Türkiye’nin solu gerici soldur, çok gerici bir kafaya sahiptir. Stalin Devri’nin soludur. Dolayısıyla hepsi olmasa da büyük bir bölümü; bağnaz, tutucu ve gelenekçidir. Çok katıdırlar. Kılık kıyafeti bile, Stalin bıyığı. Stalin tarzında konuşuyor. Stalin’in kültüründe kalmışlar, 2017’lerin insanı değil. Adam 1920’ler, 1930’ların kafasında. Geliştirememiş kendisini. Onun için kadınlara karşı da katıdır. Mesela; solcu kadınlarına bakın erkek gibidirler. Makyaj yapmazlar, askeri kıyafetler giyerler. Hepsi olmasa da birçoğu bakımsızdır. Kötü bir görünüm vardır. Serttirler, sevgisizdirler. Gelenekçi Ortodoks kesimde de yine öyle kadınların bir çoğu bakımsız, çoğunlukla güzel bir koku hissedemezsin. Güzel bir bakım hissedemezsin. Hepsi için demiyorum, bir kısmı için diyorum çünkü çok iyi olan, çok değerli olan insanlar da var. Ama kadın karşıtlığı onlarda da çok şiddetlidir. Onlar zaten kendileri savunuyorlar kadınların akılsız olduğunu, yarım akıllı olduğunu, sopa yemesi gerektiğini erkeklerden daha kapsamlı anlatıyorlar. Kadının dediğinin tersinin yapılması gerektiğini su gibi ezberlemiş onlar. Kadınlara ait hükümler diye o konuda alim olmuş kadınlar var. Kendi kendine hakaret ediyor ve bunu takva adına yapıyor, Allah'ın hükmü bu, zaten böyle olması lazım diyor. Bundan sonra bu münasebetsizliğe yol vermeyeceğimizi biz gösterttikten sonra Türk gençliğinde muazzam bir uyanma oldu. Bakın 150.000'in üstünde insanla görüştük. Hepsinin pozitif, son derece hür, aydın, Kuran Müslümanı olduğu, aklı başında, şefkatli ve merhametli olduğu, yardımsever, nezih, savaşlara karşı, kan dökülmesinden nefret eden, dostluk ve sevgiden çok zevk alan, sanatı, estetiği, bilimi coşkuyla savunan, demokrat, hür düşünceyi savunan, cumhuriyetçi akla sahip kaliteli gençler olduğunu, kadın özgürlüğünü savunduklarını görüyoruz. Dolayısıyla yaptığımız ilmi mücadele elhamdülillah meyvelerini verdi ve vermeye devam ediyor meyvelerini.
Okullarda eğitimin amacı sevgi, şefkat, doğruluk ve kalitedir. Bunun gençlerimize iyi vurgulanması lazım. Okullarda mutlaka dostluk ve arkadaşlık ortamının oluşturulması, sınıfların kaliteli ve rahat ortamlar şeklinde düzenlenmesi güzel olur.
(A9 TV; 29 Kasım 2017)
Adnan Oktar
-
Osmanlı’nın bitirilmesi kararı İngiliz derin devleti tarafından alındı. Bu kararla Abdülhamit döneminde Darwinzm, içki, sigara Osmanlı’nın her yerine yayıldı. Aydınlara Allah’ın yarattığını inkar edip Darwinizm kabul ettirildi. Müthiş bir dejenerasyon başladı. Osmanlı’nın ilk resmi genelevleri açıldı. Osmanlı donanması ve bir çok kurum İngiliz paşalara verildi. Sonuçta Osmanlı paramparça oldu.
(A9 TV; 29 Kasım 2017)
Adnan Oktar
-
Allah’a keskin bir akıl, keskin bir dikkatle, gönülden aşık olunur. Akıllı bir insanın Allah’a sevgisi alabildiğine derindir. Keskin bir muhabbet, keskin bir akılla bağlantı şeklinde olur.
(A9 TV; 29 Kasım 2017)
Adnan Oktar
-
Peygamberimiz çok güzel bir akılla münafıkları İslam için kullanmıştır. O dönemde münafıklar 15-20 yıl Müslümanlara hizmet etti, gazvelere katıldılar, muazzam ganimet kazanılmasına vesile oldular. Tüm gençlikleri bittikten sonra biz gidiyoruz dediklerinde Peygamberimiz hadi gidin dedi. Hem Müslümanlar pislikten kurtuldu hem de gerilerinde muazzam zenginlik bıraktılar.
(A9 TV; 29 Kasım 2017)
Adnan Oktar
-
Hz. Mehdi (as) Müslümanların manevi lideri olmayı kabul etmede önce çok diretecektir. Bunun sebebi korku değil, vicdanen bu büyük manevi sorumluluğu üstlenmedeki vicdani hassasiyetidir. Bu yüzden de önce, ‘Ben sıradan bir insanım, çok fazla büyük alim var. Siz onlara gidin’ diyecektir. Ama ‘Ümmetin kurtuluşu için sana ihtiyaç var’ diye çok ısrar ettiklerinde, artık Hz. Mehdi (as) de bu görevi kabul edecek ve İslam aleminin manevi önderi olarak bu sorumluluğu üstlenecektir.
(A9 TV; 29 Kasım 2017)
Adnan Oktar
-
Yakın bir gelecekte inşaAllah İslam alemi birleşecek, Türklük alemi birleşecek. Ardından da Hristiyanlık ve Musevilik alemi birleşecek. Sonra da inşaAllah İslam ahlakı tüm yeryüzüne hakim olacak. Bizlerin görevi de bütün gücümüzle Hz. Mehdi (as)’a ve İsa Mesih’e yardımcı olmak. İsa Mesih’e yardımcı olmanın vakti de artık hemen hemen geldi. Bediüzzaman Hazretlerinin da belirttiği gibi, İsa Mesih’in mücadelesi şu an ‘gizli galibane’dir. Mehdiyette ise bu mücadele ‘açık ve sarih şekilde galibane’dir. İşte İsa Mesih’in bu gizli galibane mücadelesi de, Allah’ın izniyle yakında açık galibaneye çevrilecek.
(A9 TV; 29 Kasım 2017)
Adnan Oktar
-
Münafık hiçbir amacı, gayesi olmadan hayvan gibi yaşamayı bir şey zanneder. Ahmak olduğu için “bak sabah namaza kalkmamız gerekmiyor, İslam’ı yaymak için kitap dağıtmamız gerekmiyor, sabahtan akşama kadar boş boş geziyoruz” diyor. Bunun da adını özgürlük zannediyor. Bu özgürlük değil, hayvan gibi sürünmektir. Münafıklar bunun özgürlük olmadığını cehennem yataklarında çok iyi anlayacaklar.
(A9 TV; 29 Kasım 2017)
Adnan Oktar
-
Müminler her zaman ölüme hazırdır. Mümin için ölüm vuslattır, yani kavuşmadır. Allah’tan geliyoruz, Allah’a döneceğiz. Her an Allah ile iç içeyiz. Ölüm dediğimiz şey Allah’ın ruhunun yine Allah’a dönmesidir.
(A9 TV; 29 Kasım 2017)
Adnan Oktar
-
Darwinizm kadınları evrimini tamamlamamış hayvan gibi görüyor. Darwin kadın için evdeki köpekten daha iyidir diyor. Gelenekçi Ortodoks İslam’da da kadını yarım insan gören anlayış var. Kadınların aleyhinde yüzlerce hüküm var. Bu yüzden bayağı bir insan kadın düşmanlığıyla yetişiyor. Kadınlar kaliteli, mübarek, asil varlıklardır.
(A9 TV; 29 Kasım 2017)
Adnan Oktar
-
Ortaya atılan iftiraların bin misli de olsa Tayyip Hocam’ı yine destekleyeceğiz, yine Cumhurbaşkanı yapacağız. Tayyip Hocam’ın hayatı ortada. Biz somut duruma bakarız. Dünya hırsı olmadığını görüyoruz. Dünya malında gözü yok. Allah için İslam için tüm Müslümanları sahipleniyor. Böyle güzel ahlaklı olan bir insanı İngiliz derin devletinin çakallarına karşı asla yalnız bırakmayız. Tayyip Hocam Allah, din, İslam, Kitap, vatan millet için tüm gençliğini verdi. Suç işleyen varsa kanunla hukukla üzerine gidilir.
(A9 TV; 28 Kasım 2017)
Adnan Oktar
-
Sevmeyi bilen insan dalda gördüğü bir meyveye öylesine bakıp geçemez. Elmayı gördüğünde, o kuru tahtadan elma oluşmasına müthiş hayranlık duyar. Daldan koparmaya kıyamaz. O elmayı koparmak ona acı verir. O yüzden cennette daldan meyve koparıldığında hemen yenisi oluşuyor. İnsan o güzelliğe hiç zarar vermemiş oluyor.
(A9 TV; 28 Kasım 2017)
Adnan Oktar
-
Sevginin zeminini Allah’a olan sevgi oluşturur. İnsanların bazıları “ben Allah’ı seviyorum ama görünmeyen bir varlığı seviyorum” diye düşünüyor. Oysa Allah her yerde tecelli eder; bitkilerde, insanlarda, hayvanlarda, manzarada her yerde Allah’ın tecellisi vardır. Bir insanın sevgiyi yaşayabilmesi için ruh sahibi olması şarttır. Ruh sahibi olmayan sevgiyi bilmez ve yaşayamaz. Ruh sahibi insan sevme yeteneği ile doğar, sevgiye aç olur ve daha küçük çocukken bu açlığı hissetmeye başlar. Sevme ve sevilme hissinin güçlü olması o kişinin iman ehli olduğunu gösterir.
(A9 TV; 28 Kasım 2017)
Adnan Oktar
-
Allah korkusunun eksikliğinin sebebi o insanın ölü olmasından kaynaklanır. İnsan eğer ruh sahibiyse yaratılıştan Allah korkusunu bilecek şekilde yaratılır. Ruh sahibi bir insanın Allah’tan korkmaması mümkün değildir. Böyle bir durumda cinnet geçirir. Allah’tan korkan insan kaderde Müslüman olarak, ruh sahibi olarak yaratılmıştır.
(A9 TV; 28 Kasım 2017)
Adnan Oktar
-
Allah’ın rızasının en çoğunu kazanmak için Allah’ın her an vicdanımıza vahyettiği bilgi nedir ona bakmak lazım. Mesela biz akşam yayın yapmak yerine bir yemek davetine gidebiliriz. Orada da Müslümanlar sohbet edecek, Allah rızası var diyebiliriz. Ama burada milyonlarca kişiye hitap etmek imkanı var. Gelip yayın yapmak Allah’ın rızasının en çoğu oluyor. Bu şekilde an an Allah’ın vahyettiği doğruyu takip ederek Allah’ın rızasının en çoğunu anlarız.
(A9 TV; 28 Kasım 2017)
Adnan Oktar
-
Müslüman münafıklarla ilmi mücadele ederken sürekli sıhhat ve güç bulur, aklı gelişir, imanı gelişir. Münafıkta ise sürekli çöküş vardır. Münafık, “İşler çok iyi gidiyor” der halbuki yerle bir olmuştur. “Çok mutluyum” der halbuki rezil rüsvay olmuştur. Münafığın hayatının her noktasında pislik, aşağılanma ve rezalet vardır. Bir pislik için kuyusunda hızla dibe doğru yuvarlanır.
(A9 TV; 28 Kasım 2017)
Adnan Oktar
-
Münafık şeytanın sevkiyle hareket eden bir varlıktır. Müslümanları kendince her noktada durdurmak, İslam’a hizmeti engellemek için atakta bulunur. Münafık Müslümanlardan ayrıldığında küfrün içine veya kendi hayatına gitmez, tüm vaktini Müslümanları kendince engellemeye ayırır. Bunun için de ilk adım olarak Müslümanları dağıtmayı hedef edinir. Zayıf olduğunu gördüğü kişileri kendi pis dünyasına çağırır. Bir yandan da en etkili gördüğü Müslümana sürekli atak yapar.
(A9 TV; 28 Kasım 2017)
Adnan Oktar
-
Münafıklar ilk başta Peygamberin yanına geldiklerinde yoksul oluyorlar. Peygamberimiz’in yanında zenginliğin tadını aldıkları için şımarıyor ve bu sefer menfaatleri için zenginliği istiyorlar. Kendi menfaatleri garanti altına alınmayınca da bu defa Peygamberi –ahlaksızca- adil olmamakla suçluyorlar. Ahir zaman münafıkları da Peygamberimiz dönemi münafıklarının aynı tavrını gösteriyor.
(A9 TV; 27 Kasım 2017)
Adnan Oktar
-
Münafığın dönemleri vardır. İlk dönemlerinde zekası hareketli, canlı değildir. Bir de şeytanın onu harekete geçirdiği dönem vardır. O dönemde münafık zekası şeytan zekasına dönüşür. Şeytanın tecellisi söz konusu olduğu için şeytanın kirli zenginliğini ve nitelikli şeytan karaktersizliğini görmek için münafık tahlili önemlidir.
(A9 TV; 27 Kasım 2017)
Adnan Oktar
-
Münafığın Müslümanlara saldırısı küfrün saldırısına kıyasla daha girifttir. Girift saldırıya karşı gösterilen tavır daha çok sevaba vesile olur. Münafık saldırısının nitelikli olması aklın gelişmesine ve sevabın artmasına vesile olur.
(A9 TV; 27 Kasım 2017)
Adnan Oktar
-
Mehdi’nin gelişindeki ana amaç adalettir. Mehdi sevgiyi, barışı, kardeşliği sağlayarak adaleti tesis edecek. Dünyada adaletin tam tesis edilmesi sadece Mehdiyet döneminde olacak.