Dağların toprak seviyesinin
oldukça derinlerinde
kökleri vardır.
(EARTH, Press
and Siever, s.413)
Kazık şeklinde
dağların toprağın
içerisine iyice
yerleşmiş kökleri
vardır.
(Anatomy of the
Earth, Cailleux,
s.220)
Dağların derin
kökleri dolayısıyla
şeklindeki olarak
kazıklara benzediklerini
gösteren diğer
bir resim. (EARTH
SCIENCE, Tarbuck
and Lutgens, s.158)
Kuran'da dağların önemli bir jeolojik
işlevine dikkat çekilmektedir:
“Yeryüzünde,
onları sarsmasın diye, sabit dağlar
yarattık...„(Enbiya Suresi,
31)
Dikkat edilirse
ayette, dağların yeryüzündeki
sarsıntıları önleyici bir özelliğinin
olduğu haber verilmektedir.
Kuran'ın indirildiği dönemde hiçbir
insan tarafından bilinmeyen bu
gerçek, günümüzde modern jeolojinin
bulguları sonucunda ortaya çıkarılmıştır.
Bu bulgulara göre, dağlar, yeryüzü
kabuğunu oluşturan çok büyük tabakaların
hareketleri ve çarpışmaları sonucunda
meydana gelir.
İki tabaka çarpıştığı
zaman daha dayanıklı olanı ötekinin
altına girer. Üstte kalan tabaka
kıvrılarak yükselir ve dağları
meydana getirir. Altta kalan tabaka
ise yeraltında ilerleyerek aşağıya
doğru derin bir uzantı meydana
getirir. Yani dağların yeryüzünde
gördüğümüz kütleleri kadar, yeraltına
doğru ilerleyen derin bir uzantıları
daha vardır. Bilimsel bir kaynakta
dağların bu yapısı şöyle tarif
edilir:
"Kıtaların
daha kalın olduğu dağlık bölgelerde
yerkabuğu mantoya derinlemesine
saplanır." (1)
Bir ayette, dağların bu işlevine,
"kazık" benzetmesi yapılarak şöyle
işaret edilir:
“Biz, yeryüzünü bir döşek
kılmadık mı?Dağları da birer kazık?„(Nebe
Suresi, 6-7) Bu özellikleri sayesinde
dağlar, yeryüzü tabakalarının
birleşim noktalarında
yer üstüne ve yeraltına
doğru uzanarak bu tabakaları
birbirine perçinler. Bu
şekilde, yerkabuğunu sabitleyerek
mağma tabakası üzerinde
ya da kendi tabakaları
arasında kaymasını engeller.
Kısacası dağları, tahtaları
birarada tutan çivilere
benzetebiliriz.
Dağların
bu sabitleyici özelliği
bilimsel literatürde "izostasi"
terimiyle tanımlanır.
İzostasi'nin kelime anlamı
şöyledir:
"İzostasi:
... Jeolojide, dağların
Dünya yüzeyinin altında
oluşturdukları yerçekimsel
kuvvet sayesinde yerkabuğunun
genel dengesinin sağlanması."
Görüldüğü gibi,
modern jeolojik ve sismik
araştırmalar sonucunda
keşfedilen dağların çok
hayati bir işlevi, yüzyıllar
önce indirilmiş olan Kuran-ı
Kerim'de Allah'ın yaratmasındaki
üstün hikmete bir örnek
olarak verilmiştir. Bir
başka ayette şöyle buyrulur:
“... Arzda
da, sizi sarsıntıya uğratır
diye sarsılmaz dağlar
bıraktı...„(Lokman Suresi,
10)
Dağlar
yer
üstünde
olduğu
kadar
yeraltının
derinliklerdeki
uzantılarıyla
da
yerkabuğunun
farklı
tabakalarını
adeta
birer
kazık
gibi
birbirine
perçinler.
Yerkabuğu
sürekli
hareket
halinde
olan
tabakalardan
oluşmaktadır.
Dağların
bu
perçinleme
özelliği
son
derece
hareketli
bir
yapısı
olan
yerkabuğunu
adeta
sabitleyerek
sarsıntıları
büyük
ölçüde
engeller.
Dipnotlar
1General Science,
Carolyn Sheets, Robert Gardner, Samuel F.
Howe; Allyn and Bacon Inc. Newton, Massachusetts,
1985, s. 305