"O, göklerin ve yerin yaratıcısıdır..."
(Şura Suresi, 11) |
Daha önce de üzerinde
durduğumuz gibi, bir atomun çok büyük bir bölümü
boşluktan oluşmaktadır. Burada her insanın aklına
aynı soru gelir: Böyle büyük bir boşluk neden
vardır? Şimdi şöyle düşünelim: Atom, en basit
anlatımla içinde bir çekirdek ve onun çevresinde
dönen elektronlardan oluşmaktadır. Çekirdekle
elektronlar arasında başka hiçbir şey yoktur.
Bu, "hiçbir şey olmayan" mikroskobik büyüklük,
aslında atom ölçeğine göre çok geniştir. Bu genişliği
şöyle örneklendirebiliriz: Çapı 1 cm. olan küçük
bir bilya, çekirdeğe en yakın elektronu temsil
ederse, çekirdek bu bilyadan 1 km. ötede bulunacaktır.
(1)
Bu büyüklüğün
kafamızda daha iyi canlanabilmesi için şöyle
bir örnek verebiliriz:
"Temel
parçacıklar arasında çok büyük bir boşluk egemendir.
Eğer bir oksijen çekirdeğinin protonunu şu önümdeki
masanın üstünde duran bir toplu iğnenin başı gibi
düşünürsem, o zaman çevresinde dönen elektron
Hollanda, Almanya ve İspanya'dan geçen bir çember
çizer. (Bu satırların yazarı Fransa'da yaşamaktadır.)
Onun için, bedenimi oluşturan tüm atomlar birbirlerine
değecek kadar bir araya gelseydi, artık beni göremezdiniz.
Zaten, artık beni çıplak gözle hiçbir zaman gözlemleyemezdiniz:
Neredeyse milimetrenin birkaç binde biri boyutunda
ufacık bir toz kadar olurdum."(2) İşte bu noktada evrende bilinen en büyük
mekanla, en küçük mekan arasında bir benzerlik
ortaya çıktığını fark ederiz. Öyle ki, gözlerimizi
yıldızlara çevirirsek, orada da atomdakine benzer
bir boşlukla karşılaşırız. Yıldızlar arasında
da, galaksiler arasında da milyarlarca kilometrelik
boşluklar mevcuttur. Ama bu boşlukların her ikisinde
de insan aklını zorlayan, anlama kapasitesini
aşan bir düzen hakimdir.
Proton ve Nötronlar
1932 yılına
dek, çekirdeğin proton ve elektronlardan oluştuğu
sanılıyordu. Çekirdeğin içinde protonla beraber
elektronların değil =olduğu ancak o tarihte
keşfedilebildi. (Ünlü bilim adamı Chadwick 1932
yılında çekirdeğin içinde nötronun varlığını
ispatladı ve bu keşfiyle Nobel ödülü kazandı.)
İşte insanoğlunun atomun gerçek yapısıyla tanışması
bu kadar yakın tarihte gerçekleşti.
Atom çekirdeğinin
ne kadar küçük boyutta olduğundan daha önce
bahsetmiştik. Atom çekirdeğinin içine sığabilen
bir protonun büyüklüğü ise 10-15
metredir.
Bu kadar
küçük bir parçacığın insan hayatında pek bir
önemi olamayacağını düşünebilirsiniz. Ancak,
insan aklının kavramakta çok zorluk çektiği
bir küçüklükte olan bu parçacıklar aslında çevrenizde
gördüğünüz her şeyin temelini oluşturur.
Evrendeki Çeşitliliğin
KaynağıŞu ana kadar tespit edilebilmiş 109 tane
element vardır. Tüm evren, dünyamız, canlı-cansız
bütün varlıklar, bu 109 elementin çeşitli biçimlerde
birleşmeleriyle oluşmuştur. Buraya kadar tüm elementlerin
birbirinin benzeri atomlardan oluştuğunu gördük;
atomlar da birbirinin aynı parçacıklardan oluşuyordu.
Peki madem elementleri oluşturan bütün atomlar
aynı parçacıklardan oluşuyor, o halde elementleri
farklı kılan, sınırsız çeşitlilikte maddeyi oluşturan
nedir?
|
1- titanyum
2- sarı safir
3- pirit
4- topaz
5- mavi safir
6- kalsit
|
7- bakır
8- alçı taşı
9- flüorit
10- topaz
11- talk
12- demir |
13- zımpara taşı
14- kömür
15- galen
16- quart
17- barit sülfüt
18- feldispat |
19- elmas
20- apatit
21- altın
22- feldispat
23- kaya tuzu
24- quartz |
Elementlerin temelde birbirlerinden
farklı kılan şey atomlarının
çekirdeklerindeki proton sayılarıdır.
Burada görülen maddeleri birbirinden
bu denli değişik kılan işte
bu farklılıktır.
|
|
Elementleri
temelde birbirlerinden farklı kılan şey, atomlarının
çekirdeklerindeki proton sayılarıdır. En hafif
element olan hidrojen atomunda bir proton, ikinci
en hafif element olan helyum atomunda iki proton,
altın atomunda 79 proton, oksijen atomunda 8
proton, demir atomunda 26 proton vardır. İşte
altını demirden, demiri oksijenden ayıran özellik,
yalnızca atomlarının proton sayılarındaki bu
farklılıktır. Soluduğumuz hava, vücudumuz, herhangi
bir bitki veya bir hayvan ya da uzaydaki bir
gezegen, canlı-cansız, acı-tatlı, katı-sıvı
her şey... Bunların hepsi sonuçta proton-nötron-elektronlardan
meydana gelirler.
Dipnotlar |
 |
1 Taşkın Tuna,
Uzayın Ötesi, Boğaziçi Yayınları, 1995,
s. 53
2Jean Guitton, Tanrı ve Bilim, Simavi
Yayınları, 1993, s. 62
|
|
|