PKK'yı ideolojik yönde ezdiğimiz, gerçek yüzünü gösterdiğimiz için insan içine çıkacak halleri kalmadı. Artık herkes aşağılıyor PKK'yı. Eskiden kendilerince yüceltiyorlardı, “kutsal” gibi gösteriyorlardı.
İslam toplumu bayram toplumu. Sokakta gidiyorsun, yoruldun, bir kapıyı çalıyorsun, “Selamun aleyküm” der, içeri girersin. “Beraber yemek yiyelim” der ev sahibi, oturur yersin. Akşam, “Aman kal” der, istersen kalırsın. Müslümanlık böyle, sahabe dönemi böyleydi. Sonra unutuldu bu.
(A9 TV; 31 Ekim 2015)
Adnan Oktar
-
Allah seni sevsin, cayır cayır yansan da ateşte, gönlün güllük gülistanlık olur. Ateşten kimsenin çekinmesi olmaz, orada ıstırap verici olan Allah’ın dostluğunu kaybetmektir. Onu anlamıyorlar. Sırf sanki ateşten korkmak gibi düşünüyorlar. Sen Allah’ın muhabbetini sonsuza kadar kaybetmiş oluyorsun, bu müthiş bir felaket.
(A9 TV; 31 Ekim 2015)
Adnan Oktar
-
Allah korkusu deyince silahtan bıçaktan korkmak gibi anlıyorlar. Allah korkusu Allah’ı darıltmaktan, O’nun sevgisini kaybetmekten çekinmektir.
(A9 TV; 31 Ekim 2015)
Adnan Oktar
-
Kuran’da Allah’ın namazı ölçü aldığını görüyoruz. Çünkü ayette, cehennem ehline sorulur: "Sizi şu cehenneme sürükleyip-iten nedir?" Onlar diyor ki; “Biz namaz kılanlardan değildik” diyorlar. Demek ki hayati bir ölçü. Namaz zevkli, güzel, bereketli, nurani bir ibadettir. Allah’ın bir lütfudur.
(A9 TV; 30 Ekim 2015)
Adnan Oktar
-
Mümin imanını hiçbir şekilde bırakmak istemez, ödü kopar. İşte imanını bırakmak istememesi, imandır. Yoksa vesvese gelir, düşünür. Ama bilinçaltında iman ediyor. Bir kere Allah’a inanmış.
(A9 TV; 30 Ekim 2015)
Adnan Oktar
-
Bilinçaltındaki samimi imana denir iman diye. Yoksa insanın aklı zaten gelir gider. Yani her tür düşünce kayıp geçer. Mesela, şu doğru mu bu eğri mi.. Beyin bu. Acayip fırtına şeklindedir beyindeki fikirler. O imanla ilgili değil. Onun adı vesvesedir. İman oturmuş bir şeydir. Yani bilinçle vicdanla iç içe olan, iç samimi kanaate iman denir.
(A9 TV; 30 Ekim 2015)
Adnan Oktar
-
Bütün ömrü mümin olarak geçmiş bir insanın, “Ölüm anında acaba imanımı muhafaza edebilecek miyim” diye endişe etmesi şeytandan bir vesvesedir. Bunu hiç kaale almalarına gerek yok. Böyle bir şey olmaz. Yani içten, bilinçaltındaki iman esastır. Yoksa kişinin aklına birçok şey gelebilir, onların hiç geçerliliği yok. Allah onun bütününe bakar.
(A9 TV; 30 Ekim 2015)
Adnan Oktar
-
Bir kısım Müslümanlar diyor ki, "Ben iyi insanım, bana bela gelmez." O çok acayip bir şey olur. İmtihan ortamında sen hususi olarak çok ciddi şekilde kollanırsan, bu aklın ihtiyarını alır. Senin de aklın ihtiyarını alabilir. Sen de imtihan oluyorsun. Onun için mesela peygambere de hastalık geliyor.
(A9 TV; 29 Ekim 2015)
Adnan Oktar
-
Dünyaya hırsla bağlanmak insanlarda delice bir gayrete dönüşüyor. Bu sefer dünya onlardan kaçıyor, onlar onu kovalıyor. Ticaret onlardan kaçıyor, onlar ticareti kovalıyor. Para onlardan kaçıyor, onlar parayı kovalıyor. Müslüman’da da tam tersidir. O Allah'a doğru gider. O Allah'a doğru giderken, mal-para onu kovalar, onun peşinden gider.
(A9 TV; 29 Ekim 2015)
Adnan Oktar
-
Kalplerin mutmain olmasının yolu; İslam’a hizmet etmek, Kuran'ı anlamak, Allah'ı çok sevmek, Allah'tan korkmak, Allah'a sürekli yakın olmak, Allah'a hüsn-ü zan etmek. Allah'a suizan edilmez, her seferinde mahcup olur yapan. Hikmetini anlamadığı için suizan ediyor.
(A9 TV; 29 Ekim 2015)
Adnan Oktar
-
Müminlerden uzak durmak demek, Allah’tan uzak durmak demektir. Kuran’dan uzak durmak demek, Allah’tan uzak durmak demektir. İslam davasından uzak durmak demek, Allah’tan uzak durmak demektir.
(A9 TV; 29 Ekim 2015)
Adnan Oktar
-
Sen nereye gitsen zaten Allah’tan uzaklaşamazsın. Allah senin şah damarından daha yakın. Nereye kaçıyorsun? Kaçmakla Allah’tan uzaklaşacağını zannediyor, İslam’dan, Kuran’dan uzaklaşacağını zannediyor.
(A9 TV; 29 Ekim 2015)
Adnan Oktar
-
Sen Müslümanları bir yana bırakıp ticarete koşuyorsun ama dünya ticaretinden senin kazanacağın bir şey olsa bile o dünyada kalacak. Sen süratle ölüp gideceksin.
(A9 TV; 29 Ekim 2015)
Adnan Oktar
-
Peygamberimiz (sav)’i dinlemek için, bir yerde toplanmaları gerekiyor. “Ticaret var” diyorlar, “Mal geldi” herkes koşuşturuyor. Peygamberimiz (sav)’i ayakta bırakıyorlar. O koştukları her adımın hesabını verecekler. Peygamberi ayakta bırakmanın her dakikasının, her saniyesinin hesabını verecekler.
(A9 TV; 29 Ekim 2015)
Adnan Oktar
-
Uçağa bindiğin andan itibaren, uçakta otururken, indiğinde, yollarda gezinirken Allah sana soracak; “Müslümanlardan neden uzak oldun, İslam’dan neden uzak oldun, neden Allah’ın dinini yaymadın?” diye. Çünkü Allah diyor ki; “Ne alışveriş, ne ticaret onları Allah’ı anmaktan alıkoymaz.” Seni alıkoyuyor.
(A9 TV; 29 Ekim 2015)
Adnan Oktar
-
İslam’dan, Kuran’dan, Müslümanlardan uzak olduğun her dönemde, her saniye aleyhine günah yazılıyor, her saniye. O her saniyenin hesabını vereceksin. İslam’dan uzak, Kuran’dan uzak, Müslümanlardan uzak yaşamak haramdır. Sen onu kolay bir şey zannediyorsun ama o her saniyeyi ahirette açıklayacaksın.
(A9 TV; 29 Ekim 2015)
Adnan Oktar
-
En büyük hata; kişi hastalanıyor, ilaç alıyor, “İlaçla ben bunu geçiririm” diyor. Diyeceksin ki samimi olarak, “Ya Rabbi bu ilacı vesile et”. Veyahut yaralanıyor vücudu, bir şey oluyor, antibiyotik sürüyor, “Tamam, bu halleder” diyor. Öyle değil, “Ya Rabbi bunu vesile et” diyeceksin. O zaman o ilacı putlaştırmış olursun. İlacı yaratan, ilaca o gücü veren Allah. Beyninde onu gösteren de Allah.
(A9 TV; 29 Ekim 2015)
Adnan Oktar
-
Allah “Müminler ancak kardeştir” diyor. (Hucurat Suresi, 10) Velisin, yani onu hiçbir şekilde zor durumda bırakamıyorsun. Her şeyinden sorumlu oluyorsun. Bütün toplum herkes birbirinden sorumlu oluyor. O zaman cennet gibi bir ortam meydana geliyor.
(A9 TV; 29 Ekim 2015)
Adnan Oktar
-
Mehdi (as) en yüksek vicdandaki insandır. Siyasetçi değildir. Sadece sevgi öğretmenidir. Herkesin birbirini sevmesini sağlar, şiddeti ve dehşeti ortadan kaldırır. Sevgiyi geliştirir.
(A9 TV; 29 Ekim 2015)
Adnan Oktar
-
Atatürk kaliteyi halka göstermek için bizzat kendinde ve çevresinde uyguladı. Valsi gösterdi, şık giyinmeyi gösterdi, kravat, gömlek, ceket her şeyin en şık ve en güzelini gösterdi. Böyle olun dedi halka, örnek oldu.