Adnan Oktar'ın Dünya Hayatının Geçiciliği Hakkında Anlatımları

Bu dünya asıl yer değildir. Kimse buraya bağlanmaya kalkmasın. Burası imtihan yeri. Diyor ki, “Kaşım eksik, gözüm eksik.” İmtihana geldin, tabii ki eksik olacak. Mükemmel yapar mı Cenab-ı Allah? “Burnum eğri” diyor. Cennette burnun doğru. Burada eğri olur. “Üşüyorum” diyor. Cennette üşümezsin. Allah “Dünya oyun ve eğlence yeri değil” diyor. “Oyun ve eğlence yeri cennettir. Dünya imtihan yeridir” diyor. Onun için, dünyaya kafanızı takarsanız buraya saplanır kalırsınız diyor Allah. Ama ahireti amaçlarsanız, Benim rızamı amaçlarsanız sonsuza kadar sizi mutlu ederim, eğlenirsiniz, gülersiniz diyor. Dünyaya kafayı takan sadece sürünür, söyleyeyim. Sadece debelenir, çırpınır. Başka bir şey olmaz. Dünya ağlama yeri değil, gülme yeridir. Dünya cehennem yeri değildir, cennet yeridir. Biz dünyada da cenneti istiyoruz, ahirette de cenneti istiyoruz. Dünyada cehennem isteyen ahirette de cehennemin içinde kalır.  Dünyanın tadı çıkarılacak bir yönü yok. Çünkü tadı çıkarılacak yer cennettir. Niye insan yarım yamalak burada eğlensin? Sırtında bir ton odun, “Haydi eğlenelim”. Cennette o bir ton odun gidiyor sırtından. Ondan sonra eğleniyorsun. Burada çile kol geziyor. Belli ki dünya özel olarak yaratılmış bir eğitim yeri. Burada hırs yapacak, bağlanacak bir yön yok. Bir de öyle hırs yapılmadığında Allah harika tarzda müminlere yardımcı oluyor, güzel bir ortam meydana getiriyor.

Hepimiz burada emaneten duruyoruz. İmtihana geldik. Kurs gibi bir yer, dünya. Kısa bir eğitimden sonra Cenab-ı Allah asıl mekana bizleri alıyor. Bu eğitimden geçmezsek asıl mekanın, cennetin güzelliğini kavrayamayız. Burada cennetin güzelliğini, cennetin derinliğini, cennetin hazzını en güzel nasıl yaşarız, onun kursunu alıyoruz. Dünyada hiçbir şey yok. Net imtihan yeri, tam eğitim yeri dünya. Fakat Allah, aklı çok çok zayıf insanlar yaratıyor. Onları dünyaya sevdiriyor. İnsanlar da onlara bakınca aldanıyor. Mezar, güzel-çirkin demiyor, hepsini aynı şekle getiriyor. Bir estetik ameliyatı yapıyor toprak, bakıyorsun ki hepsi tebessüm eden kafataslarına dönüşmüş. Pırıl pırıl, toprak altı mahallesinde hepsi beraber yatıyor.

Her gün insan sekiz saat ölmek mecburiyetinde. Mezara girer gibi, ölmeyi kabul ederek odasına girip ölüyor (uyuyor). Allah diyor; “her uyuduğunuzda canınızı alırım”. “Eğer istersem canınızı geri veriyorum” diyor Allah. Çoktur öyle sabah yatağında ölü bulunan. Her yerde acz var ama insanlar acze nasıl direniyorlar?

Filinta gibi genç kızlar oluyor ama kısa sürede yaşlanıp ölüyorlar. Filinta gibi delikanlılar oluyor. Kısa sürede yaşlanıp ölüyorlar. DÜNYAYA BAĞLANMAK TEK KELİMEYLE ENAYİLİKTİR.ÇOK AKILLI BİR İNSAN DÜNYANIN ASIL SAHİBİNE YÖNELİR. ASIL SEVGİNİN VE GÜZELLİĞİN SAHİBİNE YÖNELİR. EN AKILLI TAVIR O OLUR. İNŞAALLAH.  O ömrü boyunca kasılarak gezmiş hanımların, ömür boyunca kasılarak gezmiş erkeklerin mezarın altındaki hallerini bir görse insanlar… Mesela ilk 20 gün sonra, ilk 30 gün sonra, ilk 50 gün sonra aldığı şekli bir görseler dünyaya hiçbir bağlılıkları kalmaz. Makam, mevki hiç önemli değil; bir tabak yemek yiyoruz nihayetinde. Bilmem nerenin genel müdürü olmuş, hikâye onlar. Milletin gönlünde genel müdür olmak çok önemlidir.

En güzel adam, en güzel genç kız düşünelim; toprağa konacak. Sen de toprağa konacaksın. İSKELETLERİN YAKIŞIKLISI GÜZELİ DİYE BİR KONU OLMAZ; HEPSİ AYNIDIR. Sürekli yaşama arzusu oluyor insanlarda. Allah; “ÇOCUKLUĞUNA ÇEVİRİRİZ ONU” diyor, yani çocuk gibi oluyor. ÖLÜM EVVELİNDE, ÖLÜMÜ RAHAT İSTEYECEK BİR RUH HALİNE GİRİYOR. Yani, Allah onda onu olgunlaştırıyor, rahatlatıyor, ölümden tedirgin olmayacağı hale geliyor, ondan sonra Allah canını alıyor. Sosyete toplantılarında yaşlı insanlar geliyor. Kimi böbrek taşı için, kimi tansiyon için, kimi kanser için ilaç alıyor. Orada kimse kendini sezdirmiyor. O günkü bakımlı ve neşeli hallerini gösteriyorlar. Evdeki hallerini ve acizliklerini göstermiyorlar. BİR SONRAKİ SENE ÜÇTE BİRİ YOK, TOPRAK ALTINDA. 1920’LERİN GÜZELLİK KRALİÇELERİNİN HİÇBİRİ YOK. Onlara o yıllarda 80-90 yıl sonrasını hatırlatsan, çok artistik hareketler yapar, gelecekteki durumlarını akıllarına dahi getirmezler. AMA HEPSİ TOPRAK ALTINDALAR. Hepsi geri toprağa dönüyorlar. 80 YIL SONRA ŞU ANKİ MANKENLERİN BİR TANESİ BİLE KALMAYACAK.

Ünlülerin Gençlik ve Yaşlılık Halleri Galeri:
Bazıları mutluluğu sadece gece bara gitmek sanıyorlar. BİRÇOK BARDA İNSANLAR NEŞE DEĞİL IZDIRAP BULURLAR. Çok sıhhatsiz temiz olmayan ortamlarda yaşıyorlar. Birçok kişi hastalığı bu tip eğlence yerlerinde kapıyor. Toprağın altına girdiğinde bu dünyadaki gibi şarap tadamayacak. Yerin altında ona şarap servisi yapılmayacak. ŞARABI İÇECEK DUDAĞI KALMAYACAK. ŞARABI KOKLAYACAK BURNU KALMAYACAK TOPRAĞIN ALTINDA. Hayatına şarapla renk katmaya çalışıyor. O acı, lezzetsiz, kötü içkiyi önemli bir şey halinegetirmeye çalışıyor. Eğer şarap hayatındaki en büyük zevkiyse, bomboş geçen bir hayat demektir o. OYSA MUTLULUĞUN TEK KAYNAĞI KURANDIR. Zaman içinde marul bile ciddi bir bozulmaya uğramaz ama et on gün açıkta kalsa çok zehirli bir maddeye dönüşür. İnsan da etten oluşmuş, bedeni geçici bir varlık. Buna rağmen bedenlerini gözlerinde büyütüyorlar. Dünyaya aşkla bağlanıp kendilerine hipnoz yapıyorlar.

Dünya gelip geçicidir, bunu herkes bilecek. Her insanın bedeni mutlaka ölecek, geride evdeki eşyaları kalacak. Bu dünya hayatı mutlaka sona erecek. Buna göre davranmalıdırlar. Allah insanın her yerine acz koymuş. Ancak akıllı insanlar, temizlenerek, titiz olarak cennet bedenine sahip olabiliyorlar.  Cenab-ı Allah’ın asıl istediği cennettir. Dünya cehennemi andırır. Cennetle cehennem arasıdır. Dünyada cennet alametleri vardır.Mesela kadınların güzelliği, çiçeklerin güzelliği; fakat insanların aczi işte havanın sıcak olması, soğuk olması, hastalıklar, dertler, ağrılar, ölümler, sıkıntıları insanların, onlar cehennem alametidir. Uydurma hadis var; “Dünya Müslümanın cehennemidir” diyor. Niye cehennem olsun? İmanın nuruyla dünya cennet gibi olur. Dünya işi Allah için olursa kıymeti vardır. Dünya işi Allah için olmazsa bir anlamı yoktur. Ahireti amaçlayarak Allah rızası için yapılırsa faydası olur. Biz dünyaya Allah'a, dine hizmet için geliyoruz. Güzel ahlakı, sevgiyi, vefayı yaşamaya geliyoruz. Dünyevi menfaat peşinde olanlar asalak bir zihniyet içinde yaşıyorlar. Halbuki bu anlamda, insan açlıktan ölmez, uykusuzluktan ölmez. Müslüman dünyevi hiçbir çıkara tamah etmez. Allah’a kendini tam teslim eder. Allah, insanların dünyayı sevmemeleri için her şey yapmış. Fakat onca acizliklerine rağmen insanlar dünyaya deliler gibi bağlılar. Aczleriyle boğuşurken bir yandan da çılgınca dünyanın peşindeler. İnsan çok nazik varlık. Allah insan için; “zayıf yaratıldı” diyor. Kadın olsun, erkek olsun bedenen de ruhen de hepsi zayıftır. Çabuk etkilenir, çabuk üzülür, çabuk yorulur, çabuk hastalanabilir. İmtihanın gereği olarak Allah öyle yaratmıştır. Dünyayı sevmeyelim diye yapılıyor yani. Bakıyor, diyor ki; hastaneye gittim, yere düştüm. Beni kaldırdılar yukarı, oraya gittiğimde böbrek taşı düşürüyormuşum. O arada da ama kudurmuş gibi evlenmenin peşinde, kudurmuş gibi milleti dolandırmanın peşinde, kudurmuş gibi çıkar sağlama peşinde. Allah da, ahlaksızlık ettikçe, kafalarını eziyor, kafalarını ezdikçe onlar daha da kudurup, dünyaya daha da bağlanıyorlar. Onlar bağlandıkça, Allah kafalarını eziyor. Aslında müslüman ne dünyada ne ahirette hiç acı çekmiyor eğer gerçekten iman ederse. Ama şartı şu Allah'ın; Allah'ı hiç bırakmayacak. Eğer Allah'a sıkı sıkı sarılır da, Kuran'a sıkı sıkı sarılır da hiç bırakmazsa hiçbir an zorlukla karşılaşmaz. sürekli mutludur, sürekli rahat eder. ama bıraktığında Allah da onu bırakıyor. Ölümü anmak insanı olgunlaştırır. Daha sevgi dolu, daha şefkatli, daha derin düşünen, daha dünya hırslarından arınmış, daha affedici olur tabii. O çok önemlidir. Çünkü ölümü düşünmeyenler genellikle hoppa, böyle hafif akıllı, zayıf mizaçlı, özenti, çabuk olayların etkisinde kalan, insanlara çok değer veren, haşa Allah’tan daha çok önemli gören, hasta insanlar oluyor. Ama ölümü düşünen insanlar derin düşünürler, daha olgun, daha iyi olurlar, inşaAllah. Buna özenilmesi çok kötü, mesela diyor ki; “falanca çok uyanıktır” diyor. “Müthiş köşeyi döndü, yatı da var, katı da var adamın. İşte falanca sürünüyor” diyor. Yatın içinde o, vicdanı tarafından boğuluyor. Vicdanı onu sokuyor yatın içerisine, yatın içinde onu öldürüyor, bağırta bağırta öldürür ve perişan eder. Ama sen bir gecekondunun, bir odasında Cennet hayatı yaşarsın vicdanen. Gerçek sevgiyi tadarsın, gerçek saygıyı tadarsın Baştan sona acz içindesin. Saçını yıkamazsan kokar, gözünü yıkamazsan çapaklanır. Burnunu yıkamazsan kirlenir, ağzını yıkamazsan kirlenir. Koltuğunun altı ayrı bir kirdir. Her an bakıma muhtaç, her an zavallı bir varlıktır insan. Ancak aklı ve imanıyla mümin çok tertemiz olur. Allah onu tertemiz kılar. “Tahirdir müminler” diyor Allah. Nasıl oluyor? İmanın aklıyla temiz ediyor. İki günlük ömrün için bir genç kız bütün sonsuz hayatını yakmaz. Sunacağın şeyler de, aczini sunacaksın. Burnunun aczi, ağzının aczi, kulağının aczi, her yerinin aczini, her yerindeki zavallılığı sunacaksın. Kendini mükemmel zannediyorsun. En güzel adam, en güzel genç kız düşünelim; toprağa konacak. Sen de toprağa konacaksın. İSKELETLERİN YAKIŞIKLISI GÜZELİ DİYE BİR KONU OLMAZ; HEPSİ AYNIDIR. Öyle bedavacılık, promosyonculuk, bir de ruhları da yani törpüleyen bir şey. Yani o tip bir gencin ruhunda sevgi, şefkat, koruma hissi pek gelişmez. Egoistlik ve bencillik gelişir. Egoist ve bencil olan bir insan da sevilmez. Yani insanlara karşı sevgi duyamaz, suni, sahte sevgiler olur.Mesela geliyor plajda birilerine karşı yılışarak bir şeyler söylüyor, o da ona yılışarak bir şeyler söylüyor ama karşılıklı belli ki ne bir sevgi var, ne samimiyet var, ne bir saygı var. Dünyayı, asıl yurdumuz olan ahirete gitmek için bir bekleme salonu olarak düşünmek gerekir. Bir bekleme salonundaki eşyaların ve orada yaşanan olayların insanı ne kadar ilgilendireceği açıktır. Hiçbir yolcu, bekleme salonunda uzun bir süre kalacakmış gibi oraya yerleşip, bütün planlarını bu bekleme salonuna göre yapmaz. Yani insanlar geliyor buraya. İşte pinpon oynuyor, ‘Televole’ kültürüyle hoplayıp zıplıyor.“Napıyorsun abi ya”? diyor. İşte, “Sandviç yedim.” diyor.“Sinemaya gideceğim şimdi.” diyor. “Sinemadan çıkınca ne yapacaksın?” diyor. “Bir Bodrum’a kadar gidip geleceğim.” diyor. Tek kelime Allah’tan dinden bahsetmiyor. Sanki buraya eğlenceye bırakıldı. Kardeşim nasıl merak etmezsin? Bu nedir yani?Gökyüzü var, yeryüzü var, Dünya var. Mesela trafik kazası geçiriyor, bir hayır vardır. Allah onu çok daha büyük bir beladan kurtarmıştır, Allah kendine döndürmek istemiştir, derin düşünmesine vesile olmuştur, belki dünyaya dalmıştır, belki de bunun sonucunda cehenneme gidecektir,Allah kendine döndürmek için bir kaza meydana getirir; o, ölümü düşünür, ahireti düşünür, artık dünyadan geçer, Allah’a teslim olur. Sen en fazla 70 sene bir imtihana sabredeceksin. Ama seni Allah sonsuza kadar mutluluk içinde yaşatacak.70 senelik eğitim, yapılan her sabır seni yüceltir, güzelleştirir, nurlandırır. Cenab-ı Allah tabii ki senin sevgini deneyecek. Ne kadar Allah’a bağlısın, tabii ki ona bakacak. Sana gösterecek. Allah’ı ne kadar sevdiğini kendin göreceksin. Ne kadar sadıksın. Kanser özel yaratılır. Kanser hücresine Allah emreder. O bir tane, ilk hücre bir tanesine Cenabı Allah “ Allah’ın ismiyle başla” der. Kanser hücresinin içine girseniz, salon gibi. Salon gibi içi dolu. Onlar da Allah’ı zikrederler. Allah’ın adıyla başlar. İki, üç, beş derken sarar. Mesela Allah şimdi ilaçlar yaratmış kansere karşı ilaç, ilaç da gidiyor kanserli hücreye “merhaba” diyor,“ben geldim” diyor. “Niye geldin” diyor, “seni öldürmeye” geldim diyor. “Ya Allah Bismillah” diyor. İlaç bir vuruyor hücreye, küt, kanserli hücre ölüyor.
1

1

Bu dünya asıl yer değildir. Kimse buraya bağlanmaya kalkmasın. Burası imtihan yeri. Diyor ki, “Kaşım eksik, gözüm eksik.” İmtihana geldin, tabii ki eksik olacak. Mükemmel yapar mı Cenab-ı Allah? “Burnum eğri” diyor. Cennette burnun doğru. Burada eğri olur. “Üşüyorum” diyor. Cennette üşümezsin.
2

2

Allah “Dünya oyun ve eğlence yeri değil” diyor. “Oyun ve eğlence yeri cennettir. Dünya imtihan yeridir” diyor. Onun için, dünyaya kafanızı takarsanız buraya saplanır kalırsınız diyor Allah. Ama ahireti amaçlarsanız, Benim rızamı amaçlarsanız sonsuza kadar sizi mutlu ederim, eğlenirsiniz, gülersiniz diyor. Dünyaya kafayı takan sadece sürünür, söyleyeyim. Sadece debelenir, çırpınır. Başka bir şey olmaz.
3

3

Dünya ağlama yeri değil, gülme yeridir. Dünya cehennem yeri değildir, cennet yeridir. Biz dünyada da cenneti istiyoruz, ahirette de cenneti istiyoruz. Dünyada cehennem isteyen ahirette de cehennemin içinde kalır. 
4

4

Dünyanın tadı çıkarılacak bir yönü yok. Çünkü tadı çıkarılacak yer cennettir. Niye insan yarım yamalak burada eğlensin? Sırtında bir ton odun, “Haydi eğlenelim”. Cennette o bir ton odun gidiyor sırtından. Ondan sonra eğleniyorsun. Burada çile kol geziyor.
5

5

Belli ki dünya özel olarak yaratılmış bir eğitim yeri. Burada hırs yapacak, bağlanacak bir yön yok. Bir de öyle hırs yapılmadığında Allah harika tarzda müminlere yardımcı oluyor, güzel bir ortam meydana getiriyor.

6

6

Hepimiz burada emaneten duruyoruz. İmtihana geldik. Kurs gibi bir yer, dünya. Kısa bir eğitimden sonra Cenab-ı Allah asıl mekana bizleri alıyor. Bu eğitimden geçmezsek asıl mekanın, cennetin güzelliğini kavrayamayız. Burada cennetin güzelliğini, cennetin derinliğini, cennetin hazzını en güzel nasıl yaşarız, onun kursunu alıyoruz.
7

7

Dünyada hiçbir şey yok. Net imtihan yeri, tam eğitim yeri dünya. Fakat Allah, aklı çok çok zayıf insanlar yaratıyor. Onları dünyaya sevdiriyor. İnsanlar da onlara bakınca aldanıyor.
8

8

Mezar, güzel-çirkin demiyor, hepsini aynı şekle getiriyor. Bir estetik ameliyatı yapıyor toprak, bakıyorsun ki hepsi tebessüm eden kafataslarına dönüşmüş. Pırıl pırıl, toprak altı mahallesinde hepsi beraber yatıyor.

9

9

Her gün insan sekiz saat ölmek mecburiyetinde. Mezara girer gibi, ölmeyi kabul ederek odasına girip ölüyor (uyuyor). Allah diyor; “her uyuduğunuzda canınızı alırım”. “Eğer istersem canınızı geri veriyorum” diyor Allah. Çoktur öyle sabah yatağında ölü bulunan. Her yerde acz var ama insanlar acze nasıl direniyorlar?

10

10

Filinta gibi genç kızlar oluyor ama kısa sürede yaşlanıp ölüyorlar. Filinta gibi delikanlılar oluyor. Kısa sürede yaşlanıp ölüyorlar. DÜNYAYA BAĞLANMAK TEK KELİMEYLE ENAYİLİKTİR.ÇOK AKILLI BİR İNSAN DÜNYANIN ASIL SAHİBİNE YÖNELİR. ASIL SEVGİNİN VE GÜZELLİĞİN SAHİBİNE YÖNELİR. EN AKILLI TAVIR O OLUR. İNŞAALLAH. 
11

11

O ömrü boyunca kasılarak gezmiş hanımların, ömür boyunca kasılarak gezmiş erkeklerin mezarın altındaki hallerini bir görse insanlar… Mesela ilk 20 gün sonra, ilk 30 gün sonra, ilk 50 gün sonra aldığı şekli bir görseler dünyaya hiçbir bağlılıkları kalmaz.
12

12

Makam, mevki hiç önemli değil; bir tabak yemek yiyoruz nihayetinde. Bilmem nerenin genel müdürü olmuş, hikâye onlar. Milletin gönlünde genel müdür olmak çok önemlidir.

13

13

En güzel adam, en güzel genç kız düşünelim; toprağa konacak. Sen de toprağa konacaksın. İSKELETLERİN YAKIŞIKLISI GÜZELİ DİYE BİR KONU OLMAZ; HEPSİ AYNIDIR.
14

14

Sürekli yaşama arzusu oluyor insanlarda. Allah; “ÇOCUKLUĞUNA ÇEVİRİRİZ ONU” diyor, yani çocuk gibi oluyor. ÖLÜM EVVELİNDE, ÖLÜMÜ RAHAT İSTEYECEK BİR RUH HALİNE GİRİYOR. Yani, Allah onda onu olgunlaştırıyor, rahatlatıyor, ölümden tedirgin olmayacağı hale geliyor, ondan sonra Allah canını alıyor.
15

15

Sosyete toplantılarında yaşlı insanlar geliyor. Kimi böbrek taşı için, kimi tansiyon için, kimi kanser için ilaç alıyor. Orada kimse kendini sezdirmiyor. O günkü bakımlı ve neşeli hallerini gösteriyorlar. Evdeki hallerini ve acizliklerini göstermiyorlar. BİR SONRAKİ SENE ÜÇTE BİRİ YOK, TOPRAK ALTINDA.
16

16

1920’LERİN GÜZELLİK KRALİÇELERİNİN HİÇBİRİ YOK. Onlara o yıllarda 80-90 yıl sonrasını hatırlatsan, çok artistik hareketler yapar, gelecekteki durumlarını akıllarına dahi getirmezler. AMA HEPSİ TOPRAK ALTINDALAR. Hepsi geri toprağa dönüyorlar. 80 YIL SONRA ŞU ANKİ MANKENLERİN BİR TANESİ BİLE KALMAYACAK.

Ünlülerin Gençlik ve Yaşlılık Halleri Galeri:
17

17

Bazıları mutluluğu sadece gece bara gitmek sanıyorlar. BİRÇOK BARDA İNSANLAR NEŞE DEĞİL IZDIRAP BULURLAR. Çok sıhhatsiz temiz olmayan ortamlarda yaşıyorlar. Birçok kişi hastalığı bu tip eğlence yerlerinde kapıyor.
18

18

Toprağın altına girdiğinde bu dünyadaki gibi şarap tadamayacak. Yerin altında ona şarap servisi yapılmayacak. ŞARABI İÇECEK DUDAĞI KALMAYACAK. ŞARABI KOKLAYACAK BURNU KALMAYACAK TOPRAĞIN ALTINDA. Hayatına şarapla renk katmaya çalışıyor. O acı, lezzetsiz, kötü içkiyi önemli bir şey halinegetirmeye çalışıyor. Eğer şarap hayatındaki en büyük zevkiyse, bomboş geçen bir hayat demektir o. OYSA MUTLULUĞUN TEK KAYNAĞI KURANDIR.
19

19

Zaman içinde marul bile ciddi bir bozulmaya uğramaz ama et on gün açıkta kalsa çok zehirli bir maddeye dönüşür. İnsan da etten oluşmuş, bedeni geçici bir varlık. Buna rağmen bedenlerini gözlerinde büyütüyorlar. Dünyaya aşkla bağlanıp kendilerine hipnoz yapıyorlar.

20

20

Dünya gelip geçicidir, bunu herkes bilecek. Her insanın bedeni mutlaka ölecek, geride evdeki eşyaları kalacak. Bu dünya hayatı mutlaka sona erecek. Buna göre davranmalıdırlar.
21

21

Allah insanın her yerine acz koymuş. Ancak akıllı insanlar, temizlenerek, titiz olarak cennet bedenine sahip olabiliyorlar. 
22

22

Cenab-ı Allah’ın asıl istediği cennettir. Dünya cehennemi andırır. Cennetle cehennem arasıdır. Dünyada cennet alametleri vardır.Mesela kadınların güzelliği, çiçeklerin güzelliği; fakat insanların aczi işte havanın sıcak olması, soğuk olması, hastalıklar, dertler, ağrılar, ölümler, sıkıntıları insanların, onlar cehennem alametidir.
23

23

Uydurma hadis var; “Dünya Müslümanın cehennemidir” diyor. Niye cehennem olsun? İmanın nuruyla dünya cennet gibi olur.
24

24

Dünya işi Allah için olursa kıymeti vardır. Dünya işi Allah için olmazsa bir anlamı yoktur. Ahireti amaçlayarak Allah rızası için yapılırsa faydası olur.
25

25

Biz dünyaya Allah'a, dine hizmet için geliyoruz. Güzel ahlakı, sevgiyi, vefayı yaşamaya geliyoruz. Dünyevi menfaat peşinde olanlar asalak bir zihniyet içinde yaşıyorlar. Halbuki bu anlamda, insan açlıktan ölmez, uykusuzluktan ölmez. Müslüman dünyevi hiçbir çıkara tamah etmez. Allah’a kendini tam teslim eder.
26

26

Allah, insanların dünyayı sevmemeleri için her şey yapmış. Fakat onca acizliklerine rağmen insanlar dünyaya deliler gibi bağlılar. Aczleriyle boğuşurken bir yandan da çılgınca dünyanın peşindeler.
27

27

İnsan çok nazik varlık. Allah insan için; “zayıf yaratıldı” diyor. Kadın olsun, erkek olsun bedenen de ruhen de hepsi zayıftır. Çabuk etkilenir, çabuk üzülür, çabuk yorulur, çabuk hastalanabilir. İmtihanın gereği olarak Allah öyle yaratmıştır. Dünyayı sevmeyelim diye yapılıyor yani.
28

28

Bakıyor, diyor ki; hastaneye gittim, yere düştüm. Beni kaldırdılar yukarı, oraya gittiğimde böbrek taşı düşürüyormuşum. O arada da ama kudurmuş gibi evlenmenin peşinde, kudurmuş gibi milleti dolandırmanın peşinde, kudurmuş gibi çıkar sağlama peşinde. Allah da, ahlaksızlık ettikçe, kafalarını eziyor, kafalarını ezdikçe onlar daha da kudurup, dünyaya daha da bağlanıyorlar. Onlar bağlandıkça, Allah kafalarını eziyor.
29

29

Aslında müslüman ne dünyada ne ahirette hiç acı çekmiyor eğer gerçekten iman ederse. Ama şartı şu Allah'ın; Allah'ı hiç bırakmayacak. Eğer Allah'a sıkı sıkı sarılır da, Kuran'a sıkı sıkı sarılır da hiç bırakmazsa hiçbir an zorlukla karşılaşmaz. sürekli mutludur, sürekli rahat eder. ama bıraktığında Allah da onu bırakıyor.
30

30

Ölümü anmak insanı olgunlaştırır. Daha sevgi dolu, daha şefkatli, daha derin düşünen, daha dünya hırslarından arınmış, daha affedici olur tabii. O çok önemlidir. Çünkü ölümü düşünmeyenler genellikle hoppa, böyle hafif akıllı, zayıf mizaçlı, özenti, çabuk olayların etkisinde kalan, insanlara çok değer veren, haşa Allah’tan daha çok önemli gören, hasta insanlar oluyor. Ama ölümü düşünen insanlar derin düşünürler, daha olgun, daha iyi olurlar, inşaAllah.
31

31

Buna özenilmesi çok kötü, mesela diyor ki; “falanca çok uyanıktır” diyor. “Müthiş köşeyi döndü, yatı da var, katı da var adamın. İşte falanca sürünüyor” diyor. Yatın içinde o, vicdanı tarafından boğuluyor. Vicdanı onu sokuyor yatın içerisine, yatın içinde onu öldürüyor, bağırta bağırta öldürür ve perişan eder. Ama sen bir gecekondunun, bir odasında Cennet hayatı yaşarsın vicdanen. Gerçek sevgiyi tadarsın, gerçek saygıyı tadarsın
32

32

Baştan sona acz içindesin. Saçını yıkamazsan kokar, gözünü yıkamazsan çapaklanır. Burnunu yıkamazsan kirlenir, ağzını yıkamazsan kirlenir. Koltuğunun altı ayrı bir kirdir. Her an bakıma muhtaç, her an zavallı bir varlıktır insan. Ancak aklı ve imanıyla mümin çok tertemiz olur. Allah onu tertemiz kılar. “Tahirdir müminler” diyor Allah. Nasıl oluyor? İmanın aklıyla temiz ediyor.
33

33

İki günlük ömrün için bir genç kız bütün sonsuz hayatını yakmaz. Sunacağın şeyler de, aczini sunacaksın. Burnunun aczi, ağzının aczi, kulağının aczi, her yerinin aczini, her yerindeki zavallılığı sunacaksın. Kendini mükemmel zannediyorsun.
34

34

En güzel adam, en güzel genç kız düşünelim; toprağa konacak. Sen de toprağa konacaksın. İSKELETLERİN YAKIŞIKLISI GÜZELİ DİYE BİR KONU OLMAZ; HEPSİ AYNIDIR.
35

35

Öyle bedavacılık, promosyonculuk, bir de ruhları da yani törpüleyen bir şey. Yani o tip bir gencin ruhunda sevgi, şefkat, koruma hissi pek gelişmez. Egoistlik ve bencillik gelişir. Egoist ve bencil olan bir insan da sevilmez. Yani insanlara karşı sevgi duyamaz, suni, sahte sevgiler olur.Mesela geliyor plajda birilerine karşı yılışarak bir şeyler söylüyor, o da ona yılışarak bir şeyler söylüyor ama karşılıklı belli ki ne bir sevgi var, ne samimiyet var, ne bir saygı var.
36

36

Dünyayı, asıl yurdumuz olan ahirete gitmek için bir bekleme salonu olarak düşünmek gerekir. Bir bekleme salonundaki eşyaların ve orada yaşanan olayların insanı ne kadar ilgilendireceği açıktır. Hiçbir yolcu, bekleme salonunda uzun bir süre kalacakmış gibi oraya yerleşip, bütün planlarını bu bekleme salonuna göre yapmaz.
37

37

Yani insanlar geliyor buraya. İşte pinpon oynuyor, ‘Televole’ kültürüyle hoplayıp zıplıyor.“Napıyorsun abi ya”? diyor. İşte, “Sandviç yedim.” diyor.“Sinemaya gideceğim şimdi.” diyor. “Sinemadan çıkınca ne yapacaksın?” diyor. “Bir Bodrum’a kadar gidip geleceğim.” diyor. Tek kelime Allah’tan dinden bahsetmiyor. Sanki buraya eğlenceye bırakıldı. Kardeşim nasıl merak etmezsin? Bu nedir yani?Gökyüzü var, yeryüzü var, Dünya var.
38

38

Mesela trafik kazası geçiriyor, bir hayır vardır. Allah onu çok daha büyük bir beladan kurtarmıştır, Allah kendine döndürmek istemiştir, derin düşünmesine vesile olmuştur, belki dünyaya dalmıştır, belki de bunun sonucunda cehenneme gidecektir,Allah kendine döndürmek için bir kaza meydana getirir; o, ölümü düşünür, ahireti düşünür, artık dünyadan geçer, Allah’a teslim olur.
39

39

Sen en fazla 70 sene bir imtihana sabredeceksin. Ama seni Allah sonsuza kadar mutluluk içinde yaşatacak.70 senelik eğitim, yapılan her sabır seni yüceltir, güzelleştirir, nurlandırır. Cenab-ı Allah tabii ki senin sevgini deneyecek. Ne kadar Allah’a bağlısın, tabii ki ona bakacak. Sana gösterecek. Allah’ı ne kadar sevdiğini kendin göreceksin. Ne kadar sadıksın.
40

40

Kanser özel yaratılır. Kanser hücresine Allah emreder. O bir tane, ilk hücre bir tanesine Cenabı Allah “ Allah’ın ismiyle başla” der. Kanser hücresinin içine girseniz, salon gibi. Salon gibi içi dolu. Onlar da Allah’ı zikrederler. Allah’ın adıyla başlar. İki, üç, beş derken sarar. Mesela Allah şimdi ilaçlar yaratmış kansere karşı ilaç, ilaç da gidiyor kanserli hücreye “merhaba” diyor,“ben geldim” diyor. “Niye geldin” diyor, “seni öldürmeye” geldim diyor. “Ya Allah Bismillah” diyor. İlaç bir vuruyor hücreye, küt, kanserli hücre ölüyor.
35019
PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo