Kıbrıs konusu son elli yıldır Türkiye’nin gündeminden hiç düşmedi. Ancak konunun çok önemli bir yönü daha vardır ki, şimdiye dek yeterince ele alınmamıştır. Bu, Kıbrıs Türkü’nün, Türkiye’ye ve milli kimliğimize olan bağlılığı meselesidir. Adadaki Müslüman-Türk varlığının devamı, diplomatik ve siyasi tedbirlerin ötesinde, kendisini "Müslüman-Türk" olarak hisseden, bu kavramın ifade ettiği milli ve manevi değerleri benimsemiş bir halkın varlığına bağlıdır. Bu sosyolojik mesele, aslında konunun en can alıcı noktasını oluşturmaktadır. Adada, milli ve manevi kimliğini tam olarak sahiplenmiş bir halk olmazsa, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin veya bir başka yapı içinde de olsa egemen bir Türk yönetiminin varlığı da anlamsız hale gelir. Bu sayımızın kapak konusunu "Kıbrıs’ın Milli ve Manevi Açıdan Kalkındırılmasına" ayırdık. Milli ve manevi değerleri yücelten bir kültür kampanyasının, "kültürel erozyon" tehlikesiyle karşı karşıya kalan her yerde, özellikle de Kuzey Kıbrıs’ta ivedilikle başlatılması gereklidir. Kuzey Kıbrıs Türkü; sahip olduğu Türk kimliği, Müslüman kimliği ve Osmanlı mirası konusunda modern kitle iletişim araçlarıyla bilinçlendirilmelidir. Müslüman-Türk kimliğinin neden bir gurur ve şeref vesilesi olduğunu, bu kimliği taşıyan insanların asırlar boyunca tüm dünyaya nasıl nizam verdiğini kavramalıdırlar. Son aylarda Hz. Mehdi’nin gelişinin, Hz. İsa’nın yeryüzüne dönüşünün ve Kuran ahlakının yeryüzüne hakim olacağı gerçeğinin anlatılmasından kaçınan, bu konuyu gözardı etmeye çalışan, bu konuyu gündeme getiren kişilere ağır eleştiriler yönelten bazı gazete, kitap ve dergilerdeki yorumlara çok sık rastlıyoruz. İyi niyetli olarak ve bu konunun suistimal edilmesini engellemek üzere yapıldığını düşündüğümüz söz konusu yorumlar konusunda oluşacak yanlış anlaşılmaları düzeltmek için hazırlanmış geniş bir dosyayı bu sayımızda sizlere sunuyoruz.