Sen Kuran’a uyarsan trip atmak sana çok ilkel, çok sıradan, basit, münasebetsiz bir hareket olarak gelir. Kuran’a tabi olmazsan mürşit kim olur? Şeytan olur. Sana trip de attırır, alaycı da konuşturur, münasebetsizlik yaptırır, hırçınlaştırır, kavgacılık yaptırır. Ara bozar. Sevgisizlik meydana getirir, iç enerjini yok eder.
İttihad-ı İslam’da müzik var, resim var, heykel var, sanat var. İpek de giyersin, altın da takarsın, eğlenirsin, gülersin, beş vakit namazını da kılarsın, Kuran okursun, istediğin kitaplardan da okursun, herkes hür ve özgür olur.
(A9 TV; 24 Eylül 2015)
Adnan Oktar
-
Zannediyorlar ki Hz. Mehdi (as) çıkınca mevcut bağnazlığın on misli olacak. Öyle değil. Mevcut bağnazlığın yüz misli gidecek, normal insani bir hayat olacak.
(A9 TV; 24 Eylül 2015)
Adnan Oktar
-
Hükümet tutucu bir hükümet değil, dışa dönük bir politika izlesin. Sanatçıları kucaklasın. Neşeli, böyle hayat dolu bir Türkiye’yi hedeflesin. Kaliteyi, güzelliği, estetiği esas alan bir politika izlenmesi lazım.
(A9 TV; 24 Eylül 2015)
Adnan Oktar
-
Korucu kardeşlerimiz hiçbir şekilde devlete küsmesinler, buna çok dikkat etsinler. Bazen bir aksilik olduğunda devlete küsme eğiliminde oluyorlar. Olacak iş değil bu. Çünkü kendi bindiğin dalı kesiyorsun. Kendi sistemini yok etmiş oluyorsun. Devlet küsülecek bir müessese değildir. Devlet tamir edilir.
(A9 TV; 23 Eylül 2015)
Adnan Oktar
-
Her suni mehdi hareketi, istese de istemese de Mehdiyet’e hizmet eder.
(A9 TV; 23 Eylül 2015)
Adnan Oktar
-
Yorulursan Allah’a sevgin az demektir. Yorulmazsan Allah’ı çok seviyorsun demektir. İnsan aşkla sevdiğine sevgisini göstermekten yorulmaz. Biz yayında bu konuşmalarımızla Allah’a sevgimizi gösteriyoruz. Ben de Allah’a olan aşkımı gösteriyorum. Sevgili öyledir. Eğer seviyorsan sevgilin için her şeyi yaparsın. Yapmıyorsan sevmiyorsun demektir.
(A9 TV; 22 Eylül 2015)
Adnan Oktar
-
Biz Müslüman öldürmeyiz, Müslüman kanı akıtmayız. Müslüman öldürmeye bizi teşvik eden de ahlaksızdır. Haysiyetsiz, şerefsizdir. Yani kim bizi, “Şu Müslüman topluluğu vurun, öldürün” diye teşvik ederse kahpe ve ahlaksızdır. Operasyon yapacaksak PKK’ya yaparız. Onları öldürmeye de niyetimiz yok, sadece hapsederiz.
(A9 TV; 21 Eylül 2015)
Adnan Oktar
-
Yiğitlik üstün bir özellik ve sırf insan için var. Bunun sonucunda ya şehit oluyor ya gazi oluyor. Ama meleklerde öyle bir şey yok. Savaş oluyor, hiçbir şey olmuyor meleğe. Sabretmesi diye de bir konu yok. Onun için Allah, takvaysa, güzel ahlaklıysa insanı melekten üstün yaratmış. İnsan, melekleri kat kat geçebiliyor.
(A9 TV; 21 Eylül 2015)
Adnan Oktar
-
Sanatçıya saygı, sevgi gerekir, şefkat gerekir, teşci gerekir. Bunlar yok. O zaman sanat ruhu da olmuyor. Hiçbir sanatçı yeni bir parça üretemiyor, yok. Hükümetin bunun bir milli felaket olduğunu görmesi lazım. Milletin neşesi kaçtı. Böyle mukaddesatçılık olmaz. Sevgiyle, şefkatle, müzikle, eğlenceyle, sanatla yeniden canlanmamız gerekiyor.
(A9 TV; 20 Eylül 2015)
Adnan Oktar
-
Kaderde Türkiye’nin bölünmesi yok. Eğer pergel Türkiye’nin üstünde dönmüş olsaydı Türkiye parçalanırdı, kimse de onu durduramazdı söyleyeyim, Allah’ın izniyle. Ama öyle bir şey yok. Dolayısıyla PKK boş yere ters düz takla atıyor, havalarda uçuyor. Ama kader içerisinde onların helakı var. Helak olacaklar, PKK helak olacak.
(A9 TV; 20 Eylül 2015)
Adnan Oktar
-
“Dünyada çileler var, acılar var” diyor. Sen Allah’a tam bir tevekkül et de bak bakayım acı çekiyor musun? Allah acıyı bilir ama acı çekmez. İnsan da acıyı bilecek ama tam tevekkül ederse acı çekmez. O sırrı, tam tevekkülün sırrını bulmak lazım.
(A9 TV; 20 Eylül 2015)
Adnan Oktar
-
Özgür dünya, özgür insanlık, özgür ruh yaratıcıdır; o zaman telif gücü olur. O zaman sanatta, bilimde ilerleme olur. Ama baskıcı devlet anlayışında halk felç olur.
(A9 TV; 20 Eylül 2015)
Adnan Oktar
-
Özgürlük olsun, demokrasi olsun. Bunun için herkes alabildiğine mücadele versin. Çünkü özgür ortamda akıl, sanat, bilim, gelişir. Devlet baskıcılığında akıllar dumura uğrar. İnsanın telif gücü olmaz. Sanatçı çıkmaz, bilim adamı çıkmaz. Sanayi de dumura uğrar, insanlar çalışma şevklerini kaybederler.
(A9 TV; 20 Eylül 2015)
Adnan Oktar
-
Allah burayı eğlence yeri olarak yaratmadı. “Beni unutursanız, Ben de sizi unuturum” diyor. Allah’ın aradığı aşktır. Kendisini delice bir aşkla seven olmazsa yıkar kavurur, bu kadar.
(A9 TV; 19 Eylül 2015)
Adnan Oktar
-
2019’lar, 2021’ler artık deccaliyetin gerileyeceği, çökeceği yıllar. Ama bu aralar felaket ve helaket yıllarıdır. Ben masonlara da söyledim, “Kan durmaz” dedim. “Devam edecek” dedim. Duracak olsa söylerim. Ama bir süre sonra kesilecek. İnsanlar buna sabredecekler. Üzülerek değil, tevekkül ederek.
(A9 TV; 19 Eylül 2015)
Adnan Oktar
-
Türkiye’nin zorda olması, Ortadoğu’nun zorda olması Mehdiyet planının bir şartı, yani kaderin bir şartı. O plan gereğince bunlar oluyor ve olmaya da devam edecek. Ahir zamanda Suriye’nin parçalanması, Irak’ın parçalanması tamamen Mehdiyet’le ilgilidir. Hadislere baktığımızda bu, ışık gibi görünür. Çok açık sarihtir.
(A9 TV; 19 Eylül 2015)
Adnan Oktar
-
Allah'ın dünyayı niye yarattığını anlayacaklar. Onlar zannediyor ki böyle kayak yapsınlar, denizde gidip yüzsünler, eğlensinler diye. Onun için yaratılmadı dünya. Allah sadece sevdiklerini seçmek için yaratıyor dünyayı, o kadar. Kendi rızasının aranması için. Eğlence yeri zannediyor insanlar. Yanlış biliyorlar.
(A9 TV; 19 Eylül 2015)
Adnan Oktar
-
PKK bir anda bitecek bir şey değil, çünkü fikri alt yapısı devletin okul kitaplarında bilimsel bir gerçekmiş gibi anlatılıyor. Devlet Darwinist-materyalist sistemi savunuyor zaten. Dolayısıyla Darwinist-materyalist eğitim devam ettikçe bu taun da devam edecektir.
(A9 TV; 19 Eylül 2015)
Adnan Oktar
-
Önce PKK denen bir illet olacak ki milli uyanış olsun, o olmasa pek olmazdı. Yani firavun olmayınca Musa olmuyor. Nemrut olmayınca İbrahim olmuyor. Deccal olmayınca da Mehdi olmuyor.
(A9 TV; 19 Eylül 2015)
Adnan Oktar
-
İslam derin iman, Allah’ı çok sevmek. Allah’ı sevdirebiliyor musun? Yok. Kendin seviyor musun? Hiç sevmişe benzemiyorsun. Allah’tan korkmak ve Allah’ı çok sevmek; bunun sağlanması gerekiyor. Bunu sağladıktan sonra dinin anlaşılmayacak bir yönü yok. Bilmiş bilmiş böyle tepeden, üst perdeden anlatımlara gerek yok.