“Ya da (inkar edenlerin amelleri)
engin bir denizdeki karanlıklara
benzer; onun üstünü bir dalga
kaplar, onun üstünde bir dalga,
onun da üstünde bir bulut vardır.
Bir kısmı bir kısmıüzerinde
olan karanlıklar; elini çıkardığında
onu bile neredeyse göremeyecek.
Allah kime nur vermemişse, artık
onun için nur yoktur.„(Nur Suresi, 40)
Derin
denizlerdeki genel ortam "Oceans"
adlı kitapta şu şekilde tanımlanmaktadır:
Bugün
biliyoruz ki, derin denizlerdeki
ve okyanuslardaki karanlık,
yaklaşık olarak 200 m. ve daha
derin yerlerde olur. Bu derinlikte,
hemen hemen hiç ışık yoktur.
1000 m.'nin altındaki derinliklerde
ise artık hiçbir şekilde ışığa
rastlamak mümkün değildir.(1)
Günümüzde bir denizin genel coğrafi
yapısı, içinde yaşayan canlıların
özellikleri, tuzluluk oranı gibi
bilgilerin yanısıra içerdiği su
miktarı, yüzölçümü ve derinliği
gibi bilgileri de edinmek mümkündür.
Günümüz teknolojisi kullanılarak
üretilmiş olan denizaltı gibi
araçlar ve çeşitli özel aletler
bu bilgilere ulaşmakta kullanılan
en önemli aracıdırlar.
Bir insanın bu aletler olmadan
40 m.'den daha derine dalması
ise neredeyse imkansızdır. Bununla
birlikte bir insanın yardımsız
olarak
okyanusların 200 m. civarındaki
karanlık derinliklerinde yaşaması
da kesinlikle mümkün değildir.
Bu nedenle bilim adamları denizler
hakkındaki detaylı bilgileri çok
yakın zamanlarda keşfetmişlerdir.
Oysa Nur Suresi'ndeki ayette geçen
"engin denizlerin karanlık" olduğu
ifadesi bundan 1400 sene önce
haber verilmiştir. Hiçbir teknolojinin
dolayısıyla insanların denizlerin
derinliklerine dalacak araçlarının
olmadığı bir dönemde böyle bir
bilginin verilmiş olması elbette
Kuran mucizelerinden biridir.
Bununla birlikte Nur Suresi'nin
40. ayetinde belirtilen "…engin
bir denizdeki karanlıklara benzer; onun üstünü
bir dalga kaplar, onun üstünde
bir dalga, onun da üstünde bir
bulut vardır…" ifadesi de Kuran'daki başka bir
bilimsel mucizeye işaret etmektedir:
Bilim
adamları yakın zamanda "farklı
yoğunluktaki katmanlar arasında
yoğunluk ara yüzlerinde meydana
gelen iç dalgalar"ın olduğunu
bulmuşlardır. İç dalgalar deniz
ve okyanusların derinliklerini
kaplar çünkü derin denizlerin,
üzerlerindeki sudan daha fazla
yoğunlukları vardır. İç dalgalar
yüzey dalgaları gibi davranır.
Yüzey dalgaları gibi onlar da
kırılabilir. İç dalgalar, insan
gözüyle görülemez ancak belirli
bir bölgedeki sıcaklık ve tuzluluk
değişiklikleri incelendiğinde
bu dalgalar fark edilebilir.(2)
Dipnotlar
1Elder, Danny; and John Pernetta,
1991, Oceans, London, Mitchell Beazley
Publishers, s. 27 2Gross, M. Grant; 1993, Oceanography,
a View of Earth, 6. edition, Englewood
Cliffs, Prentice-Hall Inc., s. 205