İngiliz derin devletinin kullandığı kadın elemanlar genelde kadın olmaktan nefret eden, saldırgan, kindar, homoseksüel eğilimli, hep cemiyet mikrobu niteliğinde tiplerdir.
(A9 TV; 20 Ekim 2016)
Adnan Oktar
-
Münafıklarda homoseksüelliğe mutlaka eğilim oluyor. Kadınlar erkek gibi oluyor. Karakterleri de sapkın, saldırgan, hırçın ve arsız oluyor.
(A9 TV; 20 Ekim 2016)
Adnan Oktar
-
Münafıklar ve derin devlet internet teknolojisini kendilerince iyi kullanıp gizli sembollerle haberleşiyorlar ve birbirlerini buluyorlar. Münafıkların ve derin devletin kullandığı gizli sembollerden biri de sanattır. Nimet olan sanatı haşa dinle alay etme şeklinde kullanırlar. Cinayetin, homoseksüelliğin, saldırganlığın övüldüğü tablolar, heykeller, şiirler, romanlar bu yapının kullandığı bilinçaltı kurgu sistemidir.
(A9 TV; 20 Ekim 2016)
Adnan Oktar
-
İngiliz derin devleti genç kızlardan ve delikanlılardan, homoseksüelliğe yatkın, insanlık düşmanı, sinsi çok insanı ajan olarak kullanıyor. Bunlar kendilerini zeki zanneden aslında karaktersiz, ruhsuz ve narsist oluyorlar.
(A9 TV; 20 Ekim 2016)
Adnan Oktar
-
Deccaliyetin tüm direncine rağmen Mehdiyet adım adım gelişiyor ve manen hakim olacak inşaAllah.
(A9 TV; 20 Ekim 2016)
Adnan Oktar
-
İnsanların çoğu Mehdiyetin gerçekleşeceğini ummuyordu. Kendilerince hayali bir ihtimal gibi görüyorlardı. Alametlerin netliği gerçeği gösterdi.
(A9 TV; 20 Ekim 2016)
Adnan Oktar
-
Şehitlerin yaşadığı makam ayrı. Bir nevi rüya alemi gibi, şehitler yiyip içiyorlar, ibadet ediyorlar ama ölü değiller, diriler. Bediüzzaman şehitlerin yaşadığı alemin bu hayattan daha kaliteli ama buna benzer bir hayat olduğunu anlatmıştır. Şehitlerin olduğu makamda korku ve üzüntü yok.
(A9 TV; 20 Ekim 2016)
Adnan Oktar
-
İnsan vicdanını bir yerde kısarsa o vicdan başka bir yerde seni yakalar ve seni uyarır. Vicdan, Allah'ın insana müdahale sistemidir.
(A9 TV; 20 Ekim 2016)
Adnan Oktar
-
Münafıkta sevgi olmaz. Seviyorum dediğinde mutlaka bir oyun veya tuzak vardır.
(A9 TV; 19 Ekim 2016)
Adnan Oktar
-
Münafık İslam'a hizmet etmekten çok sıkılır. Bu yüzden vaktini hep boş işlerle geçirmeye çalışır.
(A9 TV; 19 Ekim 2016)
Adnan Oktar
-
Peygamberimiz Mehdi'nin çıkış alametlerinin ardarda geleceğini söylemiştir. 1400 yıldır ilk defa tüm alametler aynı dönemde gerçekleşiyor.
(A9 TV; 19 Ekim 2016)
Adnan Oktar
-
Allah o kadar çok harika yaratıyor ki insan nereye baksa harikalık görüyor. En büyük harika ise insan beyninin içi. Beynin içinde gözsüz gören, kulaksız duyan biri var. Bu hakikatin iman dışında hiçbir açıklaması yok. Göz sıvı bir yapının içinde oradan ışık geçip ters olarak görüntü oluşuyor, çok düşük amperde elektriğe dönüşüp beyne gidiyor ve beyinde o düşük elektrik mükemmel renkli çok net bir görüntüye dönüşüyor ve gözü olmayan biri bu görüntüyü görüyor. Bu büyük bir harika.
(A9 TV; 19 Ekim 2016)
Adnan Oktar
-
Homoseksüellik Kuran'a, Tevrat'a ve İncil'e göre haram olan fiildir. Müslüman haram olan konunun çirkinliğini anlatmakla yükümlüdür.
(A9 TV; 19 Ekim 2016)
Adnan Oktar
-
Dabık hadisinde geçen 80 milletin askerinin bölgede toplanması ifadesi 1400 senedir ilk defa gerçekleşti.
(A9 TV; 19 Ekim 2016)
Adnan Oktar
-
İngiliz derin devleti Irak'ın ve Suriye'nin parçalanmasına kafayı takmış durumda, biz ise hepsinin toprak bütünlüğünü savunuyoruz.
(A9 TV; 19 Ekim 2016)
Adnan Oktar
-
İngiliz derin devleti göz göre göre Müslüman ülkeler arasında kışkırtıcılık yapıyor. Türkiye'yi Irak'ın, Suriye'nin ve İran'ın düşmanı konumuna getirmek istiyor. Üç ülkenin de halkları bizim dostumuz. Müslümanlar kardeştir.
(A9 TV; 19 Ekim 2016)
Adnan Oktar
-
İngiliz derin devleti Müslümanı Müslümana karşı kışkırtmak istiyor. İran da Irak da Türkiye'nin dostudur, kardeşidir.
(A9 TV; 19 Ekim 2016)
Adnan Oktar
-
Dabık konusundaki hadisler muteber hadis kitaplarında geçiyor ve bu hadislerde geçen olaylar birebir gerçekleşmiş olduğu için de bu hadislerin sahih olduğu görülüyor.
(A9 TV; 19 Ekim 2016)
Adnan Oktar
-
Derin devlet ruhunun merkezinde insanlara rahatsızlık vermek, acı çektirmek, zulmetmek vardır. Şeytani bir ruhtur bu.
(A9 TV; 19 Ekim 2016)
Adnan Oktar
-
Düşünce kuruluşlarının çoğuna düşünce empoze edilir, onlar bir fikir geliştirip savunmaz, empoze edileni savunurlar.