"O, göklerin ve yerin yaratıcısıdır..."
(Şura Suresi, 11) |
Elektronlar ilk keşfedildiklerinde,
bunların tıpkı çekirdeğin içinde bulunan proton
ve nötron gibi parçacıklar oldukları sanılıyordu.
Ancak daha sonra yapılan deneylerde aynı ışık
parçacıkları yani fotonlar gibi dalga özellikleri
de gösterdikleri ortaya çıktı.
Işığın, tıpkı havuza atılan bir
taşın su yüzeyinde yaptığı dalgalanmalar gibi
yayıldığı bilinmektedir. Ancak ışık, bazen de
sanki maddi parçacık özelliği taşımakta ve pencere
camına vuran yağmur damlaları gibi kesik kesik,
aralıklı darbeler halinde gözlenmektedir. İşte
aynı ikilem bu kez elektronda da yaşandı. Tabii
bu durum bilim dünyasında büyük bir kargaşa yarattı.
Bu kargaşa ünlü Kuramsal Fizik Profesörü Richard
P. Feynman'ın sözleriyle şöyle çözüldü: Elektronların
ve ışığın nasıl davrandıklarını artık biliyoruz.
Nasıl mı davranıyorlar? Parçacık gibi davrandıklarını
söylersem yanlış izlenime yol açmış olurum. Dalga
gibi davranırlar desem, yine aynı şey. Onlar kendilerine
özgü, benzeri olmayan bir şekilde hareket ederler.
Teknik olarak buna "kuantum mekaniksel bir davranış
biçimi" diyebiliriz. Bu, daha önce gördüğünüz hiçbir
şeye benzemeyen bir davranış biçimidir... Bir atom,
bir yayın ucuna asılmış sallanan bir ağırlık gibi
davranmaz. Küçücük gezegenlerin yörüngeler üzerinde
hareket ettikleri minyatür bir güneş sistemi gibi
de davranmaz. Çekirdeği saran bir bulut veya sis
tabakasına da pek benzemez. Daha önce gördüğünüz
hiçbir şeye benzemeyen bir şekilde davranır. En
azından bir basitleştirme yapabiliriz: Elektronlar
bir anlamda tıpkı fotonlar gibi davranırlar; ikisi
de "acayiptir", ama aynı şekilde. Nasıl davrandıklarını
algılamak bir hayli hayal gücü gerektirir; çünkü
açıklayacağımız şey bildiğimiz her şeyden farklıdır.
(1)
Bilim adamları,
elektronların bu şekilde davranmalarını hiçbir
şekilde açıklayamadıkları için çözüm olarak
bu harekete yeni bir isim takmışlardır: "Kuantum
Mekaniksel Hareket". Bu noktada görülen olağanüstülüğü
ve düştüğü hayreti yine Profesör Feynman, "Kendinize
sürekli "Ama bu nasıl olabilir?" diye sormayın;
çünkü çabanız boşunadır; şimdiye kadar hiç kimsenin
kurtulamadığı bir çıkmaz sokağa girersiniz.
Bunun neden böyle olabildiğini hiç kimse bilmiyor."
sözleriyle dile getirmektedir.(2)
Ancak, burada Feynman'ın bahsettiği
"çıkmaz sokak" aslında çıkmaz değildir. Burada
bazılarının bir türlü işin içinden çıkamamalarının
sebebi, ortadaki açık delillere rağmen bu inanılmaz
sistemlerin ve dengelerin üstün bir Yaratıcı tarafından
var edildiğini kabul edememeleridir. Halbuki durum
son derece açıktır: Allah evreni yoktan var etmiş,
olağanüstü dengelere dayalı ve örneksiz olarak
yaratmıştır. İçinden bir türlü çıkılamayan, anlaşılamayan
ve bilim adamlarının her fırsatta "Ama bu nasıl
olabilir?" diye kendi kendilerine sordukları sorunun
cevabı, her şeyin yaratıcısının Allah olduğu ve
her şeyin onun yalnızca "OL" demesiyle var olduğu
gerçeğinde yatmaktadır. Gökleri
ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O,
bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca "OL"
der, o da hemen oluverir. (Bakara Suresi, 117)
|
Dipnotlar |
 |
1
Richard Feynman, Fizik Yasaları Üzerine, TÜBİTAK
Yayınları, s. 150
2 Richard Feynman,
Fizik Yasaları Üzerine, TÜBİTAK Yayınları, s. 151 |
|