Sen övündün mü, büyüklendin mi deli gibi görünürsün, bu itici durur ve sevilemezsin. Büyüklük yaptığında, böbürlendiğinde yine sevilemeyecek hale gelirsin. Sen niye böbürleniyorsun, niye övünüyorsun? Sevsin diye yapıyorsun değil mi? Ters etki yapar, sevgi gider.
İnsanlar bağnazların yüzünden akın akın dinden çıkıyorlar. Hz. Mehdi (as) ile yeniden akın akın dine girecekler. Ama o tabii çok süratli bir akındır. Hz. Mehdi (as)’ın zuhuruna yakın o akınlar, o toplu İslam’a girişler kitlevi olacak.
(A9 TV; 26 Ekim 2015)
Adnan Oktar
-
Allah’ın dünyada bu kadar bela vermesinin tek nedeni nankörlüktür. Şükür yoksa zaten nankörlük vardır. Bütün bu çekilen azaplar nankörlüğün karşılığı. Nankörlük çok korkunç bir şeydir. Büyük bir vicdansızlıktır.
(A9 TV; 26 Ekim 2015)
Adnan Oktar
-
Hep Allah’ı yalnız bırakma kafasındalar. Halbuki Allah sevilmek istiyor, çok fazla seveni olsun istiyor. Sen Allah’ı yalnız bırakmaya kalkarsan O da seni yalnız bırakır. Sen Allah’ı terk edersen O da seni terk eder.
(A9 TV; 26 Ekim 2015)
Adnan Oktar
-
Allah candan sevilmeyi istiyor. Sen Allah’ın tecellisini, O’nun yarattığı görüntüyü putlaştırıp onu Allah’tan ayrı görürsen, böyle bir yalan söylersen, kendini kandırırsan bu çok akılsızca bir hareket olur. Bu Allah’ın zoruna gider. O zaman onu işte sana belaya çevirir, ıstıraba çevirir.
(A9 TV; 26 Ekim 2015)
Adnan Oktar
-
Kimi insan sevgisini Allah’a verince lezzet alamayacağını düşünüyor olabilir. En yüksek lezzet o zaman alınır, en yüksek haz o zaman alınır. Allah derinliği asıl o zaman verir.
(A9 TV; 26 Ekim 2015)
Adnan Oktar
-
Senin sevdiğim dediğin beyninin içindeki görüntü. En ince detayına kadar kim yaratıyor? Kim sevdiriyor, kim konuşturuyor? Tamamını yapan Allah. Yani karşındaki şahsa ait hiçbir şey yok. Eğer sen sevgini Allah’a değil de sanal bir puta verirsen bu bir kandırmaca olur ama çok kötü bir kandırmaca. Kendini çok kötü kandırmış olursun.
(A9 TV; 26 Ekim 2015)
Adnan Oktar
-
Sevgide şirk devreye girerse olmaz. Mesela diyor ki; “Ben arkadaşımı çok seviyorum, eşimi çok seviyorum.” Allah’ı? “Onu da seviyorum” diyor. Olmaz. “Ben eşimi Allah rızası için seviyorum, arkadaşımı Allah rızası için seviyorum” diyecek. “Allah’ın tecellisi olarak seviyorum” diyecek.
(A9 TV; 26 Ekim 2015)
Adnan Oktar
-
Bütün bu olaylar hadislerde tarif edildiği şekilde oluyor. Hz. Mehdi (a.s)’ı da göreceğiz, Hz. İsa Mesih’i de göreceğiz, İttihad-ı İslam’ı da göreceğiz, görevimizi yapıp gideceğiz hepimiz. Hiç kimse burada kalmayacak. Son geriye kalanlar onlar da peşimizden gelecekler, dünya boşalacak, ondan sonra kıyamet.
(A9 TV; 26 Ekim 2015)
Adnan Oktar
-
Güzel olur, enaniyetli olur, hiçbir faydası olmaz. Güzellik bir fitnedir de aynı zamanda. Gençtir, güzeldir ama kibirden, büyüklük hissinden deliye döner. Çirkin zannedersin ama delice bir tutkusu vardır. O güzel dediğinin bin katı güzellik sunar sana.
(A9 TV; 26 Ekim 2015)
Adnan Oktar
-
Fakir mütevazı olur, mazlum olur. Nimetin değerini daha iyi bilir. Zenginlik nimet gibi görülüyor ama fakirlik de çok büyük bir manevi zenginliktir. Bilinmez o.
(A9 TV; 26 Ekim 2015)
Adnan Oktar
-
İmanlı çirkin bir insanı bana göstersinler. Samimi imanlı insan çirkin olmaz, asla öyle bir şey olmaz.
(A9 TV; 26 Ekim 2015)
Adnan Oktar
-
Fakirin aşkı çok daha güçlü olur. Tutkusu daha güzeldir. Gerçek tutkuyu arayan, gerçek sanatı arayan, gerçek güzelliği arayan onların içinde bulur. Her peygamber fakirlikten gelir. Ve Allah hepsini zengin etmiştir. En güzel tutkuyu yaşayanlar da onlardır.
(A9 TV; 26 Ekim 2015)
Adnan Oktar
-
Said Nursi Hazretlerini seviyorum ve bundan şeref duyuyorum. Şeyh Nazım Kıbrısi’yi seviyorum diyorum. Menzil cemaatini seviyorum diyorum. Süleyman Hilmi Tunahan’ı seviyorum. Abdülbaki Erol Hazretlerini seviyorum. Bütün müminleri seviyorum diyorum. Entel dantel üslubuna girmiyorum. Ben sevgimi her zaman her yerde açıkça ifade ediyorum. Korkak ve çekingen, samimiyetsiz tavırlar felaket ve uğursuzluk getirir, başka bir şey olmaz.
(A9 TV; 26 Ekim 2015)
Adnan Oktar
-
Müslümanın, münafıkla karşı karşıya geldiğinde hemen Müslümanlara sarılması lazım. Aklı başında Müslümanlardan yardım alması lazım. Çünkü o anda şeytanla tartışıyor, şeytan en büyük alimdir. Şeytanın ilmiyle baş edemez. Mesela “Bir kelimeyi ne amaçla söyledi, hangi ruh halinde neresi zayıf, zaafları nedir?” O şeytani bir yetenekle onu hemen tespit eder. Onun için donuk ve durgun olan müminleri özellikle çok iyi kollamak lazım. Münafığın atlama, sıçrama gücü çok yüksek olur.
(A9 TV; 25 Ekim 2015)
Adnan Oktar
-
Münafık, Müslümanların dağılmasını ister. Çünkü onların dağılması durumunda kendi suçunun yok olacağını düşünür. Yani suç dağılımı olacak, herkes yapıyor olacak, o da rahatlayacak. Onun için Müslümanları dağıtmak için sürekli fırsat kollar. Mesela asrımızda ne yapabilir? İnterneti kullanabilir, bilgisayarı kullanabilir. Dedikoduyu kullanabilir.
(A9 TV; 25 Ekim 2015)
Adnan Oktar
-
Münafık o kadar tembel ve lakayttır ki ve o kadar egoisttir ki beynini şeytana bırakır. Şeytan ona müthiş bilgiler verdiği için bu sefer kendine hayran olur, o şeytanın verdiği bilgilerden dolayı. Yani o lafazanlığı, hazırcevaplığı ile saf, durgun akıllı Müslümanları çok kolay kandırır münafık.
(A9 TV; 25 Ekim 2015)
Adnan Oktar
-
Münafık o kadar iradesizdir ki aslında biraz irade kullansa şeytana teslim olmaz. Ama beynini de bırakıyor şeytana. Halbuki dirense kurtaracak.
(A9 TV; 25 Ekim 2015)
Adnan Oktar
-
Hz. Mehdi (as) cemaati Hicri 1506’ya kadar devam ediyor. Hicri 1506’dan sonra tebliğin şekli, sistemi tamamen değişiyor. Yani artık Müslümanlar adeta masonluk gibi çok gizli özel işaretlerle görüşüyorlar, özel sembollerle tanışıyorlar. Çünkü Müslüman olan herkesi öldürecekler. Kuran yakılacak, ibadete ait hiçbir şey yok. Camiler yıkılacak, mescitler yıkılacak. Kabe’yi yıkacaklar, Kabe’nin dümdüz arazisi kalacak. Mukaddesata ait hiçbir şey bırakmayacaklar.
(A9 TV; 25 Ekim 2015)
Adnan Oktar
-
Adam diyor ki, “Niye dünyada zorluk var?” Kardeşim ayrılamıyorsun başka türlü. Münafık, mümin, muttakiyle, iyilerin ayrılması için bu zorlu ortam şart. Yoksa kolayda hepsi geçiyor, münafık da geçiyor. Ama zorda takılıyor münafık, geçemiyor.
(A9 TV; 25 Ekim 2015)
Adnan Oktar
-
Münafığın konuşma gücü çok şaşırtıcıdır. Yani öyle herhangi bir mümin baş edemez. Çünkü o iki de bir kendi kulvarına çeker. Mümin boş bulunur, onun kulvarına girer. Hâlbuki sürekli Kuran’la cevap verilmesi lazım. O şeytani moda girdiği için hep şeytani konuşur. Mümin de boş bulunup onun kulvarına giriyor. O da bu sefer zekâyla konuşuyor. Hâlbuki münafıkla zekaya karşılık akılla konuşulur.