz. Mehdi (as)'ın) Allah Katı'ndan çıkışının kastedildiğini rivayet etmektedir. (Ravdatu'l-kafi, s.312)
Ebu basir der ki: İmam Muhammed Bakır'a Allah'ın bu ayetinin tefsiri soruldu, "Pek yakında onlara alemdeki ve canlarındaki delilleri göstereceğimiz zaman, sonunda onun hak olduğunu anlayacaklardır." Şöyle buyurdu: "Onlara nefislerindeki mesh (hayvanlaşma) gösterilecek ve alemin onlara artık daraldığı gösterilecek. Böylece onlar Allah'ın kudretini hem kendi nefislerinde hem de alemlerde göreceklerdir. 'Sonunda onun hakk olduğunu anlayacaklardır.' İşte o zaman Kaim'in (Hz. Mehdi (as)'ın) zuhurdur. O (Hz. Mehdi (as)) Allah'tan gelen haktır ve bu halk onu (Hz. Mehdi (as)'ı) mutlaka görecektir."
Ebu basir'den, İmam Bakır Hazretleri'ne bu ayet hakkında sorulduğunda şöyle buyurdular: "İçlerinde ve dışlarında Allah'ın acib ve garib mu'cizelerini görecekler ki, Hz. Mehdi (as)'ın zuhurunun hak olduğuna inanacaklar. Bunda hiç kimsenin şüphesi kalmayacak."
"Gerçekten onun haberini bir zaman sonra öğreneceksiniz." (Sad suresi, 88)
Kuleyni, bunun Kaim'in (Hz. Mehdi (as)'ın) çıkışı sırasında gerçekleşeceğini rivayet etmiştir. (Ravdatu'l-kafi, s.239,240)
"Bizim zorlu-azabımızı hissettikleri zaman, oradan büyük bir hızla uzaklaşıp kaçıyorlardı. "Uzaklaşıp-kaçmayın, içinde şımarıp azdığınız refaha ve yurtlarınıza dönün; çünkü sorguya çekileceksiniz." (Enbiya suresi, 12-13)
Kuleyni, bunun Kaim'in (Hz. Mehdi (as)'ın) çıkışı sırasında gerçekleşeceğini rivayet etmiştir. (Ravdatu'-kafi, s.44)
"Sonunda onlar, kendilerine vadedileni gördükleri zaman, yardımcı olmak bakımından kim daha zayıfmış ve sayı bakımından kim daha azmış artık öğrenmiş olacaklardır." (Cin suresi, 24)
Bu, İbrahim el Kumi'nin Tefsir'inde ifade ettiğine göre, Kaim'in (Hz. Mehdi (as)'ın) ortaya çıkışıyla gerçekleşecektir. (Iyaşi, age., II.390)
Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va'detmiştir: hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa, onları da yeryüzünde 'güç ve iktidar sahibi' kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnızca Bana ibadet ederler ve Bana hiç bir şeyi ortak koşmazlar. Kim bundan sonra inkar ederse, işte onlar fasıktır. (Nur suresi, 55)
Ali bin Hasan kanalıyla Ayyaşi tarafından rivayet edildi: Onun yanında bu ayet-i kerime okundu: Onlar Allah'a yemin olsun ki bizim ehli beytin sevenlerindendir. ALLAH BİZDEN BİR ŞAHSIN (HZ. MEHDİ (as)'IN) ELİYLE ONLARA (BUNU) YAPTIRIR. O ŞAHIS İSE BU ÜMMETİN MEHDİSİDİR. (Mecmau'l beyan fi tefsiri'l-Kuran Ebu Ali Eminuddin Fazl, Hasan b. Fazl Tabersi 1986, c:4, sf. 832)
Ayaşi tefsirinde:
Zeynel-Abidin Hz.leri: ... (Nur Suresi, 55) ayetini okudu ve şöyle buyurdu: "VAllah! onlar, biz ehl-i beyti sevenlerdir. Allah onlar için bunu muhakkak yapacaktır, BİZDEN BİRİNİN ELİYLE... Kİ O BU ÜMMETİN MEHDİSİ'DİR."
"Andolsun Biz zikir'den (bütün semavi kitaplar veya Tevrat) sonra Zebur'da da 'hiç şüphesiz, salih kullarım yeryüzüne mirasçı olacaklardır' diye yazdık." (Enbiya suresi, 105)
İmam Muhammed Bâkır bu ayetle ilgili olarak şöyle buyurmuştur: "Bunlar, ahir zamanda zuhur edecek olan Hz. Mehdi (as)'ın ashabıdır." (Mecma-ul Beyan Tefsiri)
Buradaki (ayette bildirilen) "salih kullar", Hz. Mehdi (as) ve arkadaşlarıdır. (Hüseyin es-Şirazi, sf. 113)
Ey inananlar! Sizden kim dininden dönerse, Allah, yakında öyle bir toplum getirecek ki O onları sever, onlar da O'nu severler. Müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı onurlu ve şiddetlidirler. Allah yolunda cehd ederler ve hiçbir kınayıcının kınamasından korkmazlar... (Maide Suresi, 54)
... İmam cafer sadık bu ayetle ilgili olarak şöyle buyurmuştur: "Bu ayette işaret edilen görevin sahibi (Hz. Mehdi (as)) koruma altındadır. Şayet insanların tümü gitseler de, Allah onu (Hz. Mehdi (as)'ı) ve ashabını getirecektir. Onlar Yüce Allah'ın haklarında şöyle buyurduğu kimselerdir: 'Şimdi şunlar, bunları inkâr ederse, biz bunları inkâr etmeyecek bir toplumu (Hz. Mehdi (as)'ı ve ona tabi olan Müslümanları), bunlara vekil bırakmışız.' (Enam Suresi, 89)
Onlar (Hz. Mehdi (as) ve ona tabi olan Müslümanlar) şu ayetin kastettiği kimselerdir: "Ey inananlar! Sizden kim dininden dönerse, (bilsin ki) Allah, yakında öyle bir toplum getirecek ki..." (Maide suresi, 54) (Tefsir-un Nu'mani)
Ya da sıkıntı ve ihtiyaç içinde olana, kendisine dua ettiği zaman icabet eden, kötülüğü açıp gideren ve sizi yeryüzünün halifeleri kılan mı? ... (Neml Suresi, 62)
Muhammed bin Müslim şöyle der: "Haceti (ihtiyaç, muhtaçlık içinde) olan biri O'nu çağırdığında ona icabet eder" ayeti hakkında İmam Muhammed Bakır şöyle buyurdu: "Bu ayet kaim (Hz. Mehdi (as)) hakkında nazil olmuştur. Beyaz bir kuş şeklinde Kabe'nin oluğundan gelip halkın içinde Hz. Mehdi (as)'a ilk biat edecek olan Cebrail aleyhisselamdır." (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s.37)
Andolsun, biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele. (Bakara Suresi, 155)
... Ebu basir'den; İmam Caferi Sadık şöyle buyurdu:
Kaim'in (Hz. Mehdi (as)'ın) kıyamından önce *bir yıl halk aç kalacak ve onları öldürülme korkusu saracak; malları, canları ve mahsulleri azalacak. Bu olay Allah'ın Kitabı'nda açıkça yazar. Sonra bu ayeti tilavet etti: "Sizleri korku, açlık, mal, can ve mahsullerin eksilmesi ile mutlaka imtihan edeceğiz. Ve sabredenleri müjdele." (Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 297)
* Hz. Mehdi (as)'ın kıyamından önce dünya çapında 7 yıl süren çok büyük bir ekonomik buhran yaşanacaktır. İmam caferi sadık, 7 yıl sürecek olan bu ekonomik krizin özellikle bir yıl boyunca daha da şiddetini artıracağına ve etkisini göstereceğine dikkat çekmiştir.
Aynı şekilde Muhammed bin Müslim'den aktarılan diğer bir rivayete göre ise;
İmam Caferi Sadık şöyle buyurdu: "Kaim'in (hz. Mehdi (as)'ın) kıyamından önce belirtiler vardır. Yüce Allah tarafından mümin kullarına belalar gelecektir."
"Bu belirtiler nelerdir?" diye arzettim.
Buyurdu ki: "O, Allah Azze ve Celle'nin şu buyruğudur: Sizleri korku, açlık, mal, can ve mahsullerin eksilmesi ile mutlaka imtihan edeceğiz. Ve sabredenleri müjdele."
Buyuruyor ki: "Siz müminleri mutlaka imtihan edeceğiz. Korku ile, yani saltanatlarının sonlarına doğru filanca oğullarının hükümeti ile korkutacağız. Ve açlıkla, yani mahsullerin pahalılığı ile. Malların azalması yani, ticaretlerin kesat olması ve faziletinin azalması. Canların azalması yani, hızlı ve ani ölümler. Mahsullerin azalması yani, çiftçiliğin azalması ve meyvelerin bereketinin azalması. Sabredenleri müjdele, yani, işte o zaman Kaim'in (Hz. Mehdi (as)'ın) zuhuru ile onları müjdele." Sonra bana buyurdu ki: "Ey Muhammed! Bu onun te'vilidir. (Asıl mana ve yorumu budur). Allah Azze ve Celle buyuruyor ki: "Onun tevilini sadece Allah ve ilimde derin olanlar bilirler."
Onlar, Allah'ın dininden başka bir din mi arıyorlar? Oysa göklerde ve yerde her ne varsa -istese de, istemese de- o'na teslim olmuştur ve o'na döndürülmektedirler. (Al-i İmran Suresi, 83)
Tefsir-i Ayyaşi'de, İmam Musa Kazım'ın nakliyle, bu ayetin Hz. Mehdi (as)'a baktığı rivayet edilmektedir.
Bilin ki gerçekten Allah, ölümünden sonra yeryüzüne hayat verir. Şüphesiz biz, umulur ki aklınızı kullanırsınız diye size ayetleri açıkladık. (Hadid suresi, 17)
Selam b. Müstenir de, İmam Muhammed Bakır'dan şu hadisi rivayet etmiştir:
"Allah Teala, kıyam edecek Hz. Mehdi (as)'ın eliyle yeri diriltecektir. O (Hz. Mehdi (as)), adalet üzere halkı yönetecektir. Böylece yeryüzü zulümle öldükten sonra, (Hz. Mehdi (as)) adaletle tekrar diriltecektir." (Şeyh Tusi, Gaybet, s. 120; Duhayyil, el-Hz. Mehdi, s. 57)
Andolsun, onlardan azabı sayılı bir topluluğa (veya belirli bir süreye) kadar ertelesek, mutlaka: "Onu alıkoyan nedir?" derler. Haberiniz olsun; onlara bunun geleceği gün, onlardan geri çevrilecek değildir ve alaya almakta oldukları şey de kendilerini çepeçevre kuşatacaktır. (Hud Suresi, 8)
İshak bin Abdülaziz'den:
İmam Caferi Sadık "Onların uğrayacakları azabı sayılı bir ümmete dek ertelersek" ayeti hakkında şöyle buyurdu:
"Azap, Kaim aleyhisselamın (Hz. Mehdi (as)'ın) kıyamıdır. Sayılı bir ümmet ise Bedir'de savaşanların sayısı kadar olan ashabıdır." (Hz. Mehdi (as)'ın zuhuru müminler ve insanlar için bir nimet, insanlığa acı veren küfri sistemlerin son bulmasına vesile olacağından onlar için de bir tür manevi azap olacaktır.)
... Öyleyse hayırlarda yarışınız. Her nerede olursanız, Allah sizleri bir araya getirecektir. Şüphesiz Allah, her şeye güç yetirendir. (Bakara Suresi, 148)
Ebu Basir'den:
İmam Caferi Sadık "Hayırlı işlere doğru koşun, nerede olursanız olun Allah hepinizi birden toplar, birleştirir" ayeti hakkında şöyle buyurdu: "Kaim (Hz. Mehdi (as)) ve ashabı hakkında nazil olmuştur. Allah onları (Hz. Mehdi (as) ve ashabını) vaatsiz olarak bir araya toplayacaktır."
(Çünkü o gün) suçlu-günahkarlar, simalarından tanınır da alınlarından ve ayaklarından yakalanırlar. (Rahman Suresi, 41)
Ebu basir'den:
İmam Caferi Sadık, "Suçlular çehrelerinden tanınacak" ayeti hakkında şöyle buyurdu: "Allah onları tanır, lakin bu ayet Kaim (Hz. Mehdi (as)) hakkında nazil olmuştur. (Hz. Mehdi (as)) onları çehrelerinden tanıyacak ve ashabı ile birlikte onları fikren darmadağın edecek. "
Ey iman edenler, içinizden kim dininden geri döner (irtidat eder)se, Allah (yerine) kendisinin onları sevdiği, onların da kendisini sevdiği müminlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı ise 'güçlü ve onurlu,' Allah yolunda cehd eden ve kınayıcının kınamasından korkmayan bir topluluk getirir. Bu, Allah'ın bir fazlıdır, onu dilediğine verir. Allah (rahmetiyle) geniş olandır, bilendir. (Maide Suresi, 54)
Süleyman bin Haruni İcli şöyle der:
İmam Caferi Sadık'ın şöyle buyurduğunu duydum: "Bu emrin sahibinin (Hz. Mehdi (as)'ın) ashabı mahfuzdurlar, eğer halkın hepsi ölse dahi Allah onun (Hz. Mehdi (as)'ın) ashabını getirir. Allah, onlar (Hz. Mehdi (as) ve ashabı) hakkında şöyle buyurmuştur: "Onlar ona karşı kafir olsalar da, O'na öyle bir kavim vermişiz ki ona karşı kafir olmazlar." Allah onlar (Hz. Mehdi (as) ve ashabı) hakkında ayrıca şöyle buyurmuştur: "Allah öyle bir kavim getirecek ki, Allah onları sever, onlar da Allah'ı severler. Müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı azizdirler."
Talut, orduyla birlikte ayrıldığında dedi ki: "Doğrusu Allah sizi bir ırmakla imtihan edecektir. ..." (Bakara Suresi, 249)
Ebu basir şöyle der:
İmam Caferi Sadık şöyle buyurdu: "Talut'un ashabı bir nehirle imtihan olunmuş ve Allah onlar hakkında "sizleri bir nehir ile deneyeceğiz" buyurmuştu. Kaim (Hz. Mehdi) aleyhisselam'ın ashabı da tıpkı onun gibi imtihan olunacaklar."
Ey iman edenler, sabredin ve sabırda yarışın, (sınırlarda) nöbetleşin. Allah'tan korkun. Umulur ki kurtulursunuz. (Al-i İmran Suresi, 200)
İmam Bakır, bu ayette şöyle ma'na vermişlerdi:
"Ey muhammediler! Farzların edasında sabrediniz, düşmanlarınızın eziyetlerinde musabere ediniz, birbirinize yardım ediniz, imamınız Mehdi Resule sımsıkı sarılınız." (Süleyman İbrahim, Meveddet Pınarları, Hz. Mehdi (as) hakkındaki ayet ve hadisler, s. 219)
Müşrikler istemese de o dini (islam'ı) bütün dinlere üstün kılmak için elçisini hidayetle ve hak dinle gönderen o'dur. (Tevbe Suresi, 33)
İmam Cafer Sadık bu ayet hakkında şöyle demiştir:
"VAllahi! Kaim (Hz. Mehdi (as)) zuhur etmeden bu ayetin ma'nası tecelli etmez." Abaye bin Reb'i'den, Emirel Müminin Hz. Ali yukarıda zikredilen ayet hakkında, "Nefsim yed-i kudretinde olan Allah'a kasem ederim ki! Hiçbir köy kasaba ve şehir kalmayacak ki, sabah akşam içinde, 'Eşhedü en la ilahe illAllah ve eşhedü enne Muhammeden Resullullah denmesin'" buyurdu.
İmam Zeynel Abidin ve İmam Muhammed Bakır, "Cenab-ı Hak muhakkak Kaim (Hz. Mehdi (as)) ile İslam dinini bütün dinlere galip getirecektir." buyurdular.
Bir de derler ki: "Rabbinden üzerine bir ayet (mucize) indirilse ya!.." De ki: "Gayb yalnızca Allah'ındır, siz bekleyedurun; ben de sizlerle birlikte bekleyenlerdenim." (Yunus Suresi, 20)
Cafer Sadık, "bu ayetteki gayb, Hz. Mehdi (as)'dır" buyurdular.
Dedi ki: "Size yetecek gücüm olsaydı veya sağlam bir yere sığınabilseydim." (Hud Suresi, 80)
İmam Cafer Sadık, "Bu ayet-i kerimedeki Hz. Lut (as)'ın temenni ettiği kuvvet, Kaim'in (Hz. Mehdi (as)'ın) kuvveti, sığınmak istediği kale de Hz. Mehdi (as)'ın ashabı idi. 'Rukn-i şedid' onlardır. Onlardan biri kırk adam kuvvetindedir ve her birinin kalbi demir gibidir...." buyurmuşlardır.
Öyle ki elçiler, umutlarını kesip de, artık onların gerçekten yalanladıklarını sandıkları bir sırada onlara yardımımız gelmiştir; biz kimi dilersek o kurtulmuştur. Suçlu-günahkarlar topluluğundan zorlu azabımız kesin olarak geri çevrilmeyecektir. (Yusuf Suresi, 110)
Mufaddal'dan, Cafer Sadık Hazretleri'nden, babasından, babalarından, Emirel Mü'minin Hz. Ali'den:
Allah'ın nusreti (zaferi), ancak insanların ölümü yaşamaya tercih ettikleri zaman gelir, Rabbimin Kitab-ı Celilinde şu ayette beyan ettiği gibi:
Ta ki peygamberler nusrat-ı mev'udenin hemen tecelli etmemesinden ümitsiz oldukları, yalana çıkarıldıklarını zannettikleri bir zamanda, ansızın yardımımız (Hz. Mehdi (as)) onlara yetişti. Biz istediğimizi kurtarırız. Cenab-ı Hak'ın nusratı Kaim (Hz. Mehdi (as) ) ile gelecek.
Onlar ki, yeryüzünde kendilerini yerleştirir, iktidar sahibi kılarsak, dosdoğru namazı kılarlar, zekatı verirler, ma'rufu emrederler, münkerden sakındırırlar. Bütün işlerin sonu Allah'a aittir. (Hac Suresi, 41)
Ebu'l carud'dan:
... O zulm ile yurdlarından çıkarılan kimselere, eğer arzda yer verirsek, onlar (Hz. Mehdi (as) ve ashabı) iktidar sahibi olunca şımarmazlar, namazlarına devam ederler, zekatlarını verirler, ma'rufu emrederler ve kötülükten nehyederler. Bunların bütün umurunun akıbeti Allah'a aittir.
İmam Bakır Hazretleri, "Bu ayet Hz. Mehdi (as) ve ashabı hakkında nazil olmuştur. Allah onları doğudan batıya kadar, bütün dünyaya sahib yapacak, İslam'ı onlarla yüceltecek, zulümden ve bid'atden eser kalmayacak" buyurdu.
İşte, göğün ve yerin rabbine andolsun ki, şüphesiz, o (size va'dedilen) sizin (aranızda) konuştuklarınız kadar, elbette kesin bir gerçektir. (Zariyat Suresi, 23)
Bu ayette de Cenab-ı hak, "Semavatın ve arzın rabbine yemin ederim ki, Kaim'in (Hz. Mehdi (as)'ın) zuhurunun va'di, konuştuğunuz söz gibi şüphesiz ve hakdır" buyuruyor.
...ve o gün mü'minler sevineceklerdir. Allah'ın yardımıyla. O, dilediğine yardım eder... (Rum Suresi, 4-5)
İmam Ca'fer Sadık bu ayet hakkında, "Kaim (Hz. Mehdi (as)) zuhur edince, mü'minler Allah'ın nusreti ile ferahlanacaklar" buyurdu.
Ebu Cafer'den:
"... O (Hz. Mehdi (as)) çıkınca sırtını Kabe'ye yaslar. Ona (Hz. Mehdi (as)) tabilerinden 313 kişi tabi olur. Hz. Mehdi (as) ilk önce şu ayeti okur:
Eğer mümin iseniz Allah'ın bıraktığı sizin için daha hayırlıdır. (Hud Suresi, 86)
Bu ayeti okuyup şöyle der: "Ben sizin için Allah'ın bıraktığı ve halifesiyim (Müslümanların manevi lideriyim). Ben onun hüccetiyim." Hz. Mehdi (as)'a selam verenler şöyle selam verirler: "Selam sana ey Allah'ın yeryüzünde bıraktığı (bakiyyesi!)" Sonra herkes ona (Hz. Mehdi (as)'a) bey'at (biat) eder. (Hz. Mehdi (as)'ın) adamlarının sayısı on bine ulaşır. Allah'ın dışında bir başkasına ibadet eden, Musevi ve hıristiyan olan herkes ona (hz. Mehdi (as)'a) iman eder. Böylece yeryüzünde tek bir millet hasıl olur; o İslam milletidir. Sonra Allah'tan başkasına tapanların üzerine gökten bir ateş düşer ve onları yakar. Doğrusunu Allah bilir." (Nurul Ebsar, Ehl-i Beyt, Oniki İmam, Kutuplar ve Mezhep İmamlarının Menkıbeleri, Şeblenci (1250), Tercüme: Saim Güngör, (pamuk yayıncılık nisan 2004 cilt: 628 77 93) s. 594)
Yasin suresi'nin, 30. Ayeti:
Ama hüccet (hz. Mehdi (as)) halkı tanır, halk ise onu (hz. Mehdi (as)'ı) tanıyamaz. Tıpkı yusuf gibi. Yusuf halkı tanıdığı halde onlar yusuf'u inkar ederlerdi. Sonra hz. Ali şu ayeti okudu: "kullara yazıklar olsun, resul onlara geldikçe onunla alay ediyorlardı." (şeyh muhammed b. İbrahim-i numani, gaybet-i numani s. 162)