Sabretmek ve tevekkül etmek. Allah’ın sevdiği, beğendiği iki ahlak özelliği. Tevekkül ne demek? Demek ki büyük olaylarla karşılaşacak mümin ki tevekkül edecek, sabredecek. Telaşlanmıyor, üzülmüyor, korkmuyor o zaman.
Allah’ın vaadi için olan vakit şu an bitti. Yani kıyamete yaklaşık yüz yıllık bir zaman var. Bu yüzyılın dışında hakimiyet için vakit yok. Onun için masonluk da artık kararını vermek durumunda, Tapınak Şövalyeleri de karar vermek durumunda, Sanhedrin de karar vermek durumunda, derin dünya devleti de karar vermek durumunda. Çünkü öbür türlü dünya tamamen yıkılacak. İttihad-ı İslam’ı artık uygulamanın vakti geldi.
(A9 TV; 28 Mayıs 2015)
Adnan Oktar
-
Göz çok harika bir organ. Sen mutasyonla, alelade bir şeyle oldu diyorsun. Alelade bir şey onu yapmaz. Alelade bir şey seni kör yapar. Mutasyon seni ayakta duramayacak hale getirir. Mutasyon ancak körlük, sağırlık yapar. Mevcut sistemi yok eder. Başka bir şey olmaz.
(A9 TV; 28 Mayıs 2015)
Adnan Oktar
-
Allah gerçek anlamda dindarlığı kastediyor. Yoksa bir sosyal hayatı var, bir de kenardan din; böyle bir şey yok. Sosyal hayat diye bir şey olur mu? Din her yere hakimdir. Müminin her şeyine hakimdir. Ne demek sosyal hayat? Bebek’e gezmeye gidersin, Allah’ın rızası ona hakimdir.
(A9 TV; 28 Mayıs 2015)
Adnan Oktar
-
Allah’ı sevmek hem zevklidir, hem bereketlidir, hem kalbe bir suhulet, ferahlık verir. Hem de bereket çabuk görülür. İnsanın hayatındaki nizam, intizamdan kendini gösterir.
(A9 TV; 28 Mayıs 2015)
Adnan Oktar
-
Allah dünyada milyonlarca, milyarlarca, trilyonlarca harika yaratıyor, saymakla bitecek gibi değil. Allah nimetin takdirini istiyor, sanatının görülmesini, sanatının ayrı ayrı takdir edilmesini istiyor. Allah, “Gruplara ayırıp anlatsanız yine bitiremezsiniz nimetleri” diyor.
(A9 TV; 28 Mayıs 2015)
Adnan Oktar
-
Peygamberimiz (sav)’in imani gücü sahabeyi coşturmuş. İmanlı bir insanın insanlar içinde olması muazzam bir şeydir. Onun için şeyhleri severler, tarikat şeyhlerini. İmanları güçlü olduğu için, en azından öyle gördükleri için etrafındaki insanlar.
(A9 TV; 28 Mayıs 2015)
Adnan Oktar
-
Ölüm, müslüman için öyle uğraştırıcı bir şey değildir. Birden rüyadan kalkma şeklinde oluyor. Allah “kolayca” diyor, tam kolaylık anlamında söyler Allah, yarımı kolay diye söylemez. Mesela adam biraz acı çekiyorsa, biraz zorlanıyorsa onun adı kolaylık olmaz. Sıfır zorluğa kolaylık denir.
(A9 TV; 28 Mayıs 2015)
Adnan Oktar
-
Allah güzel bir imtihanla imtihan ediyor. Aslında güzel bir eğitim aynı zamanda. Sonunda olgunluk oluyor, nezaket oluyor, cennet ahlakına uygun bir kişilik oluyor.
(A9 TV; 28 Mayıs 2015)
Adnan Oktar
-
İnsan gözde büyütürse sabırda çok zorlanır. O zaman tahammül etmesi gerekir. Tahammül ayrı, sabır ayrıdır. Sabır zevkle yapılan ibadettir. Rahatlıkla yapılan ibadettir.
(A9 TV; 28 Mayıs 2015)
Adnan Oktar
-
Bir şey oluyor, sabrediyoruz. Ama sabrı safha safha daha güçlendiriyoruz, daha geliştiriyoruz. Bu ne? Eğitim. Nereye eğitim? Cennete eğitim. Allah bir avuç mümini seçiyor, burada eğitiyor. Doğrudan gidildiğinde Hz. Adem (as)’ın ilk baştaki konumu meydana geliyor. Olmuyor yani. Eğitim olduğunda kafa yerine geliyor. Kişilik yerine geliyor, nimetin kıymeti biliniyor.
(A9 TV; 28 Mayıs 2015)
Adnan Oktar
-
Allah çok kapsamlı imtihan ediyor. Öyle sıradan bir imtihan olmuyor. Ciddi bir imtihan var, ciddi bir eğitim var. Sırf imtihan değil, adı imtihan da aslı eğitim.
(A9 TV; 28 Mayıs 2015)
Adnan Oktar
-
Kuran'ın hikmeti önemlidir. Onun üstünde duracaksın. Yoksa istersen 10 dakikada çok sayıda ayet okuyabilirsin. Büyük bir süratle okuyabilirsin. Ama Kuran tertil üstüne ve düşünülerek, açılarak, hikmeti gittikçe çözülerek okunması gereken bir Kitap’tır.
(A9 TV; 27 Mayıs 2015)
Adnan Oktar
-
Küfür hiçbir şey yapamıyor. Mesela PKK bir şeyler yapmak istiyor, Allah belalarını veriyor. Hitler bir şey yapmaya kalktı, Allah belasını verdi. Mussolini bir şey yapmaya kalktı, Allah belasını verdi. Stalin, Lenin bir şey yapmak istediler, Allah belalarını verdi. Allah hepsine belalarını veririm, başarılı olmazlar diyor.
(A9 TV; 27 Mayıs 2015)
Adnan Oktar
-
Küfrü beğeniyor, kafasında büyütüyor, oradan bir şey çıkacak zannediyor. Halbuki küfre daldıkça bereketsizlik, bela, çirkinlik buluyor. Başka bir şey bulamıyor. Batağın içinden ne çıkar? Batak çıkar. Başka bir şey çıkmaz.
(A9 TV; 27 Mayıs 2015)
Adnan Oktar
-
Büyüklük hissi züppeliğe sebep oluyor, densizliğe sebep oluyor ve en fecisi kişi zavallı konuma düşecek şekilde akılsız oluyor. Mesela seri şekilde yalan söylüyor aptal aptal. En aptalın söylemeyeceği şekilde mantıksız konuşmalar yapıyor. Ruhunda müthiş bir anarşi oluyor, delice bir anarşi oluyor. Küfre çok yatkın oluyor.
(A9 TV; 27 Mayıs 2015)
Adnan Oktar
-
Ayette Allah Hz. Musa (as) için “Onu esaslı bir denemeden geçirdik” (Taha Suresi, 40) diyor. İmtihandan geçirdik. Ondan sonra ulu'l azim peygamber oluyor. Alelade olaylar olsa herhangi bir insan olurdu o zaman. Ama olağanüstü imtihan edilince olağanüstü insan olmuş oluyor.
(A9 TV; 27 Mayıs 2015)
Adnan Oktar
-
Materyalistler, “Madem Allah var, dünyayı bir anda cennete çevirsin. Niye bu acılar sıkıntılar var?” der. Akla bak, sen imtihan olmaya gelmedin mi buraya? Eğlenmeye gelmediğine göre, imtihana geldiğine göre tabii ki acı sıkıntı olacak. Zorluklar olacak. Zorluk olmadan nasıl imtihan olacaksın sen?
(A9 TV; 27 Mayıs 2015)
Adnan Oktar
-
İnsanların, bu kadar acı çekmelerine rağmen dinin önemini fark edememeleri hayret verici. Halbuki normal bir dindar bayağı huzurlu yaşar, bayağı güzel yaşar.
(A9 TV; 27 Mayıs 2015)
Adnan Oktar
-
Biz Cumhuriyet Halk Partisi’ni dindar olması için daima teşvik ettik ve bayağı da güzel yol aldılar. Dindar çizgiye doğru çok güzel hamleler yaptılar. Ama her adımları onların burnundan getirilirse, her adımlarında olumsuz sözler edilirse o zaman dindarlığa karşı tavır almak durumunda kalabilirler bir kısmı. Bu da iyi olmaz. Diğer konularda eleştirsinler ama din konusunda bence yanlış oluyor. Çünkü onların dindar olması bütün Müslümanların lehine olan bir şeydir.
(A9 TV; 27 Mayıs 2015)
Adnan Oktar
-
Bir sanatçıyı başı derdine bırakmak çok büyük bir vicdan eksikliğidir. Bir kere sanatçı geçim derdinde olmayacak. Bayağı mükemmel bir hayat sağlanması lazım. Devletin birçok imkanı var. İmkanları sanatçının ayağının altına sereceksin, o da sanatını rahat rahat icra edecek. Sen adamı hayat mücadelesine mecbur edersen nasıl o sanatçılık yapsın? Nasıl sanatını icra etsin?