dönemlerinde
birarada bulunduklarını, daha
sonra farklı yönlerde sürüklenerek
birbirlerinden ayrılıp uzaklaştıklarını
öne sürmüştü.
Ancak jeologlar,
Wegener'in haklı olduğunu onun
ölümünden 50 yıl sonra yani 1980'li
yıllarda anlayabildiler. Wegener'in,
1915 yılında yayınladığı bir makalede
belirtmiş olduğu gibi yeryüzündeki
kara parçaları yaklaşık 500 milyon
yıl önce birbirlerine bağlılardı
ve Pangaea ismi verilen bu büyük
kara parçası Güney Kutbu'nda bulunuyordu.
Yaklaşık 180 milyon
yıl önce Pangaea ikiye ayrıldı.
Farklı yönlere sürüklenen bu iki
dev kıtadan birincisi Afrika,
Avustralya, Antarktika ve Hindistan'ı
kapsayan Gondwana idi. İkincisi
ise, Avrupa, Kuzey Amerika ve
Hindistan'sız Asya'dan oluşan
Laurasia idi. Bu bölünmeyi izleyen
yaklaşık 150 milyon yıl içindeki
çeşitli zamanlarda Gondwana ve
Laurasia daha küçük parçalara
ayrıldılar.
İşte Pangaea'nın
parçalanmasıyla ortaya çıkan bu
kıtalar sürekli olarak kara ve
deniz arasındaki dağılımı değiştirerek,
yılda birkaç santimetrelik hızlarla
Dünya yüzeyinde sürüklenmektedirler.
20. yüzyılın başlarında
yapılan jeolojik araştırmalar
sonucunda keşfedilen yerkabuğunun
bu hareketi bilimsel kaynaklarda
şöyle açıklanmaktadır:
Yerkabuğu ve üst
mantodan oluşan 100 km. kalınlığındaki
Dünya yüzeyi "tabaka" adı verilen
parçalardan oluşmuştur. Dünya
yüzeyini oluşturan altı büyük
tabaka ve sayısız küçük tabaka
vardır. "Tabaka tektoniği" adı
verilen teoriye göre bu tabakalar
kıtaları ve okyanus tabanını da
beraberinde taşıyarak Dünya üzerinde
hareket ederler... Kıtasal hareketin
yılda 1 ile 5 cm. civarında olduğu
hesaplanmıştır. Tabakalar bu şekilde
hareket ettikçe Dünya coğrafyasında
değişiklikler meydana gelir. Örneğin,
Atlantik Okyanusu her sene biraz
daha genişlemektedir.(1)
Burada belirtilmesi gereken önemli
bir nokta da şudur: Allah dağların
hareketini ayette "sürüklenme"
olarak bildirmiştir. Nitekim bilim
adamlarının bugün bu hareket için
kullandıkları İngilizce terim
de "Continental Drift" yani "Kıtasal
Sürüklenme"dir.(2)
Bilimin çok yeni keşfettiği bu
bilimsel gerçeğin, Kuran'da bildirilmiş
olması kuşkusuz Kuran'ın mucizelerinden
biridir.
|